İTÜSBD, Cilt 16, Sayı 32, Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 11 / 11
  • Öğe
    4857 sayılı iş kanunu ve uluslararası sözleşmeler ışığında eşitlik kavramı
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Aytaş, Cansu
    Eşitlik kavramının, sosyal hayatın yanı sıra çalışma hayatında da farklılıklar göstermesi nedeniyle, ILO bu konuda çeşitli çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmada ILO tarafından hazırlanılan ve Türkiye’nin de taraf olduğu 100 nolu ve 111 nolu sözleşme esas alınarak, Türkiye’de çalışma hayatında eşitlik kavramına ilişkin Türk mevzuatı, Türk Yargı Kararları, Uluslararası Mevzuat ve Sözleşmeler ışığında uygulama alanları incelenmiştir.
  • Öğe
    Geçmişten günümüze Çin Halk Cumhuriyeti idare hukukunun kısa gelişimi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) İsmail, Ayşe; Aliu, Armando
    Dünyada genç bir hukuk dalı olan İdare Hukuku, gelişme ve kurumsallaşma sürecini son yüzyılda yaşarken birçok devlet bu yeni disipline bigâne kalmamıştır. Çin Halk Cumhuriyeti’nde de, İdare Hukuku alanında, 20.asrın ilk yarısı ve ikinci yarısı olmak üzere iki kırılma dönemi yaşanmıştır. Bu araştırmada temel amaç; Çin İdare Hukuku’nun gelişimini dönemsel olarak araştırmak ve bu bilgiler ışığında Çin İdare Hukuku sisteminin oluşum ve gelişim sürecini ortaya koymaktır ve Çin’in çağdaş bir hukuk devleti olma yönünde İdare Hukuku kurumları konusundaki tercihleri ve genel yaklaşımını incelemektedir.
  • Öğe
    Türkiye’de eğitime dayalı istihdama yönelik meslek yüksekokullarının değerlendirilmesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Öz, Sabri
    Türkiye’de sosyal politikaların kamusal etkinliği münasebeti ile devletin eğitim politikalarını düzenlediği görülmektedir. Eğitim politikasında ise en önemli faktör denge prensibidir. Denge bir sistem içinde arz ve talebin eşit olduğu durumu ifade edilen bir yaklaşımdır. Eğitim, bir sistem olarak dengeye gelmesi için, çalışma hayatının gereklerini karşılayacak nitelikte ve nicelikte olması gerekmektedir. Türkiye’de zorunlu on iki yıllık eğitimin ardından işgücü içinde bulunan insanların eğitim süreci doğrudan iş hayatına atılmanın sayılmadığı bir durumda dört farklı şekilde sürdürülmektedir. Dört, beş ya da altı yıllık örgün ve ikinci öğretim olacak şekilde lisans eğitimi, iki yıllık örgün ya da ikinci öğretimde meslek yüksekokulu, sayılanların uzaktan eğitim modülleri ile açık öğretim şeklinde görülmektedir. Bu çalışma, Meslek Yüksekokullarının denge faktörü içerisinde etkinliği, verimliliği ve içerildiği normlarla çalışma hayatına etkileri üzerine bir literatür taraması şeklinde yapılmıştır.
  • Öğe
    Ticari işlemlerde taşınır rehni kanunu kapsamı dışında bırakılan varlıklar
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Caner, Oğuz; Kandemir, Süleyman
    Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu (TRK), bir kısım varlıkları rehin kapsamına gireceğini açıkça belirtmek suretiyle sayarken, bir kısım varlıkları ise özel olarak rehin kapsamına almamıştır. Bu durum elbette bilinçli bir tercihtir. Çalışmamızda, rehin kapsamına alınan varlıklar sayıldıktan sonra, bir kısım varlıkların neden kapsam dışında bırakılmış olabileceği, başta Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması Ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik (Uygulama Yönetmeliği) hükümleri olmak üzere çeşitli düzenlemeler ve uygulamalar esas alınarak incelenmiştir. Mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu (TİRK) da rehin konusu varlıkları sınırlı olarak saymıştır. Ancak, bu rehnin kapsamına alınmayacak rehin konusu varlıklar şeklinde bir açıklama yapmamıştır. Mülga Kanunda bu varlıkların neler olabileceği ise doktrinde tartışılmak suretiyle izah edilmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    İş sözleşmesinin işveren tarafından ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık sebebiyle haklı nedenle feshi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Zeytinoğlu, Emin
    İşletmelerde işçi- işveren uyumu, işletmenin ve çalışanlarının güvenli olarak varlıklarını sürdürmek için zorunludur. Ancak bazen, “taraflar arasındaki güven ilişkisinin sarsılıp beraber çalışmanın mümkün olmadığı haller” gerçekleşebilir. Bu durumlarda, sözleşmenin devamı, taraflardan birisi için dayanılmaz hale gelip, iş ilişkisinin devamını beklemek iyiniyet sınırlarını aşar. Bu durumlarda taraflar, sözleşmeyi kendi özgür iradeleri ile tek taraflı olarak feshetmek hakkını kazanırlar. Bu çalışmada, işveren tarafından işçinin, ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davrandığı durumlarda sözleşmeyi feshedebildiği durumlar incelenmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    Sermaye şirketlerine yönetim kayyımı atanmasını gerektiren haller
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Yıldız, Şükrü
    Uygulamada, yönetim kayyımı gerektirecek hallerden hiçbirisi olmamasına rağmen pay sahipleri tarafından mahkemelerden ortağı oldukları sermaye şirketlerine kayyım tayin edilmesi talep edilmektedir. Ancak, sermaye şirketlerine yönetim kayyımı atanabilmesi için bunun şartlarının bulunması zorunludur. Bu şartlardan en önemlisi sermaye şirketlerinin yönetim organlarının olmaması ya da seçilememesi sebebiyle şirket hakkında fesih davasının açılması veya şirketin iflas erteleme talebinde bulunmasıdır. Diğer yandan sulh ceza hakimi de bir tedbir olarak suç işleme şüphesiyle sermaye şirketlerine yönetim kayyımı tayin edebilir. Öte yandan, Kanun koyucu, şahıs şirketlerinde, hakime, görevden aldığı müdürün yerine bir yönetim kayyımı tayin etme yetkisi verdiği halde, sermaye şirketlerinde böyle bir yetkiyi vermemiştir. Bu çalışmada, pay sahiplerinin hangi durumlarda kayyım tayini talep edebilecekleri ve özellikle bu bakımdan 6102 sayılı TTK’daki düzenlemeler incelenmiştir.
  • Öğe
    Tarihi “Ahi Birlikleri”nden çağdaş “Kamu Kurumu” niteliğindeki meslek kuruluşları’na izdüşümler: mesleki dayanışma, disiplin ve idari yaptırımlar
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Oğurlu, Yücel
    amu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ilk nüveleri olarak Anadolu’da ortaya çıkmaya başlayan 13. yy. da ahilik ve ahi teşkilatı gösterilebilir. Ahi birlikleri KKNMK’lar gibi meslek ahlakını koruyup sağlamak, meslek disiplinini sağlamak ve meslek standartlarını korumak üzere güçlü ve yaygın bir teşkilatlanmayla örgütlenmişlerdi. Çalışmamızın konusu, söz konusu kuruluşların hukuki yapı veya nitelikleriyle ilgili olmayıp güçlü bir tarihi yapı ve gerçeklik olarak ahi teşkilatlanma modeliyle mesleki düzeni sağlamada başvurdukları hukuki gerekçe ve araçlar ile bunların günümüz hukukunda tekabül ettikleri karşılıklar oluşturmaktadır. Ahi birliklerinin mesleki ahlakını sağlamak üzere denetim sırasında başvurdukları hukuki araçlara, yaptırımlarına ve bunların günümüzdeki idari yaptırımlara benzerlikleri ele alınmıştır.
  • Öğe
    Ceza yasalarının uygulanması açısından yürütme erkinde sorumsuzluğun ve dokunulmazlığın yeni boyutları
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) İçel, Kayıhan
    Makalemizde, yürütme erkinin en üst konumunda görev yapanların dokunulmazlıkları incelenmiş ve bu bağlamda başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, Cumhurbaşkanı Yardımcılarının ve Bakanların ceza sorumlulukları ile ilgili olarak Anayasamızda yapılan ve halkoylamasından geçen değişiklikler açıklanmıştır. Konu “İÇEL Ceza Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2017” kitabımızda ceza yasalarının uygulanması sistemi bağlamında ayrıca ele alınmıştır.
  • Öğe
    Janusz Korczak’in izinde günümüzde çocukların temel hakları
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Gören, Zafer
    Polonyalı musevi çocuk kitabı yazarı, pediyatrist ve pedagog Janusz Korczak 1942 yılında bakımını üstlendiği 200 öksüz yahudi çocuğuyla birlikte Treblinka Kampı'nda yok edilmiştir. Janusz Korczak‘ın çocuklara karşı saygılı, adil ve sevgi ile yaklaşım düşüncesi bugünkü çocuk hakları için temel taşları oluşturmuştur. Korczak için önemli olan çocukların bağımsız kişiler olarak görülmesi ve kişiliklerine saygı gösterilmesiydi. 1989 yılında, Çocuk Hakları Sözleşmesi ile Janusz Korczak‘ın hayalleri kısmen gerçekleşmiştir. Ancak bugün bile çocuklar, birçok yetişkin tarafından „henüz yetişkin hale gelmemiş olanlar“ olarak görülmektedirler. Korczak buna itiraz etmiş, çocukların özgür, bağımsız kişiler oldukları ve yetişkinlerin ekleri, takıntıları olmadıklarını ifade etmiştir. „Onlar büyüyünce insan olmazlar onlar zaten insandırlar“ demiştir. Anayasalarda çocukların temel hak süjeleri oldukları vurgulanmalı, çocuk hakları sadece devlet amaçları olarak değil, temel haklar olarak formüle edilmelidir.
  • Öğe
    Sermaye şirketlerinde dağıtıma esas dönem kârı
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Durmuş, Ahmet Hayri
    6102 sayılı TTK, Türkiye Muhasebe Standartları setinin, Türkiye’deki ticari işletmelerde uygulanması düzenlenmesi ile dürüst resim ilkesine göre bilanço ve ticari kâr oluşturma zorunluğu getirmiştir. TTK, bazı işletmeler için standartları tam uygulanma zorunluluğu getirmiş, bazı işletmelere standartların yumuşatılmış uygulanmasını yapılabilme seçeneği tanımıştır. Ancak bazı işletmeleri ise yeni belirleme yapılıncaya kadar bu düzenlemeden muaf tutmuştur ki bunlar vergi mevzuatı değerleme hükümlerine göre kâr, kısaca mali kâr hesaplar. Bu iki kâr arasında çok büyük fark vardır. Muaf tutulan bazı şirketlerde, dönem ticari kârından daha yüksek dönem kârı dağıtıma tabi tutulabilmektedir. Hatta, birçok şirkette, dönem kârı diye şirket sermayesinin ortaklara dağıtımı sözkonusu olabilmektedir.
  • Öğe
    Kutup taşımacılığında yeni bir dönem: “kutup kodu”
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Algantürk Light, Didem
    Kutup bölgesinde uluslararası taşımacılığa ilişkin kuralların ve standartların getirilmesi bakımından yapılan çalışmalar hukuken önemlidir. International Maritime Organization – IMO tarafından bu konuda yapılan çalışmalar uzun süreden beri devam etmekle birlikte en kapsamlı ve en yeni olan 1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren “International Code for Ships Operating in Polar Waters” kısaca “Polar Code” “Kutup Kodu” dur. Kutup Kodu, Antarktika’nın ve Arktika’nın bölgeden bölgeye değişen risk seviyelerini ve deniz taşımacılığındaki tehlikeler nazara alınarak düzenlenmiş kurallar bütünüdür. Bu düzenleme uyarınca kutuplarda seyir yapacak gemiler, deniz güvenliği, operasyonu ve gemi adamlarının eğitim ve sertifikalandırılmasına ilişkin yükümlülükleri yerine getirmesi gereklidir. Çalışmamızda Kutup Kodu (Polar Code) ve denizcilik sektörüne etkileri değerlendirilecektir.