Japonya'nın dış politikası ve Türkiye
Yükleniyor...
Tarih
2009
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Ticaret Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Japonya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin çok eskilere dayanan geleneksel dostluk ve samimiyet duyguları içinde devam etmekte olduğu bilinmektedir. Oysa yüz yıllık ortak tarihleri süresince aralarında küçük ya da büyük herhangi bir sorun yaşanmamış olan bu iki ülkenin kültürel, ekonomik ve siyasi alanlarda ilişkileri geliştirmek konusunda çaba göstermiş ve ileriye yönelik adımlar atmış oldukları kabul edilse de, bu alandaki işbirliği ve dayanışmanın birkaç yıl öncesine kadar istenilen düzeye getirilememiş olduğu da bir gerçektir. Türkiye’nin, bölgede istikrar ve barışın sağlanmasında kuşkusuz belirleyici bir etkisi ve önemi vardır. Bunun en büyük nedenlerinden biri, Türkiye’nin 19. yüzyılın ilk yarısında başlayan “Çağdaşlaşma Dönemi”nden günümüze dek ilişkilerinde hep Batı’ya ağırlık vermiş ve bir Avrupa ülkesi olma yolunda hızla ve emin adımlarla ilerlemiş olmasıdır. Japonya ise İkinci Dünya Savaşı ertesinde bir enkaz haline gelmiş olmasına rağmen, doğru politikalar güderek bir durumdan kısa zamanda kurtulmayı başarmış ve günümüzde dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri olarak uluslararası toplulukta hak ettiği yeri almıştır. Bugüne gelinceye kadar, Japonya ve Türkiye birbirleriyle olan –daha çok “soyut” diye tanımlayabileceğimiz- ilişkilerini saygı, sevgi ve dostluğa dayalı bir şekilde sürdürmekteydiler. Süregelen ikili ilişkiler, tarihsel süreç içinde incelenirse, ancak 1970’li yıllardan sonra kendini gerçekleştirmiş, eğer deyim yerindeyse, somutlaştırmıştır. Başka bir deyişle; ancak o tarihten sonra Japonya’nın dış politikasında Türkiye’nin yeri ve önemi herkesçe kabul edilmeye başlanmıştır. Türkiye’nin bölgede ve dünya üzerindeki önemi, 1980’li yıllarda değişen dünya konjonktürü içinde daha da artmıştır. 1990’lı yıllara gelindiğinde ise, Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’nin çözülmesi ile dünya düzeninde meydana gelen tarihsel değişiklik, dünyanın dikkat ve ilgisinin Türkiye üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur. Son birkaç yılda gözlenen büyük gelişmeler, sadece dünya için değil, yeni yeni hız kazanmaya başlamış olan Japon-Türk ilişkileri için de mühim bir dönüm noktası olacaktır. Kurulmakta olan yeni dünya düzeni içinde, bu iki ülkenin de kendilerine düşen görevleri yerine getirmeleri gerekmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse, Japonya ile Türkiye son birkaç yıl içinde siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda hiç de küçüksenmeyecek ölçüde gelişme gösteren ilişkiler kurmuşlar ve işbirliği yolunda büyük adımlar atmışlardır. Japonya ve Türkiye’nin birbirlerini keşfetmeleri, içinde bulundukları şartlar düşünülürse, hiç de rastlantısal değildir. 21. yüzyılın bu iki ülkenin yürümeleri gereken yol açıktır. Hür parlamenter demokrasilerden oluşan bir topluluğun üyeleri olarak barış, güvenlik, özgürlük, insan hakları ve serbest piyasa ekonomisi gibi ortak idealleri paylaşan bu iki ülke, sıkı bir işbirliği içinde hem kendi ülkelerine hem de dünyanın geri kalanına karşı görevlerini beraberce yerine getireceklerdir. Bu yolda yürürken, Japonya ile Türkiye arasındaki ekonomik bağımlılık, siyasi iyi niyet ve kültürel yakınlık, bu iki ülkenin hedeflerine ulaşmalarında büyük kolaylık sağlayacaktır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kaynak
Japonya'nın dış politikası ve Türkiye