TR Dizin İndeksli Yayınlar

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 1621
  • Öğe
    Mechanical properties of clay/LLDPE and organoclay/LLDPE nanocomposites
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Günister, Ebru; Iracheta, Edgar Alejandro Ayala
    Linear low-density polyethylene (LLDPE) is widely used in many areas in daily life because it is both light and flexible. In this study, clay/LLDPE and organoclay/LLDPE nanocomposites were obtained by melt intercalation method, incorporating small amounts (1- 5 wt.%) of nanosized clay and organoclay modified with a positively charged salt to enhance the mechanical properties of the polymer. Characterization and mechanical tests showed that the mechanical strength of the composites increased with additive content, though some flexibility was partially lost. FTIR and XRD analyses confirmed that clay and organoclay interacted with polymer chains and dispersed homogeneously. ANOVA results demonstrated that both filler type and concentration significantly influence the mechanical properties, with organophilic organoclay showing superior interaction to the LLDPE matrix compared to hydrophilic clay. Specifically, the addition of 5 wt.% organoclay resulted in increases of 56,67%, 58,73%, and 39,53% in elastic modulus, yield strength, and tensile strength, respectively. Additionally, the observed 5% rise in melting temperature suggests potential for expanding the application range of these nanocomposites to areas requiring thermal stability.
  • Öğe
    Effect of heat treatment on wear behavior of AlSi10Mg alloy fabricated by casting
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Ercan, Halit; Can, Kenan; Dalmış, İbrahim Savaş
    The ease of processing aluminum due to its mechanical and chemical properties, along with various manufacturing methods, has increased its usage in the industry. This study involves tests conducted on the samples produced from EN AC-43000 (AlSi10Mg) aluminum casting material, which finds applications in machine manufacturing. The tests aimed to determine the mass loss and friction coefficients of the test specimens. Wear experiments were carried out according to ASTM G99 using a specialized test machine. The abrasive disc used in the wear machine has a surface hardness of 62 HRC and a surface roughness value (Ra) of 1,6 μm, and it is made of 1,2379-X155CrVMo12-1 cold work tool steel. Adhesive wear tests were conducted on the test specimens under loads of 14,7, 24,5, and 34,3 N. When the mass losses of the samples were examined, the wear rate decreased as the aging temperature increased up to 200 °C. On the other hand, it was observed that the wear rate increased at 220 °C, unlike aging at lower temperatures.
  • Öğe
    Balıkesir ili yöresel gıda ürünü ‘‘Savaştepe Sarıbeyler Seferberlik Çöreği’’ yapımı ve bazı kimyasal özelliklerinin incelenmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Yüksel, Yavuz; Kıralan, Mustafa
    ‘‘Türkiye’yi Doyuran İl’’ olarak isim yapmış Balıkesir, gıda çeşitliliği konusunda Türkiye’de önde gelen illerimizden bir tanesidir. Balıkesir ili ve ilçelerinde üretilen birçok yöresel yiyecek türüne ait tanıtım faaliyetleri günden güne artmaktadır. Bu çalışmada coğrafi işaret tescili olan Balıkesir ili yöresel ürünlerinden Savaştepe Sarıbeyler Seferberlik Çöreği araştırılmıştır. Bu araştırma ile Savaştepe Sarıbeyler Seferberlik Çöreği için standart üretim metodu oluşturulmuş, bazı kimyasal özellikleri incelenmiş ve diğer ekmek çeşitleri ile karşılaştırılmıştır. Kimyasal analiz sonuçları, üretilen Savaştepe Sarıbeyler Seferberlik Çöreği’nin ‘‘Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği’’ nde belirtilen limitlere uygun içeriğe sahip olduğunu göstermiştir. Nem, asitlik, kül, pH ve tuz değerleri ortalamaları sırasıyla %36,3, %4,97, 1,089, 5.77, ve %1,26 olarak belirlenmiştir. Savaştepe Sarıbeyler Seferberlik Çöreği yapım metodu incelendiğinde ekşi hamur metodu ile yapılan ekmek yapım metotlarıyla benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. Savaştepe Sarıbeyler Seferberlik Çöreği gibi yöresel ürünlerin literatüre kazandırılması sayesinde tüketicilerin daha besleyici ekmek ürünlerine olan ilgisinin daha da artacağı varsayılmaktadır.
  • Öğe
    A comparative analysis of the factors influencing university students' micromobility preferences using k-Nearest neighbors and logistic regression models
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Ergin, Mahmut Esad
    Shared micro-mobility services have swiftly become widely adopted in major urban centers globally. In particular, individuals are encouraged to transition to environmentally friendly modes of transportation to support a sustainable transportation system. For this reason, the tendencies and potential of individuals to use micro-mobility vehicles are being investigated. This paper focused on university students, analyzing their preferences for using micromobility vehicles, particularly for first-mile or last-mile trips in terms of gender and travel time variables. In the study, k-Nearest Neighbors (kNN) and Logistic Regression (LR) algorithms are used in machine learning approach and they were compared. A face-to-face survey was conducted with 150 students randomly to measure the potential use of micromobility vehicles among university students. As a result, LR model is better than kNN model according to the accuracy of the models, 0,63 and 0,43 respectively. On the other hand, 51,82% of male students and 62,50% of female students participating in our study reported that they are not inclined to prefer micromobility vehicles at any stage of their trips, and the main challenge for the potential users is safety.
  • Öğe
    A decision support model for cybersecurity risk assessment in maritime transportation based on spherical fuzzy information
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Tatar, Veysel
    The increasing technological innovations in the maritime industry, which plays an important role in the global supply chain, have the potential to introduce significant risks in terms of cyber threats. Therefore, this study proposes a cybersecurity risk assessment approach using spherical fuzzy (SF) set information based on the FineKinney method to prioritize potential cyber threats/hazards for navigation systems in maritime transportation. The Fine-Kinney risk parameters (probability (P), exposure (E) and consequence (C)) are weighted using SF-based the LOgarithmic DEcomposition of Criteria Importance (LODECI) approach. The ranking of potential cybersecurity threats/hazards is evaluated using SF-based the Alternative Ranking Technique based on Adaptive Standardized Intervals (ARTASI), which provides more adaptability in managing the uncertainty present in expert assessments. The integration of these methodologies with the employment of SF sets results in the formulation of the proposed hybrid SF-LODECI-SF-ARTASI based on FineKinney risk assessment model. Upon evaluation of the proposed model, it becomes evident that the most significant cyber threat/hazard that can impact the cyber security of critical systems on a ship is CYB1 "Accessing the AIS network to obtain vessel position, speed and route information." In general, when the top five most important cybersecurity threats are analyzed, it is determined from the results that the most vulnerable systems to cyber threats/hazards are AIS, GPS and ECDIS, respectively. Finally, a comparative analysis is conducted using an alternative methodology to test the results of the model.
  • Öğe
    Denizyolu taşımacılığında ülkelerin rekabetçiliği ve bayrak çekmede seçim öncelikleri
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Fidan, Mustafa; Gürol, Pınar
    Uluslararası ticarette önemli bir paya sahip olan denizcilik sektöründeki gemilerin operasyona başlamadan önce yapılması gereken işlemlerden biri olan bayrak çekme işlemi, armatörler için büyük önem taşımaktadır. Bayrak çekme işlemiyle birlikte gemiler bir sicile sahip olmaktadır ve bu sicilde gemilerin sahiplik durumu, tescil tarihi, genel özellikleri ve diğer önemli bilgileri yer almaktadır. Gemi sicili, bankalara, gemi sahiplerine ve sigorta şirketlerine geminin yasal statüsü ve geçmişi hakkında bilgi sağlamaktadır. Bu siciller genellikle ülkelerin denizcilik otoriteleri tarafından yönetilmektedir. Bu çalışmada, denizyolu taşımacılığı alanında faaliyet gösteren armatörlerin bayrak seçimini etkileyen faktörler ve Türkiye'nin bu alandaki rekabetçiliğinin ölçümlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacı gerçekleştirmek için Michael Porter'ın geliştirdiği Elmas Modeli'ne göre bayrak seçim kriterleri belirlenecek. Belirlenen bu kriterler SWARA yöntemi kullanılarak önceliklendirilecek ve COPRAS yöntemiyle Türkiye'nin rekabetçi pazarında bulunan ülkeler değerlendirilecektir.
  • Öğe
    Elektrikli kamyon seçiminde dairesel sezgisel bulanık kümelere dayalı VIKOR yönteminin uygulanması
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Çaloğlu Büyükselçuk, Elif
    Artan nüfus ve gelişen küresel tüketici davranışları, dünya çapında kapsamlı ticari etkileşimleri teşvik etti. Ancak bu genişleme çevre kirliliğinin artmasına neden oldu. Sonuç olarak ülkeler, özellikle ulaşım ve nakliye faaliyetlerinden kaynaklanan hava kirliliğini azaltmak için önlemler almaya başladı. Bu çabanın bir parçası olarak, fosil yakıt tüketen araçların yerini alan ve hızla yaygınlaşan elektrikli araçlar, uygulanabilir bir çözüm olarak ortaya çıktı. Bu çalışma, ulaşım amacıyla kullanılan elektrikli kamyonların seçim konusundaki ikilemlerini incelemektedir. Karar vericilerin seçim sürecinde dikkate alması gereken kriterleri tanımlar ve piyasada mevcut alternatifleri bu kriterlere göre değerlendirir. Karar verme sürecinin doğasında olan belirsizlik ve öznellikle mücadele etmek için dairesel sezgisel bulanık sayılar kullanıldı. Alternatiflerin değerlendirilmesinde bu sayılara dayalı VIKOR yöntemi tercih edilen yaklaşım olmuştur. Bu araştırma, sürdürülebilir ulaşım alanındaki kritik bir ihtiyacı ele alıyor ve karar vericilere elektrikli kamyonların önceden tanımlanmış kriterlere göre değerlendirilmesi için sistematik bir çerçeve sağlıyor. Dairesel sezgisel bulanık sayılardan ve VIKOR yönteminden yararlanan bu çalışma, elektrikli kamyon seçiminin doğasında bulunan karmaşıklıkların üstesinden gelmek için sağlam bir metodoloji sunuyor ve böylece hava kirliliğini azaltma ve çevresel açıdan sürdürülebilir ulaşım uygulamalarını teşvik etme çabalarını ilerletiyor.
  • Öğe
    Şehir şebeke sularında bulunan bazı ağır metal düzeylerinin tayinleri için yöntem geliştirme: Isparta ili örneği
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Aktaş, Ahmet Hakan; Gençer, İlknur
    Şehir içme sularında bulunan olası bazı ağır metaller, sularda yüksek oranlarda bulunduklarında, canlılar için zararlı etkilerde bulunabilmektedir. Isparta içme suları örneğinde yapılan bu çalışmanın amacı, şehir içme sularında bulunabilecek bakır, demir ve kadmiyum gibi ağır metallerin bir ligand ile komplekse alınarak, oluşturulacak bu komplekslerin UV-görünür bölge spektroskopisinde analizlerini yapmak ve elde edilen verilere en küçük kareler kalibrasyon yöntemini (PLS) uygulamaktır. Öncelikle kalibrasyon derişim seti 32 adet olacak şekilde hazırlanarak çalışılan ağır metallerin arasındaki ilişkiler belirlenmiştir. Takiben 15 adet validasyon seti hazırlanarak sonuçların uygun olup olmadığı belirlenmiştir. UV-görünür spektrofotometresinden elde edilen sayısal verilerin değerlendirilmesi de güçlü bir kemometrik yöntem olan PLS ile yapılmış ve doğru, hassas ve tekrarlanabilir sonuçlar elde edilmiştir.
  • Öğe
    Calculation of HOMA and BIRD aromaticity indices, NLO and NBO properties of benidipine
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Kandemirli, Fatma; Tuncel, Derya Hilal; Genç, Fatma
    Benidipine hydrochloride, being the derivate of 1,4-dihydropyridine is a calcium channel blocker antihypertensive drug. The aromaticity, natural bond orbital (NBO) and Nonlinear Optical (NLO) parameters properties of Benidipine (BEN) and BENHCl compounds were theoretically investigated using density functional theory (DFT) electronic structure method. Among the values of common aromaticity indices, the Harmonic Oscillator Aromaticity Model (HOMA) and BIRD's (Aromaticity Index) for electronic delocalization show that the aromaticity of the nitrophenyl group is higher in BEN and BENHCl compounds, and also the aromaticity in the gas phase is higher than that in water, octanol and DMF phase. In compound BEN, it was observed that as the dielectric constant of the medium increased, the aromaticity difference increased slightly. In the compound BEN, the correlation coefficient between HOMA values and aromatic fluctuation index (FLU), para delocalization index (PDI) and para-linear response (PLR) for the nitrophenyl group is higher than that the phenyl group. Donor-acceptor transitions, stabilization energies, intramolecular charge transfer were determined by natural population analyses. NLO parameters such as dipole moment, polarisibility and first order hyperpolarizability values of the BEN and BENHCl compound were also studied.
  • Öğe
    Bilişim sistemi geliştirme süreci başarısına insan faktörünün etkisinin incelenmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Şimşek, Veysel; Ateş, Vildan
    Bu çalışmanın amacı insan faktörü ve farklı insan gruplarından oluşan paydaşların (müşteri, proje yöneticisi, proje ekibi ve üst yönetim) bilişim sistemi geliştirme süreci (BSGS) başarısına etkisini ortaya çıkarmaktır. Bu çalışmanın yöntemi nicel araştırma yöntemidir. Bu araştırmanın çalışma grubu 387 kamu kurumlarında çalışan katılımcılardır. Veri toplama aracı üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde katılımcıların demografik bilgilerine yönelik altı soru bulunmaktadır. İkinci bölümde dört alt boyuttan ve 14 sorudan oluşan İnsan Paydaşları Ölçeği (İP-Ö), üçüncü bölümde de altı sorudan oluşan Bilişim Sistemi Geliştirme Süreci Başarısı Ölçeği (BSGBÖ) bulunmaktadır. Veri toplama aracında toplam 26 soru bulunmaktadır. Araştırmanın verileri çevrimiçi veya fiziki olarak 20 Ocak 2023 ve 30 Mart 2023 tarihleri arasında araştırmacının kendisi tarafından toplanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 21.0 ve AMOS 22.0 istatistik programları kullanılmıştır. Ölçeğin geçerlik çalışmaları kapsamında açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri; güvenirlik çalışması kapsamında madde toplam korelasyonu, Cronbach Alpha yöntemleri kullanılmıştır. Analizler sonucunda İP-Ö ve BSGB-Ö ölçeklerinin geçerli ve güvenilir araçlar olduğu görülmüştür. İnsan faktörü BSGS başarısının %28’ini açıklamaktadır. Müşteri ve proje yöneticisinin bilişim sistemi geliştirme süreci başarısı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkilerinin olmadığı ama üst yönetim ve proje ekibinin bilişim sistemi geliştirme süreci başarısı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkilerinin olduğu görülmüştür. Çalışma sonucunda kurumlara, yöneticilere ve karar vericilere önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    E-exact sequence and some results
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Gündüz, Abuzer
    Let R be a commutative ring with identity, M be a R-module and N be a submodule of M. N is called to be essential (large) in M if N∩Rm≠0 for any nonzero element m∈M and we showed by N≤_e M. A sequence of R-modules and R-morphisms …→┴ M_(i-1) □(→┴f_(i-1) M_i →┴f_i ) M_(i+1) →┴f_(i+1) … is called exact at M_i if Im(f_(i-1) )=Ker (f_i). Also this sequence is called e-exact at M_i if Im(f_(i-1))≤_e Ker(f_i) and it is called e-exact if it is e-exact at each M_i. In this note, we present the concept of the characterization of E-homotopy and E-resolution with some results such as chain map for e-exact sequence and comparing theorem for e-exact sequence.
  • Öğe
    Siber güvenlik alanında nitelikli iş gücü yetiştirmek için bayrağı yakala yarışması yaklaşımı
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Uluç, Cafer; Eyüpoğlu, Can
    Kara, deniz, hava ve uzay, savaşın dört boyutu olarak kabul edilir. Görece yakın sayılacak bir dönemde harbin beşinci boyutu olarak kabul edilen siber uzay, kendisinden önce anılan dört boyutu da etkileme kapasitesine sahiptir. Günümüz çatışmalarının ve dahi savaşların etkili bir aktörü olan bu sahadaki etkin duruşun sağlanması ise kuşkusuz nitelikli insan gücünün varlığıyla olasıdır. Siber güvenlik gibi disiplinler arasılığı bünyesinde barındıran bir alanda profesyonel düzeyde uzman yetiştirmenin zorluğu bilinmektedir. Siber güvenliğin eğitim yaklaşımında ise alanın dinamiklerine uygun bir metodoloji ortaya konması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu araştırmanın sonucunda varılan noktada ulusal güvenliğin yeni bir unsuru olan siber uzaya devletlerin kamu ve ordu düzeyinde verdiği önceliklerle siber güvenlik eğitiminin aynı zamanda bir devlet politikası olduğu görülmüştür. Bu noktada siber güvenlikte nitelikli iş gücünün yetiştirilmesine yönelik yaklaşımların dünyada ve Türkiye’deki yerini araştırmanın yanı sıra bir eğitim önermesine de bu çalışmada yer verilmektedir.
  • Öğe
    Image matching based hazardous material detection and warning system
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Okur, Fatma Betül; Eyüpoğlu, Can
    Transportation of dangerous goods involves many critical situations that require safety and special precautions. In accordance with the regulations, hazardous materials, which include international standards, should be closely monitored and precautions should be taken in advance according to the situation. Artificial intelligence, image processing and data analysis techniques can be used to recognize and classify the labels of dangerous goods. This is important for early action in case of an emergency. If hazardous materials are not properly stored or transported according to safety precautions and rules, they can cause both material and moral damage. In this study, a hazardous material detection and warning system using AKAZE, ORB and SIFT image feature matching techniques is developed. To test the system, a dataset of multiple hazardous material labels with different scenes and conditions was created. The performances of feature matching techniques including image processing algorithms are examined through comparative analysis. As a result of image matching, label-related features and intervention information were retrieved from the database and displayed on the system interface. Experimental results show that the ORB technique is the best method for feature matching and accurate matching, and the AKAZE technique is the fastest feature detection method.
  • Öğe
    Empowering self-detection: A graphical user interface powered by machine learning for early diagnosis of Alzheimer's disease
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Kabakuş, Abdullah Talha; Erdoğmuş, Pakize
    Alzheimer’s Disease (AD) is one of the most, if not the most, devastating neurodegenerative diseases that are incurable and progressive. Early diagnosis of AD comes with many promises in terms of medicine, sociology, and economics. Despite the existence of numerous studies that aim for early diagnosis of AD, to the best of our knowledge, there is not a publicly available tool that lets end-users assess AD. To address this gap, we propose a Graphical User Interface (GUI) powered by Machine Learning (ML) that makes self-assessment of AD possible – without any input from medical experts. The developed GUI lets end-users enter various information considering both commonly used features for the diagnosis of AD and the questions available in the gold standard screening tool for the diagnosis of AD, namely the Mini-Mental State Exam. In addition to employing 11 traditional ML algorithms, we propose a novel 1-dimensional (1D) Convolutional Neural Network (CNN). All ML models were trained on a gold standard dataset that comprised 373 records from three subject classes as follows: (i) nondemented, (ii) demented, and (iii) converted. Once the enduser enters the required input through the developed GUI, the previously trained ML model assesses the diagnosis of AD through this input in a couple of seconds. According to the experimental results, the proposed novel 1D CNN outperformed the state of-the-art by obtaining an accuracy as high as 95,3% on the used gold standard dataset.
  • Öğe
    Türkiye Varlık Fonu’nda bulunan teknoloji ve telekomünikasyon şirketlerinin mali yapıları üzerine bir değerlendirme
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Aslantaş, Mehmet Fatih
    Devletler, başta ekonomik krizler olmak üzere dış ve iç etkenlere bağlı olarak gelişen ve ekonomiyi negatif yönde etkileyen olgulara karşı kendilerini koruyabilmek için farklı politikalar uygulamaya koymuşlardır. Uyguladıkları politikalar dahilinde ellerinde bulunan enstrümanlardan birisi de varlık fonlarıdır. Varlık fonları özellikle 2008 yılında meydana gelen ekonomik kriz sonrasında ülkelerce uygulanan önemli bir finansal güç olarak gösterilebilir. Dünya üzerinde varlık fonlarını kullanan ülkeler olduğu bilinmektedir. Türkiye de söz konusu fon uygulamasını hayata geçiren ülkelerden birisidir. Türkiye Varlık Fonu portföyünde farklı alanlarda faaliyet gösteren şirketleri içerisinde barındırmaktadır. Çalışma bunlar arasında yer alan teknoloji ve telekomünikasyon sektöründeki şirketlere yoğunlaşmaktadır. Bu çalışmanın amacı son yıllarda dünyada etkinliği artan varlık fonlarının Türkiye’deki durumunun değerlendirilmesi ve teknoloji ve telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren üç şirketin finansal performanslarının ölçülmesidir. Çalışmada varlık fonları ile ilgili literatür taraması yapıldıktan sonra teknoloji ve telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren altı şirketten üçü gerekli analiz şartlarını sağladığından örneklem olarak seçilmiş ve finansal rasyo yöntemi kullanılarak bu üç şirketin 2018-2023 yılları arasındaki finansal performansları hesaplanmıştır. Çalışmada elde edilen bulgulara göre, likidite rasyosunda Turkcell>Türksat>Türk Telekom şeklinde sıralanmaktadır. Finansal yapı rasyolarına ait ortalama değerler karşılaştırıldığında; TB/TA, KVB/TB, KVB/TV ve UVB/TV rasyosunda Türk Telekom>Turkcell>Türksat şeklinde bir sıralama görülmektedir. NETS/DÖNV rasyosunda Türk Telekom>Türksat>Turkcell, NETS/DURV rasyosunda Turkcell>Türk Telekom>Türksat, devir hızı rasyolarında Türk Telekom> Turkcell>Türksat olduğu görülmektedir. Literatürde, varlık fonları ile ilgili olarak teorik anlamda çalışmalara rastlanmaktadır. Ayrıca farklı ülke deneyimleri üzerine yapılan araştırmalar da bulunmaktadır. Ancak bu çalışmada, varlık fonunun genel çerçevesinin yanı sıra Türkiye Varlık Fonu’nda bulunan teknoloji ve telekomünikasyon sektörüne odaklanılmış ve bu alandaki üç şirketin finansal performansı ölçülmüştür. Bu açıdan bakıldığında literatüre katkı sunmaktadır.
  • Öğe
    Gamestop olayı: Alt kültür ve sosyal kimlik çerçevesinde bir inceleme
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Tanrıverdi, Yağmur; Muratoğlu Pehlivan, Bahar
    Yeni iletişim teknolojilerinin yükselişi, farklı alanlarda oldukça büyük değişimler yaşanmasına neden olmuştur ve dönüşüme uğrayan alanlardan biri de toplumsal hareketlerdir. Dijital ortamlar üzerinden gerçekleştirilen kolektif eylemler, yeni toplumsal hareketlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu çalışmada GameStop hareketi, bir yeni toplumsal hareket örneği olarak alt kültürlerin kimlik oluşumu ve kültürel alandaki etkinliklerinin yanı sıra sosyal kimlik, kimlik belirsizliği ve sosyal sapkınlık tartışmaları çerçevesinde ele alınmıştır. Göstergebilim yöntemi ile GameStop hareketinin gerçekleştirildiği sosyal medya platformu olan Reddit üzerinden paylaşılan ve platformun wallstreetbets isimli grubunda en çok etkileşim alan beş esprili görsel (meme) çözümlenmiştir. Araştırmanın bulguları; wallstreetbets grubunun ortak bir dijital dile sahip olması, üyelerinin yalnızca kendi gruplarına ait bireyler için anlam taşıyan sembolik ifadeler kullanmaları, grup aidiyeti yaşamaları ve birbirlerinden farklı bireyler olarak bir araya gelerek ortak bir amaç doğrultusunda dijital bir toplumsal hareket gerçekleştirmeleri sebebiyle GameStop olayının yukarıda bahsedilen kuramlar üzerinden değerlendirebileceğini göstermektedir. Sonuç olarak, grup üyelerinin ortak bir mizah diliyle ortak hedefleri için esprili görsel paylaşımları yaptıkları, bu yolla bir gruba ait olma duygusunu pekiştirdikleri, grup üyeliklerini kimliklerinin önemli bir parçası hâline getirdikleri ve böylelikle GameStop olayının başarıya ulaşmasını sağlayan eylemleri gerçekleştirdikleri anlaşılmaktadır. İlgili alanda Türkçe literatürde çok sayıda araştırma olmaması ve olayın hem iletişim hem de sosyal psikoloji perspektifinden değerlendirilmiş olması sebebiyle özgün bir çalışma olarak alana katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Türkiye ekonomisinin sektörel istihdam dinamiklerine küreselleşme ve teknolojik gelişme üzerinden ampirik bir bakış: ARDL ve DOLS yöntemlerinden kanıtlar
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Ünal, Engin; Bulut, Ömer Uğur
    Bu çalışmanın temel amacı, küreselleşme ve teknolojik gelişmenin Türkiye’deki sektörel istihdam üzerindeki etkilerini incelemektir. Bu doğrultuda, küreselleşme endeksi ve teknolojik gelişme göstergesi olarak AR-GE harcamalarının tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde yarattığı istihdam dinamikleri analiz edilmiştir. Çalışmada 1991-2021 dönemi yıllık verileri kullanılarak ARDL ve DOLS tahmincileri aracılığıyla sektörel düzeyde uzun ve kısa dönem ilişkiler Türkiye örneğinde analiz edilmiştir. ARDL modeli, uzun dönem ilişkilerin yanı sıra kısa dönem dinamiklerin eşzamanlı olarak incelenmesine olanak sağlarken, DOLS tahmincisi eşbütünleşme analizinde elde edilen bulguların sağlamlığını test etmeye olanak sağlamaktadır. Buna göre, Türkiye için tarım, sanayi ve hizmet sektörlerine yönelik üç ayrı model kurulmuş ve her sektör ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Küreselleşme endeksi ve AR-GE harcamalarının tarım sektöründe istihdamı olumsuz etkilediği görülmüştür. Küreselleşme ve teknolojik ilerlemeler tarım sektöründe istihdamı azaltırken, sanayi ve hizmet sektörlerinde artırıcı etkiye sahiptir. Özellikle hizmet sektöründe AR-GE harcamalarının istihdam üzerindeki olumlu etkisi sanayiye göre daha yüksek bulunmuştur. Sanayi sektöründe ise küreselleşmenin yeni teknolojilerle entegrasyonu destekleyerek istihdam artışını teşvik ettiği gözlemlenmiştir. Çalışmanın bulguları, ekonomik politika yapıcıları için küreselleşme ve teknolojik gelişmelerin sektörel istihdam üzerindeki etkilerine dair önemli çıkarımlar sunmaktadır. Türkiye örneğinde küreselleşme ve teknolojik gelişmenin sektörel istihdam oranları üzerindeki etkisine ilişkin çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışma, ARDL ve DOLS tahmincisini kullanarak tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerindeki istihdam oranlarını ayrı ayrı analiz ederek literatüre önemli bir katkı sağlamaktadır. Zaman serisi analizlerinde ARDL ve DOLS yöntemlerinin birlikte kullanılması, elde edilen sonuçların doğruluğunu artırması ve daha geniş bir bakış açısı sağlaması açısından önemli bir yenilik sunmaktadır. Bu yöntemlerin kullanılması, küreselleşme ve teknolojik gelişmenin sektörel düzeydeki etkilerinin daha net bir şekilde ortaya konulmasına yardımcı olmaktadır.
  • Öğe
    Spekülatif gelecek tartışmaları ekseninde tekno-hümanizm ve toplum 5.0: Sistematik bir değerlendirme
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Kodak, Dilge
    Tekno-hümanizm, teknolojinin insani deneyim ve potansiyeller üzerinde olumlu etkiler yaratmasını hedefleyen felsefi bir pozisyondur. Bu anlamda tekno-hümanizm teknoloji ve insanlık arasındaki dengenin adil bir şekilde kurulması gerektiğini ve insanlığın yeniden merkeze alınmasını savunur. Bu savunmayı yaparken de insanların yaşam kalitesini artırmak için teknolojik gelişmeleri kullanırken ahlaki ve sosyal sorumluluk ilkelerini gözetir. Teknohümanizm; skolastik felsefe sonrasında Aydınlanma düşüncesinin normatif bir çıktısı olan hümanizm paradigmasının aktüel bir aşamasıdır. İnsan merkezcilik ve rasyonalitenin nesnel çerçevesinde şekillenen Endüstri Devrimi tarihsel olarak Enformasyon Toplumu aşamasını da tamamlamış, süper akıllı toplumlar idealine eğilim artış göstermiş ve internet teknolojileri örgütlü yaşam ve üretim pratiklerini domine etmeye başlamıştır. İlk olarak Japonya’da öne sürülen Toplum 5.0 modeli, dijital teknolojiler ve yapay zeka teknolojilerinin zemin oluşturduğu süper akıllı toplumları refere etmektedir. Toplum 5.0’ın amacı insanlığın makine ve yapay zekalarla olan etkileşimini verimlilik açısından optimize etmektir. Ayrıca toplumsal hayatta büyüme ve kalkınmaya birincil öncelik vererek, yaşam kalitesinin maksimize edilmesini sağlamak bu modelin öncelikli hedefleri arasındadır. Bu çerçeveden hareketle, çalışmanın amacı insan merkezciliğin tarihsel evriminin son aşaması olan tekno-hümanizm yaklaşımı ekseninde, süper akıllı toplum ideallerini odağına alan Toplum 5.0 modelinin vaat ve pratikleri arasındaki benzerlikleri ve çelişkileri, spekülatif gelecek tartışmaları ekseninde (post- tekno hümanizm) sistematik yöntemle tartışmaktır. Çalışmanın temel varsayımı dijital transformasyon sürecini inşa eden neredeyse tüm gelişme ve aksiyonlar insan yaşamını kolaylaştırma felsefesini benimserken, Toplum 5.0 gibi tamamen dijital ve yapay zeka teknolojileri ile donatılmış makro modellerin hümaniteryen temelli bir felsefe gütmedikleri yönündedir. Çalışmada tekno-hümanizm kavramı ve Toplum 5.0 modeli çerçevelendirilerek, sistematik olarak incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda, tekno-hümaniteryen görüş ve Toplum 5.0 arasında tematik olarak karşıt bir ilişki olduğu, aksine Toplum 5.0 modelinin spekülatif gelecek tartışmalarını bütünleyen post- tekno hümanist paradigmaya daha yakın bir pozisyonda olduğu tartışılmıştır.
  • Öğe
    Eklektik paradigmanın gelişimi ışığında içe dönük ve dışa dönük doğrudan yabancı yatırımların incelenmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Yücel, Muhammed Fatih; Çemberci, Murat
    Globalleşmeyle artan aşırı rekabetçilik, uluslararasılaşma süreçlerini yeniden organize etmeye başlamıştır. Bu durum, açıklayıcı teorilerin zaman içinde yeniden düşünülmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Uluslararası ticaretin son evresi olan doğrudan yabancı yatırımlar kavramını tanımlamak ve paydaşlara etkilerini değerlendirmek için literatürde en çok atıf alan çalışma, eklektik paradigmadır. Eklektik paradigmanın bütüncüllüğünü oluşturan teoriler üzerinden açıklama yapılmaktadır. Çalışmanın amacı, yabancı literatürde yer alan doğrudan yabancı yatırımın türleri ve onu açıklamaya çalışan eklektik paradigmanın gelişim sürecini inceleyerek dışa dönük doğrudan yabancı yatırımların, yatırım geliştirme yolunda ifade edildiği gibi içe dönük doğrudan yabancı yatırımlardan sonra gelen bir süreç mi yoksa gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için stratejik bir araç mı olduğunu karşılaştırma yaparak incelemektir. Sistematik literatür inceleme çalışması temelinde nitel teorik karşılaştırmalı inceleme yapılmıştır. Dunning’in eklektik paradigmasındaki avantajlara odaklanarak, içe dönük ve dışa dönük doğrudan yabancı yatırımların kişi başına gayrisafi yurtiçi hasıla üzerindeki etkilerini makro düzeyde karşılaştırmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki farklılıkları değerlendirmek için ampirik bulgular incelenmiştir. Artan global rekabetçilikle birlikte, ülkelerin gelişmişlik farkını kapatmak için, yabancı şirketlerin yerel ekosisteme bilgi aktarmasını beklemek yerine, yerel şirketlerin yabancı ülkelere stratejik varlık arayışıyla yatırım yaparak tersine bilgi yayılımı sağlamasının önemi ifade edilmiştir. Yatırım geliştirme yolunda ifade edildiği gibi dışa dönük doğrudan yabancı yatırımların içe dönük yatırımlardan sonra gelmesi gerektiği savı , gelişmekte olan ülkelerce genellikle benimsenmemektedir. Eklektik paradigma çerçevesinde içe dönük ve dışa dönük doğrudan yabancı yatırımların karşılaştırıldığı güncellenmiş bir çalışma mevcut değildir. Yatırım geliştirme yoluna vurgu yapılarak dışa dönük doğrudan yabancı yatırımların, içe dönükten sonra gelen bir süreç olarak tanımlanması yerine sıçrama tahtası özelliğiyle stratejik bir araç da olabileceği ifade edilmiştir.
  • Öğe
    Avrupa’daki kanunlaştırma hareketlerinde Roma Hukuku’nun etkisi ve Türk Hukuku’na yansıması
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Arat, Ayşe; Güvel, Akansel Övünç
    11. yüzyılda Avrupa’da Roma Hukuku’nun canlanması, Roma Hukuku’na ait metinlerin incelenmesi, şerhler yazılması ve bunların hukuk eğitiminde kullanılmasına yol açmıştır. 13. yüzyıla gelindiğinde ticaretin gelişmesi ve Avrupa’nın pek çok yerinden gelen öğrencilerin İtalya’da hukuk eğitimi almasıyla, Roma Hukuku Avrupa’da ortak hukuk haline gelmiş ve doğrudan uygulanma imkânı bulmuştur. Ancak 19. yüzyıldaki Kodifikasyon (kanunlaştırma) hareketleri, Avrupa’da Roma Hukuku’nun doğrudan etkisini azaltmıştır. Bununla birlikte Roma Hukuku’nun, hukuk kurallarının, kavramlarının oluşturulması yönündeki etkisi ise devam etmiştir. Roma Hukuku günümüzde doğrudan uygulanmamakla birlikte, çağdaş hukuk sistemlerinin büyük kısmına kaynaklık yapmış ve temellerini oluşturmuştur. Almanya, İtalya, Fransa, İsviçre ve Türk Hukuku’nda özel hukuk ilkelerinin çoğu Roma Hukuku’na dayanmaktadır. Kanunlaştırma hareketlerinin hukukumuza yansıması Osmanlı Dönemi’nde başlamış ve çeşitli alanlarda Avrupa’dan kanunlar iktibas edilmiştir. Medeni Hukuk alanında ise iktibas etmek yerine yeni bir kanun yapılması yolu benimsenmiş ve Mecelle hazırlanmıştır. Mecelle, hukukumuzda Cumhuriyet Dönemi’ne kadar uygulama alanı bulmuştur. Cumhuriyet Dönemi’ne gelindiğinde ise İsviçre’den iktibas edilen Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiştir. Böylece Türk Özel Hukuku da Roma Hukuku temelli Kara Avrupası hukuk sistemine dahil olmuştur. Bu çalışmanın amacı Avrupa ülkelerindeki kanunlaştırma hareketleri ile bu hareketlere Roma Hukuku’nun etkisini ve bu etkinin Türk Hukuku’na yansımasını incelemektir. Çalışmada Roma Hukuku araştırmalarının Orta Çağ’da nasıl başladığı, Avrupa’daki kanunlaştırma hareketlerini nasıl etkilediği tarihi süreç içerisinde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme konunun Türk hukukuna yansıması bakımından önemlidir. Ardından bu çerçevede Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri, incelenmiştir. Roma hukuku günümüzde oluşturduğu temel hukuk ilkeleri ile etkisini sürdürmektedir. Romalı hukukçuların toplumun ihtiyaçlarına uygun hukuki çözümler üretme yeteneği, günümüze örnek teşkil etmektedir. Bu çalışmada yerli ve yabancı kaynaklardan yararlanılarak bir yandan tarihi süreç ortaya konulurken diğer yandan bu sürecin hukukumuza nasıl yansıdığı değerlendirilmiştir.