İşletme Fakültesi, İşletme Bölümü (Türkçe) Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 40
  • Öğe
    Başarı kültürünün gelişimini etkileyen faktörlerin halkbilimi epistemolojisinden analizi
    (Geleneksel Yayıncılık, 2022) Kasımoğlu, Murat; Altın, Yusuf Ayaz; Kasımoğlu, Handan
    Bu çalışma halkbiliminin epistemolojik olarak toplumsal kültürü nasıl etkilediğini incelemektedir. Ayrıca toplumların kolektif olarak nasıl hareket ettikleri üzerindeki etkilerini de çok yönlü olarak ele almaktadır. Bu çerçevede halkbiliminin bilimsel yaklaşımı ve çerçevesi dikkate alınarak Geert Hofstede’in modelinin değerlendirmesi yapılmıştır. Modelde toplumların yapısal özellikleri çerçevesinde aksiyon ve başarı odaklı yapı ve sistem geliştirmeleri değerlendirilmektedir. Özellikle küresel sistem içerisinde toplumların temel rekabet gücünü belirleyen kültürün anlaşılması çok önemlidir. Tutum ve davranışların yapısını yönlendiren temel faktörlerin toplumların başarısındaki etkisi büyüktür. Çalışmada Türk kültürünün temel özellikleri Hofstede’in geliştirdiği boyutlar üzerinden analiz edilmiştir. Geçmişten günümüze toplumsal yapımızın değerleri ve tutumları belirlenmiştir. Böylece kendi değerlerimizin gelişimi, değişimi ve dönüşümünün özellikle dijitalleşen yeni çağda nasıl bir gelişim göstereceğini değerlendirmek mümkün olacaktır. Bugün her alanda yaşanan büyük dijital dönüşüm halkbiliminin temel epistemolojisini de etkilemekte ve yeni izlekler oluşturmaktadır. Bu yeni uçların anlaşılması da ülkemizin dinamikleri açısından önem taşımaktadır. Sonuç olarak başarı kültürünü özellikle halkbilimi penceresinden ele aldığımız zaman destanlar, masallar ve dolayısıyla somut olmayan kültürel miras bu anlamda önemli bir yere sahiptir. Bu yaklaşımlar ile Türk kültürünün küresel sistem içerisindeki yapısını karşılaştırmalı olarak folklor epistemolojisi ile kanıta dayalı bir şekilde değerlendirmek mümkündür. Bu alanların yapısal olarak birbiri ile ilişkisi üzerinden konunun ele alınması toplumların kararları, eğilimleri, birliktelikleri ve paylaşılan değerleri hakkında bize detaylı bilgi sunmaktadır. Çalışmamızda halkbilimi aracılığı ile kuşaktan kuşağa aktarılan toplumların birikimlerinin ve değerleri ile oluşan yapılarının, özellikle bireylerin duruşları ve katılımcılığını nasıl etkilediği ele alınmaktadır. Destan, masal, hikâye ve türkü gibi anlatılar toplumların ortak bilişsel özelliklerinin gelişmesine yönelik olarak kestirim modeller geliştirmektedir. Bu da toplumların gelişmesinin bir sonraki aşamaya geçişini kolaylaştırmakta ve daha rekabetçi bir yapı oluşturmasını desteklemektedir. Çalışma kapsamlı bir literatür incelemesi, kavramsal model tasarımı ve ampirik verilerin değerlendirilmesi ile yönlendirilmiştir. Sonuç olarak, toplumların birikimleri ve değerleri, değiştirilmesi çok güç olan izlekler ve kestirim yollar geliştirir. Bu nedenle süreçlerin temel parametresi halkbilimi unsurlarının eklektik çerçevede analiz edilmesi başarı kültürünün geleceği açısından oldukça derinlikli bir vizyon ortaya koymaktadır. Türk kültürünün altı boyut ile ele alınması özellikle de halk bilimi gibi derin bir kavramsal kapsama sahip olan alanın çerçevesi dikkate alınarak makro-mezo ve mikro düzey yaklaşımlar oluşturulması ülkemizin politikaları açısından önemlidir. Eğitim, girişimcilik, kalkınma ve başarı odaklı bir toplum oluşturmada sürecinde halk bilimi epistemolojisi temel çerçevesi dikkate alınarak bir çerçeve değerlendirilmiştir. Böylece halk biliminin toplumsal başarı ve gelişme üzerindeki etkisi ve ilişkisi belirlenmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    Hirose Yöntemi ile Marka Değerinin Belirlenmesi ve Marka Değeri ile Şirket Değeri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Arçelik-Vestel ve Ford Otosan-Tofaş Karşılaştırması
    (Sra Academic Publishing, 2021) Can, Günay; Sağlam, Mehmet
    In today's world where competition is increasing day by day, companies attach importance to marketing activities as much as production in order to maintain their efficiency in the market and to enter new markets. For this reason, the issue of brand and brand value, which is one of the building blocks of marketing activities, is very important. The aim of this study is to measure the brand value of Arçelik, Vestel, Tofaş and Ford Otosan companies with the Hirose method, which was introduced to the literature by the Japanese Ministry of Commerce as one of the brand value measurement methods, and to examine the relationship between it and company value. While calculating the brand value with the Hirose method, prestige variable, loyalty variable and expansion variable parameters were used. While calculating the value of the company, the market based valuation approach was chosen and the ratios of Price / Earnings, Price / EBITDA, Price / Net Sales, Market Value / Book Value were used. Research findings showed that while the brand value of Arçelik, Ford Otosan and Tofaş companies decreased over the years, the brand value of Vestel increased. It has been observed that all four companies in the study have increased company values over the years. As of 2020, brand values of Arçelik and Vestel were above company values, while the brand values of Ford Otosan and Tofaş remained below company values. In order to examine the effect of brand value on company value, individual regression analysis was performed for each brand. According to the results, the effect of brand value on company value was not revealed for other brands except Arçelik brand.
  • Öğe
    Öğretmenlerde meslektaş ilişkilerinin tükenmişlik duygusuna etkisi
    (Sobibder, 2021) Yıldırım, Bihter; Bayraktar, Osman
    Bu araştırmanın temel hipotezi, meslektaş ilişkileri ölçek puanlarının, tükenmişlik duygusunu ölçek puanlarını etkilediği biçiminde belirlenmiştir. Temel hipotezin dışında, katılımcıların demografik faktör düzeyleri ile tükenmişlik algısı arasında istatiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğu varsayımına ilişkin hipotezler test edilmiştir. Meslektaş ilişkileri kavramsal yapısını ölçmek için Oranje (2011) tarafından geliştirilen Meslektaş İlişkisi Algısı Ölçeği, tükenmişlik kavramsal yapısını ölçmek için Maslach ve Jackson (1981) tarafından geliştirilen Maslach Tükenmişlik Ölçeği kullanılmıştır. Her iki ölçek de Likert tipi ve beş düzeylidir. Araştırma Yalova ilinde görev yapan öğretmenler arasında gerçekleştirilmiştir. Veriler kolayda anket yöntemi ile toplanmış, araştırmaya cevap veren katılımcılardan 313’ünün verileri istatistik analiz için uygun bulunmuştur. Toplanan veriler, IBM SPSS 22.0 yazılım programı ile analiz edilmiştir. Analizler sonucunda meslektaş ilişkileri ile tükenmişlik arasında anlamlı ve negatif bir ilişki tespit edilmiş ve temel hipotez doğrulanmıştır. Katılımcıların yaş düzeyleri, medeni durum, çocuk sayısı, çalışma kıdemi ve eğitim düzeyinden oluşan demografik özellikler ile tükenmişlik arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilememiş, ikincil düzeyde H0 hipotezleri reddedilememiştir. İlgili yazın incelendiğinde meslektaş ilişkileri ile tükenmişlik duygusu ilişkisini ele alan çalışmaya rastlanılmamıştır. Araştırmanın bu yanıyla ilgili alanyazın açısından özgün olduğu düşünülmektedir
  • Öğe
    Sağ siyaset geleneğinde siyasal pazarlamanın propaganda dili olarak seçim beyannameleri: “Demokrat Partiden Adalet ve Kalkınma Partisine” seçim beyannamelerindeki politika alanları
    (Kadim Yayınları, 2021) Torlak, Ömer; Tiltay, Muhammet Ali
    Seçim beyannameleri içerdiği vaatler ve politika öncelikleri bakımından siyasal pazarlamanın seçmen davranışını etkilemede önemli araçlarından biri olabilmektedir. 1950-2018 seçim dönemlerinde mecliste temsil hakkı kazanan Türkiye’deki sağ siyasi gelenek içerisinde yer alan partilerin seçim beyannameleri bu çalışmada incelenmiştir. Siyasi partilerin hangi politika alanlarına öncelik verdikleri ve seçim dönemleri itibariyle söylemlerinde değişim olup olmadığı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Sağ siyaset geleneği içerisinde yer alan partilerin seçim dönemlerinde özgürlük ve demokrasi, siyasi sistem, ekonomi, refah ve yaşam kalitesi ile sosyal gruplar politika alanlarında ve bunların alt kategorilerinde söylemlerinin daha fazla yoğunlaştığını söylemek mümkündür. Siyasi partilerin seçim dönemleri bağlamında kendi söylemlerinin oranının değiştiği ve odaklandıkları politika alanlarının birbirinden farklılaştığı ortaya çıkarılmıştır.
  • Öğe
    Covid-19 pandemi sürecinde tüketici davranışları ve e-ticaretteki değişimler
    (Antalya Akev Üniversitesi, 2021) Hacıalioğlu, Ahmet Batur; Sağlam, Mehmet
    Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edilen Covid-19 tüm dünyada ekonomileri ve sosyal hayatları etkilemiştir ve etkilemeye de devam edeceği öngörülmektedir. Devam eden salgınının ne kadar süreceği belli olmadığı için Covid-19 pandemisinin etkilerinin ne zaman sonlanacağı ve yeni ne değişimler getireceği belirsizliğini korumaktadır. Derleme makale olarak hazırlanan bu çalışma geniş çaplı literatür taramasından oluşmuştur. Bu çalışmada Covid-19 pandemisinin etkileri ve yeni normal hayatın getirdikleri ile Covid-19 pandemisi süreci ve karantina kısıtlamalarının tüketici davranışlarına ve e-ticarete olan etkileri incelenmiştir. Tüketicilerin gerek hastalık korkusu gerek ise kısıtlamalardan dolayı tüketim alışkanlıkları ve satın alma şekilleri değişmiştir. Stoklanabilir gıda ürünlerinin ve hijyen malzemelerinin satın alınması artış göstermiştir. Satın alma şekli de daha güvenli ve daha az temassız olduğu düşüncesi ile daha fazla e-ticaret üzerinden yapılmaya başlanmıştır. Yapılan araştırma sonuçlarına göre değişen tüketici davranışlarının bir kısmının kalıcı olacağı öngörülse de hangilerinin devam edeceği Covid-19 pandemisi sürecinin sonunda yapılacak araştırmaların verileri ve sonuçları ile belli olabilecektir.
  • Öğe
    Örgüt yapılarının yenilikçilik üzerindeki etkileri: Türkiye bankacılık sektöründe ampirik bir araştırma
    (Marmara Üniversitesi, 2021) Mısırlı, Beytullah; Kasımoğlu, Murat
    Makalede, örgüt yapısını meydana getiren yapısal faktörlerin bütünsel olarak ele alınması ve söz konusu faktörlerin yenilikçiliğe olan bileşik etkilerinin incelenmesi amaçlandı. Makaleye konu olan ampirik araştırma kapsamında; üç tanesi pilot çalışma olmak üzere Türkiye bankacılık sektöründen toplam 18 üst düzey yönetici ve danışmanlık firma temsilcisiyle 2017-2019 yılları arasında yapılan görüşmeler, gözlemler, düzenleyici kuruluşlar ve bankalardan sağlanan veriler betimsel ve içerik analiziyle incelendi. Kavramsal çerçeve kısmında oluşturulan ilişki modeli ile kodlamaya bağlı referans yoğunluğu kullanılarak elde edilen sonuçlar söylem analizi tekniğiyle analiz edildi. Araştırmanın sonuçları örgütsel yapıyı oluşturan faktörlerin örgütün yenilikçiliği üzerindeki bileşik etkilerini açıkça ortaya koymaktadır. “Çevre, rekabet ve teknik sistem” durumsal faktörlerinin bileşik etkisini en yüksek olarak gösteren sonuçlar, “örgütsel büyüklük ve yaş” faktörlerinin yenilikçiliğe etkisinin görece düşük düzeyde olduğunu göstermektedir. Tasarımsal faktörlerden en yüksek etkiye sahip olanlar ise “iç erişim ve iş birliği, dikey/yatay ademi merkeziyetçilik ve ilişki düzenlemeleri” olarak ortaya çıkmaktadır. Yenilikçilik faktörleri içerisinde “kurum kültürü & üst yönetim desteği, bütçe ve kaynaklar ile teknolojik araç ve süreçlerin” belirleyici olduğu görülmektedir. Ayrıca örgütlerin yoğun etkileşim halinde bulunduğu inovasyon ekosistemi ile olan ilişkilerini oluşturan unsurların yenilikçiliğe olan güçlü etkisi dikkat çekmektedir. Çalışmanın sonuçları konuyla ilgili alan yazına katkı sağlarken, kurumsal ve sektörel ölçekte gerçekleştirilecek stratejik planlama, reorganizasyon, kıyaslama, inovasyon dönüşümü ve verimlilik uygulamaları için değerlendirilebilecektir. Anahtar Kelimeler: Örgüt Yapısı, Yenilikçilik, İnovasyon, Türkiye Bankacılık Sektörü
  • Öğe
    Dijital karteller ve eşitsizlikler gelir eşitsizliğinin artmasında şirketlerin rolü
    (İlmi Etüdler Derneği, 2020) Torlak, Ömer
    Teknolojik gelişmeler ve ekonomilerin büyümesi genel olarak bakıldığında olumlu gelişmelerdir. Ekonominin en önemli aktörleri olan işletmeler de ekonomik büyümenin motorudur. Girişimci olarak her sermaye sahibi kazancını artırmak ister. Çalışanlar da emeklerinin karşılığını almayı umut eder. Ekonomilerdeki büyüme ile ekonominin farklı aktörlerinin beklentileri çoğu zaman birbiriyle çatışır. Bu çatışmalar eşitsizlikleri besler ve büyütür. Kamu politikalarını belirleyen, uygulayan ve denetleyen kamu yönetimleri ise düzenleyici ve denetleyici rolleri ile eşitsizliklerin önüne geçmeye çalışır. En azından var olan eşitsizlikleri azaltmaya uğraşır.Bugün oldukça yeniymiş gibi görünen gelir eşitsizliği aslında erken kapitalist dönemden itibaren toplumsal bir problem olarak karşımızda durmaktadır. Şirketleşme tarihi açısından da gelir eşitsizliklerinin büyüyerek devam ettiği söylenebilir. Dijitalleşen ekonomilerde, işlevsiz kalan çok sayıda çalışanın işsiz kalması kaçınılmaz bir sonuç olarak görülebilir. Bu bağlamda kartelleşen ya da tekelleşen dijital şirketlerin gelir eşitsizliğini artıran özelliğe sahip oldukları ifade edilebilir.Bu çalışmada, şirketleşme tarihi boyunca gelir eşitsizliğinin nasıl büyüdüğü, dijital kartelleşme eğilimlerinin bu eşitsizlikleri nasıl artırdığı konuları müzakere edilmektedir. Dijitalleşme ve yeni teknolojilerin kullanımı sonucunda daha yüksek ciroların daha az istihdamla sağlandığı rahatlıkla anlaşılmaktadır. Bu değerlendirmeler bağlamında çalışmada, şirketlerin sosyal sorumluluk çabalarının artan gelir eşitsizliğini önlemede yetersiz kaldığı bunun yanında işsiz kalanlara yeni nitelikler kazandırılmasında sivil toplum kuruluşlarının çabalarının yeniden gözden geçirilmesinin eşitsizlikleri azaltma noktasında anlamlı olacağı önerilerine yer verilmektedir.
  • Öğe
    Analysis of personal and conceptual factors that impact entrepreneurial intent
    (2020) Bilgiseven, Emine Banu; Kasımoğlu, Murat
    In this study, we aim to determine all the factors that impact the entrepreneurial intent and attitude. For that purpose, we consider risk-taking propensity emotional intelligence and entrepreneurial self-efficacy, as the most important characteristics as well as attitudes towards entrepreneurial behavior as the most influential cognitive factor that impacts entrepreneurial intent and attitude in the literature. We try to determine which of the factors (characteristic and cognitive) is more influential in the process forming the entrepreneurial intent by examining them on start up enterprises The study has been conducted on start-up enterprises founded as part of technoparks and the entrepreneurial platform, with 344 entrepreneurs. A structural equation model has been used in the study. As a result of structural equation analyses, entrepreneurial self-efficacy is found to have a positive impact on attitudes towards entrepreneurial behavior, which in turn has a significant effect on entrepreneurial intent. On the other hand, no significant findings have been obtained as to the relation between emotional intelligence and attitudes towards entrepreneurial behavior. Also, it is found that the risk-taking propensity does not significantly affect entrepreneurial intent.
  • Öğe
    Career capital as a component human capital: a theoretical model proposal to the intellectual capital
    (Yusen Akademik Dergi Yayıncılığı, 2020) Yavuz Aksakal, Nihan
    In this study, the concept of intellectual capital and its components are examined first. Then, the standard features of intellectual capital and human capital with career capital are revealed. Moreover, finally, a new model has been proposed for the concept of intellectual capital. The study aims to show the bond of career capital in intellectual capital and to emphasise that it can be considered as a separate essential element. The theoretical model proposed by the study considered career capital as a sub-component of human capital within intellectual capital. Accordingly, human capital in the study consists of two main sub-components: attitude capital and career capital. The career capital supported by the attitude capital of the human can be evaluated as the whole capital in a concrete career life rather than the individual characteristics of the employee. The study aims to bring a different perspective to studies on the subject. It is the review of the related conceptual literature in order to contribute to the information in the relevant literature.
  • Öğe
    Start up girişimlerde girişimcilik niyeti üzerinde etkili olan faktörler arasındaki ilişkinin analizi
    (Mehmet MARANGOZ, 2020) Bilgiseven, Emine Banu; Kasımoğlu, Murat
    Girişimcilik, son yüzyılda araştırmacıların ilgisini çeken bir alandır; niyet, girişimcilik davranışının en önemli öncüllerindendir. Bu çalışmada start up girişimlerde, girişimcinin sahip olduğu kişisel özelliklerin (girişimci öz yeterlilik, duygusal zekâ ve risk alma eğilimi), bilişsel faktör olan girişimci davranışa yönelik tutumun ve girişimcilik niyetinin aralarındaki ilişkiler incelenmiş; araştırma, İstanbul da bulunan teknoparklarda faaliyet gösteren start up girişimciler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Yapılan korelasyon analizi sonucu girişimci öz yeterlilik ile risk alma eğilimi, girişimci davranışa yönelik tutum, girişimcilik niyeti ve duygusal zeka arasında anlamlı bir ilişki olduğu; risk alma eğilimi ile girişimci davranışa yönelik tutum, girişimcilik niyeti ve duygusal zeka arasında anlamlı bir ilişki olduğu; girişimci davranışa yönelik tutum ile girişimcilik niyeti ve duygusal zeka arasında anlamlı bir ilişki olduğu; ayrıca girişimcilik niyeti ile duygusal zeka arasında da anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Reviewing the defense spendings’ effects on foreign trade of Turkey
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) Arslan, İsmet Kahraman; Murat, Ömer
    In order to ensure military security in a country, defense spending must be done for having a trained army with modern weapon systems. The effects of defense spending, which are not completed once and must be made continuously, are inevitable. This study sought to answer the question of how to influence Turkey's foreign trade balance in defense spending in the years 2000-2018. The Granger causality tests in the E-Views, a Windows-based econometric software program have been used. Defense spending has emerged from the analysis did not affect the foreign trade balance in Turkey. It is observed that the gross domestic product has an impact on the export and import of defense industry products.
  • Öğe
    Afrika’da yabancı yatırımlar ve Türkiye
    (Sütçü İmam Üniversitesi, 2020) Arslan, İsmet Kahraman; Palacıoğlu, Tezer
    Hızla gelişen ulaştırma, haberleşme teknolojisi dünyada fiziki ve fikri sınırları ortadan kaldırırken, sermaye birikimine bağlı olarak artan araştırma geliştirme bütçeleri, hep daha iyiyi arayan yönetim anlayışı ile birlikte enerji ve üretim teknolojisindeki gelişim her geçen gün yeni ürünleri, daha fazla sayıda insan hayatına sokma başarısını göstermektedir. Üretim tarafındaki bu olağanüstü gelişimin sürdürülebilmesi ise ancak üretimi teşvik edecek tüketim talebi ile mümkündür. Oysa bu o kadar kolay değildir. Öncelikle ürünleri talep eden zengin Avrupa ve Amerika başta Kuzey Yarıküre’nin gelişmiş toplumlarında tüketici nüfusu artmak bir yana büyük bir gerileme söz konusudur. Pek çok üründe doyuma ulaşmış tüketicilerin medyan yaşı 40’ın üzerinde olup hızla yaşlanan toplumların tüketim talebi de daha azdır. Üstüne bu zengin tüketicileri hedefleyen çok sayıda rakip vardır. Orta gelir düzeyindeki ülkelerin tüketicileri ise gerek korumacı politikalar, gerekse ölçek ekonomisinden yararlanarak maliyet avantajına sahip üreticiler tarafından sarılmıştır. Yine pompalanan tüketimle artan hane halkı borçluluk oranları yeni tüketimi geliştirmenin önünde engeldir. Bu açmazdan en önemli çıkış fırsatlarından biri, belki de en önemlisi yeni doymamış pazar arayışları olarak değerlendirilmektedir. Bugünden kıtanın geleceğinde yer tutmak isteyen ülkeler tarafından yapılan doğrudan yatırımlar kıtadaki güçler mücadelesine ilişkin önemli ipuçları ortaya koymaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ve dünya ekonomisinde ilk 10 içerisinde yer alma iddiasında olan bir ülke için bu mücadelede yer almak kaçınılmaz bir gerekliliktir. Kıtayla ilişkileri 15. yy’a dayanan ve sömürgeci gibi olumsuz algısı bulunmayarak önemli avantaja sahip ülkemizin, Afrika potansiyeli ile doğrudan yatırım yapan eski ve yeni sömürgeci rakiplerini değerlendirmesinde yarar bulunmaktadır.
  • Öğe
    Menşe ülke ve pazarlama karmasının algılanan kalite üzerindeki etkileri: Almanya beyaz eşya pazarında bir araştırma
    (Sütçü İmam Üniversitesi, 2020) Arslan, İsmet Kahraman; Şatıroğlu, Oğuzkan
    Çalışmada tüketicilerin ithal markalar için algıladığı kaliteyi etkileyen menşe ülke ve pazarlama karmasının (ürün, tutundurma, fiyat ve dağıtım) etkileri araştırılmıştır. Tüketiciler satın alma kararlarını verirken fiyat ve kalitenin yanında ürünün ait olduğu ülkeye duyulan saygınlık ve güvende etkili olmaktadır. Benzer şekilde pazarlama karmasının tüketicilerin satın alma kararına önemli bir etkisi olan algılanan kaliteye olan etkisi de önem ifade etmektedir. Çalışma için belirlenen anket, Almanya genelinde ulusal dağılıma uygun bir şekilde çevrim içi olarak 820 kişiye uygulanmıştır. Algılanan kalite ile ülke menşei etkisi ve algılanan kalite toplam puan ve alt boyutlarının toplam puanı arasındaki ilişkinin belirlenmesinde Pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Ülke menşei etkisinin algılanan kalite ve pazarlama karmasını yordamasında ve pazarlama karmasının algılanan kaliteyi yordama düzeyinin belirlenmesinde standart regresyon analizi kullanılmıştır. Verilerin analizi sonucunda menşe ülke etkisi ve algılanan kalite ve yine pazarlama karması ve algılanan kalite arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Algılanan kalite ve menşe ülke etkisinin alt boyutlarından olan kaliteli ürün ve sosyokültürel gelişmişlik arasında ve yine aynı şekilde pazarlama karmasının alt boyutlarında yüksek kalite standartları, etkin ve yoğun pazarlama iletişimi ve yaygın promosyonlar arasında olumlu bir ilişki olduğu saptanmıştır.
  • Öğe
    Yeşil insan kaynakları yönetimi ve yeşil iş yetkinliklerinin içerik analizi yöntemi ile değerlendirilmesi
    (İsarder, 2020) Yavuz, Nihan
    Amaç – Çevresel dönüşüme katkı sağlamak, doğal kaynaklara zarar vermemek adına yapılan çalışmalar insan kaynakları alanında önemli etkiler yaratmakla birlikte, yeni iş alanlarını ve yeni yetkinlikleri ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışmada, Yeşil İnsan Kaynakları Yönetimi kapsamında yeşil yakalı mesleklerin ne olduğunu ve bu mesleklerde hangi yetkinliklerin aranacağının araştırılması amaçlanmıştır. İçerik analizi yönteminin kullanıldığı çalışmada, bu iş ilanlarında hangi niteliklerin, yetkinliklerin ve özelliklerin arandığı ortaya konulmuştur. Yöntem – Araştırma bölümünde; çeşitli iş arama sitelerinde verilen yeşil yakalı mesleklerin iş ilanları incelenmiştir. İçerik analizi yönteminin kullanıldığı çalışmada, bu iş ilanlarında hangi niteliklerin, yetkinliklerin ve özelliklerin arandığı ortaya konulmuştur. İş ilanları ve gerekli olan yetkinlikler araştırma anahtar kelimeleri çerçevesinde içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Sonuçlar frekans ve yüzde gibi nicel verilere dönüştürülmüştür. Bulgular – Çevre bilimi, iklim değişikliği, geri dönüşüm, tehlikeli atık konuları tüm yeşil iş pozisyonları için önem kazanan konular olup yeşil işlerde aranan yetkinlikler arasında bu konulara hâkim bulunmak yer almaktadır. Proaktif olabilmek, güçlü bireylerarası iletişim yeteneğine sahip olmak, analitik düşünmek ve veri analizi yapabilmek hala önemini koruyan yetkinlikler arasında bulunmaktadır. Tartışma – Organizasyonun tamamında yeşil kültürü yayabilmek amacıyla çalışanların yeşil yaklaşım yetkinliklerine sahip olmaları önemlidir. Özellikle yeşil işler ile çevre denetimi, çevre sağlığı, güvenlik ve koruma konularında bilgi ve deneyim sahibi olmak, çevre bilimi ve iklim değişikliği, geri dönüşüm ve tehlikeli atıklar konularında bilgi sahibi olmak, kalite standartları konusunda deneyim sahibi olmak, proje yönetimi becerisi gibi yetkinlikleri önem kazanmaktadır.
  • Öğe
    Örgütsel ustalığın girişimcilik yönelimi üzerindeki etkisi: hizmet ve üretim sektörü karşılaştırması
    (Ali Rıza SANDALCILAR, 2020) Sağlam, Mehmet
    Bu çalışmada hizmet ve üretim sektörü için örgütsel ustalık alt boyutlarının, girişimcilik yönelimi alt boyutları üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Örnekleme yöntemi olarak kartopu örnekleme kullanılmış, veri toplama aracı olarak online anket formu oluşturulmuştur. Oluşturulan anket formu linki LinkedIn sosyal medya platformu üzerinden ulaşılabilen sektör yöneticilerine yönlendirilmiştir. Veri toplama süreci 5 Nisan-7 Haziran 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Örneklemde 378 hizmet, 324 üretim sektörü yöneticisi yer almıştır. Veri analizinde SPSS 21 programı kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, her iki sektör için araştırmacı ve yararlanıcı ustalığın, risk alma ve özerklik üzerinde etkiye sahip olduğu, hizmet sektörü için yararlanıcı ustalığın, üretim sektörü için ise araştırmacı ustalığın, yenilikçilik, ileriye etkililik ve saldırgan rekabetçilik üzerinde en çok etkiye sahip örgütsel ustalık boyutu oldukları tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Porter elmas modeli boyutlarının ve dijital dönüşümün uluslararası pazarlama karması stratejilerine etkisi
    (Bursa Teknik Üniversitesi, 2020) Sağlam, Mehmet
    Bu çalışmada Porter Elmas modeli boyutlarının ve dijital dönüşümün uluslararası pazarlama karması stratejileri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Veri toplama aracı olarak online ve yüz yüze anket kullanılmıştır. Katılımcılara ulaşmada Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından sağlanan e-mail listeleri kullanılmıştır. Örnekleme yöntemi olarak yargısal ve kartopu örnekleme tercih edilmiş ve 520 katılımcıya ait veri elde edilmiştir. Veri analizlerinde SPSS 21 ve AMOS 21 programları kullanılmış ve araştırma modeline yönelik hipotezler yapısal eşitlik modeliyle test edilmiştir. Çalışma sonucunda Porter elmas modeli boyutlarından firma stratejisi, yapısı ve rekabetin dağıtım ve fiyat, talep koşulları ile ilgili ve destekleyici endüstriler boyutlarının ürün, dağıtım ve fiyat, faktör koşullarının sadece fiyat, şans faktörünün dağıtım ve fiyat, hükümetin ürün, tutundurma, dağıtım ve fiyat stratejileri üzerinde etkisi olduğu belirlenmiştir. Dijital dönüşümün ürün, tutundurma ve dağıtım stratejileri üzerinde etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Kokunun tüketici satın alma davranışı üzerindeki etkisi
    (Sütçü İmam Üniversitesi, 2020) Arslan, İsmet Kahraman; Basmacı, Umut
    Dünyanın, küresel bir köy haline gelmesi, aynı üründen ve aynı kaliteden onlarca ürünün olması, ürünlerin satışında çeşitli promosyonların kullanılması, fiyat indirimlerinin yapılması, e-ticaretin olağan alışveriş yöntemi haline gelmesi ürünlerin pazarlamasında üreticileri ve satıcıları duyusal alana yönlendirmiştir. Üreticiler ve satıcılar, ürünlerinin tüketicilerin ve olası müşterilerin zihinlerinde kalması, satış bağlılığın arttırılması için işitsel, görsel, kokusal duyu organlarından yararlanmaya başlamışlardır. Duyusal algılama yöntemleri ile markanın bilinirliği, markanın imajı ve markanın ömrünün uzun olmasının sağlandığı görülmüştür. İnsan zihninin günlük olarak binlerce görsele maruz kalması, kulakların sese aşina olmaları üretici ve satıcıları koku alanına yönlendirmiştir. Üreticiler, kokunun insan zihninde daha uzun süre yer aldığını ve satışları olumlu yönde etkilediği bilimsel olarak tespit etmeleri üzerine mağaza kokuları ve ürün kokuları kullanarak müşterilerinin markalarına ve mağazalarına aşina etmeyi ve bu şekilde de ürünlerinin satışını uzun vadeli olarak arttırmayı amaçlamaktadırlar.
  • Öğe
    Tarife dışı önlemlerin ticaret akışına olan etkilerinin çekim modeliyle incelenmesi
    (Sütçü İmam Üniversitesi, 2020) Arslan, İsmet Kahraman; Bozkurt, Osman
    Ülkeler Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) nezdinde yürütülen görüşmeler ile bu kuruluşlar nezdinde verdikleri birtakım taahhütler neticesinde gümrük vergilerinde indirime giderek, bir noktaya kadar ticaretin serbestleştirilmesini sağlamıştır. Ancak bu durum hiç de göründüğü gibi değildir, zira bir taraftan DTÖ nezdindeki taahhütler doğrultusunda gümrük vergileri azaltılırken, diğer taraftan uygulanan Tarife Dışı Önlemlerin (TDÖ) sayısı arttırılmıştır. Günümüzde TDÖ’ler ticaret maliyetlerinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. TDÖ’lerin ticaret akışları üzerindeki etkilerinin tahmin edilmesinde kullanılan en etkili araçlardan birisi ise çekim modeli olup, TDÖ’lerin etkilerinin tahmin edilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Belirtilen nedenlerle, bu çalışmanın temel amacı, TDÖ’lerin ticaret akışını ne yönde etkilediğine ilişkin çekim modeli kullanılarak analiz edilmesinde kullanılan yöntemleri, bu alandaki literatürde kaydedilen son gelişmeler ışığında ele almak ve ticaret politikası analizinin nasıl yapılacağına ilişkin çeşitli öneriler sunmaktır.
  • Öğe
    Ev ve mutfak eşyaları sektörü uluslararası rekabet gücü incelemesi
    (Sütçü İmam Üniversitesi, 2020) Arslan, İsmet Kahraman; Sarıkabadayı, Ayşe İpek
    Dünya çapında ülkeler arası ticaretin önündeki engellerin kalkması ve dünyanın tek bir pazar haline gelmesine imkân tanıyan liberal ekonomi kuralları ve küreselleşme olgusu neticesinde ülkeler ve firmalar rekabetçilik kavramı üzerinde çalışmaya başlamışlardır. Rekabet gücüne sahip olan firma veya endüstri mevcut konumunu güçlendirebilecek, yeni pazarlarda rakiplerine göre üstünlük oluşturabilecektir. Kültürel, ticari, ekonomik ve sosyal olarak uygun rekabet stratejilerin belirlenmesi söz konusu rekabet gücünün elde edilmesinde önemli bir rol oynamakla beraber ülkelerin sahip olduğu rekabet üstünlüklerinin tespit edilmesi ve ona uygun stratejilerin geliştirilmesi önem arz etmektedir. Bu araştırmanın amacı, Türkiye ev ve mutfak eşyaları sektörünün 2015-2019 yılları arasındaki ihracat–ithalat verileri ile Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler ve Nispi Rekabet Üstünlüğü yöntemleri çerçevesinde uluslararası rekabet gücünün tespit edilmesidir. Uluslararası geçerliliğe sahip altılı GTIP kodları baz alınarak oluşturulan sektör kapsamında 40 adet GTIP kodu yer almakta ve 2015-2019 yılları itibariyle endeks değerleri hesaplanarak rekabet gücü ölçülmüştür. Araştırmanın bulgularında, AKÜ endeksine göre 18 ürün grubunda rekabet avantajına sahip olunduğu, Nispi Rekabet Üstünlüğü endeksine göre ise toplam 40 pozisyondan 29’unda rekabet gücünün yüksek, 11’inde düşük olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Menşe ülke etkisi üzerine bir deneme; melez ürünler ve markanın menşei
    (Sütçü İmam Üniversitesi, 2020) Arslan, İsmet Kahraman; Onay, İdris
    Son yüzyılda büyük bir hızla oluşan ulaşım ve bilişim teknolojilerindeki gelişim, ülkeler arasındaki fiziki sınırları nerdeyse ortadan kaldırmış ve hızlı bir küreselleşmeye zemin hazırlamıştır. Bununla beraber, uluslararası işletmecilik ve pazarlama faaliyetlerinin daha yoğun bir hal almasıyla, tüketiciler tüm dünyadaki yenilikleri anında görüp, talep edebilir hale gelmişlerdir. Yani tüketicilerin zevk ve ihtiyaçlarının da küreselleşmeye başlaması küresel ürünlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tüketicilerin satın alma kararları, ürünle ilgili rasyonel, duygusal ve teknik değerlendirmelerden etkilendiği gibi, ürünlerin menşe ülkelerin yaratmış olduğu imaj çağrışımlarından da etkilemektedir. Ancak uluslararası ticaretin küreselleşmesiyle günümüz tüketicileri her geçen gün daha fazla çok ülkeli ilişkileri olan ürünler (melez ürünler) ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle, melez bir ürünün üretildiği menşe ülkenin, artık marka imajının ve ürün kalitesinin değerlendirilmesinde en önemli belirleyici unsur olmaması muhtemeldir. Bu çalışma, “markanın menşe” ülkesini alternatif bir değerlendirme aracı olarak kavramsallaştırarak, daha önce yapılmış menşe ülke araştırmalarını genişletmeyi amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Çokuluslu ürünler, Markanın menşei, Menşe ülke etkisi, Melez ürünler.