“Mephisto” kararı çerçevesinde postmortal dönemde kişilik hakkının korunması
dc.contributor.author | Yılmaz, Çiğdem Mine | |
dc.date.accessioned | 2021-12-22T11:43:52Z | |
dc.date.available | 2021-12-22T11:43:52Z | |
dc.date.issued | 2021 | en_US |
dc.department | İstanbul Ticaret Üniversitesi | en_US |
dc.description.abstract | 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. Maddesi gereği “kişilik” gerçek kişiler için sağ ve tam doğmak koşulu ile ana rahmine düştüğü an başlar ve ölümle sona erer. Ancak ölüm sonrası kişilik haklarının devamı konusunda kanuni bir düzenleme bulunmamaktadır. Kişilik hakkı kapsamında korunan değerlerin ne zaman sona ereceği hususunda yabancı literatür ve yargı kararları farklılık arz etmektedir. Bu değerlerden özelikle “şeref ve haysiyete” yönelik saldırıların ölenin mi yoksa yakınlarının kişilik haklarına mı saldırı teşkil ettiği hususunda tartışmalar mevcuttur. Alman Federal Mahkemesi, Bundesgerichtshof’un (BGH) incelemeye değer teşkil eden BGH, Urt. V. 20.3.1968, I ZR 44/46 sayılı kararında bu husus ele alınmıştır. Yüksek Mahkeme, kişilik haklarının dokunulmazlığının kişi hayatta iken tam anlamıyla yaşanabilmesi ve anlam kazanabilmesi için, kişinin o öldükten sonra da kendi onuruna karşı yapılacak kabaca saldırılara karşı korunacağı inancını taşıyabilmesi ve bu beklentiye sahip olabilmesi ile mümkün olacağını ifade etmiştir. Öte yandan bu kararla “hukukun güvenilirliği” ilkesinin de merhum kişinin haklarının, özel bir yetkilendirme olmasa dahi, üçüncü kişiler tarafından ileri sürülmesine mani olmayacağını ifade ederek postmortal dönemde kişilik haklarının korunmasını en üst düzeyde sağlanmıştır Amaç: Çalışmada kişilik hakkının ölüm sonrası dönemde korunmasının kimler tarafından, hangi hukuki çerçevede yapılabileceği saptanmak istenmiştir. Yöntem: Çalışmada, örnek niteliğinde olan BGH. Kararı incelenmiş, ilk derece ve istinaf mahkemesinin gerekçelerinden yola çıkılmıştır. Bulgular: Kişilik haklarının dokunulmazlığının kişi hayatta iken tam anlamıyla yaşanabilmesi ve anlam kazanabilmesi için, kişinin o öldükten sonra da kendi onuruna karşı yapılacak kabaca saldırılara karşı korunacağı inancını taşıyabilmesi ve bu beklentiye sahip olabilmesi ile mümkün olacağı tespit edilmiştir. Özgünlük: Bu çalışma ile “hukukun güvenilirliği” ilkesinin de merhum kişinin haklarının, özel bir yetkilendirme olmasa dahi, üçüncü kişiler tarafından ileri sürülmesine mani olmayacağını ifade ederek postmortal dönemde kişilik haklarının korunmasını en üst düzeyde sağlanmıştır. | en_US |
dc.identifier.doi | 10.46928/iticusbe. 980408 | en_US |
dc.identifier.endpage | 897 | en_US |
dc.identifier.issue | 41 | en_US |
dc.identifier.startpage | 877 | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11467/5110 | |
dc.identifier.uri | https://doi.org/10.46928/iticusbe. 980408 | |
dc.identifier.volume | 20 | en_US |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | İstanbul Ticaret Üniversitesi | en_US |
dc.relation.ispartof | İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Makale - Ulusal Hakemli Dergi - Başka Kurum Yazarı | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.subject | Kişilik Hakkı | en_US |
dc.subject | Ölüm Sonrası | en_US |
dc.subject | Şeref ve Haysiyet | en_US |
dc.subject | Mephisto | en_US |
dc.title | “Mephisto” kararı çerçevesinde postmortal dönemde kişilik hakkının korunması | en_US |
dc.title.alternative | The protection of personal rights in postmortal period within the scope of “mephisto” decision | en_US |
dc.type | Article | en_US |