Göstergebilim ve sinema ilişkisi üzerine bir deneme
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2012
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Ticaret Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Eski Yunanca’da işaret, gösterge anlamına gelen semeion kökünden türeyen gösterge kavramı, kendi dışında bir şeyi temsil eden ve temsil ettiği şeyin yerini alabilecek nitelikte olan her türlü olgu, nesne ve biçim anlamına gelmektedir. Göstergeleri ve onların çalışma biçimlerini inceleyen göstergebilim; terimi oluşturan “gösterge” ve “bilim” kavramlarının anlamsal toplamının ötesinde bu bilim dalının içerdiği farklı kuramsal yaklaşımlara dikkat çekmektedir. Gösterge kavramının çıkış noktası eski çağlara dek uzansa da, bir bilim dalı olarak göstergebilimin gelişmesi 20. yüzyılda gerçekleşmiştir. Yüzyılın ilk yarısında dilbilimci Ferdinand de Saussure’ün çalışmalarında dilbilimsel alandan hareketle öngörülen göstergebilim, zamanla bağımsız bir alan olarak ilerlemiş, 60’lı yıllardan sonra özellikle Fransa’da, Barthes ve Greimas gibi kuramcıların çalışmalarıyla, gündelik yaşamdan modaya, görsel sanatlardan müziğe uzanan bir yelpazede, çeşitli disiplinlerle çakışmıştır. Göstergebilim, bir bilim dalı olarak ilerleyen çizgisinde, sinema çalışmalarında da hem kuramsal görüşlerin ortaya atılmasıyla hem de bir çözümleme yöntemi olarak uygulanmasıyla gündeme gelmiştir. Bu bilgiler ışığında bu çalışmada, sinema göstergebiliminde öne çıkan kuramsal yaklaşımlar (Metz, Wollen ve Eco) irdelenmekte; iki disiplinin birbirine etkileri tartışılmaktadır.
The concept of sign, derived from the ancient Greek word semeion, indicates all kind of facts, objects and forms that represent and substitute something different than itself. Semiotics, that means “the science of sign”, proves also the existence of different theoretical approaches to this science. Although the concept of sign emerges since the very old times, the Semiotics, as a science, make its progress during the 20th century. In the first half of the century linguist Ferdinand de Saussure has considered the Semiotics as part of linguistic. Later on the Semiotics became an independent discipline and after the sixties – in light of Barthes and Greimas works – it has influenced too many other disciplines such as fashion, visual arts, music and even the daily life itself. The Semiotics has also intersected with the cinema. Appearance of new theories and using the Semiotics as a new method of analyzing were the key elements of such intersection. In this essay we are analyzing the main theoretical approaches on semiotics of cinema (Metz, Wollen and Eco) and discussing the mutual influence of cinema and Semiotics.
The concept of sign, derived from the ancient Greek word semeion, indicates all kind of facts, objects and forms that represent and substitute something different than itself. Semiotics, that means “the science of sign”, proves also the existence of different theoretical approaches to this science. Although the concept of sign emerges since the very old times, the Semiotics, as a science, make its progress during the 20th century. In the first half of the century linguist Ferdinand de Saussure has considered the Semiotics as part of linguistic. Later on the Semiotics became an independent discipline and after the sixties – in light of Barthes and Greimas works – it has influenced too many other disciplines such as fashion, visual arts, music and even the daily life itself. The Semiotics has also intersected with the cinema. Appearance of new theories and using the Semiotics as a new method of analyzing were the key elements of such intersection. In this essay we are analyzing the main theoretical approaches on semiotics of cinema (Metz, Wollen and Eco) and discussing the mutual influence of cinema and Semiotics.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Gösterge, Göstergebilim, Film Dili, Sinema Göstergebilimi, Sign, Semiotics, Film Language, Semiotics of Cinema
Kaynak
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
11
Sayı
21