İstanbul Ticaret Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi

DSpace@Ticaret, İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Öğe
Pierre Bourdieu: Bilimsel alan ve düşünümsel yöntem
(İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler dergisi, 2024) Akarca, Alparslan
Bilimsel alan özerk olmalıdır. Çünkü tahakküm altındaki bilim, tahakkümü yeniden üreten bir bilimdir. Bilimsel tutum bilime katkı ile topluma katkı arasındaki olası farkı belirleyecektir. Düşünümsel metodoloji ise bilim insanlarına bilimin bilimini yapma fırsatını verecek olan bir yöntemdir. Bourdieu’nün yöntemi, nesnellik ilkesinden fazlasıdır. Bu, nesnelliğin nesneleştirilmesidir. Öyle görünüyor ki, Bourdieu, bilimi bilim insanlarına karşı korumaya çalışmaktadır. Ancak diğer yandan bu, öylesine paradoksal bir durumdur ki, bilim insanları bu paradoksu aşmak için bilime başvurmak zorundadır. Amaç: Bu makalenin amacı Bourdieu’nün bilim dünyası üzerine çalışmalarını incelemektir. Makalede kullanılan metodoloji bir kavram analizi yöntemidir. Temel amacımız iktidar karşısında (iktidarın içsel ya da dışsal olması farketmez) bilimsel özerklik, sosyal süreçler karşısında bilimsel tutum ve düşünümsel metodoloji konusunu tartışmaktır. Yöntem/Tasarım / Metodoloji / Yaklaşım: Bu çalışmada kavramsal içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: Bourdieu bilim alanındaki temel problemlerin çözümünde yeni bir yöntem, yani düşünümsel metodolojiyi ileri sürmektedir. Bu nedenle böylece Bourdieu, bilim dünyasını mercek altına alıyor. Özetle, düşünümsel yöntemi bilim dünyasıyla tanıştıran Bourdieu’nün hem bilime hem de bilim felsefesine önemli katkı sağladığı söylenebilir. Özgünlük: Bourdieu’nün bilimsel alan ve akademi üzerine çözümlemeleri, esas olarak alan teorisine dayanmaktadır. Dolayısıyla, çalışmamızda alan, habitus, sermaye, tahakküm ilişkileri kavramları ve bir alternatif yöntem olarak düşünümsel metodoloji kavramına odaklanılmıştır.
Öğe
Döngüsel ekonomi: Avrupa Birliği çalışmaları
(İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler dergisi, 2024) Aysan Özdemir, Zeynep Hazal; Gür, Betül
Amaç: Bu makale, sürdürülebilir ve rejeneratif uygulamalara yönelik stratejik geçişi vurgulayarak, döngüsel ekonomi ilkelerinin Avrupa Birliği (AB)'nin düzenleyici ve ekonomik çerçevesine entegrasyonunu incelemektedir. Odak noktası, AB'nin başta plastikler olmak üzere endüstriyel atıkların yarattığı kapsamlı çevresel zorlukları nasıl ele aldığı ve kaynak verimliliği ile sürdürülebilirliği teşvik etmek için döngüsel ekonomi modellerinden nasıl yararlandığını anlamaktır. Yöntem/Tasarım/Yaklaşım: Bu çalışma, AB'nin döngüsel ekonomi politikalarını ve uygulamalarını mevcut literatür ve raporlar üzerinden değerlendirmektedir. Bu değerlendirme, ilgili mevzuat ve stratejik planlarla detaylandırılmış ve bölümlerde toplanarak inceleme makalesi olarak sunulmuştur. Bulgular: AB'nin döngüsel ekonomi politikaları, başta plastik kirliliği olmak üzere atıkların çevresel etkilerinin azaltılmasına önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Geri dönüşüm teknolojisi ve ürün tasarımındaki yenilikler, kaynak verimliliğinin artırılmasında etkili olmuştur. Bulgular, AB'nin proaktif yasal ve stratejik önlemlerinin, atık üretiminde önemli azalmalar ve artan geri dönüşüm oranları ile küresel döngüsel ekonomi uygulamaları için bir ölçüt oluşturduğunu göstermektedir. Bununla birlikte makale, teknolojik sınırlamalar, ekonomik kısıtlamalar ve geri dönüşüm programlarına daha fazla tüketici katılımı ihtiyacı dahil olmak üzere tam döngüselliğe ulaşmada karşılaşılan zorlukları da tanımlamaktadır. Özgünlük: Bu çalışma, özellikle küresel çevresel sürdürülebilirlik zorlukları bağlamında, AB'nin döngüsel ekonomi ilkelerini uygulama stratejilerinin ayrıntılı bir analizini sunarak mevcut literatüre katkıda bulunmaktadır. Döngüsel ekonomi hedeflerinin ilerletilmesinde politika, teknoloji ve piyasa uygulamaları arasındaki etkileşime dair benzersiz bir bakış açısı sunmaktadır. Çalışmanın özgünlüğü, politika analizi, teknolojik inceleme ve ekonomik çıkarımları kapsayan bütüncül yaklaşımında yatmaktadır ve bu da onu sürdürülebilirlik ve kaynak yönetimi ile ilgilenen politika yapıcılar, araştırmacılar ve uygulayıcılar için değerli bir kaynak haline getirmektedir.
Öğe
Sosyal medyada anti tüketim paylaşımları: De-influencing içeriklerine yönelik bir analiz
(İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler dergisi, 2024) Geçit, Erdem; Şendoğan, Fatma; Öztürk, Nesrin
Gelişen teknolojiyle birlikte ortaya çıkan sosyal medya platformlarında popülerleşen influencer pazarlaması, işletmeler tarafından pazarlama stratejilerine entegre edilmiş durumdadır. Tüketime özendirme noktasında güçlü bir faktör olan sosyal medya platformlarında son zamanlarda ise aşırı tüketimi eleştirmek, tasarrufa yönlendirmek, influencer etkisini azaltmak adına takipçilerine ne almamaları noktasında uyarılarda bulunulan bir akım başlamıştır. De-influencing (etkisizleştirme) adı verilen bu anti tüketim akımında, içerik üreticiler tarafından sosyal medya uygulamalarında ‘De-influencing’, ‘Alınır Alınmaz’, ‘Bu Ürünleri Almayın’, ‘Paranızı Boşa Harcamamanız Gereken Ürünler’, ‘Pişman Olduğum Ürünler’ başlıklarıyla içerik üreticiler yayınlanmaktadır. Amaç: Bir akım olarak TikTok üzerinde yayılan daha sonra diğer sosyal medya platformlarında popülerleşen De-influencing akımı adı altında üretilen TikTok içeriklerinde akımın kavramsal açıdan üretilen içerikler ile uyumlu ve farklı noktaların ortaya konularak igili alana katkı sağlamak amaçlanmaktadır. Örneklem ve Yöntem: Araştırma kapsamında Tiktok üzerinden ‘‘De-influencing’’ hashtag kullanımıyla paylaşılan içerikler arasında belirli ölçütler taşıması gerekliliği sebebiyle ölçüt örnekleme yöntemi kullanılarak örneklem grubu belirlenmiştir. 3 Türkiye 3 Yurtdışı içerik üreticilerinin oluşturduğu 6 hesap sahibinin 6 aylık paylaşımları tek tek incelenmiş ve ulaşılan 53 De-influencing paylaşımı nitel içerik analiz yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Yürütülen nitel içerik analizi doğrultusunda tema, kategori ve kodlar oluşturularak Maxqda 2020 Nitel Analiz Programı üzerinden analiz edilmiştir. Bulgular: Araştırma kapsamında incelenen TikTok içeriklerinin kapsamında tüketiciyi satın almaktan caydırmak ve ürün ya da markanın olumsuz yönlerini aktarma amacı taşıyan ‘‘De-influencing’’akımının olumsuz ağızdan ağza pazarlama iletişimi faaliyetleri temelinde oluştuğunu söylemek mümkündür. Detaylı sonuçlara Bulgular ve sonuç kısmında yer verilmiştir. Özgünlük: Araştırma De-influencing kavramı üzerine şekillenmiş olup ilgili alanda kavrama yönelik herhangi bir bilimsel çalışma bulunmadığı gözlenmiştir.
Öğe
Intergroup discrimination towards migrants and refugees in labor market hiring decisions
(İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler dergisi, 2024) Nakay, Ekin; Keleş Tayşir, Nurgül
This article deals with two fundamental global issues the world has been deeply engaged in; the worldwide refugee/migration surge, and as its potential outcome, racial/ethnic discrimination across multiple contexts, such as employment, housing, education, welfare, healthcare, and civil rights. Ethnicity triggered by Similarity and Realistic Threat stimulated by conflict and competition has been used to analyze the causality with two criterion variables; Hiring Intention and subsequently Ranking. Ethnic cognition for Turks and perceived realistic threat for migrants were the determining constructs. The online self-reporting survey was conducted using Qualtrics with 232 participants (166 women, 66 men). Purpose: This study aims to understand the extent of intergroup discrimination responsible for consequences on labor market selection processes, by analyzing the hiring and selection challenges the migrants - Syrians (nearly 3,7 million, 2023) and Uzbeks (nearly 60 thousand, 2022) likely to encounter when competing with Turkish candidates. We aim to reveal the determinants of bias related to ethnic exclusionism driven by ethnic similarities and perceived threat and moderated by job status. The study also digs out the attitude of women in general, but particularly those who are stigmatized by gender will demonstrate their attitudes when applicants' ethnicities are so salient as a discriminatory stimulant. Method: The questionnaire has listed two job postings for each high and low-status job vacancy, and equally qualified CVs of Turks, Syrians, and Uzbeks relating to postings. The questionnaire has been available online in two different time frames, the first between March 12th and May 27th and the second phase between August 2nd and September 17th, 2023. These dates have coincided with a very notable part of the sociopolitical and sociopsychological period when the Syrian migrant issue was at its climax. Findings: Analysis indicated that; Ethnic Identity overall, had demonstrated a stronger predictor than Realistic Threat, especially when Turkish candidates were rated, and Realistic Threat emerged as a stronger predictor on migrant candidates' selection assessments where Ethnic Identity has also predicted to some extent; All the estimations in all cases indicating a dominant bias for Turkish candidates and discriminate against the migrants; Job status did not moderate any decision; Gender was not effective in controlling discriminations. Women who have experienced gender discrimination have scored stronger ethnic bias favoring Turks, and stronger realistic threat against minorities, designating Syrians as stigmatized outgroups; and Uzbeks face much lighter form of discrimination than Syrians, supporting the "Prejudice Distribution Account" arguments. Originality: This project is novel in that; it is the first in Turkiye, to explore the hiring considerations when migrants compete with Turkish applicants, taking into account ethnicity coupled with anxiety and conflict constructs, moderated by job status. It is original in that it compares the raters' gender differentiations in attitudes toward the assessment of candidates having ethnic diversities. It is a rare, possibly only example of exploring the attitudes of people who have experienced discrimination, particularly women who experienced gender discrimination, predicting entitative arguments to the literature, given the conceptual framework.
Öğe
Demokratik yaşam, dijital propaganda ve propaganda eğitimi
(İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler dergisi, 2024) Sezgin Büyükalaca, Ayşe Aslı; Yolcu, Tuğba
Amaç: Dijital medyanın baskın rolünün hissedildiği bir ortamda propaganda, farklı eğitim kademelerinde ve farklı disiplinler içinde eğitim sürecine dahil edilmektedir. Propagandayı şeytanileştirmek yerine propaganda eğitimi aracılığı ile demokratik sürecin bir parçası olarak bu kavramı değerlendirmek sorgulamayı, diyaloğu, eleştirel düşünebilmeyi sağlayacaktır. Çalışmanın kavramsal temelleri, İletişim Çalışmaları Profesörü Renee Hobbs’un 2021 yılında ABD Yayıncılar Derneği tarafından Sosyal Bilimler alanında mükemmellik ödülü alan Mind Over Media: Propaganda Education for a Digital Age isimli kitabında yer alan fikirleri ve özellikle beneficial propaganda (faydalı propaganda) kavramı üzerine inşa edilmiştir. Yöntem/Tasarım / Metodoloji / Yaklaşım: Çalışmada, 5 kişilik İletişim Bilimleri Bölümü öğrencileri ve 5 kişilik Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğrencilerinden oluşan iki grup ile round-robin beyin fırtınası yöntemi aracılığı ile döngüsel fikir alışverişi oturumu gerçekleştirilmiştir. Bu oturumlarda, farklı kategorilerdeki güncel dijital propaganda içerikleri katılımcılarla paylaşılmış ve soru formlarında yer alan yarı yapılandırılmış sorular aracılığı ile bu içerikleri döngüsel bir biçimde çözümlemeleri istenmiştir. Bulgular: Bulgular aracılığı ile propaganda eğitiminin, tüm bu içerik bombardımanı karşısında, eleştirel düşünme, sorgulama ve diyalog geliştirmeye yönelik katkısı vurgulanmıştır. Özgünlük: Özellikle dijitalleşmenin gündelik yaşamdaki etkisi dikkate alındığında, dijital propagandayı tanımlaması ve propaganda eğitimine yönelik bir değerlendirme yapması sebebiyle bu çalışma özgün bir değere sahiptir.