Yazar "Suri, Leyla" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 25
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adres bilgi sistemlerinin oluşturulması(2020) Suri, Leyla; Öztürkçü, TahaAdres Bilgi Sistemleri, Bilgi Sistemlerinin oluşturulmasında temel yapı taşı ve vazgeçilmez olan unsurlardır. Adres Bilgi Sistemi çalışmalarının tamamlanmasıyla; vergilerin tahsili, sağlık ve emniyet gibi alanlarda yapılacak olan hizmetlerin daha verimli şekilde yapılabilmesi mümkün olabilecektir. Coğrafi ve Kent Bilgi Sistemine altlık teşkil edecek bir Adres Bilgi Sistemi ile hem vatandaşların hem de kamu kurumlarının optimum seviyede faydalanması sağlanabilmektedir. Adres Bilgi Sistemlerinin çalışma düzeni ve numaratajın önemi, bu çalışma kapsamında ele alınmıştır. Ülkemizde adres kayıt süreci çalışmaları, süreçte aksaklığa neden olan etkiler ve verimliliğe yönelik analiz ve yorumlar üzerinde durulmuştur. Örnek olarak İstanbul ili sınırları dâhilinde sokak isimlendirmelerinde izlenen süreçler, yurt dışındaki örnekleri ile karşılaştırılmıştır. Vatandaşların ve kurumların en önemli ihtiyaçlarından olan coğrafi koordinatla birleştirilmiş adres tabanlı kayıt sistemi Mekânsal Adres Kayıt Sistemi (MAKS) 'nin avantaj ve dezavantajları sonuçlarıyla birlikte ele alınmıştır.Öğe Alman, Avusturya ve İsviçreli Mimarların İstanbul'daki Etkinlikleri(2024) Saygıner, F. Yasemin; Suri, Leylaİstanbul coğrafi konumu ve jeopolitik önemi nedeniyle, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Osmanlı Dönemi’nde de bu kozmopolit yapı sürdürülmüştür. Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyılda başlayan reform hareketlerinin sonucunda ve Kırım Savaşı’nın sona ermesiyle, özellikle II. Abdülhamid döneminde, İstanbul’a yabancılar akın etmeye başlamışlardır. Şehir genişlemekte, modern ihtiyaçlara cevap verecek değişik yapılara ihtiyaç artmakta, gelişmiş altyapı projelerinin de inşa edilmesi gerekmekteydi. Bu ihtiyaçları karşılayacak yerel mimar sayısı oldukça az olduğundan, Osmanlı hükümeti uzmanlık ve yardım için Avrupalı mimar ve mühendislere başvurmuştur. Yabancı mimarların etkisi gerçekte çok geniş kapsamlı bir konu olduğundan bu çalışmada, sadece Almanca konuşulan ülkelerin (germanofon) mimar ve mühendislerinin İstanbul'un mimari mirasına katkıları araştırılmış, tasarladıkları yapılar ve kent üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Türk-Alman ilişkileri Türkiye tarihinde önemli bir yeri olduğundan ve özellikle ilk etkileşim İstanbul’da olduğundan, çalışma sadece İstanbul’daki faaliyetleri ve yoğun olduğu 19-20.yy dönemi kapsamaktadır. Geç Osmanlı döneminde, İstanbul'u şekillendiren ekonomik, politik ve kültürel güçlere bakarak, Osmanlı İmparatorluğu ile Alman İmparatorluğu arasındaki geniş kültürel alışverişin kültürümüze etkilerini ve İki dünya savaşı arasında Nazi Almanya’sından Türkiye’ye sığınan Alman ve Avusturyalı mimarların, özellikle üniversiteler ve kent planlaması üzerindeki etkileri araştırma kapsamında ele alınmıştır. Son olarak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra azalan etkileşimin nedenleri incelenerek, yaklaşık 200 yüz yıl süren Almanca konuşan ülkelerin mimarlarının kendi kültürlerini yansıtan tasarımlarının, İstanbul'un kent kimliği üzerindeki etkileri incelenmiştir. Farklı dillerde yazılmış çok sayıda kaynağa ulaşılmış, ancak konuyu tek bir kaynakta, bütünsel olarak ele alan eserlere veya çalışmalara pek rastlanmamıştır. Çalışmanın sonucunda İstanbul’da çalışmış ve bilgisine ulaşılmış tüm mimarların ve eserlerinin ayrıntılı bir listesi verilmiştir. Bu amaç ve hedefle çok sayıda literatür, arşiv, tarih süreci, haritalar incelenmiş ve yerinde gözlemler yapılmıştır.Öğe Biyofilik tasarım kriterlerinin mekanlar üzerinden değerlendirilmesi(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2022) İrfanoğlu, Hazel İrem; Suri, LeylaGünümüzde kat yükseklikleri artan ve kullanım alanları küçülen yaşam alanları zamanın büyük çoğunluğunun geçirildiği iç mekanlardır. Yeni normal hayat anlayışı ile bu durum tercihten çok zorunluluk haline gelmiş ve doğa ile olan faydalı temas kaçınılmaz olarak engellenmiştir. Biyofilik tasarım yalnızca işlevsel ve görsel disiplin değil, aynı zamanda zihinsel refahı da sağlayan bir tasarım anlayışıdır. Buradan hareketle çalışmada insan hayatı ve insan bedeni üzerindeki etkilerinden yola çıkarak biyofilik tasarımın ne denli önemli olduğu vurgulanmış, günümüzün doğa açısından kısıtlanmış mekanlarını doğayla buluşturmanın insan ve toplum açısından önemine değinilmiş ve yapının içinde bulunduğu çevre ve iç mekânda biyofilik tasarım kriterlerinin uygulanmasının gerekliliği vurgulanmıştır.Öğe Çevre koşullarının anıtsal yapılar üzerindeki etkileri(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2022) Sağdıç, Halil İbrahim; Suri, LeylaAnıtsal yapılar, bir kentin yerleşme kimliğinin ana öğelerinden birini oluşturmaktadır. Çeşitli türdeki anıtsal yapılar, bulunduğu bölgenin ekonomik, sosyolojik, politik vb. geçmişini gösterebilmekte, bu açıdan da korunmaları büyük önem arz etmektedir. Çevre koşullarının, özellikle bakımsız kalmış anıtsal yapılarda, yıkıcı etkileri olmaktadır. Çalışma kapsamında, çevresel koşulların anıtsal yapılara etki türleri iklimsel, fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak sınıflandırıldıktan sonra, araştırma kapsamında yapı malzemelerinde nasıl hasar oluşturdukları araştırılmıştır. Çalışmanın devamında bozulmaların anlatıldığı yapı malzemelerinden birer yapı örneği seçilerek bu yapılar çalışma kapsamında incelenmiştir. Son olarak da çalışmadan çıkarılan sonuç ve önerilerle çalışma tamamlanmıştır.Öğe Criteria for determination of zoning plan application tools(ICOMUS, 2020) Suri, LeylaZoning plans are tools that are prepared for the purpose of controlling the development in settlements, using natural resources in a balanced way, preserving them, protecting cultural resources and improving the quality of life. Once approved, it must be followed and implemented. The application can be done partially or it can be carried out with the program step by step or all at once. If the plan has high application capability, the goal of the plan can be achieved. The ability to implement is a concept that needs to be addressed in the planning process. It varies according to many factors such as physical, demographic and economic in the determined process. The concept of planning is briefly mentioned within the scope of the study. Application tools are discussed in terms of plan applicability. In the continuation of the study, the criteria that are effective in selecting the application tool are examined.Öğe CRITERIA FOR DETERMINING WATER BASIN BOUNDARY AND THE IMPORTANCE PLANNING DECISIONS IN SUSTAINING WATER RESOURCES(Parlar Scientific Publications (P S P), 2020) Suri, LeylaTogether with earth and air, water is one of the most vital sources. The need for drinking, potable and irrigation water is increasing day by day, with the increase in population and expansion of the settlement areas. Only 0.03 of the total water resources on earth is fresh water and 0.75 of the fresh water resources are in the glaciers and in the form of permanent snow. Turkey is not in the region receiving direct precipitation due to its geographical location and it is among the countries which will possibly have water shortage in the future. Therefore, it is vital to store and protect the precipitation that forms the fresh water source. Expanding settlement areas and increasing human activities reduce water yield in water basins, from which water is provided. Water basin preservation plans are prepared to protect supplies from pollution. The preservation zones are defined by standard distances in the prepared plans. However, water is collected in the same reservoir with surface or underground movements in the water basin. Elements that may pollute the water supply, defined by the plan and legislation, may also be present in these areas. Defining polluting sources depending on the distance in a water basin is not considered scientific. The nature, density and continuity of the polluting sources are among the criteria for determining water yield. In current practices, a drainage divide generally constitutes the water basin preservation zone. Determining the side boundaries of the water basin solely by drainage divide is not sufficient to understand the actual feeding zone of the reservoir. Slope, age and presence of faults and cracks in the underground beds have an essential impact in determining the side boundaries of the water basin. The purpose of the study is to emphasize the importance of fresh water resources, to draw attention to the pollution sources in the water basins, and to reveal the importance of geological structures in the water basin. The subject is discussed based on the analysis of a natural water basin system and an inductive method. The findings reveal that plans and laws are effective tools for preserving water basins. Current legislation and the planned decisions of Istanbul Elmali water basin are examined, in order to clarify the issue. It is observed that the criteria for preservation and sustainability of water basins need to be shown in detail for legislation. The geological structure analysis in water basins is expected to be a guide for future plans.Öğe Criteria for determining water basin boundary and the importance planning decisions in sustaining water resources(Parlar Scientific Publications, 2020) Suri, LeylaTogether with earth and air, water is one of the most vital sources. The need for drinking, potable and irrigation water is increasing day by day, with the increase in population and expansion of the settlement areas. Only 0.03 of the total water resources on earth is fresh water and 0.75 of the fresh water resources are in the glaciers and in the form of permanent snow. Turkey is not in the region receiving direct precipitation due to its geographical location and it is among the countries which will possibly have water shortage in the future. Therefore, it is vital to store and protect the precipitation that forms the fresh water source. Expanding settlement areas and increasing human activities reduce water yield in water basins, from which water is provided. Water basin preservation plans are prepared to protect supplies from pollution. The preservation zones are defined by standard distances in the prepared plans. However, water is collected in the same reservoir with surface or underground movements in the water basin. Elements that may pollute the water supply, defined by the plan and legislation, may also be present in these areas. Defining polluting sources depending on the distance in a water basin is not considered scientific. The nature, density and continuity of the polluting sources are among the criteria for determining water yield. In current practices, a drainage divide generally constitutes the water basin preservation zone. Determining the side boundaries of the water basin solely by drainage divide is not sufficient to understand the actual feeding zone of the reservoir. Slope, age and presence of faults and cracks in the underground beds have an essential impact in determining the side boundaries of the water basin. The purpose of the study is to emphasize the importance of fresh water resources, to draw attention to the pollution sources in the water basins, and to reveal the importance of geological structures in the water basin. The subject is discussed based on the analysis of a natural water basin system and an inductive method. The findings reveal that plans and laws are effective tools for preserving water basins. Current legislation and the planned decisions of Istanbul Elmali water basin are examined, in order to clarify the issue. It is observed that the criteria for preservation and sustainability of water basins need to be shown in detail for legislation. The geological structure analysis in water basins is expected to be a guide for future plans. © 2020 Parlar Scientific Publications. All rights reserved.Öğe Deniz turizm araçlarında sürdürülebilir bir model: İstanbul örneği(Dokuz Eylül Üniversitesi, 2021) Fırat, Veysel Feruz; Suri, Leylaİstanbul’daki Deniz Turizm araçları ve bu araçlara ilişkin bağlama/barınma yerlerinin kayıt, denetim, işletme ve kontrolleri çok sayıda farklı kurum / kuruluş tarafından yapılmaktadır. Sayısı her geçen gün artış gösteren Deniz Turizmi Araçları, İstanbul genelinde kıyı şeridinde düzensiz bağlanmakta, niteliksiz işletilmekte olup bu durum kıyı kirliliğine ve İstanbulluların kıyı kullanım alanlarının daralmasına sebep olmaktadır. Bu çalışmada, İstanbul’daki deniz turizm araçlarına ilişkin gelecekteki büyüklükleri belirlemek amacıyla, İstanbul için “Talep Tahmin Modeli” açıklanmıştır. Çalışmanın amacı; gelecekteki tekne talebinin ve kıyı yapılarının belirlenmesi ve buna göre İstanbul kıyılarının planlanmasını amaçlamaktadır. Çalışma; İstanbul’daki kıyılar, göller ve derelerdir ve deniz turizm araçlarını kapsamaktadır. Belirtilen kapsamda yer alan tekne ve kıyı yapıları envanteri saptanarak, 2040 yılına kadarki değişimler regresyon analizi yöntemi ile modellenmiş ve buna göre yatırım programı öngörülmüştür. Bu kapsamda ilk kez bütün İstanbul kıyılarında helikopter ile havadan görüntüleme yapılmış ve tüm tekneler türlerine göre ayrılarak sayılmıştır. Dolayısı ile geleceğe yönelik deniz turizmi tesislerinin planlanması için yapılmış olan bu çalışma özgün bir model özelliği taşımaktadır.Öğe Engelliler için erişilebilirlik etkisi: Cemal Reşit Rey Konser Salonu ve Zorlu Performans Sanatları Merkezi örneği(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Tapağ, Esra; Suri, Leylaİnsanlık tarihi kadar eski olan engellilik kavramı; toplumsal ve tarihsel gelişime paralel olarak yeniden tanımlanmış, engelli bireylere olan bakış açısı giderek değişmiştir. Engelli bireylerin toplumun bir parçası olduğu, diğer bireyler gibi tüm haklardan yararlanması için fiziki ve hukuki engellerin ortadan kalkması gerektiği fikri gelişmiştir. Son zamanlarda yapılan yeni yasal düzenlemeler, tanınan haklar ile oluşturulan yüksek duyarlılık, güzel ve olumlu gelişmeler olarak değerlendirilir. Fakat engelli bireyler kamusal alanda birtakım engellerle karşılaşmaktadır. Bu durum onların bilgiye, hizmete, kültürel aktivitelere erişim ve ulaşımını zorlaştırmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’de engelsiz yaşam mottosunun bir yansıması olarak bina kullanımlarının engelsiz yaşama uyumluluğu araştırılmıştır. Örnek alan olarak Cemal Reşit Rey Konser Salonu ile Zorlu Performans Sanatları Merkezi seçilmiştir. Erişilebilirlik açısından yeni ilkeler ve önerilerin geliştirilmesi amaçlanmıştır.Öğe Housing and environmental relations in the process of change(JOSRESS, 2020) Suri, LeylaLive life continues in the natural ecosystem.Fear and happiness are one of the four senses and the need for shelter and protection is met with housing. m cycle. The artificial environment is planned by human hands on the natural environment. In other words, housing is the main functional area. The environment features of the dwelling and the dwelling form a two-way connection with the individual and the society by shaping each other. The pace of development in the entire category continues with increasing momentum from past to present. The COVID-19 virus can also be described as a negative output of technological development. Outdoor use is limited in the process of combating COVID-19. People had to continue all the different activities in a closed shell over a period of more than two months. In this article, the connection of the house with the external and internal environment in the life cycle is examined. The use of space according to changing expectations, the interaction of space and people in the natural-artificial environment, has been reconsidered in the current process and examined in this study.Öğe İmar barışı(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2019) Suri, Leyla; Kasparoğlu, MuhammetTürkiye’de 1950’li yıllarda tarımda makineleşme ve sanayileşmenin etkisiyle kırsaldan kente göç hareketi hız kazanmıştır. Kentlerde görülen sosyal, kültürel, ekonomik, toplumsal ve çevresel nitelikli olan sorunların başında barınma yani konut ihtiyacı gelmektedir. İnsanlar konut ihtiyaçlarını, plansız ya da plana aykırı gayri resmî yapılar yaparak çözmeye çalışmış ve sonucunda gecekondulaşma, hisseli parselleşme, imar mevzuatına aykırı yapılar ve mülkiyet sorunları meydana gelmiş, sağlıksız ve düzensiz kentsel alanlar oluşmuştur. Bu çalışmada; belirtilen sorunların çözümüne yönelik çıkarılan, günümüzde ‘‘İmar Barışı Yasası’’ olarak adlandırılan, ‘’18.05.2018 tarihinde 30425 sayılı Resmî Gazete ile yürürlüğe giren, 7143 Sayılı, Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunda yer alan 16. Madde’’ hakkında neden-sonuç ilişkilerine dayandırılarak araştırmalar yapılıp, çözüm önerileri sunulmuştur.Öğe İmar hakkı transferi(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) Yanık, Tuğba; Suri, Leylaİmar hakları, özel mülkiyet kavramının içerdiği birçok haktan birisidir. Burada temel mantık; özel mülkiyetin belirlendiği hakların korunması ve kamu yararı arasındaki bağlantının ilişkilendirilmesidir. Günümüzde, İmar planlarına işlenen donatı alanları, uygulama araçlarının kısıtlı olması sebebiyle kamu yararı adına kullanılamadığından mülkiyet hakkı kısıtlanmakta ve kamu yararı gerçekleştirilememektedir. Bu çalışmada maliklerin hak kayıplarının telafi edilmesi için İmar Hakkı Transfer (İHT) ile imar uygulama alanları belirtilerek Türkiye’de İHT sisteminin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.Öğe Investigation of the Agricultural Status of Rural Areas within the Boundaries of Istanbul Metropolitan Municipality(2021) Birinci, Merve; Suri, LeylaSince land, one of the natural life resources, is a scarce resource, it should be evaluated based on its potential. In cities with a rapidly growing population, residential areas tend to expand into agricultural areas that have the potential to feed the urban population. It is observed that the expansion activities gained momentum as the borders of metropolitan municipalities are expanded to the provincial borders. Metropolitan municipalities were first expanded to the provincial border in Istanbul and Kocaeli in accordance with the 2004 Law on Metropolitan Municipalities. With the amendment to the Law numbered 6360 & enacted in 2012, all metropolitan municipalities were expanded to the provincial borders, the jurisdiction of the municipalities was expanded, and the status of rural areas was changed with the execution of the law. Villages were transformed into neighborhood’s and became natural extensions of cities. In this study, the urban population and average production values within the provincial borders of Istanbul were examined together, and the availability of agricultural areas, the effects and benefits of meeting the food needs in the city were examined. Thus, the rural areas within the boundaries of the metropolitan municipality; It has been tried to emphasize that making a land management plan taking into account the existence of agricultural land and meeting food production from the close vicinity of the city as much as possible have a multifaceted effect on the sustainability of natural resources.Öğe Kent içi ulaşım projelerinde mikrosimülasyon yönteminin kullanılması: Esenyurt Ahmet Arif Caddesi örneği(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Şeker Murat, Menekşe; Suri, Leylaİstanbul metropolünde, nüfus ve yerleşim alanlarının artması, ulaşım sorunlarının da büyümesine neden olmaktadır. Kentin hem günümüzdeki sorunlarının çözümü için hem de gelecekte karşı karşıya kalabileceği tehditlere karşı kapsamlı bir ulaşım planlamasına gereksinimi vardır. Ulaşım planlama sürecinde trafik mühendisliği çalışmaları ile tasarımlar yapılarak planlama kararları öngörülmelidir. Planlama çalışmalarının yürütülmesinde akılcı ve kalıcı kararlar verilebilmesi için bilimsel metodlardan faydanılması gerekmektedir. Planlama kavramı uzun, orta ve kısa olmak üzere üç farklı şekilde ele alınmaktadır. Kısa vadeli çözüm önerilerinin değerlendirilmesinde ve kısıtlı bir (kavşak, koridor gibi) alanı kapsayan mikro simülasyon bu çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Çalışma kapsamında modelleme yöntemi olan simülasyon ele alınmış ve mikro ölçekli bir simülasyon modeli oluşturulmuştur. Trafik sorunlarına yönelik üretilen bir projenin analizi yapılarak mevcut durumun ve öneri projenin performansı değerlendirilmiştir. Bu sonuçlara göre öneri modelimizin mevcut duruma göre yaklaşık olarak ortalama gecikme süresinde %27, ortalama durma sayısında %43, ortalama hız değerinde %15, toplam gecikme süresinde %10, toplam gecikme süresinde %27 ve toplam seyahat süresinde %5 daha iyi sonuçlar elde ettiği tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda mikro ölçekli model yönteminin ulaşım planlaması süreçlerine dahil edilmesi gerekliliği vurgulanmıştır.Öğe Kent içi ulaşım sistemlerinde alternatif bir model önerisi : motorist(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2021) Gündüz, Halil; Suri, LeylaTrafik sorunu günümüzün en büyük problemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle artan nüfus ve alt yapı yetersizliği trafik problemini çözülmesi güç bir hale getirmektedir. Yaşanan yoğun karayolu trafiği, büyük bir zaman ve enerji kaybına yol açmaktadır. Bu durum, dünya genelinde kentsel alanlarda alternatif çözümler bekleyen bir trafik sorunsalına dönüşmüştür. Türkiye’de ise benzer durum en çok İstanbul’da görülmektedir. Sürekli göç alan ve kişi başına düşen araç sayısının diğer illere göre en çok olduğu İstanbul’da kent içi ulaşımdaki sıkışıklık, en büyük problemlerden biri olarak görülmektedir. Bu çalışma kapsamında kent içi trafik sıkışıklığının daha hızlı aşılması ve trafikte geçen süreyi azaltmak için alternatif bir model önerisi olan Motor-ist uygulaması tanıtılmıştır. İlk aşamada, 100 kişi ile yapılan anket sonucuna göre İstanbul’da yaşayanların %64’ünün motosiklet taksi uygulaması kullanmaya eğilimli olduğu belirlenmiş, bu sonuçtan sonra Motor-ist uygulamasının teknik özellikleri planlanmıştır. Motor-ist uygulaması ile İstanbul özelinde karayolu trafik yükünün azaltılacağı ve kent içi ulaşımda önemli bir alternatif olacağı ön görülmektedir.Öğe Kent içi ulaşımda aktarma merkezlerinin rolü ve Yenibosna aktarma merkezi projesi(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) Yiğit, Seyfullah; Suri, LeylaKent içi ulaşımda kullanılan farklı ulaşım türlerine bağlı olarak; ulaşım modlarının entegrasyonu başka bir ifade ile “aktarma merkezleri” ihtiyaç haline gelmiştir. Kullanıcıların toplu ulaşımda güvenlik, konfor ve hız gibi beklentilerini karşılayan, bir ulaşım altyapısı olan aktarma merkezleri, İstanbul kent içi ulaşımında sözedilen beklentilerin cevaplanması için önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada; zaman kavramının giderek daha önemli hale geldiği çağımızda kent içi ulaşımda entegrasyonun ve ulaşım planlamasının bir ürünü olarak aktarma merkezi kavramı incelenmiştir. Aktarma merkezleri yapılırken güvenlik, erişilebilirlik, bilgilendirme, görünürlük ve imaj yönünden yani planlama ve tasarım ilkeleri bakımından uygun bir sürecin işletilmesi ve kamu yararının gözetilmesi beklenmektedir. Bu çerçevede İBB tarafından 2018 yılında projelendirilen ve Yenibosna’da yapımı planlanan “Yenibosna Aktarma Merkezi Projesi” belirtilen beklentiler bağlamında örnek olarak irdelenmiştir. Çalışmada Yenibosna semtinde yapımı planlanan aktarma merkeziyle birbirine entegre edilecek olan ulaşım modları, proje alanı akademik veri araştırması ve ulaşım analizi yöntemleri kullanılarak erişilebilirlik ve elde edilebilirlik yönünden incelenmiştir.Öğe Kentsel alanlarda barınma sorunları ve çözüm arayışı(SETSCI, 2019) Suri, LeylaThe increasing demand for shelter in parallel with the developments in the urban settlement areas has different responses in the context of socio-economic structure of the society. The concepts of shanty and shared parcels have emerged depending on the housing demands mentioned. Slums; It was built on land and land that was not owned by them (mostly under the rule and disposition of the state). Share parcel areas; large fields and plots were divided into a large number of shares and sold without formal registration. Both in slum and share parcel areas; structures have not undergone public inspection, there is no zoning plan or contrary to the central plan. In both cases, neighborhoods are regions with low quality of life, lacking socialcultural- technical infrastructure. The Law on Slums, Zoning Amnesty Law, urban transformation, zoning peace laws, settlement areas have been developed with the aim of achieving planned development and improving environmental conditions. The relevant laws have partly provided solutions to settlement problems. On the other hand, the law applications brought along other problems. The aim of the study is to mention the reasons of the illegal construction demands and the law applications issued for the purpose of sanitation and to focus on the means of implementation. Problems are discussed with cause and effect relationships. Laws should include provisions that allow for the creation of sufficient land reserves to facilitate healthy living environments and facilitate plan implementation. Laws and means of implementation are addressed in this context.Öğe Kentsel dönüşümün Fikirtepe’ye yansıması(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) Suri, Leyla; Ünver, MelekŞehirlerin yaşam kalitesinin düştüğü ve olabilecek afetler karşısında dayanıksız olduğu tespit edilen yerleşimlerde daha nitelikli yaşam alanları oluşturulmak amacıyla kentsel dönüşüm projeleri başlatılmaktadır. Ancak başlanan kentsel dönüşüm projelerinin zaman içerisinde başlangıçta hedeflenen imkânları sağlayamadığı görülmektedir. Bu çalışmada kentsel dönüşüm kavramından yola çıkılarak, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamının içeriği ve bu kanun kapsamında riskli alan ilan edilen Fikirtepe kentsel dönüşüm bölgesindeki uygulamalar irdelenmiş ve uygulama sonuçları üzerinde durulmuştur. Söz konusu bölgeye yapılan planların fiziki ve mekânsal uygulamalarının sürece nasıl yansıdığı incelenmiştir. Değişen kent kimliği ve nüfus paradigmaları ışığında daha iyi yaşam standartları ve niteliklerine kavuşması beklenen Fikirtepe bölgesinde, ortaya çıkan yaşam alanlarının bölgenin mevcut kimlik ve potansiyelleri ile topoğrafyaya ne denli uyum sağladığına ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur. Bunun yanı sıra Fikirtepe örneği ile dönüşen kent kimliği ve yüklenen vizyonların, taleplere ne kadar cevap verebildiği ve uygulamaların planlama ilke ve etik değerleriyle ne denli uyumlu olduğu tartışılmış, afet riski altındaki alanlarda yapılan uygulama sorunları ve çözüm önerileri üzerinde durulmuştur.Öğe KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN KARTAL İLÇESİNDEKİ ETKİSİ(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Atakan, Tülin; Suri, LeylaBir yerleşim yerini diğer yerleşim yerlerinden ayıran en temel özellikler o yerin tarihi kimliğini oluşturmaktadır. Kimlik olgusu kentleri farklılaştıran onu özel yapan ayrım olarak tanımlanabilir. Her kentin kendine ait fiziksel, sosyal, ekonomik ve fonksiyonel bir karakteristiği bulunmaktadır. Kent kimliğini, tüm bu bileşenler bir araya gelerek birlikte üretmektedir. Kent özelinde yaşanan nüfus hareketliliği, göç, sanayileşme, doğal afet vs gibi fiziki, sosyal ve yönetimsel sebepler tarihi kent çekirdeğini değişime zorlamaktadır. Bu çalışmada İstanbul'un dönüşümüne paralel olarak İstanbul Metropoliten Alanının kentsel gelişme stratejilerine uygun bir biçimde, üst düzey merkez kimliği ile tüm metropole hizmet eden Kartal İlçesi özelinde ele alınan yönetimsel kararlar ile fiziki ve sosyal faktörlerin tarihi çekirdeğin kimliği üzerindeki etkisi ele alınmıştır. Elde edilen sonuçların ilçenin gelecek mekânsal planlama stratejilerine kaynaklık edeceği düşünülmektedir.Öğe Mevzuatta tanımlanmayan donatı alanı gereksinimi ‘Anne-Çocuk Evi’(Osman SAĞDIÇ, 2021) Suri, LeylaKentsel donatılar, kentsel bölgeler hiyerarşisi bağlamında, bölgesindeki kullanıcı gereksinimini karşılayan, kullanım hakkı kamuda bulunan açık ve kapalı mekânlardır. Donatı gereksinimi, imar planı amaçları paralelinde hizmet verdiği alandaki nüfusun sosyo kültürel yapısı ve demografik verilerine göre belirlenir. Kentsel sistemlerde yer alması gereken donatı niteliği ve büyüklüğü, yönetmeliklerde de belirtilmiştir ancak kentsel alanın alt bölgesi olan ‘mahalle’ kademesinde, mahalle nüfusunda önemli yer tutan çocuk ve çocuğu ile en yakın ilişki kuran ebeveynin (çoğunlukla annenin) kolaylıkla erişebileceği donatının mevzuatta tam karşılığı bulunmamaktadır. Çocuk ve ebeveynin sosyal yaşantının dışında kalmadan, en temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacı ile yasal sisteme uyarlanmak üzere kurgulanan ‘Anne Çocuk Evi’ donatısı, bu çalışmanın konusunu oluşturmuştur. Çalışma kapsamında; adı geçen donatının tanımlanması, mahalle ölçeğinde büyüklüğü, yer seçimi ve uygulanabilirliği ele alınarak irdelenmiştir. Donatı kavramı, mahalle konsepti, yerel ihtiyaçlar, yürürlükteki mevzuat, Anne-Çocuk Evi ekseninde ele alınmıştır. Anketler ve röportajlar mahalle ölçeğindeki kullanıcı ihtiyaçlarının saptanmasına olanak sağlayan en önemli verileri oluşturmuştur. Konu ile ilgili yerel idarelerin yetki ve sorumluluklarını düzenleyen yasalar, donatı niteliği ve alansal büyüklüğünü kapsayan mevzuat, çalışma kapsamında ele alınmış, mevcut yasal sistemle çatışmayan, mevcut sisteme uyarlanabilecek nitelikte yeni bir donatı önerilmiştir. Öneri donatının yeni olmasının yanı sıra, güncel mevzuatta genel başlıklarda bulunan, kalkınma planları ve taraf olunan uluslararası sözleşmelerdeki sorumlulukları karşılayan ancak detaylandırılmamış ve netlik kazanmamış tanımlara cevap veren ‘donatı’ olarak nitelendirilmesi amaçlanmıştır.