İTÜY, 2010, Tasarımda Genç Bakışlar Ulusal Sempozyumu 27 Ekim 2010: "bir kullanıcı, bir mekan, bir ürün"

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 14 / 14
  • Öğe
    Bir Kullanıcı, Bir Mekan, Bir Ürün: Atölye “Konar Göçer”
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Köşklük Kaya, Nezihat
    2007 Kasım ayında, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimari Tasarım 201-202 Stüdyosu’nda, eğitim programı içinde daha serbest ve tercihli öğrenme ortamını desteklemek ve denemek, öğrencileri kısa süreli egzersizlere yakınlaştırmak üzere, stüdyo yürütücüleri tarafından “200atölyeler” adı altında bir dizi paralel atölye çalışması gerçekleştirilmiştir. “200atölyeler” projesinin en önemli kazanımlarından biri, eğitim programında özgür yaklaşımlara daha kalıcı bir yer edindirmeye dönük deneysel bir çalışma oluşturmuş olmasıdır. İki stüdyo günü süren bu atölyelerin temaları birbirlerinden özellikle farklı seçilmiştir. “200atölyeler”den biri, Nezihat Köşklük ve Arkeoloji Bölümü öğretim görevlisi Dr. Ali Kazım Öz yürütücülüğünde, 12 öğrenci ile gerçekleştirilen “Konar Göçer”dir. Atölyenin tasarımları, bu çalışmada kullanıcı, mekan ve ürün bazında sunulmuştur.
  • Öğe
    Ofislerde Enerji Etkin Aydınlatma Sistemleri
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Kutlu, Rana
    Bu çalışmada, konfor koşullarının sağlanmasında ve mekanın algılanmasında mimarinin önemli öğelerinden biri olan aydınlatma konusu; enerji etkin tasarım bakış açısıyla ele alınmaktadır. Bu amaçla, gün boyu kullanılmaları, kullanıcı sayılarının fazla olması ve bununla beraber enerji tüketimlerinin yüksek olması sebebiyle ofis binaları seçilmiş, enerji etkin aydınlatma tasarımı için kabukta uygulanabilecek sistemler ve yapma aydınlatma kontrol sistemleri tanıtılarak, performansları üzerinden değerlendirilmeleri yapılmıştır.
  • Öğe
    Günümüz Müstakil Konut Sitelerinde Kullanıcı Tercihleri: Trabzon Örneği
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Zorlu, Tülay
    Konut kullanım şekli ve donatılarının örgütlenme biçimi ile kullanıcısının yaşam biçimi ve tercihlerini yansıtır. Toplumsal gereksinmelerin zamanla değişim göstermelerine bağlı olarak farklı kullanıcı gruplarının farklı mekan organizasyonlarına ihtiyaç duymaları tasarımcıları, onların gereksinmelerine ve tercihlerine yanıt verecek ve farklı iç düzenlemelere olanak sağlayacak yaklaşımlar üzerinde çalışmaya yöneltmiştir. Hızlı bir toplumsal değişim içinde olan Türkiye gibi ülkelerde bu konu özellikle önem kazanmaktadır. Bu amaçla ailenin zaman içindeki dinamik yapısı ve mekan kullanım kalıpları konusundaki kuramsal çalışmaları destekleyecek veriler sağlanması gerekmektedir. Bu çalışmada kentsel doku içinde yaygın bir yer kaplayan konut alanlarında sayıları hızla artan ve sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ailelerde daha fazla tercih edilir konumda bulunan müstakil konut sitelerindeki konutlarda kullanıcı tercihleri araştırılmıştır. Çalışmanın amacı belirli bir kullanıcı grubuna hizmet eden bu konutlarda süreç içinde gibi değişiklikler yapıldığı ve bu değişiklikleri oluşturan, etkenlerin neler olduğunu belirlemek ve yapılacak tespit ve değerlendirmelerden elde edilecek bilgilerin paralelinde değişen kullanıcı gereksinimlerini karşılamak üzere bundan sonra tasarlanacak yeni konutlara veri oluşturmaktır.
  • Öğe
    Teknolojik Gelişmelerin İç Mekan Biçimlenişine Etkisi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Özturan, Özgü
    Teknoloji, bilimsel çalışmalardan yola çıkarak yeni bir ürün geliştirmek ve hizmet desteği sağlamak için gerekli bilgi, beceri ve yöntemler bütünü olarak tanımlanabilir. Endüstri Devrimi ile değişen üretim teknikleri, son yıllarda köklü bir değişime sahne olmaktadır. Bilimsel çalışmaların çoğalmasıyla üretim alanlarındaki makineleşme artmakta, üretim yöntemleri değişmektedir. İnsanlar, fabrikada makineleri işleten kişilerden çok, bu makineleri, üretim yöntemlerini, ürünün finans değerlendirmesini, pazarlamasını, tanıtımını tasarlayan kişiler halini almıştır. Teknolojideki gelişmeler ve dönüşümler, çağdaş yaşamı “değişim” kavramının üzerinde ve onu etkileyen faktörlerin eşliğinde yeniden biçimlendirmektedir. Çağdaş mekan olgusu ise iletişim, ulaşım, dolaşıma yönelik ve bunların etkilediği zaman, mekan, yaşam şekillenişi ve etkileşimi ile yeniden tanımlanmaktadır. Çalışma, “değişim” ve “gelişmeyle” özdeşleşen teknoloji kavramının çağdaş yaşam üzerindeki etkisini incelemekte, kullanıcıların çağdaş mekanlardan beklentilerini tartışmaya açmaktadır. Çalışmada, 20. yüzyıl başından beri kendini sürekli yenileyerek tekrarlayan mekan sorunlarına karşılık sunulan güncel çözüm önerileri irdelenmekte ve çağdaş iç mekan oluşumlarının analizleri yapılarak, biçimleniş ilkeleri ortaya konmaya çalışılmaktadır.
  • Öğe
    Marka-İç Mekan İlişkisinin Tüketim Kavramı Çerçevesinde Değerlendirilmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Çatak Oylum, Nilüfer
    20. yüzyılın sonları ve 21. yüzyılın başlarında, karşımıza sıklıkla çıkan marka ve markalaşma kavramları, mimarlık ve iç mekan tasarımının uygulama alanlarında bir enstrüman haline gelebilmektedir. Markalaşmanın, göstergebilimin bir boyutu olduğunu kabul edersek, mekan tasarımında kullanılan her görsel elemanın da bir ifade biçimi olduğunu söyleyebiliriz. Tüketim ihtiyaçlarına yönelik olarak, hemen hemen tüm sektörlerde bir adım önde olma çabasıyla, marka-markalaşma kavramı incelenmekte ve bu anlamda kurumsal stratejiler belirlenmektedir. Farklılaşma çabasının tasarımla aşılacağına inanılmakta ve buna yönelik bir duruş aranmaktadır. Küreselleşmenin etkilerinin bir sonucu olarak, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, aynı ürünün farklı kültürlerde talep edildiğini kolayca görmekteyiz. Bu davranış biçimi içinde, 20. yüzyılın son çeyreğine kadar ''üreten bir araç'' olan insan faktörü, yüzyıl sonlarından itibaren ''tüketen bir araç'' durumuna gelmiştir. Kültür ve davranış biçimlerinin de incelendiği bu çalışmada, kullanıcıların, ürün veya hizmet karşısında ve bulundukları mekan ile çevresel davranış unsurlarının nasıl etkilenebileceği ortaya konmaya çalışılmıştır. Çeşitli tüketim mekanlarında kullanılan mekansal örgütlenme ve mimari öğeler ile farklılaşma sağlanarak müşterinin, kullanıcının ilgisi çekilmeye çalışılmaktadır. Kamusal mekanların da çeşitli zaman dilimleri içinde değiştiriliyor olması, mekanın da üretilen ve tüketilen bir kavram haline geldiğini göstermektedir. Tasarımda ticari endişelerin dışında kalınmaya çalışılsa da, mekan tasarımında ''zamansızlık'' olgusu tartışılır hale gelmiştir. Kurumsal kimliğin izlerini ve markalaşmanın ipuçlarını taşıdığı bu mekanların hangi aşamalardan geçerek tasarlandığının ortaya konması, belirlenen kurum stratejilerinin etki değerlerinin incelenmesi bu çalışmanın temel amaçlarından olmuştur.
  • Öğe
    Bellekte Varedilen Soyut Kavramların Tasarım Diliyle Bir Ürün Olan Sınır”landırmalara Dönüşmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Turgay, Orkunt
    Tasarlama, arayışlar ve alternatifler üretme sürecidir. Soyut biçimler, somut biçimlere oranla alternatif üretmeye daha elverişli olarak bilinmektedir. Tasarımda alt bileşenleri sıralamak, aralarında bağlam kurmak parça-bütün ilişkilerinin yapısını kavrayabilmekle mümkündür. Tasarımın, mekânın oluşumunu irdeleyebilmek için de sınırlarını incelemek gerekmektedir. Getirilen sınırlar mekânın, tasarımın oluşmasını ve tanımlanmasını sağlayan etkin bileşenlerdir. Sınırlar olmadan bir mekânı tanımlamak, kavrayabilmek, analiz edebilmek mümkün değildir. Tasarımı zihinsel bir aktivite olarak gören yaklaşımlar, tasarım olgusunu problem çözmekten çok problem tanımlama, sınırlandırma ve çözüm bulma olarak görmektedirler. Biçimleniş üslubunu, oluşturulacak soyut mekânsal çözümün ikinci boyutta ve üçüncü boyutta, hem içerik olarak hem de bu içeriğin karşılığı olan kabuğa / biçime yansıyarak oluşan tasarım dilini, mekansal dil olarak benimseme ilkesi de mekansal düzenleme aşamasında göz önünde bulundurulması gereken önemli bir etkendir. Tasarımcının tek anlamlı olarak tasarladığı, sınırlandırdığı ve somuta dönüşen düşünceler, kullanıcı/gözlemci çeşitliliği, sosyo-kültürel farklılıklar bakımından sonsuz kez yorumlanabilir. Soyut düşünce yaklaşımlarının bu biçimlendirme sürecinde, somut sınırlara, limitasyonlara dönüşmesinin, tasarım eyleminin, sürdürülebilir bir yaratıcılık süreci olduğu ve pek çok varyasyonun gerçekleşebilmesinin “tasarımcısının belleği”ndeki imgelemine bağlı olduğu yaklaşımı savunulmaktadır.
  • Öğe
    Bir Tasarım Oyunu; Galatı His
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Özturan, Özgü
    Günümüzde tasarımın hedefinde vitrivius’un işaret ettiği işlevsellik, sağlamlık ve güzellik ile beraber, “akılda kalıcılık” kavramı, üzerinde daha fazla düşünülmesi gereken bir olgu halini almıştır. Çünkü modern toplum insanı, yaşamını sürdürdüğü tüm mekânlara karşı belirli bir görsel doygunluğa ulaşmış ve zamanla daha fazla seçici olmaya başlamıştır. O nedenle günümüzde tasarımcılar açısından, insanların zihninde yer etmek oldukça zorlaşmıştır. Tasarım, insanı beklentilerinin karşılanacağı yere götüren yoldur. Eğer bu yol, insanı beklentilerinin de ötesine götürüyorsa, illüzyon adındaki bir tasarım oyununa dönüşür. Bu oyunun amacı akılda kalmaktır. Yapılan çalışmada illüzyon kavramının iç mimarlık alanında ki önemine değinilerek, tasarımcının hangi tür illüzyonları yaratabileceğine, çeşitli sınıflama ve örneklemelerle cevap aranacaktır. Ayrıca bu konuda iç mimarlığın gelecekteki rolü de göz önünde bulundurularak tasarımcılara ve eğitimcilere tavsiyelerde bulunulacaktır.
  • Öğe
    Sürdürülebilirlik Kavramı Ve Çağdaş İç Mekan Biçimlenişe Etkileri
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Özturan, Özgü
    Düzensiz kentleşme, toprak kaynaklarının düzensiz kullanımı, üretim teknikleri dolayısıyla ekosistemdeki kirliliğin artması temel çevre sorunları olarak belirlenmektedir. Hızlı ve dengesiz artan dünya nüfusu ve sınırlı yeryüzü kaynakları bu sorunları körüklemektedir. Son yıllarda “Yeryüzü Zirveleri” adı altında toplanan Birleşmiş Milletler Çevre Kalkınma Konferansları, sözü edilen sorunlara odaklanmakta, sadece iktisadi büyümeyi hedefleyen kalkınma modellerinin insanlığı geri dönülemez tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya getirdiğini ileri sürmekte ve “Gündem 21” başlığıyla çözüm önerileri sunmaya çalışmaktadır. Gündem 21 mevcut kentleri, çevre sorunlarının merkezine oturtmakta ve çözüm önerilerini kent ölçeğinde geliştirmektedir. Bu yönü ile Uluslararası Modern Mimarlık Kongreleri ile benzerlikler gösteren Gündem 21’in ortaya koyduğu sonuçlar, kent biçimlenişine “yoğun kent”, “yoğun olmayan kent”, “çok çekirdekli kent” yaklaşımları olarak yansımaktadır. Bu yaklaşımlar, küresel bazda kabul görmekte ve mevcut kentlere uygulanabilirlikleri araştırılarak geliştirilmektedir. Çalışma, kent ölçeğinde ortaya konmuş bu biçimleniş yaklaşımlarının ve kavramlarının incelenmesini içermekte, sözü edilen yaklaşımların çağdaş iç mekan biçimlenişine etkileri sürdürülebilirlik bağlamında, analizlerle ortaya konmasını kapsamaktadır.
  • Öğe
    Yükseköğrenim Gören Öğrencilerin Otobüs Yolculuklarındaki Gereksinimleri Ve Ergonomik Beklentileri: Düzce Üniversitesi Örneği
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Çayır, Barış; İlçe, A. Cemil
    Bu çalışmanın amacı Türkiye’de şehirlerarası yolculuk yapan yükseköğrenim öğrencilerinin otobüs koltukları ve yolculukla ilgili kullanıcı gereksinimlerini belirlemektir. Araştırmanın evrenini Düzce Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Örneklem grubunu ise fiziksel özrü bulunmayan, gönüllü olmayı kabul eden 50 kız ve 50 erkek olmak üzere toplam 100 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya ilişkin veriler Şubat - Haziran 2009 tarihleri arasında veri toplama formu ile toplanmıştır. Öğrencilere rasgele erişim yöntemiyle anket formları uygulanmış, verilerin yüzdelik değerleri ortaya konulmuştur. Araştırma sonuçlarının, koltuk ve otobüs üreticilerinin tasarımlarını yapılandırmalarına faydalı olacağı düşünülmüştür. Ayrıca bu sonuçlar ile seyahat firmalarından beklenen hizmetler belirlenerek, hizmet kalitesinin arttırılması da sağlanabilir.
  • Öğe
    Vaka Çalışması: Yeni Ürün Geliştirme Sürecinde Büyük Ölçekli Bir Firmanın Tasarım Etkinliğinde Tasarım Odaklı Uygulamalar
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Çalgüner, Alper
    Tasarım yönetimi, bir organizasyonun sahip olduğu tasarım kaynaklarının, iş hedeflerinin yaratılması ve gerçekleştirilmesi amacı ile kültürel, stratejik ve operasyonel boyutları ile planlanması, organizasyonu ve kontrolü kapsamında tanımlanmaktadır. Türkiye pazarında etkinlik gösteren büyük ölçekli firmaların organizasyonel ve ekonomik yapıları ile, pazar payları üzerinde de etkisini göstermektedir. Bu tip firmaların Ar-Ge ve pazarlama departmanlarının ürün geliştirme aşamaları boyunca işleyişleri ile süreç içinde karşılaşılan sistematiğe ve etkileşime dair problemler, uygulama örnekleri ve proje sonuçları üzerinden incelenmeli ve bir tasarım departmanının gerekliliği ile olası organizasyonel yapısı sorgulanmalıdır. Bu çalışma kapsamında, Türkiye’de ısıtma ve soğutma ürünlerinde pazar lideri olan bir firmanın, pazara yeni giren yenilikçi tasarım ürünleri ile rekabet edebilmesi için geliştirilen stratejik yaklaşım ve sonuçları üzerinde durulmaktadır. Süreç içinde firma tarafından saptanan kurumsal hedefler doğrultusunda serbest tasarımcılar ve tasarım firmaları ile çalışılması amacıyla düzenlenen konkür sürecinde karşılaşılan olumlu ve olumsuz ticari sonuçlar ile gereksinim duyulan organizasyonel yönetim uygulamaları, bir vaka çalışması yoluyla tartışılmaktadır.
  • Öğe
    Mimarlıkta Forma Dayalı Algı Kavramı, Metal Malzemeler Üzerine Bir İnceleme
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Mozaikci, Begüm
    Özellikle 19. Yüzyılın ikinci yarısında mimari yapılarda çelik başta olmak üzere alüminyum ve titanyum gibi metaller yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yeni metallerin de keşfedilmesiyle mimari yapılarda artan malzeme çeşitliliği beraberinde farklı mimari formların ve yüzeylerin de kullanılmasını getirmiş ve yeni algısal çeşitlilklere ve yorumlara zemin hazırlamıştır. Bu sebepten bu çalışmanın amacı çelik, alüminyum ve titanyum gibi mimari uygulamalarda yeni kullanılan metallerle yapılmış yapıların bitmiş ürün olarak dıştan bina ölçeğinde görsel olarak incelenip nasıl algılandığını sorgulamak ve yorumlamaktır. Binalarda algı konusu incelenirken yapının formu ve kullanılan malzeme yönüyle algı sistemine ve algıya olan katkısı, yapının sembolikliği ve sergilediği imajı tartışılıp, yorumlanacaktır. Ayrıca, mimaride gelinen son nokta olan çağdaşlaşma içerisinde form ve malzemenin gelişimindeki ana etken olan teknolojik değerler de göz ardı edilmeyecektir.
  • Öğe
    Tarihi Yapıları İç Mekanı Koruyarak Kullanmak
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Gönül, Bilge
    Türkiye’de tarihi yapıları korumak üzerine yapılan çalışmalar fayda sağlasa da sorunlar devam etmektedir. Bu sorunlardan biri olarak; cephe kapsamında korunuyor gibi görünen tarihi yapıların iç mekanlarında değer kaybına yol açan uygulamalar gerçekleşebilmektedir. Bunun sonucunda çağdaş yaşama adapte olmaya çalışan tarihi yapılar onları değerli kılan iç mekan özelliklerinin bazılarını veya tamamını kaybedebilmektedirler. Bu çalışmanın amacı; tarihi yapıların kullanılması esnasında, koruma kapsamında iç mekanlarda değer kaybına yol açan unsurları ortaya çıkarmak ve tarihi yapıları iç mekanı koruyarak kullanmanın önemini vurgulamaktır. Bu bağlamda seçilen örnekler dıştan korunuyor gibi görünen yapıların iç mekanlarında ne kadar değişime uğradıklarını belirlemeye yöneliktir. Bu çalışmanın sonucunda; koruma açısından, tarihi yapıların iç mekanlarını tehdit eden unsurların, yapıların kullanım biçimine bağlı olarak irdelenmesinin önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Buna göre; yeni işlevle kullanılan tarihi yapıların, özgün işlevle kullanılan yapılara göre, daha fazla müdahale gerektirerek, iç mekanda değer kaybetme riskinin artabileceği anlaşılmıştır.
  • Öğe
    Değişime Uğramış Kent Girne: Cephelerin Tasarım Prensipleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Arnavut, Aslı
    Bu çalışmanın amacı birçok soyut ve somut etkenin dönüştürüldüğü günümüz kentlerinde yitirilen tasarım kalitesinin bir değerlendirmesini yapmak ve değişimin çevremizdeki binaların tasarım kalitesini nasıl etkilediğini araştırmaktır. Bu bağlamda köklü değişime uğramış şehir Girne’deki yanlış tasarımlar ve azalan tasarım kalitesi bina ölçeğinde incelenmiştir. Çalışma kapsamında tasarım kalitesi, tasarım prensiplerinin kriterleri ile bina cephelerinin değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Tasarım ilkeleri tasarımcının görsel farkındalığını geliştirirken, çevredeki olguları, örneğin yeni binaların tasarımlarını kritik bir şekilde değerlendirebilmesini ve yapıcı bir şekilde eleştirme yeteneği geliştirmesini de sağlayacaktır. ‘‘Girne Beyaz Bölge’’(GBB.) araştırma alanı olarak tespit edilmiş ve toplam 45 olmak üzere üç farklı dönemde inşa edilmiş farklı fiziksel karaktere ve özelliğe sahip konut mimarisi örnekleri, kıyaslama yapmaya imkan verecek şekilde seçilmiş ve değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Kentsel Bir Tasarım Ürünü: Sokak Sanatı
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2010) Erdoğan, Gizem
    Kentsel tasarım; kentsel planlama sürecinin parçasıdır. Kente ait tasarımlar; kullanıcı tarafından şekillenmektedir ve mekanın bir parçası haline gelmektedir. Kent yaşamına insan öncelikli bakıldığında; kentin içinden alınacak hiçbir kesit yaşantıyı dışarıda bırakamaz, bırakmamalıdır da. Günümüzde; kent merkezlerindeki sokakların yüzeyleri olan duvarlar boş kalmamaktadır. Bu yüzeyler sanatçının ve tasarımcının hakimiyetine girmeye başlamıştır. Bu bildiride; yüzeyler ve duvarları kaplayan çalışmalar birer sanat ürünü olarak, kullanıcısı olan kentli üzerinden değerlendirilecektir.