Yazar "Kuyucu, Mihalis" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İnternet gazeteciliğinin geleneksel gazetelerle savaşı: internet gazeteciliği geleneksel gazeteciliği bitirdi mi? Üniversite öğrencilerinin internet gazeteciliği ile ilgili görüşleri üzerine bir güncelleme(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Kuyucu, Mihalis1990’lı yılların başında hayatımıza giren internet, gündelik hayatımızda çok fazla şeyi etkilemiş ve alışkanlıklarımızı da değiştirmiştir. Bu değişim furyasından gazetecilik de nasibini almış ve geleneksel gazetecilik dönüşüm yaşamaya başlamıştır. Bu dönüşüm, pratikte internet gazeteciliğinin doğmasına yol açmıştır. İnternetin potansiyelinin kısa sürede keşfedilmesiyle birlikte gazetecilik de internet gazeteciliğine doğru evrilmiştir. Önceleri basılı geleneksel gazetelerin haberlerinin bire bir aynısının internette yer alması şeklinde başlayan internet gazeteciliği macerası, günümüzde geleneksel gazeteciliği gölgede ve geride bırakacak kadar gelişmiştir. Bu çalışmada da internet gazeteciliği kavramı, gelişimi, avantajları ve türleri kavramsal bir bakış açısıyla ele alınmış, ardından internet gazeteciliğinin geleneksel gazetecilik karşısındaki konumuna ilişkin yapılmış çalışmaların sonuçlarına yer verilmiştir. Çalışmada ayrıca internet gazeteciliğinin geleneksel gazetecilik karşısındaki konumuna ilişkin olarak üniversite öğrencilerinin görüşlerinin belirlenmesine yönelik bir betimsel araştırmaya yer verilmiştir. Araştırmada İstanbul’da eğitim gören 1190 üniversite öğrencisine bir anket uygulanmış ve internet aracılığı haber alma alışkanlıkları analiz edilmiştir. Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerine “internet gazeteciliği geleneksel gazeteciliğin yerini aldı mı?” sorusu sorulmuş, soruya verilen yanıtlar incelendiğinde de üniversite öğrencilerinin büyük bir bölümünün internet gazeteciliğinin geleneksel gazeteciliğin yerini aldığını belirttiği görülmüştür.Öğe Radyo kanallarında yayınlanan popüler müzik eserleri üzerine bir değerlendirme(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018) Kuyucu, Mihalis1920’li yılların başında düzenli yayınlara başlayan ve televizyonun icadına kadar popülerliğini sürdüren radyo, geçirdiği sektör yaşam eğrisi içinde farklı dönemlerde farklı misyonlara sahip olmuştur. İlk düzenli yayınlara başladığı dönemlerde müziğin söze göre daha önde olduğu bir yayıncılık stratejisi benimsenen radyoda özellikle ikinci dünya savaşında söz yayınları müzik yayınlarının önüne geçmiştir. Radyonun propaganda amaçlı kullanıldığı yıllar olan ikinci dünya savaşı yıllarından sonra ardı ardına yapılan icatlar radyonun müzik yayıncılığında dominant olmasına neden olmuştur. FM Bandının ortaya çıkması, stereo yayınların başlaması radyoda müzik dinlemeyi daha cazip hale getirmiştir. Müzik yayıncılığının ön plana çıkmasında bir diğer önemli faktör de televizyonun popülerliğinin artması olmuştur. Görsel bir şölen sunan televizyon mecrası radyoya olan ilginin azalmasına neden olmuş, radyo işletmelerini sahipleri çareyi müzik yayıncılığını arttırmakta bulmuştur. Dünyada DJlerin ortaya çıktığı ve popüler olmaya başladığı 1960lı yıllarda yaygınlaşan Top 40 formatı, radyoda müzik yayıncılığının söz yayıncılığının önüne geçmesine neden olmuştur. Müzik yayıncılığı dünyada 1960lı yıllarda daha fazla önem kazanırken, Türkiye’de bu süreç tecimsel radyo kanallarının faaliyete geçtiği 1990lı yıllarda başlamıştır. Türkiye’de radio yayıncılığı TTTAŞ döneminde eğlence ve müziğin ön planda olduğu bir misyon üstlenirken, devlet yayıncılığında söz, müziğin önüne geçmiş ve radyo haber – bilgi verme ve eğitme gibi fonksiyonları ile de dikkatleri çekmiştir. TRT Döneminin başlaması ile beraber Türkiye’de radyoda söz programları müzik programlarından daha fazla yayınlanmıştır. Bu, 1990lı yılların başında ardı ardına Yayın hayatına başlayan tecimsel radyo kanallarının artmasına kadar böyle devam etmiştir. Tecimsel radio kanalları 1990lı yıllar boyunca müzik yayıncılığı ile söz yayıncılığı arasında bir denge gözetmeye çalışsa da bu denge iki binli yıllarda müzik yayıncılığının lehine doğru bozulmuştur. 2003 yılından 2013 yılına kadar IPSOS KMG tarafından yürütülen radyo dinleme alışkanlıkları araştırmalarında ve RTÜK’ün gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmalarında hep radyonun müzik için dinlendiği ortaya çıkmıştır. İki binli yıllar ile beraber radyo bir müzik kutusuna dönüşmüş ve özellikle tecimsel radyolarda müzik yayıncılığı yüzde 90lara kadar oranlarla ifade edilmeye başlanmıştır. Bu durum radyoda müzik yayıncılığını önemli hale getirmiş ve radyo mecrası ile müzik mecrasının birbirleriyle olan etkileşimlerini tetiklemiştir. Müzik endüstrisinde üretilen eserler ve onların yorumcuları radyolar sayesinde popülerliklerini arttırmış, bunun sonucunda radyo popüler müzik endüstrisine yön veren bir mecra olmuştur. Bu araştırma Türkiye’de yayın yapan en geniş erişimli radyo kanallarının yayınladıkları müzikler ile popüler müziği nasıl şekillendirdiğini betimlemek amacıyla yapılmıştır. Yapılan bu araştırmanın evrenini Türkiye sınırları içinde yayın yapan tecimsel radyolar ile TRT Radyoları oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi radyolarda reklam ve müzik yayınlarının dijital ölçümünü yapan Telifmetre adlı araştırma şirketinin ölçümleme kapsamında olan radyo kanalları oluşturmaktadır. Araştırma Türkiye’de yayın yapan ve Telifmetre adlı araştırma şirketinin ölçme ve değerlendirme kapsamına aldığı radyo kanalları ile sınırlıdır. Bu radyo kanalları Türkiye’de yayın yapan tüm ulusal lisanslı radyo kanalları ve en fazla dinlenen bölgesel ve yerel radyo kanallarıdır. Erişim olarak Türkiye’nin yüzde 90ına ulaşan radyo kanalları ile sınırlıdır. Araştırmada Telifmetre araştırma şirketinin 2018 yılının Ocak ve Şubat aylarında radyolarda yayınlanan şarkıları incelenmiştir. İkincil verilerin analizi olarak kurgulanan araştırmada veriler SPSS İstatistik programı vasıtasıyla incelenmiştir. Yapılan analizde yayınlanan şarkılar içinde ilk kırk şarkının içerik temasına, yorumcuların cinsiyetine, solist veya grup olmasına yönelik kırılımlar incelenmiş ve radyolarda yayınlanan şarkılar özelliklerine göre sayısal olarak gruplandırılmıştır. Radyolarda yayınlanan eserlerin büyük bir bölümünün çok yüksek tekrarlarla dinleyiciye sunulduğu ve bunun da popüler müzik endüstrisinde müzik dinleme alışkanlıklarını şekillendirdiği görülmüştür. Elde edilen bulgular sonucunda radyoların medyanın diğer mecralarında daha fazla görünen yorumcuların eserlerine daha fazla yayın vererek popülist bir müzik yayın stratejisi benimsediği görülmüştür. Radyo kanalları popüler yorumcuların eserlerine daha kolay adapte olmakta ve bu şarkıların yayınlarına daha fazla yer vermektedir. Radyo kanalları video klipi olan eserleri yayınlamayı tercih ederken, video klipi olmayan ya da müzik piyasasına yeni giriş yapan solist ve grupların şarkılarını daha az yayınlamaktadır. Çalışma sonunda, radyo mecrasının müzik yayıncılığında popülist bir bakış açısıyla eser ve solist seçiminde bulunduğunun altı çizilmiştir. Belirli bir popülaritesi olan veya klipi çekilmiş bir şarkının radyo kanallarında yayınlanması diğerlerine göre daha hızlı gerçekleşmektedir. Bu durum radyo kanallarında eserleri yayınlanması istenen yorumcular için bir sermaye gerekliliğini öne çıkartmaktadır. Popüler kültür içinde olmak, şarkıya klip çekmek ve şarkı veya albüm ile solistin diğer mecralarda daha fazla görünür olması bir başka deyişle bir popüler ikon olması o eser ve sahibinin radyoda yer alması (yayınlanması) için bir avantaj olmaktadır. Bu durum radyo mecrasının özgünlüğünü ve özgürlüğünü yok etmiştir. Mecra popüler kültürün bir esiri gibi davranan, popüler müziğin şekillenmesi için popüler kültürün emirlerine uyan bir mecraya dönüşmüştür.