İTÜSBD, Cilt 6, Sayı 12, Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 12 / 12
  • Öğe
    Deniz yolu ile yolcu taşıma sözleşmelerine ilişkin bir değerlendirme
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Ilgın, Canan Özlem
    Ticaret Kanunu’nda deniz yolu ile yolcu taşıma; yolcu taşıma mukavelesi başlığı altında 14 madde halinde düzenlenmiştir. Bu maddeler incelendiğinde; deniz yolu ile yolcu taşıma sözleşmesinin tanımının yapılmamış olmasına rağmen, sık sık eşya taşıma sözleşmesi hükümlerine atıf yapıldığı dikkat çekmektedir. Oysa, deniz yolu ile yolcu taşıma sözleşmelerinde özellikle taşıyanın sorumluluğunun etraflıca düzenlenmesi gereklidir. Uluslararası mevzuatta; 1974 Denizde Yolcu ve Bagajların Taşınmasına Dair Atina Konvansiyonu ve 1976, 1990 ve 2002 Protokolleri ile bu konu düzenlenmiştir. Türkiye bu Konvansiyon ve Protokollerin hiç birine henüz taraf değildir. Ticaret Kanunu Tasarısı’nda, Konvansiyon’un bazı maddeleri aynen yer almaktadır. Çalışmamızda, yolcu taşıma sözleşmesine ilişkin eksikliklerin incelenmesi ve öneriler getirilmesine çalışılmıştır.
  • Öğe
    Miras sözleşmesinin tek taraflı irade beyanı ile sona erdirilmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Çınar, Ömer
    Vasiyetname ile miras sözleşmesi arasında bunları yapabilme ehliyeti ve muhtevaları açısından bazı farklılıklar mevcut olsa da bu iki ölüme bağlı tasarruf arasındaki en önemli fark, miras bırakanın vasiyetnameden istediği zaman tek taraflı olarak geri dönebilmesi mümkün olduğu halde, miras sözleşmesinden istediği zaman geri dönememesidir. Ancak, miras bırakanın miras sözleşmesinden istediği zaman geri dönememesi kural olmakla beraber, bazı durumlarda miras sözleşmesinden tek taraflı irade beyanı ile dönmesi mümkün olmaktadır. Bu çalışmamızın konusunu da bu hususlar oluşturmaktadır.
  • Öğe
    Limited şirketin haklı sebeple feshi ve yargıtay’ın yaklaşımı
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Giray, Rabia Eda
    Limited şirketlerde, ortağın haklı sebeple şirketin feshini isteme hakkı vardır. Fakat hangi hallerin haklı sebep sayılacağı düzenlenmemiştir. Konu Yargıtay kararlarında netliğe kavuşturulmuştur.
  • Öğe
    İpoteğin alacağa bağlı hak olması ve diğer özellikleri
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Aktepe, Sezin
    Bu çalışmada, ipoteğin özellikleri ele alınmış ve özellikle alacağa bağlı bir hak olması özelliği üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda ipoteğin alacağa bağlı olmasının doğurduğu sonuçlar incelenmiştir.
  • Öğe
    “Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanunu tasarısı”nın değerlendirilmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Şıpka, Şükran
    Mediasyon (arabuluculuk), Alternatif Uyuşmazlık Çözümü (AUÇ) yöntemlerinden biri ve en çok kullanılanıdır, kısaca “mahkeme dışı uyuşmazlık çözümü” olarak adlandırılabilir. Bir hukukçu veya başka bir meslekten olan özel eğitim almış mediatörün, anlaşmazlık konusunda tarafların yerine karar verme yetkisi yoktur ve tarafları bir anlaşmaya varmaya zorlayamaz. Bu amaçla hazırlanan Kanun Tasarısı, sadece tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri işlerden kaynaklanan hukuk uyuşmazlıklarında ihtiyari olarak uygulanacaktır. Bu tasarıya göre, mediatörler belirli bir eğitimden geçirilecek ve Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulacak bir sicile kayıtlı olacaklardır. Mediasyon(arabuluculuk), mahkeme öncesi veya mahkeme sürecinde kullanılabilir. Tasarıda mediasyon (arabuluculuk) sonucu yapılacak anlaşmaların ilam niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Bu durum ilgili çevrelerde tartışmalara yol açmıştır.
  • Öğe
    Enkazın kaldırılmasına ilişkin uluslararası Nairobi konvansiyonu, 2007
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Algantürk Light, Didem
    IMO'nun (Uluslararası Denizcilik Örgütü) 14-18 Mayıs 2007 tarihinde Kenya'nın başkenti Nairobi'de gerçekleşen Diplomatik Konferansında, “Enkazın Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Nairobi Konvansiyonu, 2007” (Nairobi Konvansiyonu 2007) kabul edilmiştir. Uluslararası alanda önemli bir hukuki boşluğu dolduracağına inandığımız bu Konvansiyon, incelememizin konusunu oluşturmaktadır.
  • Öğe
    Türk borçlar kanunu tasarısında genel hükümlere ilişkin olarak yapılması öngörülen yenilik ve değişiklikler
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Koç, Nevzat
    Bu çalışmada, Türk Borçlar Kanunu Tasarısında genel hükümlere (m.1 ilâ 205) ilişkin olarak yapılması öngörülen yenilik ve değişiklikler hakkında okuyuculara bilgi verilmesi amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Ceza hukukunda temel kusurluluk şekli “kast”
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) İçel, Kayıhan
    Çalışmamızda suçun yapısal unsurlarından olan kusurluluk unsurunun temel şekli olan “kast”, “özel kast”, “eklenen kast”, “tasarlama” alt başlıkları ile ele alınmakta, 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu hükümleri dikkate alınmak suretiyle konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunulmaktadır.
  • Öğe
    Temel hakların sınırlanması - sınırlamanın sınırları
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Gören, Zafer
    İnsan hakları Devletten önce de var olan haklardır ve onlara Devlet güvencesi sağlandığında, “temel hak” diye adlandırılmaktadırlar. Bugün Dünyada temel haklar ve özgürlüklerin garantisinin çok büyük bir önem taşımasına karşın temel hak taşıyıcısının temel hak ve özgürlükleri denetimsiz ve aşırı kullanması, kamu yararıyla ve diğer temel hak sahiplerinin haklarıyla çatışabilir. Bu nedenle, temel hakların kullanımına sınırlar çizilmektedir. Anayasa koyucu temel haklar için sınırlamalar öngördüğünde, bireyin özgürlük isteği ile devlet içindeki toplumsal yaşamın gerekleri arasında doğal olarak gergin bir ilişki ortaya çıkacaktır. Bu gerekler, başka temel hak taşıyıcılarının özgürlük alanlarına saygı gösterilmesi ve devletin menfaatlerinin ve hukuksal değerlerinin korunmasıdır. Burada ölçülülük ilkesi devreye girecektir.
  • Öğe
    Avrupa Birliği temel haklar şartının ana ilkesi: dokunulmaz insan onuru
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Gören, Zafer
    Bütün temel haklar insan onuru için gerekli görülmüşlerdir. İnsan onurundan kaynaklanırlar ve onun bağımsızlaşmış parçalarıdır. İnsan onuru, insanın tinsel bir varlık olarak özgürlük ve bilinç içinde bağımsız karar vermesi ve çevresine etkili olması amacına yöneliktir. İnsan Onurunun Korunması İlkesi ile insana, insan oluşu nedeniyle tinsel ve sosyal bir değer verilmesini ve saygı gösterilmesini isteme hakkı tanınmaktadır. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı ile AB’nin, ekonomik bir topluluktan, bir değerler topluluğuna geçiş süreci önemli ölçüde sağlamlaştırılmıştır. AB üyelerinin ve üye adaylarının kendi Anayasalarını ve yasalarını bu şarta uyarlamaları gerekmektedir. Şart, ortak çabaların odak noktasında bireyin ve onun dokunulmaz insan onurunun bulunduğunu vurgulamaktadır. Bu ilkenin Anayasamızda da temel haklar kataloğunun en üst basamağında yer alması, sadece AB'ye uyum sürecinde yerine getirilmesi gereken bir koşul olmayıp, Anayasanın Başlangıç kurallarında vurgusu yapılan Büyük Atatürk'ün çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma hedefinin de bir gereğidir.
  • Öğe
    4857 sayılı iş kanununa göre geçici iş ilişkisinin hükümleri ve sonuçları
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Çifter, Algun; Demir, Özge
    1475 sayılı İş Kanunu, esnekleşme sonunda ortaya çıkan yeni istihdam türlerine, dolayısıyla da geçici iş ilişkisine yer vermediğinden, bu dönemde geçici iş ilişkisi öğretisel tartışmalar ile şekillenmiş ve bu tartışmalar ekseninde problemler çözülmeye çalışılmıştır. Ancak zamanla Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyelik perspektifinin netlik kazanması ve üyelik sürecinin önemli bir ayağını oluşturan yasaların birlik yasalarına uyumlaştırma sürecinin bir parçası olarak, İş Kanunu da değişmiş ve olgu olarak bize yabancı olmayan geçici iş ilişkisi ancak 4857 sayılı İş Kanunu döneminde kanun kapsamına alınmış ve yasal tanımlaması yapılmıştır. Böylece daha önce kanuni bir düzenleme olmadan uygulanan geçici iş ilişkisi, hukuki dayanağa kavuşmuştur.
  • Öğe
    İş güvencesi kapsamı ile ilgili otuz işçi sayısını düzenleyen iş kanunu kuralının iptali isteminin anayasa mahkemesince reddi üzerine düşünceler
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2007) Çelik, Nuri
    Anayasa Mahkemesinin 19.10.2005 tarihli kararı ile İş Kanununun iş güvencesine ilişkin 18. maddesinde yer alan işçi sayısı konusundaki kuralın Anayasa aykırılığı iddiasıyla yapılan iptal istemi reddedilmiştir. Bu incelemede iptal istemi ve red kararı gerekçeleriyle birlikte ele alınmış ve kararın isabetsiz olduğu sonucuna varılmıştır.