İTÜSBD, Cilt 10, Sayı 20, Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 10 / 10
  • Öğe
    Çocukların korunması ve ülkelerarası evlat edinme konusunda işbirliğine dair 1993 tarihli La Haye sözleşmesi uyarınca yabancı adli ve idari evlat edinme kararlarının doğrudan tanınması ve kontrol usulü
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2011) Şensöz, Ebru
    Türkiye’nin de taraf olduğu ergin olmayan çocukların evlat edinilmesinde öncelikle uygulanacak olan 1993 La Haye Sözleşmesi’nin amaçlarından biri, akit devletlerden birinde sözleşmeye uygun olarak yapılan evlat edinmelerin diğer tüm akit devletlerde tanınmasını güvence altına almaktır. Bu amaçla, akit devletlerden birinde yetkili makam tarafından Sözleşmeye uygun olarak yapıldığı tevsik edilen evlat edinmenin diğer tüm akit devletlerde hiçbir usule tabi olmaksızın doğrudan tanınmasını hüküm altına almıştır. Bu nedenledir ki, Türk hukukunda, doğrudan tanıma usulü olarak adlandırabileceğimiz bu usul ile evlat edinme kararlarının kontrol usulü hakkında ayrıntılı bir çalışma yapma gerekliliği doğmuştur.
  • Öğe
    Hukuk muhakemeleri kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle medeni yargılama hukukunda neler değişiyor?
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2011) Aktepe Artık, Sezin
    1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun genel hatları ile inceleneceği bu çalışmada, medeni yargılama hukukunda meydana gelen değişiklikler ile hukukumuza yeni eklenen kurumlar üzerinde durulması amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında oluşturulan iki iç hukuk yolu üzerine bir değerlendirme
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2011) Akpak, Didem; Kalafat, Ahmet
    Bu çalışmada, Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde açılmış davalar arasından pilot dava olarak seçilen iki başvuru ile bağlantılı AİHM kararları ve bu kararlar çerçevesinde oluşturulan iki iç hukuk yolu mekanizması değerlendirilmiştir. Bu çerçevede, 5233 sayılı “Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun” ve KKTC’de 67/2005 sayılı “Taşınmaz Malların Tazmini, Takası ve İadesi Yasası” ile oluşturulan iç hukuk yolları arasındaki benzer ve farklı yönler değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Markanın miras yoluyla intikali
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2011) Giray, Rabia Eda
    Bu çalışmada markanın miras yoluyla intikaline hakim olan ilkeler ve intikalin marka siciline tescili prosedürü üzerinde durulmuştur.
  • Öğe
    Yargıtayın ücret kavramının genişleyebilmesine yol açabilecek bir kararının irdelenmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2011) Zeytinoğlu, Emin
    Bu kısa incelememizde, taşımacılık sektöründe sorun çıkaran “sefer primi “ kavramı üzerinde durmaya ve sadece seferde kullanılmak için verilen bu primin ücret sayılıp sayılmayacağı konusunda ,iş sözleşmesi tarafları arasında oluşabilecek uyuşmazlıklara ve bu konuda verilmiş önemli bir Yargıtay kararındaki prensipleri incelemeye çalıştım. Her ne kadar iş hukukunun temel ilkesi,” işçinin korunması’’ ise de, bu ilkenin sosyal barışı tehlikeye düşürecek şekilde genişletilmemesi gerektiği kanısındayım.
  • Öğe
    Elektronik ödeme sistemleri
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2011) Şeker, Muzaffer
    Satış bedelini ödeme borcu alıcının asli edimidir. Alıcının satış bedelini ödemesi, nakit, kredi kartı veya banka havalesi ile ödeme şeklinde olabileceği gibi, taraflar arasında kabul edilecek başka yöntemler de uygulanabilir. İnternet üzerinden elektronik ticaretin gelişmesine ve yaygınlaşmasına paralel olarak, yeni ödeme şekilleri ortaya çıkmıştır. Çalışmada elektronik paranın yanında, diğer elektronik ödeme sistemleri ve hukuki nitelikleri incelenecektir.
  • Öğe
    Organize sanayi bölgesi (OSB) görevlilerinin ceza yasaları açısından hukuksal sıfatları ve sorumlulukları
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2011) İçel, Kayıhan
    Makalemizde, 5237 sayılı Yasanın 6/1- c maddesinde öngörülen kamu görevlisi tanımına dayanılarak Organize Sanayi Bölgesi görevlilerinin hukuksal sıfatları konusu incelenmiştir. Önce yeni yasadaki tanımın gerekçesi değerlendirilmiş ve buna göre kamu görevlisi için gerekli öğelerden hareket edilerek OSB görevlilerinin de ceza yasaları kapsamında kamu görevlisi sayılmaları gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Buna karşılık, bazı kamu görevlileri ile ilgili olarak özel yargılama usulünü düzenleyen 4483 sayılı Yasanın OSB görevlilerine uygulanamayacağı vurgulanmıştır. Makalemizde konular Yargıtay’ın yeni kararlarından örnekler verilerek açıklanmıştır.
  • Öğe
    Demokrasi, anayasa yargısı ve Türkiye örneği
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2011) Erdoğan, Mustafa
    Gerek demokrasi gerekse anayasal yönetim çağımızın önde gelen siyasî idealleri arasında yer almaktadır. “Anayasal demokrasi” terimi bu iki ideali birleştiren bir rejim modelini ifade etmektedir. Ancak bu terim aynı zamanda kendi içinde bir gerilimi de barındırmaktadır. Anayasacılıkla demokrasi arasındaki gerilimin en belirgin şekilde kendini gösterdiği alan “anayasa yargısı”dır. Anayasa yargısının demokratik meşruluğu sorunu son yıllarda Türkiye’de de tartışılmaktadır. Bu makalede Türkiye Anayasa Mahkemesi’yle ilgili asıl sorunun onun demokratik çoğunlukları anayasal yönetimin gerekleriyle sınırlamasından ziyade, ideolojik devlet iktidarı adına sınırlaması olduğu savunulmaktadır.
  • Öğe
    Anayasalarda vergi hakkı ve ödevi, AB uygulaması ve Türkiye
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2011) Batırel, Ömer Faruk
    Bu yazının amacı, yeniden yazılması konusunda hazırlığa başlanan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73.maddesindeki vergi ödevi konusunda Avrupa Birliği (AB) anayasa metinleri dikkate alınarak bir değerlendirme yapmaktır. 1876 Kanuni Esasîsi ile 1924 Teşkilatı Esasiye Kanununda verginin kamu haklarından biri olduğu ve ancak kanunla alınabileceği öngörülmüşken, 1961 ve 1982 Anayasalarında vergi siyasi ödevlerden biri olarak kabul edilmiştir. Anayasamızda vergi; bir siyasi hak ve ödev olarak dilekçe ve kamu denetçisine başvurma hakkı ile birlikte yabancıları da kapsayan tek ödevdir. Diğer siyasi ödevlerden yalnızca vatan hizmeti ya da askerlik ödev olarak tanımlanmıştır ve Türk vatandaşlarına özgüdür. Anayasamızın 73.maddesinin son fıkrası ile Bakanlar Kuruluna vergi konusunda devredilen yetki ölçüsüz olup, yasama yetkisinin incelenen hiçbir AB ülkesinde görülmeyecek kapsam ve genişlikte yürütmeye devrini öngörmektedir. Bu düzenleme ile yasallık ilkesine aykırı biçimde vergi değiştirilmekte hatta vergi oranı sıfıra indirilerek kaldırılmış olmaktadır. Ek mali yükümlülükler ve dış ticaret vergileri dışında bu yetki devri kesinlikle Anayasa metninden çıkarılmalıdır Anayasamızın yeniden yazılımında; verginin yukarıda açıklanan hak ve yasallık niteliği özenle dikkate alınarak siyasi ödevler bölümünden çıkarılarak bütçenin de yer aldığı mali hükümler içine alınması seçeneği değerlendirilmelidir.
  • Öğe
    6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu uyarınca çatmada kılavuz, gemi trafik hizmetleri sistemi ve römorkaj kusurunun değerlendirilmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2011) Algantürk Light, Didem
    TTK, 6102 Sayılı Yeni TTK ve 1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu çatma konusunda kusur kıstasını esas almaktadır. Bu özellik nazara alınarak, çalışmamızda TTK, 6102 sayılı Yeni TTK ve 1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu tahtında çatmada kılavuz, gemi trafik hizmetleri sistemi ve römorkaj kusuru kavramı karşılaştırmalı olarak incelenmektedir.