IUHİBED, Cilt 4, Sayı 7, Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • Öğe
    Yeni medyada troller ve trollük kültürü
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Yılmaz, Ayşe Büşra; Işıkdoğan, Cem
    İnsanlık tarihinin en başından beri var olan iletişim, süreç içerisinde farklı bir boyuta evrimleşmiştir. Hızla değişen ve yenilenen teknoloji, bireylerin istek, sorun ve ihtiyaçlarına yanıt verir şekilde iletişim araçlarının gelişmesine neden olmuştur. Gelişen bu iletişim araçları, internet ve sosyal medya, gün geçtikçe daha da popüler olmuş; mobil telefon kullanımının artması ile hayatımızın her alanına girmiştir. Bireyler süreç içerisinde bu iletişim araçlarını daha yoğun kullandıkça farklı olanak ve iletişim fırsatlarını keşfetmeye başlamışlardır. Geleneksel kitle iletişim araçları, gazeteler, dergiler ve televizyon, bireylere duyurulacak haberlerin, yani bilgi akışının, tek yönlü olduğu iletişim ortamlarıdır. Bireyler onlara sunulan haber, eğlence, video gibi içerikleri tüketir, etkileşim kuramaz ve kendi içeriklerini üretemezler. Üreticiler ve tüketiciler farklı bireylerdir. Yani bireysel kişiler, geleneksel kitle iletişim araçlarında yalnızca tüketiciyken gelişen teknoloji ile internet ve sosyal medyada hem tüketici hem üretici konumuna geçmişlerdir. Sosyal medyadaki üretici ve tüketici sayısı gün geçtikçe artmakta, sosyal medya kullanımının etki ettiği alan hızla genişlemekte ve bilgi alma süresi ise yeni sosyal medya araçlarıyla kısalmaktadır. Sosyal medya ilk olarak teknoloji ile ilgilenen bireyler tarafından kullanılsa da sosyal medyaya her geçen gün yeni kişiler dahil olmaktadırlar. İnternette yeni çıkan uygulamalar ve yeni sosyal medya araçları, kişiler arasında kulaktan kulağa yayılmakta ve yeni medya düzeninde yer almak isteyen kişiler tarafından kullanılmaktadırlar. Bu durum, sosyal medyanın etki ettiği alanın da hızla genişlemesini sağlamaktadır. Sosyal medyaya ilk olarak tüketici olarak katılan kişilerin bazıları, üretici konumuna geçmekte ve bu yeni katılan üreticiler de kendilerine özgün bir şekilde yeni konuları ele almaktadırlar. Yeni üreticiler yeni tüketiciler getirmekte ve bunun sonucu olarak, kişilerin sosyal medyaya katılımı giderek daha hızlı bir şekilde artmaktadır. İletişim teknolojilerinin gelişmesi, sosyal medya kullanımı ve kullanıcıların yaratıcı içerikler paylaşması doğru orantılı bir şekilde artmıştır. Türkiye’de Twitter, yaratıcı yazıların ve görsellerin birlikte paylaşıldığı en önemli mecralardan biridir. Trollük, sosyal medya mecralarında yani bilgisayar ve internet teknolojisinin kullanıldığı çevrimiçi ortamlarda gerçekleşmektedir. Trol içerikler, gelecekte olması beklenen, eskiden veya şimdi kendine gündemde yer bulan bir konu ile ilgili abartı yorumların katılması, tepki çekmek amacıyla oluşturulan mesaj içerikli paylaşımlardır. İnternet trolleri, mizahi, dikkat çekici ve alaycı bir üslup ile içerik oluşturan bireylerdir. Trollerin bu şekilde rahatça içerik üretebilmesinin en önemli nedenlerinden biri ise internet ortamının sağladığı anonim kalma ayrıcalığıdır. Yapılan bu çalışmada, trollük kültürünün incelemeleri ve izleyicilerin bu kültürü yakından takip edip, katılımın git gide çoğaldığı iddia edilmektedir. Çalışmanın içeriğinde, Twitter’da belirlenen 13 fenomen trol hesap üzerinde tematik söylem analizi uygulanmıştır. Yapılan analizde trollerin mizahlarını yaratıcı dil ile bir araya getirip ürettikleri içerikler ortaya konulmuştur. Çalışma sonucunda, Türkiye’de bulunan Twitter trollerinin kendilerine ait mizahi, yaratıcı dilini uygun buldukları olaylar ile kullanıp; dolaşıma soktukları ve izleyicilerden yoğun ilgi gördükleri saptanmıştır. Böylelikle, fenomen olan Twitter trolleri, gelişen teknoloji ile yeni medya içerisinde, trol kültürünün yayılmasına ve katılımın artmasına katkı sağlamaktadırlar.
  • Öğe
    Hz. Muhammed: Allah’ın Elçisi filminin mecidi sineması bağlamında analizi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Gökçe, Hatice
    Mecid Mecidi’nin kendine has bir sinema dili olduğu söylenebilir. Bilhassa çocuklar ve kadınlar üzerinden fıtrat temelinde kurguladığı karakterler doğunun mistik öyküleri içinden, estetik bir sanat diliyle beyaz perdede hayat bulur ve yaradılışla çelişmeyen “fıtrat sineması” olarak tanımlanır. Mecidi ve sineması bu nedenle Doğunun mümessili olarak kabul edilir. Bu çalışmada; kültürel bir çalışma alanı olarak genelde sinema, özelde İranlı yönetmen Mecid Mecidi sinemasının yeni ve özgün bir dil kurduğu önkabulüyle bir tahlil yapılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda Mecidi’nin son filmi Hz Muhammed’de özgün dilini muhafaza etmekle birlikte; batıya mesaj verme kaygısının teknik, müzik ve görsel açılardan özgünlüğünü Hollywood lehine yitirdiği gibi eleştirilere, literatür taraması ve Mecidi'nin filmleri üzerinden cevap aranacaktır. Kültür çalışmaları bağlamında sinemaya bakıldığında imgesel ve belgesel sinemanın dönüşerek mevcut teknolojiyi kullanmasının, Üçüncü Sinemaya olan etkileri; yeni tanımlar ve kavramların içinde Mecidi Sinemasının da bu dönüşümden ne ölçüde etkilendiği; teknoloji ile birlikte Mecidi’nin “fıtratın dili” ile sinema yaptığı iddiasının kısmen film endüstrisi ve bu endüstrinin baş temsilcisi Hollywood lehine zayıfladığı eleştirileri; Mecidi ve Üçüncü Sinema’nın kavramsal benzerlik ve ayrışımları; Hz. Muhammed: Allah’ın Elçisi filminin Mecidi Sinemasındaki yeri gibi temel soru ve sorunlar çalışmanın zeminini oluşturacaktır.
  • Öğe
    Medikal/estetik televizyon programlarının muhafazakâr kadın izleyici alımlamasına yönelik bir etnografik çalışma
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Gündoğdu, Gülhan
    Bu çalışma, muhafazakâr kimlik bağlamında kendini konumlandıran kadın izler kitlenin, medikal/sağlık programlarının alımlamasına yönelik bir etnografik çalışmadır. Kendini muhafazakâr kimlikle konumlandıran 7 kadın izleyici ile gerçekleştirilen fokus grup çalışmasında, sağlık programlarına yönelik kadın izleyici yaklaşımları gözlemlenmiştir. Çalışma, televizyon kanallarında yayınlanan medikal/estetik konulu sağlık program içeriklerinin, kendini muhafazakâr kimlik altında konumlandıran kadın izleyiciler tarafından nasıl alımlandığı ve bu yöndeki tüketim davranışlarının nasıl değiştiğini, anlamak amacıyla yapılmıştır. Çalışmada; katılımcılar her ne kadar eğitimli ve medyanın bu alandaki etkisinin farkında olan, yüksek bilince sahip bir grup olsa da sağlık söz konusu olduğunda, estetik operasyonun tercihi, muhafazakâr kimliğin veya dini referansların önüne geçtiği gözlemlenmiştir. Çalışma grubu, sağlık gibi gerekçelerle tüketim toplumuyla, daha çok bir meta dönüşen sağlığın bu tarafını rasyonelleştirmiştir. Kamusal alanda kimliğiyle var olma mücadelesi veren muhafazakâr kadın, medya aracılığıyla, yoğun bir şekilde sunulan medikal/estetik sağlık programlarının tüketimi karşısında, her ne kadar etkin olarak kendini görse de kaçınılmaz bir şekilde edilgen bir özne olarak konumlanabileceği bulguları tespit edilmiştir.
  • Öğe
    No time for reading, addicted to scrolling: the relationship between smartphone addiction and reading attitudes of Turkish youth
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Çizmeci, Esra
    The concept of “leisure time” originally refers to times that one does not work, but mentally improves themselves. Reading, is the primary activity that helps people to improve themselves in this way. However, today, most of the youth see reading books as a tiring activity to do, and it is an undeniable fact that, especially young peoples’ leisure times are occupied by smartphone technology which provides them many facilities of entertainment. Accordingly, this study aims to search if there is a relationship between addictive smartphone usage and book reading attitudes of Turkish youth. Through implementing the survey method on 344 young participants, this study found that although females seem to have more positive attitudes towards book reading, smartphone addiction of youth does not reveal a difference in terms of gender or education level. More importantly, it is found in this study that addictive smartphone use has a negative impact on book reading attitudes of Turkish youth in general. This finding is significant considering the essentiality of reading books for youth, and decreasing rates of extra-curricular or off work book reading around the world.
  • Öğe
    Dijital aktivizm platformu change.org’da başarıya ulaşmış kampanyalara yönelik bir çalışma
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Karadoğan Doruk, Ece; Akbıçak, Ayda
    Dijital teknolojilerin küresel anlamda yaşamlarımıza egemen olması, tutum ve davranışlarımızı, iletişim biçimlerimizi, sosyal yaşantılarımızı derinden etkilemiş ve değiştirmiştir. Yaşamın içinde yer alan pek çok uygulama dijital ortamlarda yer alan sosyal platformlara taşınmıştır. Toplumu yönetenlerin bazı karar ve uygulamalarından hoşnut olmayan bireylerin, baskı gruplarının, lobilerin de yeni buluşma noktalarından biri artık dijital aktivist platformlardır. Bu çalışmada, en çok tercih edilen dijital aktivist platformlardan biri olan Change.org incelenmiş, sitede ilan edilen başarıya ulaşmış projelerin ilk 30 adedi çeşitli başlıklar altında değerlendirilmiştir. Değerlendirmede başlıklar arasında korelasyon aranmış, projeler arasındaki ilişkisellikler sorgulanmıştır. Araştırma sonuçlarını anlamlandıma sürecinde, sağlık ve çevre konulu kampanyaların başarıya ulaşma olasılığının diğerlerine göre daha yüksek olduğu, sağlık konulu projelerin daha çok imza topladığı, başarıya ulaşmış projelerin tamamının sosyal medyada yer alırken 18’inin geleneksel medyada da yer alması nedeniyle geleneksel ve sosyal medyaların birbirini desteklediği, sosyal medyadaki sayısal çoğunluğun geleneksel medya üzerinde baskı yaratabildiği sonuçlarına varılmıştır.
  • Öğe
    Kimlik ve bellek ekseninde sosyal medya anlatıları
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Tokgöz, Cemile
    Anlatı aktarıldığı medyanın özelliklerine göre biçimlenmekte ve insanların dünyayı görme biçimlerini etkilemektedir. Sosyal medya yeni bir anlatı kültürü doğurmuştur. Sosyal medya profilleri kullanıcının yaşam hikâyesini yansıtırken, hikâye özelliğiyle kullanıcılar gündelik hayatlarından kesitleri fotoğraf, video, konum verisi, emojiler, metin gibi unsurları kullanarak paylaşmaktadır. Herkesin kendi hikâyesini anlatma ve beğenilme arzusunu serbest bıraktığı bu çağda, sosyal medya anlatıları idealize edilen ve kolektif imgelemin ürünü olan kimlikler sunmaktadır. Sosyal medya hikâyelerinin 24 saat sonunda uçucu olma özelliği, hızlı içerik üretim, paylaşım ve tüketimini körüklemektedir. Hız hikâyeyi deneyimden, auradan ve derin bir anlatı dilinden uzakta tutmakta, yerine ‘an’ı yaşarken aktarmanın cazibesini koymaktadır. Anı kaydetme ve yaşarken paylaşma alışkanlığı, kişisel tarih, hatıralar ve belleği etkilemektedir. Bu çalışma, sosyal medyanın anlatıda dönüştürdüğü yönleri, kimlik ve bellek ekseninde eleştirel bir bakış açısıyla ortaya koymayı konu edinmiştir. Öncelikle hikâye anlatıcılığı çerçevesinde sosyal medya anlatıları değerlendirilmekte, sonrasında sıradan hayatların hikâyeleşme serüveni kimlik sunumu, beğenilme arzusu, mahremiyet sorunsalı, estetik, dil, deneyim ve dijital bellek unsurları üzerinden tartışılmaktadır.
  • Öğe
    Online labour activism in Turkey: an analysis of the web-based activism capacities of the alternative media and the labour unions
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Şen, Ayşe Fulya
    The Internet and its activism power have been discussed in recent years. This study deals with the roles of class-based alternative media and the websites of two labour unions in providing a democratic platform and their potential for strengthening of the labour union movements and examines “Sendika.Org” as the voice of labour movement and the websites of two important labour unions, Confederation of Public Workers' Unions (KESK) and Confederation of Revolutionary Workers' Unions (DİSK), to reveal their potentials in triggering the labour movement and class-based discussions in society. In this context, this study focuses on the nature of social networking activism and the potential of the alternative media in the context of theoretical framework of the public sphere and online activism and it discusses the creative potential of the Internet as a public sphere. It also attempts to explain how these websites present themselves to the public and mobilise citizens and activists. Also, it analyses the websites' potential of political resistance towards the social inequalities and the class-based issues by using the content analysis method constituted by certain categories such as information provision, networking, participation, campaigning, and delivery. The aim of this study is to reveal to what extent the activists use these websites as means for mobilisation and how alternative media and the websites of the labour unions create an alternative public sphere among the online audience and how they encourage the activists to participate in the online and offline actions.
  • Öğe
    Türkiye’deki dergilerde QR kod kullanım pratiklerini belirlemeye yönelik bir alan araştırması
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2017) Aktaş, Celalettin; Çaycı, Berk; Çaycı, Ayşegül Elif
    XXI. yüzyılın ilk çeyreğinde medya tüketim eğilimleri, mobil iletişim araçlarının toplumsallaşması ile geleneksel medyadan dijital medyaya doğru gözle görülür bir değişim göstermektedir. Bu dönüşümün bir sonucu olarak içerik üreticileri, gelirlerini korumak ve müşteri kayıplarını en düşük seviyelere çekebilmek için yenilikçi iletişim stratejileri geliştirmektedir. Bu yeni iletişim stratejilerinden bir tanesi, QR kodların basılı medyada kullanılmasıdır. QR kodlar, Türkiye’de gazeteler ve dergilerde son yıllarda kullanılmaya başlamıştır ve toplum içerisindeki bilinirliği de her geçen gün artmaktadır. Bu bağlamda gazete ve dergilerde QR kod kullanım oranının her geçen gün artması, Türkiye ölçeğinde QR kod kullanım pratiklerinin belirlenmesini bir gereklilik haline getirmektedir. Hali hazırda bu amaca yönelik çalışmaların yetersizliği, araştırmanın önemini ortaya koymaktadır. Bu alan araştırması ile QR kod teknolojisinin, Türkiye’deki basılı dergilerde kullanım pratiklerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Nicel içerik analizi yöntemi kullanılarak gerçekleştirilen araştırma kapsamında, dergiler öncelikle içeriklerine göre kategorize edilmiştir. Sonrasında satış rakamları temel alınarak her kategoriden en yüksek satış rakamına sahip dergi araştırma örneklemine dâhil edilmiştir.