Yazar "Oral, E. Timuçin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bipolar bozukluk ve yineleyici depresif bozuklukta çocukluk çağı travmaları ve duygu düzenleme güçlükleri ile bilişsel süreçler arasındaki ilişki(Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Derneği, 2021) Oymak Yenilmez, Dicle; Atagün, Murat İlhan; Keleş Altun, İlkay; Tunç, Serhat; Uzgel, Mine; Altınbaş, Kürşat; Cesur, Gizem; Oral, E. TimuçinAmaç: Bilişsel mekanizmalar gelişimsel dönemlerde çevresel zorlayıcı olaylardan etkilenebilir ve bilişsel çarpıtmalar ortaya çıkabilir. Bilişsel çarpıtmalar psikiyatrik hastalıkların klinik seyrini etkilemektedirler. Bu çalışmada bipolar bozuklukta (BB) ve major depresif bozukluk-yineleyen dönemler (MDB-YD) çocukluk çağı travmaları (ÇÇT) ile duygu düzenleme güçlüğünün (DDG), otomatik düşünceler (OD) ve üstbilişler (ÜB) üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yöntem: Çalışmamız 81 MDB-YD, 85 BB hastası ile 86 sağlıklı kontrol grubu olmak üzere 252 katılımcıdan oluşmaktadır. Ölçüm araçları olarak Otomatik Düşünce Ölçeği (ODÖ), Üstbiliş Ölçeği (ÜBÖ), Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (ÇÇTÖ), Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği (DDGÖ) kullanılmıştır. Bulgular: BB grubun OD’leri ile ÇÇTÖ fiziksel istismar (?=0,34; p <0,01), DDGÖ kabul etmeme (?=0,23; p<0,05) ve dürtü (?=0,53; p<0,01), DDGÖ amaçlar alt boyutunun (?=-0,37; p<0,01) bağlantısı olduğu görülmüştür (F=21,08; p<0,01). MDB-YD grubunun otomatik düşünceleriyle ise ÇÇT duygusal ihmal (?=0,22; p<0,05) ile DDGÖ strateji (?=0,39; p<0,05) alt ölçeklerinin ilişkili olduğu görülmüştür (F=9,97; p<0,01). BB grubunun ÜB’leri ile sadece ÇÇTÖ cinsel istismarın (?=0,46; p<0,01) bağlantısı olduğu görülmüştür (F=4,88; p<0,01). MDB-YD’nin ÜB’leri üzerinde ise sadece ÇÇTÖ cinsel istismar (?=0,52; p<0,01), duygusal istismar alt boyutunun (?=-0,30; p<0,05) bağlantısı olduğu görülmüştür (F=7,02; p<0,01). Sonuç: Bu sonuçlar DDG’ler ile ÇÇT’lerin MDB-YD’de ve BB’de ÜB’ler ve OD’ler gibi bilişsel süreçlerle ilişkili olduklarını ortaya koymaktadır. Bilişsel süreçler çeşitli klinik tezahürlere neden olabildiklerinden DDG ve ÇÇT duygudurum bozukluklarının seyrine çeşitli açılardan etki edebilen psikopatolojik bileşenler olarak dikkate alınmalıdırlar. Bu bileşenlerin etkilerinin daha iyi anlaşılabilmesi için uzunlamasına izlem çalışmalarına ihtiyaç vardır.Öğe Biyolojik ritim değerlendirme görüşmesinin Türkçe sürümünün güvenilirliği ve geçerliliği(Cumhuriyet Univ Tip Fak Psikiyatri Anabilim Dali, 2012) Aydemir, Ömer; Akkaya, Cengiz; Altınbaş, Kürşat; Kora, Kaan; Sücülluoğlu Dikici, Didem; Akdeniz, Fatma; Kalaycı, Fatma; Oral, E. Timuçin; Vahip, SimaviAmaç: Bu çalışmanın amacı Biyolojik Ritim Değerlendirme Görüşmesinin (BRDG) Türkçe sürümünün güvenilirlik ve geçerliliğini ortaya koymaktır. Yöntem: Araştırma üç üniversite hastanesi psikiyatri anabilim dalı ve bir eğitim hastanesi duygudurum bozuklukları birimlerine başvuran ve iki uçlu tip I bozukluk tanısı konan 79, iki uçlu tip II bozukluk tanısı konan 26, majör depresif bozukluk tanısı konan 42 hasta ile, üniversite öğrencilerinden oluşan 116 sağlıklı gönüllüden oluşan gruplarla yürütülmüştür. Hastalık süresi iki uçlu bozukluk grupları için 15.1 yıl ve majör depresif bozukluk grubu için 9.3 yıldır. Birlikte geçerliliği değerlendirmek amacıyla Pittsburgh Uyku Kalitesi Ölçeği uygulanmıştır. İstatistiksel değerlendirmede iç tutarlılık katsayısı, madde-toplam puan bağıntı katsayıları, açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör çözümlemesi, diğer ölçekle bağıntı ve ROC eğrisi hesaplanmıştır. Bulgular: BRDG önce Türkçeye, sonra İngilizceye çevrilmiş ve çeviriler sonunda dil birliğiyle ölçek metni elde edilmiştir. İç tutarlılık çözümlemesinde Cronbach alfa katsayısı 0.899 ve madde-toplam puan bağıntı katsayıları 0.239-0.747 arasında elde edilmiştir. Açıklayıcı faktör çözümlemesinde varyansın %56.5‟ini açıklayan toplam üç faktör elde edilmiştir: Günlük etkinlikler, uyku ve yeme alışkanlıkları, kişilerarası ilişkiler. Doğrulayıcı faktör çözümlemesinde karşılaştırmalı uyum endeksi 0.932 ve tahminin ortalama kare kök hatası 0.065 olarak bulunmuştur. BRDG‟nin Pittsburgh Uyku Kalitesi Ölçeği ile bağıntısı r=0.238 olarak hesaplanmıştır. Özgüllük ve duyarlılık çözümlemesinde ROC eğrisinin altında kalan alan 0.876 olarak bulunmuştur. Ölçeğin duygudurum bozukluğu gruplarını kontrol grubundan ayırt ettiği görülmüştür. Sonuç: Hastaların günlük döngüsel ritmini ve bu ritime uygun olarak işlevselliğini değerlendirmeye elverişli BRDG‟nin Türkçe formunun güvenilir ve geçerli olduğu gösterilmiştir.Öğe Clinical potential of cariprazine in the treatment of acute mania(2013) Altınbaş, Kürşat; Gülöksüz, Sinan; Oral, E. TimuçinCariprazine (RGH-188, trans-4-{2-[4-(2,3-dichlorophenyl)-piperazine-1-yl]- ethyl}-N,N-dimethylcarbamoyl-cyclohexyl-Amine hydrochloride), is a novel antipsychotic with dopamine D2 and D3 receptors antagonist-partial agonist properties. Cariprazine has also moderate affinity for serotonin 5-hydroxytryptophan (5-HT) 1A receptors, high affinity for 5-HT1B receptors with pure antagonism and low affinity for 5-HT2A receptors. Randomized, double blind, placebo controlled, flexible-dose (3-12 mg/day) studies have demonstrated cariprazine is effective in both schizophrenia and acute manic episodes associated with bipolar disorder. The incidence of serious adverse events in cariprazine arm was no different than in placebo arm in these studies. The most common adverse events were extrapyramidal symptoms, headache, akathisia, constipation, nausea, and dyspepsia which can be explained with cariprazine's partial dopamine agonism. Although cariprazine treatment was associated with a higher incidence of treatmentemergent adverse events, particularly akathisia and tremor, common side effects of marketed second generation antipsychotics such as weight gain, metabolic disturbances, prolactin increase or QTc prolongation were not associated with cariprazine, probably due to its moderate to low binding affinity for histamine H1 and 5-HT2C receptors. Animal studies show that cariprazine may have additional therapeutic benefit on impaired cognitive functioning with D3 receptor activity, however clinical data is still scarce. The aim of this article is to review the potential use of cariprazine for the treatment of acute manic episodes in the light of the preclinical and clinical trials reported to date. © Medicinska naklada - Zagreb, Croatia.Öğe Comparison of coping strategies and personality traits between bipolar patients and control group(Wiley-Blackwell, 2012) Öksüz, T.; Altınbaş, Kürşat; Kurt, Emre; Oral, E. Timuçin[Abstract Not Available]Öğe COST-EFFECTIVENESS OF AGOMELATINE IN TREATMENT OF MAJOR DEPRESSIVE DISORDERS IN TURKEY(Elsevier Science Inc, 2012) Tatar, Mehtap; Dilbaz, Nesrin; Oral, E. Timuçin; Tan, M.[Abstract Not Available]Öğe Cytokine levels in euthymic bipolar patients(2010) Gülöksüz, Sinan; Aktaş, Çetin E.; Çetin, Turan; Deniz, Günnur; Oral, E. Timuçin; Nutt, David J.Background: The pathophysiology of bipolar disorder is not thoroughly understood. Several studies have investigated the possible role of cytokines in psychiatric disorders, based on their role in neuro-immune modulation; however, findings in studies on bipolar disorder remain limited and contradictory, and most studies have focused on either manic or depressive episodes. These studies suggest that both manic and depressive episodes could be pro-inflammatory states. The present study aimed to determine whether there are enduring differences in cytokine levels-unrelated to the effects of medication-between euthymic bipolar patients and healthy controls. Methods: The study included 31 euthymic bipolar patients-16 medication-free (MF) and 15 on lithium monotherapy (LM) and 16 healthy volunteers in whom serum cytokine levels were measured. The 3 groups were homogenous in terms of age, gender, and ethnicity. IFN-?, TNF-?, IL-2, IL-4, IL-5, and IL-10 levels were measured in all groups using flow cytometry. Results: There were no differences in cytokine levels between MF euthymic bipolar patients and healthy controls. TNF-? and IL-4 levels in LM euthymic bipolar patients were higher than in both the MF euthymic bipolar patients and controls. Limitations: The small and strictly selected study sample could limit the generalizability of the findings. Conclusions: Cytokine production in MF euthymic bipolar patients was similar to that in healthy controls. The present study shows that the pro-inflammatory state resolves in euthymia and that lithium had an influence on the cytokine profile, which could create a confounding factor while investigating disease- related immunopathology of bipolar disorder. © 2010 Elsevier B.V. All rights reserved.Öğe Editorial [Editörden](Turkish Neuropsychiatric Society, 2014) Oral, E. Timuçin[Abstract Not Available]Öğe Illness perception of dropout patients followed up at bipolar outpatient clinic, Turkey(Elsevier, 2015) Oflaz, Serap; Güveli, Hülya; Kalelioğlu, Tevfik; Akyazı, Senem; Yıldızhan, Eren; Kılıç, Kasım Candaş; Oral, E. TimuçinDropout is a common problem in the treatment of psychiatric illnesses including bipolar disorders (BD). The aim of the present study is to investigate illness perceptions of dropout patients with BD. A cross sectional study was done on the participants who attended the Mood Disorder Outpatient Clinic at least 3 times from January 2003 through June 2008, and then failed to attend clinic till to the last one year, 2009, determined as dropout. Thirty-nine dropout patients and 39 attendent patients with BD were recruited for this study. A sociodemographic form and brief illness perception questionnaire were used to capture data. The main reasons of patients with BD for dropout were difficulties of transport (31%), to visit another doctor (26%), giving up drugs (13%) and low education level (59%) is significant for dropout patients. The dropout patients reported that their illness did not critically influence their lives, their treatment had failed to control their illnesses, they had no symptoms, and that their illness did not emotionally affect them. In conclusion, the nonattendance of patients with serious mental illness can result in non-compliance of therapeutic drug regimens, and a recurrence of the appearance symptoms. The perception of illness in dropout patients with BD may be important for understanding and preventing nonattendance. © 2015 Elsevier B.V.Öğe Low rates of alcohol use among Turkish bipolar patients: cultural or genetic?(Wiley-Blackwell, 2012) Altınbaş, Kürşat; Evren, E. C.; Oral, E. Timuçin[Abstract Not Available]Öğe Minor hemoglobins HbA2 and HbF associate with disease severity in bipolar disorder with a likely protective role of HbA2 against post-partum episodes(Elsevier B.V., 2013) İnce, Bahri; Gülöksüz, Sinan; Altınbaş, Kürşat; Oral, E. Timuçin; Alpkan, Latif Ruhşat; Altınöz, Meriç A.Background: There exist studies indicating that bipolar disorder (BD) associates with changes in brain blood flow. Human brain with its high demand to oxygen constitutes 2% of the total body weight, while it receives 20% of cardiac output. and 3 globin chains of hemoglobin were recently found in neural tissues, yet no study has questioned blood hemoglobins in BR Methods: A total of 120 euthymic BD patients (40 males and 80 females) were analyzed via high performance liquid chromatography (HPLC) to measure minor hemoglobin levels, which were statistically compared with disease characteristics. Results: Minor hemoglobins HbA2 and HbF associated positively with episode density as a measure of disease severity in BR An increased level of HbA2 meant significantly less postpartum episodes in child bearing women. HbF levels were higher in patients with a positive family history of any psychotic disorder. Sum of HbA2 and HbF correlated with episode density with a stronger significance (p <0001) supporting intermittent hypoxia hypothesis in BR Limitations: The study was conducted only on euthymic patients to avoid likely bigger exogenous effects such as electro-convulsive therapy and diverse drug regimes, yet larger comparative studies are needed to support our current findings. Conclusions: Higher HbA2 and HbF in more severe bipolar disorder may be compensations against intermittent hypoxias in BR HbA2 increases following myocardial angina and in mountain dwellers, which may indicate protective roles in extreme conditions. HbF increase may act more as a maladaptation or emerge via haplotypal associations of BD genes and gamma-globin locus at II p155. © 2013 Elsevier B.V. All rights reserved.Öğe Relationship between childhood adversities, emotion dysregulation and cognitive processes in bipolar disorder and unipolar depression(Wiley, 2018) Yenilmez, Dicle Oymak; Atagün, Murat İlhan; Altun, İlkay Keleş; Tunç, Serhat; Uzgel, Mine; Altınbaş, Kürşat; Oral, E. Timuçin[Abstract Not Available]Öğe Reliability and validity study of the Turkish version of Hypomania Checklist-32-Revised(Turkish Association of Nervous and Mental Health, 2017) Vahip, Simavi; Aydemir, Ömer; Akkaya, Cengiz; Altınbaş, Kürşat; Kora, Kaan; Sücüllüoğlu Dikici, Didem; Oral, E. TimuçinObjective: In this study, we aimed to evaluate the reliability and validity of the Turkish version of Hypomania Checklist-32-Revised. Method: The study was carried out with 80 patients diagnosed with bipolar I disorder, 26 patients diagnosed with bipolar II disorder and 42 patients diagnosed with major depressive disorder attending the out- and in-patient psychiatry departments of three university hospitals and one training hospital and 116 healthy volunteers consisting of university students. Mean duration of illness was 15.1 years for the bipolar disorder group and 9.3 years for the major depressive disorder group. For concurrent validity, the Mood Disorder Questionnaire was used. In the statistical analysis, internal consistency coefficient, item-total score correlation coefficients, exploratory factor analysis, correlation with concurrent scale and ROC curve were calculated. Results: Translation into Turkish and back-translation into English of Hypomania Checklist-32-Revised were performed and thus the semantic harmony of the scale was obtained. In the internal consistency, Cronbach alpha coefficient was 0.914 and item-total score correlations were between 0.235-0.743. Unlike the rest, the coefficient of item #23 was found as 0.110. In factor analysis, six factors were obtained; however, a two-factor solution representing 44.5% of the total variance was accepted whereas the first factor represents overactivity and being expansive, where the second factor represents impulsivity and risky behaviors. Correlation of Hypomania Checklist-32-R with Mood Disorder Questionnaire was r=0.379. In the ROC analysis, the cutoffpoint of the scale was calculated as 14 with a sensitivity of 71.0 and specificity of 69.8. The scale discriminates well between the bipolar group, depressive and control groups. Conclusion: Hypomania Checklist-32-Revised developed for screening hypomania is reliable and valid in Turkish after exclusion of item #23.Öğe Temperament and personality traits of bipolar disorder I patients comorbid with adult attention deficit hyperactivity disorder(2014) Oğuz, Nihan; Oral, E. Timuçin; Oğuz, MehmetAmaç: Daha önce yapılan çalışmalarda bipolar I bozuklukta (BPB-I) mizaç ve kişilik araştırılmış, ancak erişkin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) eşlik ettiği BPB-I hastalarında mizaç ve kişilik araştırılmamıştır. Bu çalışmada amaç remisyonda olan BP-I hastalarında DEHB'nin mizaç ve kişilik üzerinde farklılık oluşturup oluşturmadığını kontrol grubu ile karşılaştırarak ortaya koymaktır. Yöntem: BPB-I tanısıyla izlenen hastalar (s121, kadın 71, erkek 50) yaş, cinsiyet ve eğitim açısından eşleştirilmiş, bilinen bir psikiyatrik bozukluğu olmayan kontrol grubu (s100, kadın 55, erkek 45) ile karşılaştırılmıştır. Tüm hastalara ve kontrol grubuna ayrıntılı sosyodemografik form uygulandıktan sonra DSM-IV ölçütlerine göre çocukluk çağı ve erişkin DEHB tanısı ve diğer eksen I tanıları için SCID-I ve SCID-II uygulanmıştır. Tüm hastalar ve kontrol grubuyla erişkin ve çocukluk DEHB tanısı için klinik görüşme yapılmıştır. Hastaların ve kontrol grubunun Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Ölçeğini doldurmaları istenmiştir. Ayrıca hastaların ve kontrol grubunun TEMPS-A anketini doldurmaları istenmiştir. Bulgular: BPB-I hastalarında %21.7 (s27), kontrol grubunda %7 (s7) oranında erişkin DEHB tanısı konmuştur. Depresif mizaç, saf BPB-I ve erişkin DEHB'nin eşlik ettiği BPB-I hastalarında saf kontrol grubuna göre daha fazla sıklıkta gözlenmiştir. Saf kontrol grubunda hiç ağır şiddette depresif mizaç görülmemiştir. BPB-I ve erişkin DEHB'nin eşlik ettiği BPB-I hastaları arasında depresif mizaç açısından fark bulunamamıştır. Erişkin DEHB'nin eşlik ettiği BPB-I hastalarında hiç hafif şiddette dönem görülmezken, koruyucu tedavi başlangıcı daha erken, koruyucu tedavi süresi daha uzundur. Tüm üç grupta kişilik bozukluğu açısından belirgin bir farklılık gözlenmiştir. Antisosyal kişilik bozukluğu ve şizotipal kişilik bozukluğu sadece erişkin DEHB'nin eşlik ettiği BPB-I hastalarında gözlenmiştir. Sonuç: Erişkin DEHB'nin eşlik ettiği BPB-I hastalarının kliniğinin daha farklı olduğu, bu farkın eşlik eden kişilik bozukluğundan kaynaklanabileceği, bunun da DEHB'nin BPB-I üzerindeki etkisi olabileceği öne sürülebilirÖğe
