İTÜSBD, Cilt 17, Sayı 34, Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 9 / 9
  • Öğe
    ‘The companies act 2006 requires a director to ‘promote the success of the company for the benefit of its members as a whole’ (section 172). critically analyse the scope and impact of this section.’
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018) Erdoğan, Mustafa
    The duty to promote the success of the company for the benefit of its members as a whole is the modern version of the duty of loyalties owed by directors, which is codified in 2006 under section 172 of The Company Act. The section makes various impacts on the directors, shareholders, stakeholders, employees, the community and the business in relation to paying more attention to stakeholders’ interests and benefits during corporate decision-making process. Some academicians state that the section has same approach regarding the ‘promote the success of the company’; however, others state the section is the modern, new, or modified version of the pre-existing law. Therefore ‘the company’s success’, ‘good faith’, ‘benefit members as a whole’ are needed to be evaluated in a wide range. The proposal put forward an idea is that adequately determines the necessity of the Government to strengthen the protection of stakeholders’ interests in companies and still the interests of shareholders are left wholly to the discretion of directors not to any acts.
  • Öğe
    Sözleşmeden doğan ve yasal önalım hakkından feragat
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018) Yavuz, Cansu
    Önalım hakkı, yasal ve sözleşmeden doğan önalım hakkı olarak ikiye ayrılmaktadır. Önalım hakkının türlerinin özelliklerine ve birbirlerinden farklı yönlerine kısaca değindikten sonra esas konu başlığımız olan önalım hakkından feragatın türlerinin neler olduğunu belirtip, her iki feragat türünün etkisine değineceğiz. Biz bu makalede, önalım hakkının feragat yöntemiyle nasıl sona ereceği ve feragatın usulî şeklinin ne olduğu üzerine yoğunlaşarak, önalım hakkından feragatın hangi hüküm ve sonuçları doğuracağından da kısaca bahsedeceğiz.
  • Öğe
    Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin yükümlülükleri ve tabi olduğu yasaklar
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018) Kutgi Taşan, Ayşe Selcen
    Yönetim kurulu anonim şirketin zorunlu organlarından biri olup şirketi idare ve temsil eder. Yönetim kurulu tek üyeli olabileceği gibi birden fazla üyeli de olabilir. Yönetim Kurulu üyeleri devredilemeyen münhasır görev ve yetkilerinin yanında kanunda ve esas sözleşme ile öngörülen başka görev ve yetkilere de sahiptirler. 6102 sayılı TTK’ da yönetim kurulu üyelerinin görevi aslen yerine getirme, pay sahiplerine eşit işlem yapma, özen ve sadakat yükümlülükleri düzenlenmiştir. Sadakat yükümlülüğü kapsamı içinde sır saklama yükümlülüğü ve şirketle işlem yapmama, borçlanmama, rekabet etmeme, müzakerelere katılmama gibi bir takım yasakları da barındırmaktadır. Bu yükümlülük ve yasaklar kanunen sınırlı olmayıp esas sözleşme ile başka yükümlülük ve yasaklar da düzenlenebilir. Yönetim kurulu üyelerinin bu yükümlülük ve yasakları ihlal etmesi, sorumluluklarını gerektirir. Çalışmamızda anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin yükümlülükleri ve tabi olduğu yasaklar, 6102 sayılı kanun kapsamında ele alınacaktır.
  • Öğe
    Hayalet riskler ve nedensellik sorunu
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018) Arslan Demir, Gizem
    Gelişen teknolojiye bağlı olarak ortaya çıkan bazı risklerin varlığı bilimsel çalışmalar açısından tartışmalıdır. Bilimsel açıdan varlığı ve yokluğu hakkında kesin bir karara varılamayan bu tür risklere, hayalet riskler denmektedir. Bilim çevrelerince varlığı hususunda uzlaşma sağlanamayan bu riskler, hukuk açısından da zorluk yaratır niteliktedir. Mahkemeler, bir hayalet riskin zarara yol açtığı iddiasıyla açılan bir davada, bu risk ile zarar arasında nedensellik bağını kurmadan sorumluluk uygulayamayacağı için eldeki çalışmaları çok dikkatli değerlendirmek durumundadır. Zira bir hayalet riskin niceliksel olarak vereceği zararın yanında bu riskin niteliksel özellikleri de toplum açısından ciddi endişelere sebebiyet vermektedir.
  • Öğe
    Syrian entrepreneurs in Turkey: challenges and opportunities
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018) Demir, Ahmet Oğuz
    The Syrian War has led to a refugee crisis due to which over 4.9 million Syrians have fled the country. Turkey holds over 3.5 million Syrian refugees which demands immediate attention for economic and social integration of these refugees. Economic integration has been very problematic due to a lack of labor market integration. Problems still exist after the legal changes in work permit processing for Syrians made in January 2016. Entrepreneurship provides an alternative for economic integration of Syrians into Turkey. In addition, migrant entrepreneurs are able to provide employment opportunities to other migrants as well as locals, increase investment, and boost economic activity. This study focused on finding the problems faced by Syrian entrepreneurs and the opportunities which are available for them in the Turkish market. The authors conducted semi-structured interviews with 10 Syrian entrepreneurs in different districts of Istanbul. The results show that Syrian entrepreneurs face many hurdles including language barrier, high business costs, transparency of market opportunities, access to finance, lack of knowledge about commercial and taxation law, lack of governmental/non-governmental support, and discrimination. Opportunities for Syrian entrepreneurs include large Syrian ethnic communities, ease of registration, social networks, and at times leniency by governmental authorities.
  • Öğe
    Çevrimiçi tüketici yorumları için yasal gereksinimler: ewom’a hep güvenebilir miyiz?
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018) Karabulut, Ali Naci; Kırkbeşoğlu, Nagehan
    İnternet, toplum hayatının diğer pek çok yönü gibi tüketim alışkanlıklarını da önemli ölçüde değiştirmiştir. Bugün tüketicilerin deneyimledikleri ürünler, hizmetler ve markalar hakkında yaptıkları çevrimiçi yorumlar, hiç tanımadıkları diğer tüketicilerin satın alma davranışları üzerinde güçlü bir etkileyicidir. Akademik literatürde yaygın biçimde “eWOM” olarak adlandırılan bu bilgi paylaşım mekanizmasının, ürün ve hizmetler hakkında güvenilir bilgiler sunarak, tüketicinin daha bilinçli ve akılcı davranmasına yardımcı olduğu kabul edilmektedir. Tüketicileri, firma mesajlarının tekelindeki klasik pazarlama iletişiminin pasif bir üyesi olmaktan kurtaran bu yeni olgu, genel olarak tüketici lehine işlemektedir. Ne var ki yapısı gereği eWOM’un kontrolü, diğer pazarlama iletişimi mecralarından zordur. En az diğer pazarlama mecraları kadar etkili olmasına rağmen henüz çok yeni olması ve üzerinde herhangi bir yasal denetimin bulunmaması, eWOM’u manüplasyona açık ve tüketiciyi yanıltarak çeşitli zararlara uğratabilecek bir mecra haline getirmektedir. Çalışmada eWOM’un etki kapasitesini, güvenilirliğini, yanıltıcılığını ve hukuki gereksinimlerini sorgulamak üzere bir literatür taraması yapılarak eWOM için bazı yasal düzenlemeler önerilmiştir.
  • Öğe
    Tüketici hukuku çerçevesinde reklam denetiminde yasal sınırlar ve gelişmeler
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018) Kırkbeşoğlu, Nagehan
    Serbest piyasa ekonomisine sahip ülkelerde işletmelerin ticarî faaliyetlerini sürdürmesinde önemli bir fonksiyona sahip olan reklamlar, bir yandan da planlı ekonomilerde bireylerin ihtiyaç duydukları ürünlerin neler olduğunun tespitinde büyük rol oynamaktadır. Reklamların özellikle tüketiciler üzerinde yarattığı etki dikkate alınarak reklamların denetiminin öneminin arttığını ve hatta bu çerçevede 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 65. maddesi ile toplanması öngörülen Reklam Konseyi gibi yeni bir kurumun ihdas edildiğini de görmekteyiz. Aynı şekilde reklam veren, reklam ajansları, mecra kuruluşları ve reklamcılık ile ilgili tüm kişi ve kurumlar ile ticarî uygulamada bulunanların uyması gereken ilkeleri ve inceleme esaslarını belirlemek üzere 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ilgili hükümlerine dayanılarak çıkarılan “Ticarî Reklam ve Haksız Ticarî Uygulamalar Yönetmeliği” 10 Ocak 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş olup, bu tarihten önce yürürlükte olan “Ticarî Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik”i yürürlükten kaldırmıştır. Aynı şekilde 02.11.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik de yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Radyo ve Televizyon Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik’i yürürlükten kaldırmıştır. Biz de bu çalışma ile söz konusu yasal gelişmelerin, reklam verenler ile tüketicilerin karşılıklı çatışan menfaatleri arasındaki dengeyi korumaya elverişli olup olmadıklarını ve sınırları emredici hükümler ile tespit edilmiş olan etik standartlara uygunluğun sağlanıp sağlanmadığı meselelerini denetim organlarının verdiği kararlar ışığında incelenmeyi amaç edindik
  • Öğe
    Uluslararası hukukta mülteciler, sığınmacılar ve entegrasyonun yasal göstergeleri
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018) Safi, Sibel
    Devletlerin mültecilere kalıcı çözüm sağlamak konusunda uluslararası hukukta bir yükümlülükleri yoktur. Ancak literatürde sığınmacılar ve mültecilerin normal bir yaşama dönmeleri için birtakım kalıcı çözümler öngörülmüştür. Literatür üç temel kalıcı çözüm (durable solution) üzerinde durur. Bunlardan birincisi gönüllü dönüş (voluntary repatriation), mültecinin kendi menşei ülkesine kendi isteğiyle güvenli bir şekilde dönmesidir, ikincisi yeniden yerleştirme (resettlement),mültecinin sığınma ülkesinden kendisini daimi olarak kabul etmeye hazır üçüncü bir ülkeye gönderilmesi, üçüncüsü ise, yerel entegrasyon (local integration),mültecinin sığındığı ülkesinde kalıcı ve ikamet hakkı elde ederek yaşayabilmesidir. Türkiye, Suriyelilerin mevcut ve ne zaman sonlanacağı belirsiz olan çatışma ortamından gelen kitlesel bir sığınma hareketi ile daha önce deneyimlemediği bir durumla karşı karşıya kalmıştır. Eğer sığınmacılar kaçtığı ülkede temelli kalmak isterlerse, o ülkenin vatandaşları gibi eşit şekilde topluma katılma hakkı onlar için mümkün hale getirilmelidir. Sosyal açıdan entegrasyon gereklidir, çünkü belli gruplara karşı ayrımcılık onların ötekileştirilmesine yol açabilir. Bu da sonuç olarak yasadışı aktivite ya da toplumsal huzursuzluk gibi sosyal açıdan istenmeyen davranışları ortaya çıkarabilir. Türkiye'de sayıları 4 milyonu bulan Suriyeli sığınmacıların burada kalış statülerinde hukuki durumları ve gönüllü dönüşleri şu an için mümkün görünmeyen belirsiz gelecekleri neticesinde entegrasyon, üzerinde konuşulması gereken bir konudur.
  • Öğe
    Osmanlı sinemasında genel hukukî düzenleme
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018) Ceylan, Ayhan
    Sinema Batı’da ortaya çıkmasından kısa süre sonra Osmanlı coğrafyasına girmiştir. Bazı sınırlamalar getirmekle birlikte Osmanlı Devleti sinemaya karşı kategorik yasakçı bir tavır sergilememiştir. Osmanlı toplumunda sinemanın yaygınlık kazanmasıyla birlikte sinema hakkında genel hukukî düzenleme yapılması ihtiyacı doğmuştur. Bu arada hükümet, film gösterimleri hakkında bireysel başvurulara ve taleplere bazı çözümler öngörmüştür. Sinemaya ilişkin genel hukukî düzenleme çalışmaları yapılmakla birlikte, Osmanlı Döneminde bu çalışmaların yürürlüğe giremediği görülmektedir.