HİRE, Cilt 3, Sayı 2, Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Öğe
    Türkiye’de yöresel çayların markalaşma süreci: Çaykur 42 numaralı Tirebolu Çayı örneği
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) Akgün, Ahmet Can
    Günümüzde işletmeler, artan rekabet ortamında pazar payını artırmak amacıyla ürün gamını (çeşitliliğini) genişletmektedir. Bu bağlamda farklı pazar dilimlerine girerek marka genişletme stratejileri aracılığıyla alt markalar yaratmaktadır. Bu çalışmada, yaş çay alımı bakımından en yüksek paya sahip olan ulusal çay markası Çaykur’un yöresel alt markalarından biri olan “42 Numaralı Tirebolu Çayı” ele alınmıştır. Amaçsal örneklem bağlamında seçilen alt markanın markalaşma süreci ve marka yönetimi analiz edilmeye çalışılmıştır. Niteliksel bir araştırmaya dayanan ve monografik yöntem ile analizi yapılan bu alt markaya dair elde edilen veriler ışığında yeniden konumlandırma önerilerinde de bulunulmuştur. Araştırma bulgularına göre sosyal referans (arkadaş grubu onayı) ve viral pazarlama uygulaması “42 Numaralı Tirebolu Çayı” nın markalaşma sürecinde olumlu bir etki yarattığı saplanmıştır.
  • Öğe
    Televizyonda aşırı tüketimi tavsiye edilmeyen gıda reklamları için besin profili modelinin değerlendirmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) Yılmaz, Yalçın
    Televizyonun içeriğini oluşturan programlar ve reklamlar, kullanılan simgeler ve sunuş biçimiyle çocukların davranışlarını, tüketim alışkanlıklarını ve algılarını etkilemektedir. Özellikle küçük yaş grubuna yönelik reklam yayınları, sağlıksız olarak nitelenen gıdalardan şeker ve enerji içeriği yüksek, besleyici değeri düşük olan ürünlere ilgiyi artırmaktadır. Ticari kaygılarla çocukların istismar edildiği reklamlar, bütün ülkelerde dikkatle izlenmekte ve düzenleyici kurumlar tarafından tedbirler geliştirilmektedir. Çocukların da izlediği programlarda hangi gıdaların reklamının yapılabileceği, hangilerinin ise yapılamayacağı, reklam mesajlarının içeriği gibi konular diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de bazı düzenlemelere tabidir. Bu çalışmada, dünyanın çeşitli ülkelerinde televizyondaki gıda reklamlarına ilişkin uygulamalara ve getirilen sınırlamalara değinilmekte; Türkiye’de ise Radyo ve Televizyon Üst kurulu (RTÜK), Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nın televizyondaki gıda reklamlarıyla ilgili düzenlemeleri tartışılmaktadır. 27.03.2018 tarihli “Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” gereği Sağlık Bakanlığı ile RTÜK işbirliğinde hazırlanan Besin Profili Modeli ve televizyondaki uygulamaları betimleyici bir yaklaşımla incelenmektedir. Çalışma sonucunda, reklamların “Kırmızı”, “Turuncu” ve “Yeşil” kategori içerisinde tanımlanmasının, yanlış beslenmeyi teşvik eden abur-cubur reklamlarının yayınına, “akar bant mesajı” zorunluluğu dışında bir etkisinin olmadığı ve besin profili modelinin ülkemizde henüz yeterince anlaşılamadığı görülmüştür.
  • Öğe
    Dijital diplomasi ve sosyal medya: Barış pınarı harekâtı kapsamında Türkiye Washington büyükelçiliğinin Twitter kullanımı
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) Özdemir, Murat
    Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve yaygınlaşması, küreselleşen dünyada pek çok değişimi beraberinde getirmiştir. Bu değişim, toplumun tüm yönlerini etkilediği gibi iletişim süreçlerini de etkilemiştir. Yeni medya ve yeni iletişim teknolojilerinin bu etkisi, devletlerin ya da iktidarların uluslararası halklarla olan ilişkilerine yansımış, devletlerin diplomasi pratikleri, yöntemleri değişmiştir. Gelişen teknolojilerle beraber dijital diplomasi anlayışı ön plana çıkmış ve yeni iletişim teknolojilerinden faydalanılarak diplomatik girişimlerde bulunulmuştur. Hedef kitlelere yönelik yapılan kampanya, strateji ve yöntemler sosyal ağlar üzerinden gerçekleştirilmekte, herhangi bir konuda devletlerin aleyhinde gerçekleşecek olumsuz durumlar karşısında anlık bilgilendirme yapılabilmektedir. Dijital diplomasi, geleneksel diplomasi anlayışından farklı olarak etkileşime dayalı, iki yönlü ve diyaloglara açık bir süreci temsil eder. Sosyal medya ağları ve kanalları, bu temsil sürecinin en önemli aktörleridir. Bu çalışmada, dijital diplomasinin amaçları doğrultusunda Türkiye Washington Büyükelçiliğinin Barış Pınarı Harekâtı konusunda Twitter kullanımı incelenmiştir. Çalışmanın amacı, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı kapsamında Washington Büyükelçiliğinin dijital diplomasi kanallarını etkin bir şekilde kullanıp kullanmadığını sorgulamaktır. Çalışmada yöntem olarak içerik analizi kullanılmış ve büyükelçiliğin harekât boyunca #OperationPeaceSpring etiketiyle paylaştığı içerikler analiz edilmiştir. Çalışmada üç hipotez belirlenmiş ve etkileşim, cevap verme gibi genel kriterlere bakılarak hipotezler sınanmıştır. Çalışma sonucunda, Türkiye Washington Büyükelçiliğinin Barış Pınarı Harekâtı konusunda Twitter kullanımını etkin bir şekilde gerçekleştirmediği görülmüştür.
  • Öğe
    Dijital yerlilerin mobil reklamlardaki rolü ve tercihleri üzerine bir araştırma
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) Ak Tulgar, Mehtap
    Günümüzde cep telefonu, tablet gibi kişisel mobil cihazlar bireylerin yaşamının her alanında yer almaktır. Mobil telefonlar sadece bireylerin sesli iletişim kurmalarını sağlamamakta, aynı zamanda bilgi edinme, eğlenme ve sosyalleşme aracıda olmaktadır. Bireylerin hayatlarında mobil cihazların fazlasıyla yer edinmesi, firmaların müşterilerine mobil cihazlar üzerinden tanıtım amaçlı ürün, hizmet gibi pazarlama mesajlarını iletmesine kolaylık sağlamıştır. Mobil reklamlar işletmelere bazı fırsatlar sunmaktadır. Geleneksel reklamların aksine mobil reklamlar kişiselleştirilmiş mesajlar içermektedir. Bundan dolayı da, müşterilerin reklamdan etkilenmeleri ve marka bilinci artmaktadır. Firmalar, hedef kitleleriyle alakalı veri toplama olanağı sağlamaktadır. Hedef kitlelerine sadece ürün tanıtım mesajları göndermemekte, aynı zamanda bilgilendirme, hatırlatma ve özel günlere (doğum günü, anneler günü vb.) ait mesajlar da göndermektedir. Mobil ortamda firmalar mesajlarını etkili hale getirebilmek için hedef kitlelerini iyi tanımları gerekmektedir. Günümüzde dijital tüketicileri, dijital yerliler ve dijital göçmenler olarak gruplandırılmaktadır. Dijital göçmenler, dijital mecralara sonradan uyum sağlayan bir nesil iken, dijital yerliler ise dijital mecraların içerisinde doğmuştur. Bundan dolayı, yeni hedef kitle olan Dijital Yerlilerin bu platformda nasıl iletişim kurduğu, satın alma ve zamanın çoğunu bu alanda harcamasından dolayı, markalarda yeni hedef kitlenin istek ve ihtiyaçlarına yönelik iletişim stratejilerini belirlemesi gerekmektedir. Dolayısıyla, bu çalışmanın amacı, mobil reklamcılığın dijital yerliler üzerindeki tercihlerini incelemek, mobil reklamlarda içerik, stil ve işlevsellik açısından tercihlerini ortaya koymaktır. Bu çalışmanın evreni; TÜİK verilerine göre, Türkiye’de yaşayan dijital yerlilerin nüfusu; 53.685.908 kişidir. Bu araştırma 10.01.2020 – 10.02.2020 tarihleri arasında eğitim düzeyi fark etmeksizin 13.25 yaş arasında 221birey üzerinde yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak da online anket seçilmiştir. Anketin dağıtımı “Surveymonkey” üzerinden gerçekleşmiştir. Uluslararası Halkla İlişkiler ve Reklam Çalışmaları Dergisi 57 K. Taken Smith (2017)’nin araştırmasında yer alan anket soruları kullanılmıştır. Fakat bu çalışmada anket üç ölçekten oluşmaktadır. Birinci ölçekte “Tercih Ölçeği”, ikinci ölçekte “Genel Beklenti Ölçeği” ve üçüncü ölçekte ise “Kişisel Beklenti Ölçeği” adı altında oluşmaktadır. Ankette toplam 32 soru yer almaktadır. Anket aracılığıyla toplanan bilgiler SPSS for Windows 17.0(Windows 17.0 (Statistical Package For Social Sciences) istatistik programı ile Office Excel programında değerlendirilmiştir. Güvenilirlik analizleri, One-Sample T-Testi ve ANOVA kullanılmıştır. Analiz sonuçları incelendiğinde, katılımcıların eğitim düzeyleri, mobil reklama yönelik tercih ve beklentilerini etkilemediği görülmektedir. Dijital yerliler mobil reklamların içeriksel olarak önemli bilgiler içermesini ve kendilerine yarar sağlayan mesajları almak istemektedirler. Dijital yerlilerin satın alma alışkanları, yaşam tarzları ve ihtiyaçlarına yönelik mobil reklam hedeflemesinin yapılmalarını istemektedirler. Ayrıca analiz sonucunda, reklamın içerik özelliklerinden etkileşimlilik, eğlence ve güvenirlilik algılanan değer üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Covid-19 sürecinde telekomünikasyon şirketlerinin reklam kampanyaları: evde kal kampanyasının göstergebilimsel analizi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) Baştürk, Elif; Eken, İhsan
    Covid-19 sürecinde hayat mottomuz haline gelen “Evde Kal” mesajı ile bireylerin, salgın hastalığın yayılmasını önlemek için evden gerekli olmadıkça çıkmamalarını, çıktıkları takdirde özellikle maske ve insanlarla aralarındaki sosyal mesafeye dikkat etmeleri gibi çeşitli kurallar ışığında yaşamaları hedeflenmektedir. Başka bir ifade ile “yeni normal” yani insanların Covid-19 salgınından dolayı yaşam ve davranış alışkanlıklarının değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Covid-19 sebebiyle insanların iletişiminde yüz yüze iletişim ciddi oranda azalmıştır. Yeni iletişim teknolojileriyle beraber insanların normal hayatlarını devam ettirebilmek için iletişim ortamları da değişmektedir. Bu teknoloji sayesinde eğitimden sağlığa tüm görüşmeler, işler, toplantılar internet sayesinde gerçekleşmeye başlamıştır. İnsanların günlük hayattaki iş pratikleri uzaktan çalışmaya, öğrencilerin eğitimleri uzaktan eğitim şekline dönüşmüştür. İletişim hizmetini sunan telekomünikasyon sektörü ise bilginin taşınması ve haberleşme imkânımızı sağlamasıyla beraber hayatımızın en önemli kilit noktalarından ikisini karşılamaktadır. Haberleşme tüm insanlar için sosyal bir ihtiyaç olarak görülebilmektedir. Covid-19 sürecinde haberleşme önemini gitgide arttırmaktadır. Bu çalışma Covid-19 sürecinde Türkiye’nin önde gelen telekomünikasyon şirketleri olan Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone firmalarının sosyal medya kanallarında yapmış olduğu “evde kal” temalı video reklamlarının göstergebilimsel olarak analiz edilmesi amaçlamaktadır. Yapılan reklam çalışmalarıyla özellikle telekomünikasyon şirketleri farkındalık oluşturarak insan sağlığını korumayı hedeflemektedir. Bu açıdan çalışma incelendiğinde telekomünikasyon şirketlerinin kullandığı göstergeler, gösterenler, mitler ve anlamlar ayrıca önem teşkil etmektedir
  • Öğe
    Covid – 19 pandemisi sürecinde üniversite öğrencilerinin yükseköğretim kurumlarının uzaktan eğitime yönelik stratejilerine ve öğrenme deneyimlerine ilişkin algı düzeyleri
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) Yılmaz Altuntaş, Elgiz; Başaran, Miney; Özeke, Buket; Yılmaz, Hilal
    Aralık 2019’da, Çin’in Hubei eyaletindeki Wuhan şehrinde, nedeni bilinmeyen, tedaviye dirençli pnömoni olguları ile ortaya çıkan ve hızla yayılarak pandemiye neden olan yeni koronavirüsün 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde de resmi olarak saptanmasının ardından olgu sayısı artmıştır. Hasta sayısındaki hızlı artış, hekimlerimizin bir yandan etkilenen hastalara müdahale ederken diğer yandan toplumu ve kendilerini korumayı öğrenmelerini gerektirmiştir. Hastalığın viral ve bulaşıcı olduğunun anlaşılarak pandemiye dönüşmesiyle dünya üzerinde birçok ülkede giderek artan oranda sosyal izolasyon ve karantina tedbirlerine başvurulmuştur. Sosyo-ekonomik ve kültürel açılardan küresel çapta krize neden olan pandemi nedeniyle 2019-2020 eğitim-öğretim yılının bahar döneminde tüm eğitim kurumlarında öğretim uzaktan eğitim aracılığıyla yürütülmeye başlandı. Bu çalışmamızda COVID-19 pandemisi sürecinde çeşitli uzaktan eğitim platformları aracılığı ile öğrenimlerine devam eden Türkiye’de hizmet veren devlet ve vakıf üniversitelerinin öğrencilerinin öğrenim deneyimlerine ilişkin algı düzeylerinin saptanması amaçlanmıştır. Niceliksel bir yöntem olan çevrimiçi anket kullanılarak 180 katılımcıya ulaşılan çalışmamızda sorular Ng (Ng, 2012) tarafından geliştirilen “Dijital Okuryazarlık Ölçeği” ve ölçeğin Türkçe’ye uyarlama çalışması olan “Dijital Okuryazarlık Ölçeği: Türkçe’ye Uyarlama Çalışması” (Hamutoğlu, vd., 2017) kullanılarak hazırlanmıştır. Elde ettiğimiz bulgular; uzaktan eğitim sürecinin öğrenciler arasındaki sosyal ilişkilere katkı sağlamadığını, ancak teknik açıdan becerilerini artırarak sürece uyum sağlamalarını kolaylaştırdığını ve öğrencilerin kurumlarının sundukları uzaktan eğitim platformlarından memnun olduklarını ortaya koymuştur.