TÜRKİYE'NİN YENİ PAZAR ARAYIŞLARI İÇİNDE AFRİKAÜLKELERİNİN YERİ VE ÖNEMİ

Küçük Resim Yok

Tarih

2018

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Türkiye'nin Afrika kıtasındaki ülkelerle ilişkileri 2000'li yılların başına kadar asgari düzeyde seyretmiş ve Türkiye'nin ne tutarlı bir Afrika politikası ne de Afrika'ya açılma gibi bir niyeti olmamıştır (Tepebaş, 2013: 320). Dolayısıyla başta Sahra-Altı bölgesi olmak üzere Afrika kıtası uzun yıllar marjinal ve incelenmeye değer görülmeyen bir bölge olarak kalmıştır. Kapsamlı bir Afrika politikası hedefi ile 1998 yılında ilk somut adım atılmış ve geniş kapsamlı bir eylem planı hazırlanarak Afrika kıtasındaki ülkelerle ekonomik, kültürel ve insani boyutlu ilişkilerin geliştirilmesi hedeflenmiştir (Aydın, 2014: 4). Özellikle son yıllarda AB ekonomisinin daralması, Afrika kıtasının ekonomik potansiyelinin farkına varılmasını sağlamıştır. Afrika ülkeleri ile olan ticaretimizin boyutları küçük gibi gözükse de 2003 yılından bu yana gerçekleşen artışlar, Afrika ülkelerinin ticaret potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu ve gelecekte ne gibi fırsatlar yaratılabileceğini göstermesi bakımından önemlidir. Bu çalışmada, ilgili literatür içerisinde saklı duran bilgileri keşfetmeye ve yorumlamaya dayalı nitel araştırma ve analiz yöntemi uygulanmak suretiyle Türkiye'nin Afrika ülkeleri ile ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesinin önemi üzerinde durulmuş ve bu ülkelerle olan dış ticaret hacmimizin geliştirilmesi amacıyla politika önerileri oluşturulmuştur. Ayrıca, tarihi ve kültürel bağlarımız olan Afrika kıtasındaki ülkelerin mevcut potansiyeli ve önümüzdeki dönemde uluslararası arenada giderek artacak önemleri göz önünde bulundurularak iş adamlarımızın ve akademisyenlerimizin bu konuya dikkatlerinin çekilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda karşılıklı beklentiler çerçevesinde yarar sağlayan ikili-bölgesel ilişkiler kurabilmesi için öncelikle akademik anlamda işbirliğine gidilmesi, genç akademisyenlerin Afrika üzerine çalışma yapmaya teşvik edilmesi, yazılı ve görsel medyada Afrika ülkeleri ile ilişkilere daha fazla yer verilmek suretiyle farkındalık yaratılması ve Afrika konusunda uzman yetiştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bir diğer önemli bulgu, kıtanın içinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli rekabet alanlarından biri haline geldiği bir ortamda Türkiye'nin Afrika ülkelerini göz ardı etme lüksünün olmadığı ve deneyimli olduğu alanlarda Afrika ülkelerine teknik yardım ve eğitim desteği sağlaması ve işbirliği imkanlarını geliştirmesi yoluyla dış ticaret hacmimizin arzu edilen seviyelere ulaştırılabilmesinin mümkün olduğudur.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Çevre Çalışmaları, Uluslararası İlişkiler

Kaynak

Verimlilik Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

2

Sayı

2

Künye