İletişim Bilimleri Bölümü Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 62
  • Öğe
    Türkiye'deki Suriyeli göçmenlerin diasporik kimliklerinin oluşumunda etnik medyanın rolü
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Adıgüzel, Oya Hacer; Hepkon, Zeliha
    Tarihin her döneminde insanlar farklı nedenlerle anavatanlarından ayrılarak başka ülkelere göç etmek durumunda kalmıştır. Suriye'de yaşanan olaylar nedeniyle Mart 2011'den itibaren Türkiye'ye kitlesel bir zorunlu göç akını başlamış ve Mart 2023 itibariyle geçici koruma, ikamet, T.C. vatandaşlığı kazanma gibi nedenlerle Türkiye'de bulunan Suriyeli göçmenlerin sayısı 4 milyona yaklaşmıştır. Suriyeli göçmenlerin Türkiye'de bulunma sürelerinin uzaması, artık ikinci kuşak göçmenlerin bu ülkede doğmaya ve büyümeye başlamalarını beraberinde getirmiştir. Yeni kuşaklar hayatlarının büyük bölümünü anavatanlarında değil Türkiye'de geçirirken, burada yeni bir hayat ve yeni bir kimlik kazanmışlardır. Kendi ülkelerindeki durum, Türkiye ve Türk toplumu ile ilişkileri ve kendi aralarındaki kurulan bağlar gibi farklı etkilerle diasporik bir kimlik inşa süreci başlamıştır. Bu inşa sürecinin en önemli aracısı ise etnik medyadır. İlk kuşak Suriyeli göçmenleri merkezine alan bu araştırma Türkiye'deki Suriyeli göçmenlerin diasporik kimliklerinin oluşumunda etnik medyanın rolünü incelenmeyi amaçlamaktadır. Suriyeli göçmenlerin diasporalaşma sürecini anlamayı kolaylaştıracak önemli verilerden biri de Türk toplumu ile kültürleşme düzeyleridir. Araştırmanın evrenini İstanbul ilinde yaşayan Suriyeli göçmenler, örneklemini ise 348'i nicel bölümde 18'i ise nitel bölümde olmak üzere toplamda 366 kişi oluşturmuştur. Araştırmada olasılıksız örnekleme türlerinden olan kartopu örnekleme ve uygun (elverişli) örnekleme tercih edilmiştir. Araştırmanın veri toplama araçları araştırmacı ve tez danışmanı tarafından oluşturulan sosyo-demografik bilgi (anket) formu ve yarı yapılandırılmış görüşme (mülakat formu), Berry vd. tarafından hazırlanan Kültürleşme Ölçeği'dir. Araştırma, T.C. İstanbul Ticaret Üniversitesi Etik Kurulu'nun onayıyla gerçekleştirilmiştir. İngiliz Kültürel Çalışmalar yaklaşımıyla kurgulanan bu araştırma sonucunda göçmenlerin medyayı neden ve ne sıklıkta kullandıkları, çeşitli değişkenlere göre kültürleşme düzeyleri, göçün göçmenler üzerindeki etkileri, etnik medyanın göçmenlerin diasporik kimliklerin inşa sürecindeki rolüne ilişkin bulgular elde edilmiştir. Türkiye'deki Suriyeli göçmenlerin geçici statüleri başta olmak üzere yasal, ekonomik, sosyal ve kültürel sorunları bulunmaktadır. Bununla birlikte göçmenlerin kültürleşme biçimi olarak Türk toplumu ile bütünlemeye daha eğilimli oldukları görülmektedir. Ancak yaşanan sorunların diasporik kimlik inşa sürecini etkilediği, etnik medyanın ise hem Türk toplumu ile ilişkiler hem de kendi aralarındaki bağların kurulmasında oldukça önemli bir araç olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonuçları doğrultusunda göçmenlere yönelik medyada kültürel yakınlaşma faaliyetleri, kültürel kopmayı engellemeye yönelik ana dil teşviki, göçmen mevzuatına yönelik belirsizliğinin giderilmesi, göçmenlerin siyasi malzeme olarak kullanılmasının önlenmesi, toplumsal farkındalık oluşturulması, kültürler arası diyaloğun güçlendirilmesi, sosyo-kültürel faaliyetler ve birliktelik alanlarının inşası, istihdam imkânlarının artırılması, çocuk işçiliğinin önlenmesi ve eğitimin teşvik edilmesi, rehberlik ve danışmanlık hizmetleri gibi sosyal politika faaliyetlerinin hayat geçirilmesi önerilmektedir.
  • Öğe
    Dijital oyunlarda içerik ve nesil farklılığı bağlamında gelişen riskler: Türkiye'de oyun okuryazarlığı kavramı üzerine bir inceleme
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Akgöl, Oğuzcan; Aydın, Oya Şakı
    Araştırmanın amacı dijital oyunlarda yer alan içerik, görsel ve metinlerin farklı yaş grupları tarafından nasıl algılandığını ölçebilmek, farkındalık seviyelerini tespit edebilmek ve risk algısının yaş gruplarına göre değişkenlik gösterip göstermediğini ölçmektir. Çalışmanın örneklemini lise ve üniversite mezunu olup dijital oyun oynayan kişiler oluşturmaktadır. Literatürde dijital oyun oynayanların okuryazarlık seviyelerini ölçebilecek nitelikte referans bir ölçek bulunmadığından oyun okuryazarlığıyla ilgili yeni bir ölçek geliştirmeye karar verilmiştir. Dijital oyunlarla ilgili ifade edilen düşüncelerin yaş aralıklarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını test etmek amacıyla katılımcılara yönelik Anova testi uygulanmıştır. Buna göre yaş aralıkları arasında istatistiksel yönden %95 anlamlılık seviyesine ulaşılmış, bu unsurlar özelindeki risk algısının yaşa göre değişkenlik gösterdiği ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    İletişimsel eylem kuramı bağlamında dini pratiklerin dijital dönüşümünde YouTube örneği
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Okumuş, Selman; Hepkon, Zeliha
    İnternet ile birlikte, gündelik sosyal alanda gerçekleştirdiğimiz bütün etkinlikler, dijital ortama taşınmış; yeni bir kültür alanı oluşmuştur. İnsanlık tarihi boyunca varolan din ve dini iletişim kavramları da dijitalleşmeden etkilenmektedir. Özellikle pandemi dönemi ile birlikte, dinin iyileştirici ve destekleyici gücüne ihtiyaç duyan bireyler, dini pratikleri büyük ölçüde dijital ortamlara taşımışlardır. Etkileşimin yüksek olduğu sosyal medya, dini vaazların/konuşmaların gerçekleştirilebileceği, din pratiklerinin özgürce uygulanabileceği ortamlar olarak tercih edilmiştir. Habermas 'kamusal alan' kavramı ile vatandaşların eşit yurttaşlar olarak görüşlerini ifade ettiği, toplumsal, kültürel ve politik bütün konularda fikirlerini özgürce söyleyebildiği bir tartışma alanını tanımlar. Bu çalışmada; Yahudi, Hristiyan ve Müslüman vaizlerin YouTube iletileri ve ayrıca vaizlerin iletilerine yorum yazan dijital cemaatin iletilerinin içeriklerinin analiz edilerek, YouTube'un dijital kamusal bir alan oluşturup, oluşturmadığının ortaya konulması amaçlanmıştır. Araştırma sorusu ise, "Habermas'ın İletişimsel Eylem Kuramı ve kamusal alanın oluşumu düşüncesi bağlamında; YouTube, vaizler ve dijital cemaat için özgür, katılım açısından eşit koşullarda ve karşılıklı anlayış ve uzlaşmaya dayalı bir tartışma ortamı oluşturmakta mıdır?" olarak belirlenmiştir. Çalışma, diğer iletişimsel ve sosyal pratikler gibi, her üç dinin mensupları için dini pratiklerin dijitalleşmeden etkilendiğine ve dönüşüm geçirdiğine işaret etmektedir. Bu çerçevede; YouTube, vaizler ve dijital cemaat açısından dini konulara ilişkin bilgi, fikir ve deneyimlerin paylaşılarak, tartışılabileceği dijital bir kamusal alan olma özelliği göstermektedir.
  • Öğe
    İlahi dinleri temsil eden kurumların web siteleri üzerinden yeni medya kullanım biçimlerinin araştırılması
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Özdemir, Muhsin; Aktaş, Celalettin
    Yeni iletişim ve medya teknolojilerindeki gelişmeler, dinler için yeni fırsatlar ve riskler meydana getirmiştir. Bu teknolojiler ilahi dinleri temsil eden kurumlar için enformasyon ağının dünyanın her yerine kolayca ulaşmasını sağlamış, gelişen internet ağı kurumsallaşmış dinlerin iletişim politikalarını ve hedef kitlelere ulaşma yöntemlerini de derinden etkilemiştir. 21. yüzyılın teknolojisi internetin iletişime olan etkisi ile web 4.0 teknolojisi kurumları dijitalleştirmiştir. Kurumları temsil eden web siteleri ile dinin algılanış biçimleri değişmeye başlamıştır. Yeni medyada din daha çok yer edinmiştir. Kurumsal dinlerin tarihsel arka planına ve dinleri temsil eden kurumların eleştirel ekonomi politik teori çerçevesinde değerlendirilmesine, ekonomi politik yaklaşım ve önemine, medyada din olgusunun kullanımına da değinilen çalışmada yeni medyanın iletişimle beraber etkileşimi de artırdığı anlaşılmıştır. 'Global köy' olan dünyamız yeni iletişim biçimleriyle tanışmakta ve hayatımızı derinden etkilemektedir. İnanç, ibadet ve ahlâk boyutuyla din artık farklı ortamlarda öğrenilmektedir. Bu çalışmada, dini temsil eden kurumlar üzerinden yeni medya kullanım biçimleri analiz edilirken bu yeni ortamlar incelenmiştir. Çalışmada modern insanın kutsalla ilişkisi incelenirken, dinlerin sunum ve etkileşim süreçlerine dair perspektif de sunulmuştur. Sosyal medyayı da içine alan yeni medya hem teorik hem de pratik olarak incelenmiş, din ve medya ilişkisi disiplinler arası bir yöntemle ele alınmıştır. Kurumların kültürel, ekonomik, politik ve hukuki yapıları, yeni medya kullanım biçimlerini, yeni medyayı kullanarak verdikleri hizmetlerin türlerini, yapısını ve söylemlerini farklılaştırmaktadır. Bu kurumlar yalın bir halde ilahi mesajların daha geniş topluluklara iletilmesinin yanında sahip oldukları kültürel, ekonomik, politik ve hukuki nedenlerle web sayfalarının tasarımlarından, web sayfalarında yer verdikleri içeriklere, sosyal medya tercihlerinden sosyal medya hesapları üzerinde yürüttükleri tartışmalara kadar çok sayıda yeni iletişim aracını kullanmaktadır. Bu çalışmada dinleri temsil eden kurumların yeni medya kullanım biçimleri, web sayfalarının içerik analiziyle değerlendirilmesi üzerinden anlatılmıştır. Yeni medyanın parçası olan sosyal medya, çok hızlı olmasının yanında dezenformasyona açık, bilgi kirliliğinin de yaşandığı bir alandır. Anahtar Kelimeler: Diyanet, Vatikan, Chabad, Yeni İletişim Teknolojileri, Web Sayfaları.
  • Öğe
    X, Y ve Z kuşaklarının çevrim içi tüketim davranışları ve reklam engelleyici kullanımları: Yayıncı ve tüketiciler üzerine bir araştırma
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Coşkun, Cenap; Öztürk, Rukiye Gülay
    Geçmişten günümüze değişen teknoloji toplumun tüketim alışkanlıklarını da değiştirdiği bilinmektedir. Kişilerin gündemi takip etmek amacıyla aldığı basılı gazetelerin okunma sayılarının düşmesi ve yeni bilgi alma yönteminin gazetelerin internet siteleri ve uygulamaları olması aynı zamanda fiziksel mağazalardan alışveriş yerine internet sitelerinden alışverişin artması mevcut duruma örnek verilebilmektedir. Toplumun gündem hakkında bilgi sahibi olmak, eğitim ve alışveriş için kullandığı çevrim içi teknolojiler markaların mesajlarını tüketicilerine ulaştırmak için kullandıkları önemli araçlardan biri olduğu bilinmektedir. Markaların mesajlarını hedef kitlelerine iletmek amacıyla veya bir ürünü satmak için kullandıkları dijital reklamlar ise yıllar itibariyle hem çeşitlenmiş hem de hızla artmıştır. Artan reklam yoğunluğu ise içeriğe ulaşmada zorluk, reklam yoluyla veri hırsızlığı, internet sayfalarının geç yüklenmesi, internet kotalarının yüksek boyutlu reklamlardan dolayı çabuk tükenmesi ve yoğun reklam gösterimlerinden dolayı oluşan rahatsızlıklar sebebiyle reklam engelleyicilerin kullanımının arttığı bilinmektedir. Reklam engelleyiciler kişilerin gezdiği internet sitelerinde veya uygulamalarda reklamların gösterimini engelleyen veya hangi reklamların gösterileceğine kullanıcıların karar verdiği yazılım veya eklenti olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışma X, Y ve Z olarak tanımlanan kuşakların çevrim içi tüketim davranışlarını ve reklam engelleyici kullanımını araştırmakta olup reklam engelleyicilerin etkilediği taraflar olan tüketiciler ve reklamdan gelir elde eden yayıncılara olan etkilerini araştırmaktadır. Araştırma yöntemi ise tüketici grubu olan X, Y ve Z kuşakları özelinde anket yöntemi, yayıncılar özelinde ise derinlemesine mülakat yöntemi kullanılmıştır.
  • Öğe
    Kültürel belleğin, semt kimliğinin ve kültürünün şekillenmesinde ve yeniden üretilmesinde sanal toplulukların etkisi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Sarıkaya, Tugay; Alver, Füsun
    Bu çalışmanın amacı, sanal semt topluluklarında etkileşimin incelenmesidir. Ayrıca, sanal semt topluluklarında ortaya çıkan etkileşimin; semt kimliğine, kültürüne ve kültürel belleğe etkisini araştırmaktır. Bu amaçların yanında, aktif olarak içerik üretebilen ve paylaşabilen bireylerin semt kimliğine ve mahalle kültürüne katkısının tartışılması amaçlanmaktadır. Amaçlara bağlı olarak üç soru formüle edilmiştir. Bu soruların her biri çalışma kapsamında ele alınan kültürel çalışmalar ve toplum-benlik çalışmalarının temel yaklaşımlarından olan sembolik etkileşimcilik ile ilişkilendirilmiştir. Araştırmanın ilk sorusu (S1) "Sosyal medyadaki sanal semt topluluklarındaki etkileşim nasıl ortaya konmuştur?" şeklinde tasarlanmıştır. Araştırmanın ikinci sorusu olarak (S2) "Sosyal medyadaki sanal topluluklarda ortaya çıkan iletişim ve etkileşim bağlamında; kültürel bellek, semt kültürü ve kimliği nasıl yeniden inşa edilmekte ve şekillenmektedir?" formüle edilmiştir. Bu soruya bağlı olarak iki alt soru ortaya konulmuştur. Bunlardan ilki, (S2a) "Sanal semt toplulukları etkileşimin fiziksel ortamdan sanal ortama taşınmasına nasıl katkı sunmaktadır?", ikincisi ise (S2b) "Sosyal medyadaki sanal topluluklar etkileşimli ve benlik sunumlarına imkân veren yapılarıyla kültürel belleği, semt kültürünü ve kimliğini nasıl etkilemektedir" (S3) "Sosyal medyadaki sanal topluluklarda ortaya çıkan etkileşimle beraber alt kültürlerin makro ölçüde topluluklara etki etme ya da katkı sunma potansiyeli nedir?" ise araştırmanın üçüncü sorusu olarak ortaya konuşmuştur. Çalışma kapsamında 5 Facebook sanal semt topluluğu örneklem olarak seçilmiştir ve 30 Mayıs – 30 Aralık 2022 tarihleri arasında topluluk üyelerinin yaptığı 35.599 paylaşım ve yorumlar toplanarak Van Dijk'ın eleştirel söylem analizi yöntemi uygulanmıştır. Belirlenen topluluklar kendi içinde kapalılık içermektedir ve belirli koşulları sağlamadan katılımcı kabul edilmemektedir. Bu topluluklar; Kadıköy ilçesine bağlı "Fikirtepe Halkı" ve "Erenköy'de Büyümek" sanal toplulukları, Şişli İlçesine bağlı "Feriköy Platformu" ve "Tatavla'dan Kurtuluş'a" sanal toplulukları ve Fatih ilçesine bağlı Karagümrüklüler sanal topluluğu olarak belirlenmiştir. Bunun yanında bu sanal semt topluluklarında aktif olan her bir topluluktan 4 kişi olmak üzere 20 kişiyle yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler yapılmış ve elde edilen cevaplar Facebook yorum ve paylaşımlarıyla karşılaştırılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, kentsel dönüşümlerden dolayı; yok olan semt mekânı, göçler, değişen demografik yapılar ve yok olan komşuluk ilişkileri sanal semt topluluklarındaki temel etkileşim ortamının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
  • Öğe
    Kitabın dijitalleşme sürecinde yeni pratikler: Wattpad kullanıcıları üzerine bir araştırma
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Kuralay, Elif Nur; Aydın, Sena
    Teknolojinin gelişmesiyle beraber çalışma hayatından, eğitime, sağlık hizmetlerinden ticarete dünya yoğun bir dijitalleşme sürecine girmiştir. Özellikle hizmetler alanında; medya, eğitim gibi konularda dijitalleşme daha hızlı ve yoğun olmuştur. Bu dijitalleşme süreci zaman ve mekân kavramını ortadan kaldırmıştır. Dijitalleşme ile bilgiye dünyanın her yerinden ve her zaman ulaşma olanağına sahip olunmuştur. Yani "anında ve her zaman" kavramı hayatımıza girmiştir. Teknoloji bilgilere hızlı ulaşmanın önünü açarak yeni bir yaşam biçiminin oluşumuna olanak sağlamıştır. Bu dijitalleşme bir taraftan hayatımızı kolaylaştırırken diğer taraftan farklı sorunları da beraberinde getirmiştir. Kitabın dijitalleşmesiyle beraber, geleneksel kâğıt kitaplara olan ilgi azalmış olup, e-kitaplar ve diğer elektronik okuma materyalleri popülerlik kazanmıştır. Okuyucular kitaplara; akıllı telefonlar, tabletler, e-okuyucular ve bilgisayarlar gibi çeşitli cihazlardan erişebilmektedirler. Bu sayede kitaplar daha kolay ve erişilebilir hale gelmiştir. Kitabın dijitalleşmesi, okuma alışkanlıklarında önemli değişimlere neden olmuştur. Okuyucular, tüm kitapları yanında taşımak yerine hepsini elektronik bir cihazda depolayarak yanlarında bulundurabilmektedirler. Hatta dilerlerse bu kitapları sesli olarak dinleyebilmektedirler. Bir diğer taraftan bakacak olursak ekrandan uzun süreli okuma yapmak, okuyucuları göz sağlığı açısından olumsuz etkileyebilmektedir. Şarj süresi ve internet bağlantısı gibi teknik aksaklıklar da okumaya engel olabilmektedir. Dijitalleşmenin, okuma alışkanlığına etkisi olduğu kadar yazma alışkanlığına da büyük etkisi olmuştur. Elle yazmak yerine dijital ortamlarda yazmak ve sonrasında hata düzeltme, kopyalama ve paylaşma gibi eylemler hız kazanmıştır. Hızlı içerik üretilip, paylaşılması ve okuyucuların hızlı geri bildirimde bulunması, yazarları daha fazla yazmaya teşvik etmiştir. Bu çalışmada kitabın dijitalleşmesi ve okuma alışkanlıklarının değişimiyle hayatımıza giren e-kitap uygulaması olan Wattpad konusu ele alınacaktır. Kullanıcıların makale, hikâye ya da şiir yazabildikleri aynı zamanda okuma yapabildikleri ücretli ya da ücretsiz kullanım sağlayan e-kitap uygulaması olan Wattpad, dijitalleşmenin yazım pratiklerini dönüştürmedeki etkisini anlamak için kayda değer örneklerden biridir. Çalışmada wattpad uygulaması kitabın dijitalleşmesi ve okuma ve yazma alışkanlıklarındaki değişimler bağlamında incelenecektir. Ayrıca dijitalleşen kitabın daha kolay ulaşılabilir ve depolanabilir olmasının popüler kültüre etkisi analiz edilecektir. Anahtar Kelimeler: E-book, Elektronik Kitap Yayıncılığı, Dijitalleşme, Elektronik Yayıncılık, Sosyal Medya, Wattpad
  • Öğe
    Sosyal medyada yer alan Rusya ve Ukrayna savaşı haberlerinde dezenformasyon: Twitter (X) örneği
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Sığırcı, Taylan; Aydın, Oya Şakı
    Her teknolojik gelişme, paralelinde iletişim teknolojisinin de gelişmesine etki etmiş ve katkıda bulunmuştur. İçinde bulunduğumuz dönem dijital teknolojik atılımların sonucu ortaya çıkan araç ve cihazların etkin olduğu bir dönemdir. Web1.0 döneminde sadece alıcı konumunda olan içerik tüketicisi, Web2.0 teknolojisiyle birlikte artık hem alıcı konumunda hem de içerik üreticisi konumunda bulunmaktadır. Bu durum içerik üreticisi konumunda yer alan habercilerin konumunun belirsizleştiği bir durum yaratmıştır. Bu çalışma, Rusya-Ukrayna savaşında kamuoyunu şekillendirmeyi ve çatışmayı çevreleyen anlatıyı etkilemeyi amaçlayan dezenformasyon kampanyalarının yaygın kullanımını incelemektedir. Twitter örneğinde sosyal medya haberciliğinin dezenformasyon problemleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Dezenformasyonun en yaygın kullanıldığı mecra olan Twitter'da bu sürecin nasıl işletildiği, kullanılan stratejiler, oluşturulan içeriklerin sivil kamuoyu üzerinde nasıl bir etki bıraktığı da tezde değerlendirilmiştir. Twitter'daki dezenformasyon sorununu belirlemek için Örnek Olay İncelemesi yöntemi kullanılmıştır. Söz konusu çerçeve ile yapılan değerlendirmede örneklem olarak alınan teyit.org'da Twitter paylaşımları incelenmiş, yayınlanan içeriklerin hiçbir habercilik kuralına ayrıca hiçbir etik kurala uymadığı ve bir dezenformasyon oluşturduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Rusya, Ukrayna, Savaş, Dezenformasyon, Twitter, Sosyal Medya
  • Öğe
    Uluslararası halkla ilişkiler bağlamında kamu diplomasisi: Covid-19 salgınında Türkiye'nin insani yardımları
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Çelik, Mehmet; Şener, Nihal Kocabay
    Kurumlar ve bireyler gibi devletler de hedef kitlelerine yönelik halkla ilişkiler stratejileri geliştirmişlerdir. Devletlerin diğer devletlerle olan ilişkileri diplomasi olarak adlandırılırken, devletlerin diğer devletlerin halklarını hedef alarak yürüttükleri uluslararası halkla ilişkiler faaliyetleri kamu diplomasisi olarak adlandırılmıştır. Kamu diplomasisi ile hedeflenen diğer ülke halkları üzerinde etki yaratmaktır. Bu bağlamda uluslararası halkla ilişkiler ve kamu diplomasisi aynı amaca hizmet etmektedir. Her iki disiplin de hedef kamuoyları üzerinde yaratacakları etkiyi elde edebilmek adına halkla ilişkiler araçlarından faydalanmaktadır. Kamu diplomasisi Soğuk Savaş dönemi boyunca aktif olarak kullanılmaya başlansa da asıl bilinirliği 11 Eylül terör saldırılarından sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin yumuşak güç kullanımına tekrardan yoğunlaşması ile artmıştır. Türkiye ise yirmi birinci yüzyıla kadar gereken önemi vermediği kamu diplomasisine iki binli yılların başından itibaren önem vermeye başlamıştır. Çalışmamızda uluslararası halkla ilişkiler, kamu diplomasisi kavramları ve bu iki kavramın birbirleri ilen olan ilişkileri, her iki kavramın öne çıkan uygulama alanları, aktörleri ve faaliyetlerinin yürütülmesi için kullandıkları araçlar incelenmiştir. Çalışmamızın araştırma kısmında ise Türkiye'nin kamu diplomasisinin temel taşlarından biri olan insani yardımlar ve Türkiye'nin Covid-19 döneminde yaptığı sağlık malzemeleri yardımlarının Türk kamu diplomasisine katkıları değerlendirilmiştir. Türkiye'nin AB ülkeleri ve ABD'ye salgın döneminde yaptığı sağlık ekipman yardımlarının yansımaları yine bu ülkelerin İngilizce haber yapan internet haber sitelerinde 1 Nisan ve 15 Mayıs tarihleri arasında yayınlanan haberler üzerinden Teun Adrianus Van Dijk'ın Eleştirel Söylem Çözümlemesi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan araştırma neticesinde, Türkiye'nin kamu diplomasisi çabası yaptığı önemli yardımlara rağmen AB ve ABD basında yeteri kadar yer bulamamıştır. Türkiye'ye karşı bir önyargı olduğu ve gerçekleştirdiği insani yardımlara karşı kuşku ile yaklaşıldığı gözlemlenmiştir.
  • Öğe
    Dijital sosyal ağlarda sanal toplulukların dijital oyun sosyal etkileşimlerinin ve iletişimsel eylemlerinin analizi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Boyalı, Uğur; Aktaş, Celalettin
    İletişim araştırmalarında dijital oyun çalışmaları giderek önem kazanmaktadır. Sanal ortamda oynanan oyunlar etkileşimin ve iletişimsel eylemin yeni bir formunun gelişimi açısından önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın amacı bireyin diğer öznelerle etkileşiminde önemli bir rol oynayan dijital oyunun bir sosyal etkileşim aracı ve iletişimsel eylem olarak incelenmesidir. Dijital oyun aracılığıyla giderek farklı yaş gruplarından insan, sanal ortamlarda oyun aracılığıyla etkileşime girmekte ve iletişimsel eylem gerçekleştirmektedir. Sembolik Etkileşimcilik ve İletişimsel Eylem Kuramı, çalışmanın temellerini oluşturmaktadır. Çalışmada; oyun kavramı ve oyunun gelişimi, dijital oyun ve türleri incelenmiştir. Araştırma, sanal topluluklarda dijital oyun aracılığıyla sosyal etkileşim ve iletişimsel eylemin nasıl gerçekleştiğine ve dönüştüğüne odaklanmaktadır. Ortaya konulan araştırma sorularının yanıtları, üç farklı dijital oyun grubunun toplam onbeş oyuncusu ile derinlemesine mülakat yapılarak elde edilmiştir. Bulgular nitel içerik analizi yapılarak, incelenmiştir. Bulgular, sanal ortamda gerçekleşen oyunlarda fiziki ortamda varolan etkileşimin sürdürülmekle birlikte sanal ortamın gereği yeni bir etkileşim formuna ve iletişimsel eyleme yol açtığını göstermektedir. Sanal oyun topluluklarının katılıma açık yapısı, etkileşim süreçleri için çeşitli olanak biçimleri fiziki yaşama göre katılımı çok çeşitli tasarımsal unsurlarla, görsel ve işitsel öğelerle biçimlendirerek, etkileşimi ve iletişimsel eylemi daha esnek ve cazip hale getirmekte ve demokratikleştirmektedir.
  • Öğe
    Kültürlerarası iletişim aracı olarak belgesel film türü; Heimei-Maru film örneği üzerine inceleme
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Savaşçıoğlu, Hayriye; Gülçur, Ala Sivas
    Kültürlerarası iletişimin bir disiplin olarak önemi günden güne artmaktadır. Günümüzde kültürlerarası İletişimde görsel sanatlar özellikle sinema, kültür ihracatı ve ilişkiler açısından önemli bir araçtır. Bu çerçevede belgesel filmler teknolojide yaşanan gelişmeleri kullanarak son yıllarda daha çok kişiye ulaşabilmekte ve bir başka kültürün anlaşılmasına, öğrenilmesine, ilişkilerin gelişmesine katkı sunmaktadır. Coğrafi olarak uzak iki ülke olan Japonya ve Türkiye'nin diplomatik ilişkilerinin başlangıcı 19. yüzyılın ikinci yarısına dayanmaktadır. Özellikle 16 Eylül 1890'da yaşanan Ertuğrul Fırkateyni kazası ve sonrasında gelişen ilişkiler, İran-Irak Savaşı ve deprem felaketlerinin ardından dayanışma hikayeleriyle devam etmiştir. Bu iki uzak ülke arasında az bilinen Heimei-Maru gemisinin hikâyesi 2018 yılında Vatana Giderken Heimei-Maru belgeselinde konu edilmiştir. 2019 ve 2020 yıllarında uluslararası festivallerde, özel resepsiyonlarda ve Tokyo'da 25. Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı'nda da gösterilen belgeselin, iki ülke arasındaki iletişimin gelişimine katkısı mevcuttur. Bu tezin amacı Vatana Giderken Heimei-Maru filmi üzerinden kültürlerarası iletişim aracı olarak belgeselin, Türkiye-Japonya özelinde iki ülkenin yakınlaşmasına sunduğu katkının incelenmesidir. Bu kapsamda, ayrıca, film türü olarak belgesel sinemanın tarihsel süreci ve kültürlerarası iletişime katkısı tartışılacaktır.
  • Öğe
    Mobil akıllı telefon mesajlaşma uygulamalarının dil pratiklerine getirdiği yeniliklerin iletişim kültürüne etkisi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Korucu, Emine Hilal; Alver, Füsun
    Sözlü kültür döneminden başlayarak dijital kültür çağına gelene kadarki süreçte, iletişim, dil ve kültür alanında önemli yenilikler olmuştur. Bu yeniliklerin iletişim, dil ve kültür etkileşimi üzerinde önemli yansımaları olmuştur. İletişimin temel aracı olan dilin yazının icadı ile birlikte yeni boyutlar kazanmasının günümüzde geldiği nokta, mobil mesajlaşma uygulamaları ile anlık iletişimdir. Mesajların ulaklar ile aktarıldığı, mektuplar ile devam ettiği dönemlerin ardından yapay zekâ tabanlı teknoloji ürünü olan mobil telefonlar ile artık zaman ve mekân sınırı olmaksızın anlık olarak mesajlar aktarılabilmektedir. Bu bağlamda iletişim teknolojisinde devrim niteliği taşıyan internetin kendi içinde yaratmış olduğu en önemli kırılım, anlık mobil mesajlaşma uygulamalarıdır. Bu yeni iletişim biçiminin yaratmış olduğu iletişim, dil ve kültür bağlamındaki yeni durumu analiz etmek üzere, mobil akıllı mesajlaşma uygulaması kullanıcıları ile derinlemesine mülakatlar yapılmıştır. Bu mülakat verileri; iletişim, dil ve kültür alanındaki akademisyen ve uzmanlar ile yapılan derinlemesine mülakatlar ile elde edilen veriler ile bilimsel bir temele oturtulmuştur. Mobil mesajlaşma uygulamalarının iletişim kültürüne etkisini, iletişim ve dil pratikleri üzerinden ölçmeyi amaçlayan araştırmada yerleşik kültürel değerlerin yeni teknoloji ile etkileşimi önem taşımıştır. Elde edilen kullanıcı verileri nitel analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Akademisyen ve uzman görüşleri ile araştırmanın güvenirliği test edilmiştir. Teorik ve saha araştırması ile elde edilen veriler doğrultusunda 'Mobil Akıllı Telefon Mesajlaşma Uygulamalarının Dil Pratiklerine Getirdiği Yeniliklerin İletişim Kültürüne Etkisi' ölçülmüştür. Kullanıcı ve uzman ile akademisyenler ile yapılan derinlemesine görüşmeler iletişim, dil ve kültürün etkileşimi ile iletişim kültürü üzerindeki etkisine ilişkin bulgular elde edilmiştir. Bulgularda kullanıcıların günlük iletişim ve dil pratiklerinde yoğun olarak yer almasına rağmen, mobil mesajlaşma uygulamalarının iletişim kültürüne etkisinin sınırlı olduğu görülmüştür. Akademisyen ve uzman derinlemesine görüşme verilerinde yer alan, kültürün oluşumunun teknolojik değişimle aynı hızda olmaması durumu bu dönüşümün sınırlı olmasının bir nedeni olarak ortaya koyulmuştur.
  • Öğe
    Kullanıcıların kişisel izleri için güvenli dijital sosyal ağlar: Şeffaf bir model önerisi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Gedik, Cansu Arısoy; Alver, Füsun
    Dijital sosyal ağlar ürün ve hizmetler ile bunları sağlayanların itibarına ilişkin çok fazla enformasyona erişim kolaylığı sağlamaktadır. Ancak dijital sosyal ağların yarattığı fırsatların yanında bireylerin dijital izlerinin ticari amaçlarla tüketilmesi ile kişisel verilere yönelik risklerin artması bu tezin problematiğini oluşturmaktadır. Çalışmanın problematiğini oluşturan bu düşünce kapsamında kullanıcıların bilgiye erişim veya alışveriş gibi sebeplerle interneti kullanırken şirketlerin yaydığı enformasyonu tüketmelerinin neden olduğu riskler konusunda farkındalık oluşturmak, söz konusu risklerin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunarak enformasyon toplumunda tüketici verilerinin korunmasına dair uygulamaya geçirilebilir şeffaf bir model önerisi geliştirmek çalışmanın temel hedefidir. Giddens ve Bourdieu'nun entegratif sosyal kuramlar perspektifiyle ele alınan bu çalışmanın bulgularına yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşmelerin nitel içerik analiziyle değerlendirilmesi yoluyla ulaşılmıştır. Derinlemesine görüşmeler 24 internet kullanıcısı ve alanında uzman 12 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Bulguların değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıkan model önerisi kapsamında otoriteler, şirketler ve bireylerin birbiriyle etkileşim halinde iş birliği yapmaları gerekli bulunmuştur. Sonuçta ortaya çıkan bu çok boyutlu model, toplumsal yapının değişmesi için tek taraflı bir çabanın yeterli olmayacağı savunan ve yapının değişmesi için bireyin aktif potansiyeline güvenen entegratif sosyal kuramcı perspektifle de uyum içindedir.
  • Öğe
    Yeni iletişim teknolojileri, dijital katılım pratikleri ve yerel yönetimler: Kağıthane Belediyesi örneği
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Apaydın, Nedret; Yeşil, Muhacir Murat
    Araştırma ile yerel yönetimlerde kullanılan yeni iletişim teknolojilerinin halkın katılımı ve vatandaş katılımı üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Amaç, belediyelerin dijital medya kullanım boyutunun katılım süreçleri, kanallar ve belediye yönetim modeli üzerindeki etkisini araştırmaktır. Vatandaş katılımını ve etkileşimini geliştirmeye yönelik girişimleri incelemektir. Yeni süreçte belediyelerin yeni iletişim araçlarını daha çok kullanmaya başlamasıyla birlikte halkla geleneksel iletişim yollarının kullanımının azaldığı görülmektedir.
  • Öğe
    Metaverse'ün etkinlik yönetimindeki rolü: Türkiye'deki kurumlar üzerine bir araştırma
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Korkmaz, Seyhan Sıvacı; Öztürk, Rukiye Gülay
    Kurumlar için etkinlik, tüketicileriyle, iş ortaklarıyla ve diğer insanlarla doğrudan iletişim kurma fırsatı sunması bakımından önemli bir araçtır. Etkinlikler kurumlar için bir dizi fırsat sunmaktadır. Bunlardan bazıları; hedef kitle ile doğrudan iletişim kurma, marka bilinirliğini artırma, imaj ve itibarı güçlendirme, ürün ya da hizmet tanıtma, yeni iş birlikleri olarak sıralanabilmektedir. Her etkinliğin bir amacı olmalı ve amaç doğrultusunda yönetilmelidir. İstenilen sonuca ulaşabilmek için etkinlik başarılı bir şekilde yönetilmelidir. Etkinlik yönetiminde ilk olarak amaç belirlenmeli, ardından analiz, planlama, organize etme, uygulama ve değerlendirme adımları sistematik bir şekilde yürütülmelidir. Etkinlik yönetim sürecinde, operasyonel planlama, finansal planlama, pazarlama planlaması ve uygulama adımları önemli rol oynamaktadır. Geçmiş dönemlerde etkinliklerin düzenli ve planlı olması yeterli olmaktaydı. Fakat artık kurumlar için önemli bir araç haline gelen etkinlikler, rekabetin de etkisiyle değişip gelişmektedir. Geleneksel anlayıştan sıyrılarak, farklılaşarak daha benzersiz ve yaratıcı etkinlikler düzenlenmeye başlanmıştır. Teknolojinin hızla gelişmesi ile insanlar arasındaki iletişim de bir hayli değişmiştir. Kurumlar da tüketicilerini daha yakından tanıyabilmeleri ve etkili iletişim kurabilmeleri için bu değişime ayak uydurmak zorunda kalmıştır. Bu sebeplerle etkinlik yönetimi anlayışı da değişmeye başlamıştır. Günümüzde teknolojik gelişmelere bir yenisi daha eklenerek Metaverse kavramı hayatımıza girmiştir. Metaverse, bireysel, kurumsal ve teknoloji bakımından tarihi bir gelişmedir. Kurumlara, tüketicileri ile etkili iletişim kurma yolunda yepyeni bir bakış getirmiştir. Sürekli gelişmesi, kendini yenilemesi gereken kurumsal iletişim kavramı, bu gelişmelere ayak uydurmalı ve hızlıca uyum sağlamalıdır. Metaverse teknolojisi ile kurumlar, etkinliklerini bu sanal evren üzerinden gerçekleştirerek, kendi kitlelerine benzersiz bir deneyim sunma arzusuna kapılmışlardır. Metaverse, Türkiye'de büyük ilgi görmüştür. Genç nüfusun teknolojik gelişmeleri yakından takip etmesinden dolayı internet ve sosyal medya kullanım oranı oldukça yüksektir. Türkiye'deki marka bilinirliği yüksek kurumlar, Metaverse dünyasına hızla giriş yapmış, orada etkinlikler düzenlemeye başlamışlardır. Bu çalışmada, Türkiye'deki kurumların Metaverse üzerinden gerçekleştirdikleri etkinliklerin kurumlarına ne gibi faydaları ve olumsuz yönleri olduğunu, tüketicilerinin geri bildirimlerini ve Metaverse teknolojisine yatırım yapma konusunu nasıl değerlendirdiklerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırma, Türkiye'deki Metaverse etkinliği düzenleyen, etkinlikte görev almış kurum çalışanları ile derinlemesine mülakat yapılarak gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların tecrübelerinden ve deneyimlerinden faydalanabilmek için Nitel araştırma desenlerinden Fenomenoloji (Olgu Bilim) deseni kullanılmıştır. Toplamda beş kurum ile görüşülmüş ve katılımcılara on iki adet yarı yapılandırılmış soru yöneltilmiştir. Görüşmeler online gerçekleşmiş olup, rızaları alınarak kaydedilmiştir. Elde edilen veriler doğrultusunda araştırmanın soruları doğrulanmıştır. Metaverse etkinliklerinin marka bilinirliğine çok önemli katkı sağladığı, tüketicilerine benzersiz ve yaratıcı bir etkinlik deneyimi sunduğu, kurumların Metaverse teknolojisine yatırım yapma konusuna sıcak baktıkları sonuçlarına ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Etkinlik, Etkinlik Yönetimi, Metaverse, Metaverse Etkinlikleri
  • Öğe
    Sanal diktatörlükler: Dijital oyunlarda ideoloji ve siyasal düzenin sunumu
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2021) Erbay, Alp Eren; Aydın, Oya Şakı
    Dijital oyunlar yas?amda önemi giderek artan konuma sahip kitle iletişim araçları ve kültür endüstrisinin popüler ürünleri olarak kültürden beslenip, kültürü etkileyen yapıtlardır. Bu araştırma gerçek hayatın yeniden üretildiği dijital oyunların yalnız eğlence araçları değil; ciddi ideolojiler içeren ve insanı, toplumu etkileme potansiyeli olan endüstri ürünleri oluşunun farkındalığının yetersiz olduğu probleminden hareketle yapılmıştır. Bu sebeple örnekleme alınan "Tropico 6" isimli oyun içerisinde gerçek siyasal düzenin nasıl yeniden tasarlanıp sunulduğu, siyasal iktidarı elinde bulunduran kesimin, devlet aygıtları ve hegemonik aygıtların nasıl temsil edildiği ve oyun yapımcıları tarafından oyuncunun nasıl yönlendirildiğinin ortaya çıkartılması hedeflenmiştir. Oyunun analizinde ludoloji alanında önemli çalışmaları bulunan Lars Konzack ve Espen Aarseth'in, "oyun çalışmaları" kapsamında önerdikleri analiz yöntemlerinden faydalanılarak "bütüncül analiz yöntemi" tasarlanmış ve uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarında gerçek hayatın siyasal düzenine dair kişiler, simgeler, yapılar, kurumlar ve sistemlerin oyunda görsel ve işitsel ögelerle, söylemle, oyun mekanikleri yoluyla simüle edildiği, oyunun hukuku araçsallaştıran, antidemokratik ve baskıcı bir siyasal düzen kurduğu gözlemlenmiştir. İktidar sahiplerinin varoluş koşullarını sürdürmek adına her türlü ahlak ve yasa dışı eylemde bulunan, toplumun tüm çıkarlarını kendi maddi çıkarlarının çok gerisinde tutan, narsist ve güvenilmez karakterler olarak yansıtıldığı görülmektedir. Oyun evreninde devlete bağlı resmî kurumlar ile sivil alanda bulunan eğitim, kültür, din kurumları ve medyanın; devletin baskı ve ideolojik aygıtlarına dönüştürüldüğü görülmüştür. Oyuncunun özgür bırakılmadığı, yoğun yönlendirmeler ve zorunlu görevler ile suç işlemeye itildiği, ahlak ve yasa dışı faaliyetler içindeki diktatörler olmaya zorlandıkları sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Dijital habitus ve sosyal medya: Sosyal yaşamın düzenlenmesinde Youtuberların etkisi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Özdemir, Murat; Alver, Füsun
    Dijital sosyal ağlar, gündelik yaşamın inşasında gerçekleşen iletişimsel eylemlerin ve pratiklerin yeniden üretildiği sosyalleşme araçlarıdır. Bireysel ve kolektif özelliklere sahip olan bu ağlarda içerik üreticisi ve tüketicisi konumunda bulunan bireyler, toplumsal pratikleri eyleyen güce sahip faillerdir. Toplumsal failler, toplumsal sınıf habituslarını ilişkisel bir biçimde dijital sosyal ağlarda başkalarıyla etkileşime girerek değiştirmekte, dönüştürmektedir. Youtube, dijital sosyal ağlar arasında toplumsal faillerin birbirini etkileyebildiği bir sosyal alandır ve Youtuber adı verilen fenomenler yaratmıştır. Bu kapsamda Youtuberlar ve takipçileri arasındaki etkileşimler sonucunda dijital ve fiziki sosyal yaşamda sınıfsal ayrımların ortaya çıkması ve yeniden üretilmesi probleminden yola çıkılmış, Anthony Giddens ve Pierre Bourdieu'nün yapı/fail teorileri perspektifinden, gençlerin habituslarının üretim/yeniden üretiminde Youtuberların etkisini araştırarak bu durumun dijital-fiziki sosyal yaşam eylemlerine yansımalarını sınıf, stil, tarz ve beğeni kavramları çerçevesinde inceleyerek sınıfsal farklılıkların üretiminde Youtuberların ve takipçilerinin etkisini tartışmak amaçlanmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda altı soru araştırma sorusu olarak belirlenmiştir. Araştırmanın ilk sorusu "Dijital sosyal ağlarda yer alan Youtuberların ve takipçilerinin eylemleriyle sınıfsal ayrımlar ve farklılıklar üretilmekte veya yeniden üretilmekte midir ?" şeklinde, ikinci sorusu " Youtube, Youtuberların ve takipçilerinin eylemleriyle toplumsal ilişkilerin kalıplaştığı bir sistem ya da yapı mıdır?" şeklinde formüle edilmiştir. Araştırmanın üçüncü ve dördüncü sorusu ise sırasıyla "Youtuberlar, içerik üretim sürecinde takipçilerinden etkilenmekte midir? Etkileşim süreçlerinde bireysel eğilimler, yatkınlıklar ve toplumsal köken etkili midir ?", "Dijital sosyal ağlarda belirli kategorilerdeki içerik üreticilerinin (Youtuberlar) takip edilmesinde gençlerin çıkar strateji/pratik bilincinin rolü nedir?" şeklindedir. Araştırmanın beşinci ve altıncı sorusu ise "Gençlerin fiziki sosyal yaşam alanında sahip oldukları eylemlilik ve eğilimler seti (habitus); beden, beğeni ve yaşam tarzı konusunda dijital sosyal ağlardan nasıl ve ne ölçüde etkilenmektedir?", "Gençlerin sahip oldukları sermaye/kaynak türleri dijital sosyal ağların normlarıyla uyuşmakta mıdır? Bu ağlarda gerçekleşen etkileşim sonucunda sahip olunan sermaye ve kaynaklar değişime uğramakta mıdır?" biçimindedir. Çalışma kapsamında 18-24 yaş aralığına sahip gençler ile farklı özelliklere sahip 10 Youtuber rastgele örnekleme yoluyla seçilmiştir. Yarı-yapılandırılmış sorularla yapılan derinlemesine görüşmeler sonucunda elde edilen veriler, MAXQDA nitel veri çözümleme programıyla beş alt başlığa ayrılarak Anthony Giddens'ın yapılaşma teorisi ve Pierre Bourdieu'nün pratik teorisi çerçevesinde yorumlanmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, Youtuberlar ve Youtuber takipçileri sınıfsal farklılıkları yeniden üreten failler olduğu, sembolik ayrımlara sahip olma isteğinin bu yeniden üretimin sebeplerinden biri olduğu, sembolik ayrımların dijital habitus içerisinde yapılanmış bir biçimde faillerin eylemlerine etki ettiği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Youtuberlar, Dijital Sosyal Ağlar, Sınıfsal Ayrımlar, Yapılaşma Teorisi, Pratik Teorisi.
  • Öğe
    Yapay zeka teknolojisinin medya örgütlerinde kullanımı: Enformasyon üretim sürecinin otomatikleşmesi ve robot gazetecilik
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Öngel, Alpaslan; Alver, Füsun
    Yapay zeka teknolojinin medya örgütlerinde kullanılmasıyla birlikte enformasyon üretim süreçleri otomatikleşmiş ve haber üretim süreçleri dönüşmüştür. Enformasyon üretim süreçlerinin dönüşmesi ise gazetecilerin gelecekteki rollerini belirsizleştirmekte ve okur açısından enformasyonun etik kurallara uygunluğu problematiğini ortaya çıkarmaktadır. Tezin genel amacı, yapay zeka teknolojisinin enformasyon üretim sürecinde kullanılmasının nedenlerini, enformasyon üretim süreçlerinin dönüşümünü ve gazetecilik mesleğinin geleceğini araştırmaktır. Herman ve Chomsky'nin medya örgütlerinde haber üretim süreçlerinin eleştirel ekonomi politiğini inceledikleri ekonomi politik yaklaşım tezin kuramsal çerçevesini oluşturmuş ve bu kuramsal çerçeve doğrultusunda tez çalışması gerçekleşmiştir. Tez çalışmasında Türkiye'de ve dünyada yapay zeka teknolojilerinin medya örgütlerinde kullanımı ile birlikte enformasyon üretim süreçlerinde yaşanan dönüşümü anlamlandırabilmek amacıyla yapay zeka ile ilgili ve bu alanda çalışmaları olan akademisyen, gazeteci ve uzmanlardan oluşan toplam 20 kişi ile derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular ise Van Dijk'ın eleştirel söylem analizi yöntemine göre çözümlenmiştir. Yapılan çözümlemeler neticesinde katılımcılar, enformasyon üretim süreçlerinin kapitalist üretim süreçlerine benzer bir şekilde gerçekleştiğini belirtmişlerdir. Katılımcılar, yapay zeka teknolojilerinin medya örgütlerinde kullanılmasının temel nedeninin kâr maksimizasyonlarını arttırmak olduğuna dikkat çekmişler ve enformasyon üretim süreçlerinin kapitalist üretim süreçlerine benzer bir şekilde gerçekleşmesi neticesinde gazetecilerin işsiz kalabileceğini, mesleklerine ve topluma karşı yabancılaşabileceklerini belirtmişlerdir.
  • Öğe
    Bosna Hersek'te Avrupa Birliği dijital okuryazarlık ve yeterlilik çerçevesinin sınanması üzerine bir araştırma
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Hambo, Emir; Alver, Füsun
    Günümüzün dijital teknoloji odaklı toplumunda, dijital teknolojilerin yaygın varlığı, bireylerin, birbirine bağlı, bilgi temelli toplumların talepleriyle uyumlu beceri ve yetkinlikleri geliştirmesi için acil bir gerekliliği vurgulamaktadır. Bu yetkinliklerin geliştirilmesindeki aciliyet, COVID-19 pandemisinin başlangıcı tarafından daha da belirgin hale getirilmiştir; çünkü bu durum, toplumsal yapılarımızın ve eğitim sistemlerimizin yetersizliklerini keskin bir şekilde ortaya koymuştur. Bu arka plana karşı, bu çalışma Bosna-Hersek'te dijital okuryazarlık konusunda bir ön keşif ve analiz yapmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, çalışma, Bosna-Hersek vatandaşlarının dijital okuryazarlık ve yetkinlik seviyelerini Avrupa Komisyonu'nun Digcomp 2.2 (2022) çerçevesinde belirtilen kriterlere göre değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu araştırmada veri toplamak amacıyla yarı yapılandırılmış anket yöntemi kullanılmıştır. Anket enstrümanı, Avrupa Birliği vatandaşları için bir dijital yeterlilik çerçevesi oluşturmak üzere özel olarak tasarlanmış sorulardan oluşmaktadır. Demografik çeşitliliğe vurgu yaparak, anket cinsiyet, yaş ve eğitim geçmişi gibi parametrelere dayanan Bosna-Hersek'te yaşayan yetişkin bireylere (18+) odaklanmaktadır. Bu kapsamlı inceleme aracılığıyla, çalışma ülke içindeki dijital okuryazarlık peyzajına değerli bir bakış sunmayı amaçlamaktadır. Bosna-Hersek vatandaşı 502 yetişkinin örneklemini kullanarak, bu tez, mevcut dijital okuryazarlık ve yetkinlik düzeylerini aydınlatarak, bölge içinde dijital kapsayıcılığı ve güçlendirmeyi teşvik etmeye yönelik gelecekteki politika müdahaleleri ve eğitim girişimlerini bilgilendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma bulguları, Bosna-Hersek nüfusunun dijital okuryazarlık düzeylerinin yaş, cinsiyet ve eğitim seviyesi gibi faktörlere bağlı olarak değiştiğini göstermektedir. Genç nesiller dijital cihazları kullanmada daha rahat olurken, yaşlı nesiller uyum sağlamakta zorlanabilir. Dijital beceri setleri yaş grupları arasında değişiklik göstermekte ve yaşlı nesillerin iletişim ve iş birliği için dijital teknolojiyi yeterince kullanmadıkları görülmektedir. Genç yetişkinler dijital risklerden daha fazla haberdar ve daha proaktif adımlar atarken, yaşlı yetişkinler genellikle dijital risklerden daha az haberdar ve daha savunmasızdır. Anahtar kelimeler: Bosna-Hersek, Dijital Okuryazarlık, Avrupa Birliği, Dijital Yeterlilikler DigComp, Dijital Riskler
  • Öğe
    Medyanın ekonomi politiği bağlamında ulusal basında yer alan nükleer güç santral haberlerinin içerik analizi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Kılıç, Tarkan; Aydın, Oya Şakı
    Çevresel krizlere, ekolojik yıkımlara, ekolojik problemlere dair haber üretimi ve haber değeri olarak görülme sıklığı, medyanın politika ve ekonomi alanları ile kurduğu karmaşık ilişkiler ve aynı zamanda medyanın kendi iç dinamikleri nedeniyle baskı, etki ve yönlendirmeye açıktır. Nükleer güç santralleri toplumsal hafızalarımızda yaşattıklarından dolayı hala korku, panik, çaresizlik hali ile birarada anılan projelerdir. Nükleer güç santrallerinin yazılı basında nasıl çerçevelendiği, kurgulandığı araştırmamızın ana konusu olacaktır. Medya, siyaset, sermaye sacayağı ile oluşan medya endüstrisi içinde haber üretilme süreçleri de araştırmamızın konusu olacaktır. Nükleer güç santralleri (NGS) haberlerinin çerçevelendirilmesi, metin dili, haber değeri olarak görülme sıklığı, ekolojik tehditlerinin perdelendirildiğini göstermektedir. Bu bağlamda ortaya çıkan çevre gazeteciliği sorunsalı da tezimizin kapsamına girmektedir. Araştırma yöntemimiz içerik analizi olacaktır. Araştırmamızda haber metninde sözcüklerin hangi anlama yol açtığına odaklanılarak, NGS ile bir arada kullanılarak hangi anlamın yaratıldığının tespiti amaçlanacaktır. Başlıklar, spotlar, fotoğraflar, metinler ile oluşturulan NGS haberlerinin NGS projelerini desteklediği ya da desteklemediği tespit edilecektir. Araştırmada, Akşam, Aydınlık, Birgün, Cumhuriyet, Diriliş Postası, Evrensel, Hürriyet, Karar, Korkusuz, Milat, Millî Gazete, Milliyet, Posta, Sabah, Sözcü, Şok, Takvim, Türkiye Gazetesi, Yeni Akit, Yeni Şafak, Yeniçağ gazetelerinde, 2021-2022 döneminde yayınlanmış toplam 885 nükleer güç santrali haberinin içerik analizi yapılmıştır. Medyanın ekonomik politik ilişkisi bağlamında sonuçlar değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Nükleer Güç Santrali, Medya, Çevre, Ekonomi Politik, İçerik Analizi