Yazar "Alkan, Ali Haydar" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İnşaî hak ve inşaî dava kavramlarına eleştirel bir bakış(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Alkan, Ali Haydar; Budak, Ali CemAlman Medenî Kanunu’nun yürürlüğe girdiği dönemde medenî hukukun genel teorisinin soyut kavramlardan oluşan düşünme şekli menfaat içtihadı görüşünce kavram içtihadı olarak isimlendirilerek eleştirilmiştir. Taraf menfaatlerini dikkate almaksızın tümdengelim aracılığıyla soyut hukuk kurallarını somut olaya uygulamakla yetinen kavram içtihadının 19. yüzyılın ikinci yarısında oluşturduğu kavramlardan biri de inşaî hak ve bunun uzantısı olan inşaî davadır. İnşaî hak bir kavram olarak medenî hukuka Romanist Seckel’in 1903 yılında verdiği bir konferans ve yazdığı bir yazıyla girecektir. Seckel’in çalışmasıyla inşaî hak adını alacak olan tek taraflı irade beyanıyla hukuk yaratma hakkı, yakın zamanda Christian Hattenhauer tarafından eleştirel bir bakış açısıyla incelenmiştir. Bu bakış açısına göre bütün inşaî haklara ortak bazı özellikler atfedilmesi uygulamada taraf menfaatlerini zedeleyen bir etki yaratmaktadır. Amaç: Bu çalışmanın amacı, inşaî hak ve inşaî dava kavramlarının taraf menfaatlerinin değerlendirilmesi ve dengelenmesi konularında ortaya çıkardığı güçlükleri belirterek soyut hukuk kavramlarının uygulama ile olan ilişkisini göstermektir. Yöntem: Menfaat İçtihadı görüşü ve Christian Hattenhauer’in “Tek Taraflı İrade Beyanıyla Özel Hukuka Ait Hakların İnşası” isimli eseri dikkate alınarak inşaî hak ve inşaî dava kavramlarına ilişkin değerlendirme ve önerilerde bulunulmuştur. Bulgular: Somut uyuşmazlık hâlinde hâkimin vereceği kararın mantıkî çıkarımla ilgisi işin ancak bir yönünü ilgilendirdiğinden, kavram içtihadınca oluşturulan inşaî hak ve inşaî dava kavramlarının uygulama alanının öğreti, yargı kararları ve mevzuat eliyle genişletilmesi uygulamada güçlüklere yol açmaktadır. Özgünlük: Bu çalışmada inşaî hak ile inşaî dava kavramları, menfaat içtihadı dikkate alınarak değerlendirilmekle anılan kavramların uygulamayla ilişkisi ortaya konulmuştur.Öğe Yenilik doğuran hakların dava yoluyla kullanılması(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024) Alkan, Ali Haydar; Budak, Ali CemYenilik doğuran haklar kural olarak hak sahibinin şekle tâbi olmayan tek taraflı irade beyanı ile kullanılır. Bu hakların kullanılması sonucunda muhatabın hukukî durumunda yenilik doğuran bir etki meydana gelir. Öte yandan kanun koyucu, kamu güvenliği, kamu menfaati, ailenin ve çocuğun korunması gibi sebeplerle bazı yenilik doğuran hakların kullanılması için dava açılmasını zorunlu kılmıştır. Kanun koyucu, benzer düşüncelerle, yenilik doğuran bir hakka dayanmayan ama hükmünde yenilik doğuran etkiler bulunan bazı davaların cumhuriyet savcısı veya ilgililer tarafından da açılabileceğini öngörmüştür. Bu sebeplerle, yenilik doğuran davaların, hükümlerinde "aslî nitelikte yenilik doğuran etkiler" bulunan davalar olduğu söylenebilir. Ne var ki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun m. 108/ f. 2 hükmüne göre yenilik doğuran davalar mutlaka yenilik doğuran bir hakka dayanmalıdır. Bu bağlamda, medenî hukuk ve cebrî icra hukuku alanlarındaki yenilik doğuran davalar incelenmiştir. Bu meyanda, dava bir yenilik doğuran hakka dayanmıyor ise yenilik doğuran dava niteliğinin, hükümde bulunan yenilik doğuran etkiden kaynaklandığı örneklerle açıklanmıştır. Çalışmanın son kısmında ise, takas hakkının davada ileri sürülmesi örneğinden yola çıkılarak yenilik doğuran hakların davada ileri sürülmesinin usûl hukukundaki sonuçları ele alınmıştır.