Yazar "Sönmez, Özdemir" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Arazi kullanımı ve ulaşım ilişkisi tarihi yarımada örneğinde değerlendirilmesi(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Aden, Abdishukri Rashid; Sönmez, ÖzdemirArazi kullanım ve ulaşım ilişkisi birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Çünkü ulaşım ve arazi kullanım birbiriyle iç içe etkileşimli olarak gelişirler. Ulaştırma planlama kararları, arazi kullanım gelişimini etkiler ve arazi kullanım koşulları, ulaştırma faaliyetini etkiler. Söz konusu bu durum ulaşım sistemlerinin kentler için ne derece önem arz ettiğini anlamamızı sağlamaktadır. Kentin dokusu ulaşım ağları tarafından şekillenmekte ve bununla birlikte arazi kullanım türlerinin yer seçimi ulaşım güzergâhlarına göre şekillenmekte ve değişkenlik göstermektedir. Bu bağlamda ulaşım sistemi ile arazi kullanımı arasında güçlü bir bağ olduğunu ve bu iki kavramın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini söylemek mümkündür. Bu çalışmada arazi kullanımı ve ulaşım arasında ilişkinin araştırılması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada İstanbul’un Fatih ilçesi ve bu kapsamda Tarihi Yarımada örnek çalışma alanı olarak seçilmiştir. Bu çalışma kapsamında Tarihi yarımadadaki arazı kullanım değiştikçe ulaşım nasıl değiştiği, hangi yeni ulaşım planları yapıldığını ve yeni yapılan ulaşım planları Tarihi Yarımadadaki fonksiyonları nasıl değiştirdiği araştırılacaktır.Öğe Doğa tabanlı çözümler ile sürdürülebilir sokak planlaması(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Badoğlu, Özlem; Sönmez, Özdemirİklim değişikliği, kentlerin inşasında doğadan kopuşun bir yansıması olarak düşünüldüğünde, bu soruna karşı geliştirilecek çözümler doğaya uyumlu yapılaşmayı beraberinde getirir. Zira sert zemin ve beton odaklı yapılaşmalar, kentleri zamanla kentsel ısı adası etkisi, su baskınları vs. gibi iklimsel sorunların odağı hâline getirmektedir. Mekânsal planlamaya doğaya saygılı çözümleri adapte etmek, hiç şüphesiz kentsel sistemlerde fayda unsurunu ön plana çıkaracaktır. Doğa tabanlı çözümler isimli yenilikçi müdahalelerle bu adaptasyona, sosyal kurgunun temelini oluşturan bir ulaşım alanı ve tarih boyunca kentlerdeki en önemli kamusal mekânlardan biri olan sokak mekânından başlamak, dirençli ve sürdürülebilir kentlerin oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu çözümlerin sokak bazında adaptasyonu için kentsel dönüşüm projeleri bir fırsattır. Çalışmanın amacı iklim değişikliğine karşı sürdürülebilir sokak planlamasında doğa tabanlı çözümlerin katkısını incelemektir. Literatür araştırmasının ardından çözümlerin sağladığı faydaları somutlaştırmak adına İklime Dayanıklı Şehir Araç Kutusu (Climate Proof City Toolbox) ile interaktif harita üzerinde, hâlihazırda kentsel dönüşüm alanında bulunan Edirne’de bir bölge çalışılmıştır ve sonucunda sürdürülebilir sokak planlamasına dair önerilerde bulunulmuştur.Öğe Havalimanlarının kent makroformuna etkisi: Yeni İstanbul Havalimanı(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2021) Özalp, Nur Yeşim; Sönmez, ÖzdemirThis article examines the effects of airports on the development and urban form of the cities. For this purpose, as a case study, New Istanbul Airport, which is one of the most important projects recently carried out in Istanbul and built in the north of the metropolis was explored. For this purpose, the spatial changes that the airport, its components and the infrastructure facilities would create in the city are examined and discussed. In order to have a better understanding, the possible spatial effects of the new airport, which is discussed from different perspectives by different institutions, spatial developments took place in Istanbul since World War II, have been summarized. Those developments were reviewed in five stages and the factors that were effective in the formation of Istanbul’s urban form were determined for each period. Furthermore, the new facilities and physical changes in the vicinity of Atatürk Airport built in Istanbul in 1953 and Sabiha Gökçen Airport built in 2001 were investigated and discussed how the new urban functional areas occurring around airports affect the urban macroform in a short time. Finally, the possible changes to be created by the New Istanbul Airport and the Channel Istanbul, Yavuz Sultan Selim Bridge and Northern Marmara Motorway in the north of the Istanbul metropolitan area were evaluated and discussed.Öğe İstanbul metropoliten alan planlamasında kentsel dönüşüm planlama deneyimleri; Cendere Vadisi(Ankara Üniversitesi, 2018) Sönmez, Özdemirİstanbul, 1950’li yıllardan buyana sanayileşme ve göçün yarattığı plansız ve yasadışı yapılarla kontrolsüz büyüyerek birçok kentsel sorunu bünyesinde bulunduran “azman” bir kente dönüşmüştür. Bu sorunu durdurarak metropoliten kentin planlı ve sağlıklı gelişmesi, planlama eylemleriyle yönlendirilebilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması yönünde, 2005-2009 yılları arasında İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi (İMP) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) birlikteliğinde İstanbul Çevre Düzeni Planı hazırlanarak tamamlanmış ve planda belirlenen hedeflere ulaşmak amacıyla birçok proje belirlenerek uygulanmaya çalışılmıştır. Bunların içinde önemli olanlardan bazıları, İstanbul’un doğu yakası için “Merkezi İş Alanı (MİA)” olarak önerilen “Kartal sanayi alanı”, doğu yakasında bir alt merkez olarak önerilen “Maltepe sanayi alanı”, metropolün batısında diğer bir çekim merkezi olarak Silivri, “bilişim ve teknoloji merkezi” olarak önerilen “Cendere sanayi alanı” dönüşüm projeleri sayılabilir. Bu projelerden Cendere vadisinde ise uzun yıllardır kent dışına çıkarılamayan sanayi işletmelerinin, kent dışına taşınmasının sağlanarak vadide eğitim bilişim ve teknoloji sektörlerinin geliştirilmesidir. Bu makalede temel olarak, İstanbul çevre düzeni planında yukarıda açıklanan hedefler doğrultusunda öngörülen Cendere Vadisi dönüşüm projesi ve planlama aşamaları incelenecek, ayrıca günümüze kadar olan dönem içinde gerçekleşen uygulama süreçleri tartışılacaktır. Bu amaçla öncelikle, kent formunu belirleyen temel etmenler gözden geçirilerek İstanbul için önemli belirleyici faktörlerin neler olduğu açıklanmaya çalışılacaktır. Tüm bu dönüşüm projeleri ve planların bütünleyici olan İstanbul’un planlanması sürecinde, Türkiye açısından 2004 yılında yeni ve farklı bir model olarak kurulan, mesleki çevrelerde olumlu/olumsuz uzunca bir süre eleştirilerin odağında yer almış olan İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi’nin bir değerlendirilmesi yapılacaktır.Öğe İstanbul metropoliten alan planlamasında uygulama güçlükleri: Kartal dönüşüm projesi deneğimi(Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, 2018) Sönmez, Özdemirİstanbul, 1950’li yıllardan buyana sanayileşme ve göçün yarattığı plansız ve yasadışı yapılarla kontrolsüz büyüyerek birçok kentsel sorunu bünyesinde bulunduran “azman” bir kente dönüşmüştür. Bu sorunu durdurarak metropoliten kentin planlı ve sağlıklı gelişmesi, planlama eylemleriyle yönlendirilebilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması yönünde, 2005-2009 yılları arasında İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi (İMP) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) birlikteliğinde İstanbul Çevre Düzeni Planı hazırlanarak tamamlanmış ve planda belirlenen hedeflere ulaşmak amacıyla bazı projeler belirlenerek uygulanmaya çalışılmıştır. Bunların içinde en önemli projelerden biri; İstanbul’un doğu yakası için Merkezi İş Alanı (MİA) olarak önerilen Kartal sanayi alanı dönüşüm projesidir. Projenin bir amacı, metropolün doğu yakasında yeni bir merkez yaratılarak, doğu-batı arasında günlük gidiş-gelişleri azaltmak, böylece boğaz geçişlerinde giderek artan ulaşım yoğunluğunu düşürebilmek, diğer bir amacı da sermayenin yapılı çevreye olan talebinin metropol üzerinde yoğunlaşan yapılaşma enerji ve baskısını merkezden uzaklaştırarak kanatlara çekmektir. Bu temel amaçlar çerçevesinde ve paydaşların önemli oranda katılımı ile hazırlanan plan, birkaç kez mahkemeye taşınarak iptal edilmiş, günümüze kadar uygulamaya geçememiştir. Diğer yandan gerek söz konusu alan içinde ve gerekse metropolün merkezi bölgelerinde, parçacıl ve bireysel projelerle, çevresiyle bağlantısız, birbiriyle uyumsuz, bir bölümü planda donatı alanları olarak öngörülen alanlarda, mevzi planlar yoluyla binalar yükselmeye devam etmektedir. Bu makalede temel olarak, İstanbul çevre düzeni planında yukarıda açıklanan hedef doğrultusunda öngörülen “kartal kentsel dönüşüm projesi” yarışması ve planlama sürecini, çalışmanın yürütücüsü olarak değerlendirmesini yapmak ve planın karşısında oluşan muhalif görüşleri 2017 yılı sonu itibariyle sürecin geldiği aşama perspektifinde “kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları” çerçevesinde tartışmaktır. Böylece, İstanbul’un planlanması sürecinde, 2004 yılında kurulan ve Türkiye açısından farklı bir model olması nedeniyle, mesleki çevrelerde olumlu/olumsuz uzunca bir süre eleştirilerin odağında yer almış olan İMP tarafından hazırlanan, “Kartal Merkez İmar Planlaması” süreci ve modeli tartışılarak değerlendirilecektir.Öğe İstanbul’un kentsel dönüşüm sürecinde konut yoğunlukları değişimi(Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, 2019) Sönmez, Özdemir2000’li yılların başından buyana İstanbul metropolünde “kentsel dönüşüm” adı altında önemli değişimler yaşanmakta, yıkılan konut alanları yerine çok daha yoğun yapılar yapılmaktadır. Böylece kentin yoğunluk dokusu ile birlikte morfolojik yapısı da önemli ölçüde değişmektedir. Bu değişim, “depreme dayanıklı olması” ve “modern mimarileri” gibi nedenlerle bazı insanlar tarafından olumlu karşılanırken, özellikle mimar ve plancılardan oluşan diğer bir grup tarafından yüksek yoğunlukları, yetersiz olan donatı alanlarının çok daha yetersiz hale geleceği, birçok konutun güneş alamaz konumda olacağı vb. nedenlerle oldukça endişe verici olarak değerlendirilmektedir. Bu noktadan hareketle çalışma, İstanbul’da özellikle konut alanlarında yaşanan değişimleri “yoğunluk” boyutu ile araştırmakta ve yaşam kalitesini belirleyen en önemli etkenlerden biri olan nüfus ve yapı yoğunluğu açısından nasıl bir tablo oluştuğu/oluşacağı konusunu tartışmaktadır. Bu doğrultuda İstanbul’da yürütülmekte olan “kentsel dönüşüm” uygulamalarının mevcut doku ile nasıl farklılaştığını ve en az 60-70 yıl varlığını sürdürecek olan yeni uygulamaların yoğunluk açısından nasıl değiştiğini ve nasıl bir dokuya evrildiğini sorgulamayı amaçlamaktadır. Ayrıca bu değişimin diğer metropol kentler ile benzerlikleri olup olmadığını, ya da nasıl ayrıştığını anlamak üzere, ilgili teorik çalışmalar ve diğer metropol kentlere ait güncel veriler gözden geçirilmekte, “kentsel yoğunluk” tanımı ve planlama literatüründe yoğunluk kavramını açıklamak üzere ortaya atılan teoriler tartışılmaktadır. Bu doğrultuda, İstanbul’da konut alanlarında yaşanan yoğunluk değişimlerini anlamak üzere seçilen 6 örnek proje ile deprem riskli alanlarda geliştirilen yeni projelerin ortaya koyduğu tablo karşılaştırmalı olarak incelenmekte ve İstanbul’da gelecekte olası yoğunluk dağılımı üzerine değerlendirmeler yapılmaktadır.Öğe Kamu kurum ve kuruluşlarında emlak yönetiminin kentsel gelişmeye etkileri: Arnavutköy örneği(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2021) Hekimoğlu, Ali; Sönmez, ÖzdemirBu çalışma ile kamu kurumlarının mülkiyetindeki gayrimenkullere uygulamış oldukları emlak yönetimi faaliyetlerinin kentsel gelişmeye etkileri İstanbul Arnavutköy ilçesi örneği üzerinden incelenmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyetinde olan taşınmaz mallar, sosyal ve ekonomik yararlılığı gereği, kamu hizmetlerinde (okullar, parklar gibi donatı) ve kamunun yararına (yollar, meydanlar gibi) kullanılırken, mali anlamda işlevleri gereği finansman sağlama amacıyla da (kiralanması veya satışı gibi) kullanılmaktadır. Çalışma 3 ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmanın amacı, önemi ile gerekliğine değinilmiş ve çalışmanın temel kavramları açıklanmıştır. İkinci bölümde, Arnavutköy’de bulunan ve mülkiyeti büyükşehir ve ilçe belediyesine ait olan emlak kullanımları ve haraketlilikleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde kamu kurum ve kuruluşları emlak yönetiminin yerel anlamda kentsel gelişmeye olan olumlu ve olumsuz etkileri İstanbul Arnavutköy Belediyesi emlak yönetim faaliyetleri çerçevesinde tartışılarak değerlendirilmiştir. Kamu kurumları emlak yönetimi çalışmaları beraberinde kentteki yapılaşmaya, donatı alanlarının artırılmasına ve ulaşım ağlarının iyileştirilmesine katkısı tartışılmıştır. Bu bağlamda yerel yönetimlerde bulunan emlak stoğunun doğru ve planlı yönetilmesi durumunda kentsel gelişmeye pozitif etkiler göstereceği değerlendirilmiştir.Öğe Karayolu yük taşımacılığının Türkiye ekonomisine etkilerine SWOT analizi ekseninde güncel bir yaklaşım(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2025) Sönmez, Özdemir; Kodaman, Muammer Taygunİç piyasada veya diğer ülkelerle gerçekleşen ticari işlemlerde kullanılan dağıtım süreçlerinde “karayolu yük taşımacılığı” oldukça önemli bir noktada bulunmaktadır. Karayolu yük taşımacılığı, özellikle ithalat ve ihracat operasyonlarında Türkiye ekonomisinin aktörlerle rekabet edebilmesinin kaldıracı olarak kullanılabilecek bir potansiyel olarak görülmektedir. Taşımacılığın bu biçiminin geliştirilmesi; fırsatların, tehditlerin, avantajların farkına varılması şüphesiz Türkiye ekonomisinin küresel ölçekte pazarda rekabet etme durumunu olgunlaştıracaktır. Küreselleşmeyle birlikte zaman, pek çok parametrenin önüne geçmiştir. Sermayenin birikimi üretim ve tüketim süreçleri arasındaki mesafenin kısalmasıyla doğru orantılı olarak gerçekleşerek, ülke ekonomisini geliştirmektedir. Bu makalenin amacı, karayolu yük taşımacılığının avantaj ve dezavantajlarının ne olduğunun analiz edilmesi, fırsat ve tehditlerin mevcut dönemde farkına varılmasını sağlayarak söz konusu taşımacılığın geliştirilmesi gereken yönlerini öne çıkarmaktır. Makalede araştırma yöntemi olarak SWOT perspektifi kullanılmıştır.Öğe Pandemi sürecinin toplu taşıma araçları kullanımına etkisi: Samsun hafif raylı sistem örneği(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2022) Kocamemik, Ebubekir; Sönmez, ÖzdemirCovid-19 salgını tüm dünyada ve ülkemizde etkisini göstererek beraberinde birçok konuda krize yol açmıştır. Salgının yayılma hızını azaltmak amacıyla birçok karar alınmış olup alınan kararlar doğrultusunda eğitim, sağlık, turizm, eğlence, sanayi, tekstil, gıda, tarım, giyim, perakende gibi birçok sektör doğrudan veya dolaylı yoldan etkilenmiştir. Etkilenen sektörlerden birinin de ulaşım sektörü olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma kapsamında samsun ilinde hizmet veren hafif raylı sistem hattı kullanıcılarının akıllı bilet sistemiyle 2019 Mart ayından 2021 Şubat ayına kadar olan binişleri analiz edilmiştir. Yapılan yolculuklar; aylık toplam kullanıcı sayısı, aylık tam kullanıcı sayısı, aylık ücretsiz kullanıcı sayısı olarak pandemi öncesi ve pandemi dönemi bir yıllık olacak şekilde sınıflandırılmıştır. Pandemi döneminde gerçekleşen yolculukların ilgili kurum ve kuruluşların aldığı kararlar sonucunda uğradığı değişimler analiz edilmiştir.Öğe Sanayi alanlarının kentsel forma ve saçaklanmaya etkisi: Arnavutköy örneği(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2021) Aksoy, Mahmut Esat; Sönmez, ÖzdemirBu çalışmada sanayi alanları gelişiminin İstanbul metropoliten alanı makroformuna etkileri tartışılarak özellikle kuzey batı yönünde çok hızlı değişimler yaşayan Arnavutköy ilçesi incelenmiştir. Arnavutköy ilçe sınırlarında gerek sanayi, gerek lojistik ve bunlara bağlı konut/ticaret fonksiyonları ile gerçekleşen bu gelişmelerin son 40 yıllık dönemde metropolün batı ucunda yarattığı yapılaşmaları sanayi-konut etkileşimi bağlamında sorgulayarak tartışmaktadır. Çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde sanayi tanımı ve kavramı, tarihsel gelişimi, sınıflandırılması, sanayileşmenin kentleşmeye etkisi ve önemi vurgulanmaktadır. İkinci bölümde ise Türkiye’de sanayileşmenin kentleşmeye etkisi kentin saçaklanması ve sanayinin desantralizasyonu, kent çeperi, saçaklanma gibi kavramlar ve İstanbul’da sanayinin desantralizasyonu tartışılmıştır. Üçüncü bölümde; örnek çalışma alanı olan Arnavutköy ilçesi tarihi ve nüfus değişimi, Hadımköy sanayi alanı gelişim süreci, sanayinin kuruluş yılları, çalışanların oturdukları yerler, çevre yerleşimlerinin yapılanma süreci ve kurulan sanayi alanlarının çevre değişimine etkisi incelenmiştir. Son bölümde ise yapılan anket çalışmasından elde edilen sonuçlar sanayi-konut etkileşimi çerçevesinde tartışılarak değerlendirilmiştir.Öğe Sanayileşen alanlarda tarım topraklarını koruma güçlüğü: Trakya Bölge planlama deneyimi(Kocaeli Üniversitesi, 2018) Sönmez, ÖzdemirGeçtiğimiz yarım yüzyılda Türkiye’de kırsal nüfus hızla düşerken kentsel nüfus artmıştır. Bu süreçte, doğal kaynak olan tarımsal alanların önemli bir bölümü niteliğini kaybetmiş, kişi başına düşen tarım toprağı yaklaşık 7500 m2 iken, yarı yarıya azalarak 3400 m2/kişi düzeyine gerilemiştir. Diğer yandan, birçok çevre düzeni planında “tarım alanlarının korunması” temel ilke olarak benimsenmiş olmasına rağmen pek başarılı olunamamıştır. Bu planlardan biri de, Trakya Bölgesi için, Çevre Bakanlığı, Trakya Kalkınma Birliği (TRAKAB) ve İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi (İMP) işbirliği ile yapılan “Trakya Alt Bölgesi Çevre Düzeni Planı”dır. Önemli tarım topraklarına sahip olan bölgede, sanayinin ve kentsel yapılaşmanın tarım toprakları aleyhine yayılmasının engellenmesini amaçlayan bu plan, 2009 yılında onaylanmıştır. Buna rağmen, mutlak tarım topraklarının yoğunlukta olduğu birçok bölgede olduğu gibi burada da tarım topraklarının yapılaşmalara açılması önlenememiştir. Bu çalışmada, yukarıda sözü edilen plan çerçevesinde, Trakya bölgesinde tarımsal alanlarda yaşanan değişim süreci irdelenerek, kuramsal arka planı ile birlikte değerlendirilmekte, söz konusu plan kapsamında, sanayi kaynaklı kirliliğin önlenmesi ve tarımsal potansiyelin korunarak geliştirilmesine dönük geliştirilen/belirlenen yöntem ve stratejiler tartışılmaktadır. Ayrıca birçok plan çalışmasında tarımsal alanların korunması ve