Dijital dönemde erken sinema tarihini okumak

dc.contributor.authorSivas Gülçur, Ala
dc.date.accessioned2017-05-30T07:31:46Z
dc.date.available2017-05-30T07:31:46Z
dc.date.issued2017en_US
dc.departmentFakülteler, İletişim Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı Bölümüen_US
dc.description1st International Conference on New Trends in Communicationen_US
dc.description.abstractSinema ve dijital teknolojinin buluşması, ilk kez 70’li yıllarda George Lucas’ın popüler filmi Yıldız Savaşları’nda kullanılan hareket kontrol sistemleriyle gerçekleşmiştir. Bundan sonra dijital sinemanın gelişimi 90’lı yıllarda dijital videoların pratik birer kayıt aracı olarak kullanılmasıyla ivme kazanmıştır. Teknolojik gelişmeler bağlamında dijital sinema, sesli ve renkli filmin icadından sonra üçüncü teknolojik devrim olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte, Lev Manovich, Robert Stam ve Thomas Elsaesser gibi teorisyenlere göre bu yeni dönem, sinema öncesi dönem ile ve erken sinema tarihi ile benzerlikler ve kesişmeler barındırmaktadır. Bu çalışma, dijital sinema dönemini sinema sanatının geçmişini okumak için yeni bir olanak olarak ele almayı hedeflemektedir. Çalışmada teorik yaklaşımların ardından dijital dönemde çevrilmiş ve konusunu dünya sinema tarihinden alan üç film – Paris’te Çılgın Macera (Bibo Bergeron, 2011), Hugo (Martin Scorsese, 2011) ve Artist (Michel Hazanavicius, 2011) incelenecek ve söz konusu filmler aracılığıyla erken sinema dönemine ilişkin bir okuma yapılacaktır.en_US
dc.description.abstractThe combine of digital technology and cinema emerged in 70s with motion control systems which was used for the first time in George Lucas’ popular movie Star Wars. Then, its progress is accelerated in 90s with the use of digital videos as practical recording tools. In the context of the technological developments, digital cinema has been defined as a third revolution throughout film history after the invention of talkies and color films. However, according to the theorists as Lev Manovich, Robert Stam and Thomas Elsaesser this new era has also some similarities and intersections with pre-cinema and early years. This study aims to discuss digital film era as a new possibility to read the past of cinema art. After viewing theoretical perspective, the films A Monster in Paris (Bibo Bergeron, 2011), Hugo (Martin Scorsese, 2011) and The Artist (Michel Hazanavicius, 2011) made in the digital era and based on the themes from world film history, will be examined in order to read early cinema.en_US
dc.identifier.endpage531en_US
dc.identifier.isbn978-605-65119-9-8
dc.identifier.startpage523en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11467/1646
dc.language.isotren_US
dc.publisherİstanbul Ticaret Üniversitesien_US
dc.relation.ispartof1. Uluslararası İletişimde Yeni Yönelimler Konferansıen_US
dc.relation.publicationcategoryKonferans Öğesi - Uluslararası - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectDijital Sinemaen_US
dc.subjectSinema Öncesien_US
dc.subjectErken Sinema Tarihien_US
dc.subjectDigital Cinemaen_US
dc.subjectPre-Cinemaen_US
dc.subjectEarly Film Historyen_US
dc.titleDijital dönemde erken sinema tarihini okumaken_US
dc.title.alternativeReading early film history in the digital eraen_US
dc.typeConference Objecten_US

Dosyalar

Orijinal paket
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Yükleniyor...
Küçük Resim
İsim:
M00847.pdf
Boyut:
253.72 KB
Biçim:
Adobe Portable Document Format
Açıklama:
Makale
Lisans paketi
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Küçük Resim Yok
İsim:
license.txt
Boyut:
1.71 KB
Biçim:
Item-specific license agreed upon to submission
Açıklama: