İletişim Fakültesi, Medya ve İletişim Bölümü Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Türk dünyası öğrencilerinin etkileşimi ve kaynaşması: “Avrasya’da Kültür ve Siyaset” adlı “Ortak Sınıf” projesi(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2025) Kuralay, İsrafil; Kamalova, ZebinisoYeni iletişim teknolojileri ve internet yakın zamana kadar eğitimde hayal edilemeyen ve imkânsız olan uygulamaları mümkün kılmaktadır. Bu çalışmada internet ve yeni iletişim teknolojileri alanında elde edilen teknolojik gelişmelerin eğitime, benzer ve ortak kültürlerin kaynaşmasına olan etkisi ele alınmıştır. Bu bağlamda yapılan araştırmada İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Buhara Devlet Üniversitesi ile yürüttüğü gerçek zamanlı, etkileşimli ve video konferans sistemine dayanan “Avrasya’da Kültür ve Siyaset” adlı “Ortak Sınıf” proje dersi esas alınmıştır. Çalışma kapsamında dersi alan öğrencilerin paylaştıkları izlenimler ve yorumlar değerlendirilerek söz konusu projenin etkisi araştırılmıştır. Yapılan uygulamanın Türkiye’den ve Özbekistan’dan derse katılan öğrenciler arasında nasıl bir öğrenmeye, etkileşime ve kaynaşmaya yol açtığı incelenmiştir. Çalışmada,14 hafta devam eden derslerde öğrencilerin karşılıklı iletişim kurmaları, ortak konular üzerinden bölge hakkında bilgi ve birikim kazanımları, birbirleriyle fikir alışverişi yapmaları, kültürel paylaşım imkânını elde etmeleri süreci ve sonuçları ele alınmıştır. Ayrıca proje dersinin ortak kültür ve medeniyete sahip iki ülkenin öğrencilerinin kaynaşmasına nasıl tesir ettiği üzerinde değerlendirilmeler yapılmıştır. Projenin temel beklentileri arasında yer alan dil engelinin ortadan kaldırılarak öğrencilerin birbirlerine karşı ön yargılarının ve belirsizliklerin giderilmesi sonucuna dikkat çekilmiştir. Bu çalışmanın bundan böyle eğitim modelleri konusunda yapılacak çalışmalara ışık tutabileceği umulmaktadır.Öğe Çevre ve ekoloji örgütlerinin iletişim perspektiflerine sosyal medya aracılığıyla bakmak: Kuzey Ormanları Savunması ve Greenpeace International örneği(İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2024) Onur, Gizem; Kocabay Şener, NihalÇevre bilinci ve doğal kaynakların korunması, günümüzde modern toplumların önceliklerinden biri haline gelmiştir. Çevre ve ekoloji odaklı oluşumların iletişim stratejileri de sosyal medya platformlarının yükselişiyle birlikte kritik bir rol oynamaktadır. Bu araştırma, küresel çapta etkinlik sürdüren Greenpeace International ile yerel düzeyde faaliyet gösteren Kuzey Ormanları Savunması örgütlerinin sosyal medya hesaplarını analiz ederek sosyal medya kullanımlarını karşılaştırmayı hedeflemektedir. Çalışmada, içerik analizi yöntemiyle her iki örgütün Mayıs-Kasım 2023 tarihleri arasındaki X hesaplarındaki paylaşımları beğeni, tekrar paylaşım ve yorum sayılarına dayanarak etkileşim düzeyleri arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. Ayrıca yapılan paylaşımlarda hangi içeriklere odaklanıldığı ve hangi konuların ön plana çıkarıldığı analiz edilmiştir. İnceleme sonucunda, Kuzey Ormanları Savunması ve Greenpeace International’ın X’te yayınladıkları gönderilerde bazı benzerlikler ve farklılıklar tespit edilmiştir. Aylık gönderilere bakıldığında her iki örgütün de düzenli paylaşım yaptığı görülmektedir. Ayrıca gönderi içerikleri karşılaştırıldığında protesto gösterilerine çağrı, çevreye zarar veren uygulamalar hakkında bilgilendirme ve gönüllülük çağrısının her iki örgütün de en fazla kullandıkları içerikler olduğu tespit edilmiştir. Gönderilerde ele alınan olaylar ise birbirinden farklılık göstermektedir. Kuzey Ormanları Savunması yerel olaylara odaklanırken Greenpeace International ise uluslararası çevre sorunlarını gündeme taşımaktadır.Öğe Afrika'da sinema serüveni ve Cinéma Beur akımı(2005) Şakı Aydın, OyaBugün Afrika sineması denildiğinde daha çok Sahra-Altı, Fransızca konuşulan ülkeler akla gelmektedir. Aslında, Afrika sineması, tüm Afrika kıtasında, farklı diller konuşulan ülkelerin hepsini ve hatta diasporayı da içermektedir. Ancak geçmiş sömürge kültürü sebebiyle buna bağlı sınıflandırmalar ve algılamalar çok yaygındır. Mısır sineması, Cezayir ya da Tunus sinemasına Arap sineması denmesi de oldukça yaygındır. Kıtanın dışında, Fransa’da yaşayan Kuzey Afrika kökenli Arap sinemacıların, Fransız toplumuna uyum süreçlerini anlattıkları Cinéma Beur (Arap Sineması) akımı da diasporadaki Afrikalıların yarattıkları bir sinema akımıdır. Bu çalışmanın amacı da, Afrika’nın içerisinde yer alan, Britanya ya da Fransa gibi sömürgeci ülkelerin büyük ölçüde yönlendirdiği, farklı sinema serüvenlerini ve bunlarla bağlantılı olarak Cinéma Beur akımını incelemektir.Öğe Türk sinemasının görünmeyen öznesi: İşçiler(2010) Hepkon, Zeliha; Şakı Aydın, OyaTürk sinemasında 1950'lerle başlayan ticarileşme süreci bir sinema dili yaratma çabasına da tanıklık eder. 1970'ii yıllarda etkinliğini kaybeden Yeşiiçam dönemi gerçekçi bir anlayışı da ortaya çıkarır. Bu süreçte üretilen filmler sanayileşme ile birlikte şehirlerde önemli bir toplumsal kesim olarak ortaya çıkmaya başlayan \"işçi\" kahramanı da sinemaya taşır. 1980'lerden günümüze ise neoliberal ekonomik politikaların sonuçlarının damgasını vurduğu bir dönem olur. Peki bu işçi-kahramanlar nasıl temsil olunmaktadır? Günlük yaşamları, ekonomik-sendikal-siyasal sorunları bağlamında mı yoksa yalnızca fonun bir parçası olarak mı ele alınmaktadırlar? Bir-iki ayrıksı örnek dışında işçilerin gündelik yaşamlarının ve sorunlarının sinemamızda kendisine yer bulamamasının nedenleri nelerdir? 1980'lerle beraber işçi sınıfının daraldığını, parçalandığını savunan \"orta sınıflaşma\" yaklaşımlarının yarattığı kültürel ortamın bu sürece etkisi var mıdır? Tüm bu sorulara yanıt aramaya çalışan bu çalışmada film örnekleri üzerinden gidilerek bu tartışmaya katkıda bulunulmaya çalışılacaktır.Öğe Medya yakınsaması: Hızlı yanıt veren kod aracılığıyla geleneksel gazetenin, çevrimiçi gazete ile artan rekabet potansiyeli üzerine bir tartışma(2013) Aktaş, CelalettinEnformasyon ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sosyal hayatı derinden etkilediği gibi geleneksel medyanın da bir dönüşüm sürecine girmesine neden olmuştur. Özellikle geleneksel medyanın en önemli parçalarından biri olan gazete, bu dönüşümden en çok etkilenen bir mecra olarak en ön sıralarda yer almaktadır. Geleneksel gazetenin hem üretim süreçleri hem de okurlarının medya tüketim eğilimleri bu dönüşümün etkisi altında kalmıştır. Geleneksel gazetelerin, yeni enformasyon ve iletişim araçları ile rekabet edememesi neticesinde gazetelerin tirajlarında belirgin düşüşler yaşanmıştır. Hatta kuruluşu çok eski yıllara dayanan çok sayıda gazete yayım hayatından çekilmek zorunda kalmıştır. Geleneksel gazeteler toplumsal yaşam içerisinde sahip oldukları saygın konumlarını koruyabilmek ve yeni enformasyon ve iletişim araçları karşısında varlıklarını sürdürebilmek için 'Hızlı Yanıt Veren Kodu (QR Code)' gazete sayfalarında kullanarak okurlarına yepyeni bir gazete deneyimi, etkileşimli bir gazete sunabilir. Bu çalışmanın amacı, hızlı yanıt veren kod aracılığı ile geleneksel gazetenin, çevrimiçi ortamda yayımlanan gazetelere karşı bir rekabet gücü sağlayıp sağlayamayacağı sorularının cevaplarını aramak olacaktır.Öğe Merkez çevre ilişkileri bağlamında basın meslek örgütleri(2014) Özkır, YusufBu makale Türkiye’deki Basın Meslek Örgütlerini, Medya Derneği’nin kurulmasında belirleyici olan tutumlarından hareket ederek irdelemektedir. Çıkış noktasını, meslek örgütleri arasında cereyan eden politik ayrışmanın nedenlerini anlamak oluşturmaktadır. Şerif Mardin’in merkez-çevre teorisinin çözümleyici anahtar olarak kullanıldığı çalışmada, kavramsal ve tarihsel analiz yapılmakta, meslek örgütleri tarihsel seyri içinde aktarılmaktadır. Merkez-çevre teorisinin sunduğu imkânlardan hareket edilerek basın meslek örgütleri ve bu çerçevede Medya Derneği için konumlandırma yapılmaktadır. Bu çalışmanın sonucuna göreyse Türkiye’de iktidar mücadelesinin yaşandığı alanlardan birisi de basın meslek örgütleridir ve bu mücadele merkezçevre teorisindeki ayrışma noktalarına uygun şekilde gerçekleşmektedir.Öğe Yeni dijital çağda toplumsal hareketlerde meydana gelen dönüşüm(2015) Çaycı, BerkTarihsel süreç içerisinde teknolojik, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda yaşanan dönüşümler, toplumların tüm kurumlarını etkilemektedir. Böylelikle tüm bir beşeri faaliyet alanında meydana gelen dönüşüm, toplumların dünyayı algılama ve yorumlama biçimleri üzerinde köklü değişimler meydana getirmektedir. Bu değişimin merkezinde; ekonomik, politik, sosyal, ideolojik ve kültürel etkenler kadar, mobil iletişimle bireyin artan hareketliliği ve sosyal paylaşım ağları gibi yeni dijital iletişim ortamlarını genelleyici bir tanımla kapsamı içine alan yeni medya etkili bir mecra olarak yer almaktadır. Bunların bir sonucu olarak da; eski sınıf temelli hareketlerin yerini küreselleşme ve post-endüstriyel döneme geçiş süreciyle birlikte evrensel değerlerin savunulduğu, merkezi olmayan, esnek küresel hareketlere bırakmaktadır. Yeni dönem içerisinde, internetin mobil iletişim teknolojileriyle yakınsaması sayesinde ağlar aracılığıyla örgütlenen bireyler: başta yaşam kalitesi, insan hakları ve terör tehdidi olmak üzere, çevre hareketleri, internet özgürlüğü, kadına şiddet, demokratik katılım ve özgürlük gibi evrensel konular çerçevesinde bir araya gelmektedir. Bu çalışmayla, tarihsel süreç içerisinde toplumsal hareketlerde meydana gelen dönüşüm, kronolojik bir düzen içerisinde başta küreselleşme olmak üzere ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik boyutlarıyla argümantatif bir çalışma çerçevesinde incelenmesi amaçlamaktadır.Öğe Medyada gerçekliğin inşası ve toplumsal denetim(2016) Çaycı, BerkÇalışmanın amacı: tüm dünyada gücü elinde bulunduran egemenlerin, ideolojilerini sağlamlaştırmak için medyayı kullanarak; egemen ideolojiyi nasıl yeniden ürettiğini ortaya koymaktır. Bu çerçevede, çalışmanın içeriği; medyada gerçeklik, toplumsal denetim ve gözetim sorunsalı bağlamında yapılandırılmıştır. Çalışmada öncelikli olarak medyanın manipülasyon sanatında uzmanlaşmasıyla birlikte; ayrıcalıklı azınlığı, gerçeklerin ortaya çıkması tehdidinden koruyan bir bekçi konumuna yükseltildiği üzerinde durulmaktadır. Çalışmanın sonraki bölümlerinde, medyanın demokratik toplumlardaki dördüncü kuvvet olma özelliğinin siyasi ve ticari ilişkiler bağlamında yapı bozumuna uğratılarak; paradoksal bir şekilde toplum üzerindeki denetim ve gözetim gücü, eleştirel kuram bağlamında, literatür taraması yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Kuramsal tartışmalar ve çalışmanın amacı doğrultusunda; medya, zihinlerin inşasının kaynağı konumundadır. Düzenleyici gücü yüksek olan medya, dijital iletişim çağında zihinlerin yeniden düzenlenmesi kadar muhaliflerin fikir, söylem ve her türlü eylemlerinin gözetim yoluyla denetlenmesinde ve kontrol altına alınmasında, disipliner iktidar mekanizmalarının bir uzantısı konumundadır.Öğe Kadın cinayetleri ve medya: Emani el Rahmun cinayeti analizi(2017) Hepkon, ZelihaBu çalışmanın amacı, Türkiye'de yaşanan kadın cinayetlerine dair haberlerin medyada nasıl temsil edildiğini analiz etmek, bu temsil biçimlerinin cinsiyetçi dili pekiştiren ve kadın cinayetlerini bireyselleştirip-sıradanlaştıran dilini eleştirel bir yaklaşımla ortaya kæoymaktır. Suriye'deki iç savaştan kaçarak Sakarya'nın Kaynarca ilçesine yerleşen Suriyeli kadın sığınmacı Emani el Rahmun cinayetinin Sakarya yerel gazetelerinde sunum biçimi eleştirel söylem analizi yöntemiyle ele alınacaktır. Barış zamanı olduğu gibi savaşta da yoksul kadınlar iki kat ezilmekte, sığınmacı kadınlar ise çok yoğun bir biçimde fiziksel, duygusal, psikolojik, sosyal, ekonomik ve cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Bu amaçla Adapazarı Akşam Haberleri, Adapostası,Bizim Sakarya, Sakarya Yenigün, Sakarya Yenihaber, Sakarya Halk, Yeni Sakarya gazetelerinin 1 Temmuz-31 Temmuz 2017 arasında yayınlanan sayıları incelenmiştir. Emani el Rahmun cinayeti hem kadın cinayetlerinin medyadaki temsil biçimlerinin hem de zorunlu göçle Türkiye'ye sığınan Suriyeli kadınların evlerinde bile güvende olmadıklarını; yaşadıkları şiddetin boyutunu ortaya koyması açısından önem taşımaktadır.Öğe Medya çağında Weberyen karizma ve şöhretin analojisi(2018) Çaycı, Berk; Aktaş, CelalettinXX. yüzyılın ikinci yarısı itibarıyla karizma sözcüğü medyada yaygın bir şekilde şöhretler için kullanılmaya başlamıştır. Bu durumun ortaya çıkmasında gelişen eğlence endüstrisinin ve kitle iletişim araçlarının büyük rolü bulunmaktadır. Şöhret endüstrisinin gelişmesiyle ünlü aktörler, sunucular, sporcular ve müzisyenler gibi ekranların medyatik şöhret figürleri, karizmatik olarak tanımlanmaya başlanmıştır. Bu durum karizma ve şöhret arasındaki kavramsal uyuşmazlıkların göz ardı edilmesine ve modern şöhret çalışmalarında neyin yeni ve benzersiz olduğunun belirlenmesinin önüne geçmektedir. Bu çalışma, Weberyen karizmatik liderlikle şöhret kavramlarının kuramsal düzeyde birbirinden farklı yaklaşımlar olmasına rağmen, iki kavramın medyanın gelişmesiyle birlikte iç içe geçtiğini argümantatif bir çalışma çerçevesinde incelemeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda öncelikle çalışmanın merkezinde yer alan şöhret kültürü ve Weber’in karizmatik liderlik kavramına yönelik kuramsal yaklaşımlar incelenmiştir. Kuramsal perspektiflerden yola çıkarak karizmayla şöhretin modern dönemdeki görünümü ve pratikteki benzeşmesi açıklanmıştır. Çalışmayla, şöhret ve karizma kavramlarının teorik düzeyde birbirinden ayrı ve kısmen çelişkili durumları temsil etmesine rağmen, medya ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle iki kavramın toplumda büyük ölçüde iç içe geçtiği ve yeni bir toplumsal ontolojik kavramsallaşmaya gidildiği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Kitap İncelemesi: Matematiksel imha silahları: Büyük veri eşitsizliği nasıl artırıp demokrasiyi tehdit ediyor?(2024) Kocabay Şener, NihalMatematiksel İmha Silahları: Büyük veri eşitsizliği nasıl artırıp demokrasiyi tehdit ediyor? (Weapons of Math Destruction) kitabının orijinali 2016 yılında yayınlanmış ve 2020 yılında Akın Emre Pilgir’in çevirisi ile Tellekt’ten yayınlanmıştır. Kitaba ilişkin değerlendirmeye geçmeden önce yazar Cathy O’Neil ile tanışalım. Cathy O’Neil bir veri bilimci. Harvard Üniversitesi’nde matematik doktorası yapan O’Neil, daha sonra özel sektörde veri bilimci olarak çalıştı. O’Neil için matematik bir tutku ve “gerçek dünyanın düzensizliğine karşı tertipli bir sığınak” (O’Neil, 2023: 13). Akademik hayattan finansal analist olarak sektöre geçen O’Neil, bu değişiklik için “matematiği soyut teorilerden pratiğe taşımıştım” olarak ifade ediyor. O’Neil’i bu kitabı yazmaya iten de veri ekonomisi ve matematiğin birlikteliği. Ama daha önemlisi buradaki sorunları fark etmesi. O’Neil, veri ekonomisine güç veren matematik tabanlı uygulamaların, yanılabilen insanların tercihlerine dayandığına dikkat çekiyor ve bu modellere “matematiksel imha silahları” (MİS) adını veriyor.Öğe Fenomen aktivizmi: Çevreci fenomenler üzerine bir araştırma(2023) Kocabay Şener, Nihal ; Öymen Engindeniz, GözdeSon yıllarda, dijital teknolojilerde yaşanan hızlı gelişmeler ile tüketicilerin bilgi paylaşımında bulunduğu mecralar da artış göstermiştir. Bu mecralarda paylaşım yapan bazı kişiler ikna becerileri ile ünlü olup, yüksek takipçi sayısına ulaşarak fenomenler haline gelmişlerdir. Fenomenler, çoğu zaman markaların pazarlama iletişimi çalışmalarında yer alırken, kimi zaman da aktivist kimlikleri ile toplumsal sorunlarla ilgili paylaşımlarda bulunabilmektedir. Bu paylaşımlar arasında sürdürülebilirlik, çevre, iklim krizi, tasarruf, kadın hakları, hayvan hakları, kapsül dolap ve minimalizm gibi konular da bulunmaktadır. Bu çalışma kapsamında Instagram’da içerik üreten ve “çevreci fenomen” olarak tanımlanabilecek olan 8 hesabın paylaşımları incelenerek en çok hangi kategoride paylaşım yaptıkları, dikkat çektikleri konu başlıkları ve marka işbirliklerinin sektörel dağılımı içerik analizi yönetimi ile ortaya çıkarılmıştır. Buna göre, en çok paylaşım yapılan kategori önerilerdir. Dikkat çekilen konu başlıkları kapsül dolap, iklim krizi, atıksız yaşam, sürdürülebilirlik ve tasarruf kavramları olup, çok fazla marka işbirliğine gittikleri görülmemiş, marka işbirliği var ise de genellikle vegan ürünler üzerinde odaklanıldığı sonucuna varılmıştır.Öğe ‘Instagram' kullanıcılarının ‘Yakın Arkadaş' özelliğini kullanım pratikleri üzerine bir araştırma(2023) Aşçı, Sinan; Kocabay Şener, NihalSosyal ağ siteleri (SAS), bireylerin hem çevrimdışı hayatta hem de çevrimiçi ortamda tanıdıklarının bir araya geldiği yerlerdir. Kullanıcı olarak bireyler SAS’da yer alan profilleri üzerinden çeşitli paylaşımlar yapmaktadır. Instagram, hem dünyada hem de Türkiye’de popüler olan bir SAS’dır. Instagram, 2018 yılından bu yana hikâye paylaşımlarına “yakın arkadaş” özelliğini getirmiştir. Bu özellik kullanıcıların yayınladıkları hikâyelerin sadece belirli bir grup tarafından görüntülenmesini sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, Instagram’da “yakın arkadaş” özelliği kullanımının nedenlerini ve bu özelliğin kullanımının nasıl algılandığını anlamaktır. Araştırmada nitel yöntem uygulamalarından fenomenolojik desen kullanılmıştır ve amaçlı örneklem tercih edilmiştir. Veriler iki aşamalı olarak toplanmıştır. Birinci aşamada 200 kişiye ulaşılmış ve Google Formlar’da oluşturulan bir soru formu ile nitel veriler toplanmıştır. İkinci aşamada ise birinci aşamaya katılan 15 kişi ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin bazılarını şöyle ifade etmek mümkündür: Yakın arkadaş özelliğini kullanan katılımcıların Instagram’da “yakın arkadaş” listesinde yer alan kişiler sadece çevrimdışı hayatta yakın arkadaşı olan kişiler değildir. Katılımcılar “yakın arkadaş” listelerini belirlerken kapsamaya ya da dışarıda bırakmaya odaklanmaktadır. Kapsama için öne çıkan temalar şöyledir: İdeolojik yakınlık, benzer hayat tarzı, yargılanmama. Dışarıda bırakma nedenleri ise aile / akrabalar, iş ilişkileridir. Katılımcılar başkalarının “yakın arkadaş” belirlemelerine ilişkin gözlemlerinde ise hayat tarzı ve bununla bağlantılı olarak alkol kullanımını belirtmişlerdir. Katılımcılar, genellikle başkalarının “yakın arkadaş” listesinde olmaktan rahatsız olmadıklarını ifade etmiş ve “yakın arkadaş” listesini güvenli alan olarak tanımlamıştır. “Yakın arkadaş” özelliğini kullanmayan katılımcılar ise başkasının listesinde bulunmaktan memnun olmadıklarını ya da nötr olduklarını söylemiştir.Öğe Gündelik hayat ve kültürel aura yitimi: Zoom Cinemas YouTube kanalında geçiş ritüellerinin dijitalleşmesi(2024) Türeli, Gizem GülsünDijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte gerçek uzamdan farklı bir alan olarak dijital uzamın ortaya çıkması gündelik hayat pratiklerinin sunuluş biçimini etkilemiştir. Bu açıdan gündelik hayat içerisinde önemli bir role sahip olan kadim ritüeller de dijital uzam üzerinden aktarılmaya başlanmıştır. Ritüelin dijitalleşmesi üzerine yoğunlaşan bu çalışmanın temel problemi, kadim ritüellerin dijitalleşme ile birlikte seyirlik meta haline gelmesi sonucunda auradaki dönüşümün anlaşılmasıdır. Zoom Cinemas isimli YouTube kanalında canlı yayınlanan ölüm ve evlilik geçiş ritüelleri ile dini tören ve ibadet ritüelleri videolarından rastgele örnekleme yöntemiyle seçilen her kategori için 5 video metin analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Örneklemde bir metin olarak ele alınan videoların açıklanabilmesi için de betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda ölüm ritüellerinin aura yitimi açısından en çok erozyona uğrayan ritüel biçimi olduğu, buna karşılık evlilik ritüellerinin doğası gereği gösteriye daha uygun olduğu anlaşılmıştır. İbadet ve dini törenlerin dijitalleşmesi sürecinde ise dinsel deneyimin canlı yayın aracılığıyla aktarılamaması ‘oradalık’ üzerine kurulu maneviyatı dijital üzerinden sekteye uğratmaktadır.Öğe İklim değişikliği ve medya: Greta Thunberg’in “Yılın İnsanı” seçilmesinin ana akım medyada ele alınışının analizi(2022) Tekin Çelik, Pelin ; Hepkon, ZelihaBu çalışmada küresel ısınmanın sonucu olarak karşımıza çıkan iklim değişikliği konusunun, ulusal basında nasıl çerçevelendiği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla başlattığı “İklim İçin Okul Grevi” kampanyası ve yürüttüğü iklim değişikliği mücadelesi nedeniyle 2019 yılının Aralık ayında Time dergisi tarafından yılın insanı seçilen Greta Thunberg’e ilişkin yazılı basında çıkan haberler analiz edilecektir. Thunberg’in yılın insanı seçildiği 2019 Aralık ayı içerisindeki Cumhuriyet, Hürriyet, Yeni Şafak, Posta ve Akit gazetelerinde konuyla ilgili yer alan haberler çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Aralık 2019 döneminde tespit edilen 16 haber MAXQDA 21 programı kullanılarak nitel içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Greta Thunberg konulu haberler öncelikle bilgilendirme ve depolitizasyon ana kategorilerinde sınıflandırılmıştır. Bu kapsamda incelenen gazetelerde, “İklim İçin Okul Grevi Eylemi” ve Thunberg’in yılın insanı seçilmesi haberleştirilirken, iklim değişikliğiyle mücadele ve iklim değişikliğinin varlığına ilişkin bilgilendirmenin son derece sınırlı bir şekilde yer bulabildiği, depolitizasyon kategorisinde ise çok sayıda haber üretildiği görülmüştür.Öğe İki dünya arasında: Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin medya kullanım eğilimleri(2023) Adıgüzel, Oya Hacer; Hepkon, ZelihaTarihin her döneminde insanlar farklı nedenlerle anavatanlarından ayrılarak başka ülkelere göç etmek durumunda kalmıştır. Mart 2011’den itibaren Suri- ye’den Türkiye’ye kitlesel bir göç akını yaşanmış ve Mart 2023 itibariyle geçici koruma, ikamet, T.C. vatandaşlığı kazanma gibi nedenlerle Türkiye’de bulunan Suriyeli göçmenlerin sayısı 4 milyona yaklaşmıştır. İlk kuşak Suriyeli göçmenleri merkezine alan bu araştırma Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin medya kullanım haritasını çıkarmayı amaçlamaktadır. Araştırmanın evrenini İstanbul ilinde yaşayan Suriyeli göçmenler, örneklemini ise 348 kişi oluşturmuştur. Araştırma- da olasılıksız örnekleme türlerinden olan kartopu örnekleme ve uygun (elverişli) örnekleme tercih edilmiştir.Öğe Özçekim kültürünün yükselişi: Dijital yerlilerin ve dijital göçmenlerin sosyal medyada özçekim paylaşım tutumlarının karşılaştırılması(2022) Çaycı, Berk; Çaycı, Ayşegül Elif; Eken, İhsanÖzçekim, modern bir otoportre şeklidir. Özçekimle ilgili benliğin sunumu; narsisizm, eğlence, sosyal etkileşim, lüks tüketim, cinsiyet, özsaygı, tüketim kültürü, sosyal medya bağımlılığı ve kimlik oluşumuyla ilgili disiplinlerarası araştırmalar bulunmaktadır. Bu araştırmanın amacı, teknolojik belirlenimci yaklaşımı benimseyerek dijital yerlilerin ve dijital göçmenlerin sosyal medyada özçekim paylaşım tutumlarını incelemektir. Gerçekleştirilen bu çalışmanın, veri toplama yöntemi anket tekniği olarak belirlenmiştir. Balakrishnan ve Griffiths (2018) tarafından geliştirilen ölçek kullanılmıştır. Araştırma evrenini, sosyal medyada en az bir defa özçekim paylaşımı yapmış olan 1980 öncesi ve 1980 sonrası doğumlu sosyal medya kullanıcıları oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi, amaçlı örneklem tekniğiyle belirlenmiş ve sosyal medyada özçekim paylaşımı yapan 429’u dijital yerli, 423’ü dijital göçmen kategorisinde, toplamda 852 katılımcıdan meydan gelmektedir. Katılımcılara çevrimiçi anket yöntemiyle ulaşılmıştır. Araştırmayla dijital yerlilerin çevre geliştirmek, sosyal rekabeti arttırmak, ilgi görmek, ruh halini değiştirmek, özgüvenini arttırmak ve kendisini bir gruba ait hissedebilmek için dijital göçmenlere kıyasla daha yoğun bir şekilde sosyal medyada özçekim paylaşımları yaptıkları sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Buhara Halk Cumhuriyeti ilişkileri bağlamında TBMM Hükümeti'nin dış politikasında etnik tutum ve kamuoyu(2023) Avşar, Abdulhamit20. yüzyılın ilk çeyreğinde Türk dünyasının iki ayrı bölgesinde yeni siyasal yapılanmalar ortaya çıktı. 23 Nisan 1920’de TBMM kurulurken, 6 Ekim 1920’de ise Buhara Halk Cumhuriyeti (BHC) ilan edildi. Bu bağlamda, TBMM’nin yaptığı ilk uluslararası antlaşmada BHC’nin tanınması öngörülürken, Burdur Milletvekili Soysallıoğlu İsmail Suphi de özel görevle bölgeye gönderildi. İsmail Suphi, Türkistan’da aralarında ihtilaf bulunan grupları bir araya getirme ve Türkistan Milli Birliği’nin kurulması için önemli faaliyetlerde bulundu. BHC de, Türkiye ile siyasal ilişki kurmaya verdi ve 1921 sonunda bir diplomatik heyet göndererek Ankara’dan sefir tayin edilmesi talebinde bulundu. Çalışmada, bu iki önemli gelişme ekseninde, TBMM’nin Buhara Halk Cumhuriyeti’ne yönelik dış politikasında etnik bilincin rolü ve yaşanan olayların kamuoyu oluşumuna etkisi, dönem basını ve kamuoyu inşa edici aktörlerin faaliyetleri ekseninde incelenmiş; aynı ulus olma bilincinin TBMM Hükümeti’nin politikasını etkileyen önemli bir etken olduğu ortaya konulmuştur. Ayrıca kamuoyu inşa edici aktörlerin ve basının tutumunun Türkistan Türklerine yönelik olumlu bir kamuoyu oluşumuna katkıda bulunduğu görülmüştür.Öğe Yeni medya ve iletişim teknolojilerinin uluslararası ilişkilerin stratejik iletişiminde oynadığı rol: Twitter paylaşımları üzerinden Trump ve Erdoğan'ın iletişim stratejilerinin karşılaştırılması(2023) Cevizci, Tarık; Aktaş, CelalettinYeni medya ve iletişim teknolojilerinin hızlı bir şekilde kitleler arasında yayılması, hayatın birçok alanında olduğu gibi liderlerin de iletişim stratejilerini etkilemiştir. Liderler, seçmen kitlelerine ve uluslararası kamuoyuna ulaşmak için belli bir iletişim stratejisi kapsamında başta Twitter olmak üzere sosyal medya araçlarını kullanmaya başlamış ve kitleleri yönlendirmeye çalışmışlardır. Liderlerin bu stratejilerini, uluslararası iletişime taşımaları, ikili ilişkileri ve dünya güvenliğini ilgilendiren bir konu hâline getirmiştir. Trump, başkanlığı döneminde iç politikada elde ettiği iletişim başarısını, dış politikaya taşımış ve Twitter üzerinden birçok uluslararası meselede liderler ve dış misyon şefleriyle karşı karşıya gelmiştir. Trump, başkan olarak seçildiği günden itibaren ve hesabının askıya alındığı güne kadar Twitter üzerinden Türkiye’ye karşı bir iletişim stratejisi yürütmüş ve zaman zaman bu stratejisi yüzünden Türkiye ile krizler yaşanmasına neden olmuştur. Trump’ın paylaşımlarına Erdoğan’ın aynı mecra üzerinden cevap vermesi, iki liderin yeni medya ve iletişim teknolojileri üzerinden yürüttükleri iletişim stratejileri arasında anlamlı bir farkın olup olmadığı, uluslararası ilişkilerde öneme matuf bir konu olmuştur. Bu çalışmada Trump ve Erdoğan’ın 2016-2020 yılları arasında Türk-Amerikan ilişkileri bağlamında Twitter üzerinden izlemiş oldukları iletişim stratejileri araştırılmış ve bu iletişim stratejilerinin karakteristik özellikleri, içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular ise, iki liderin Twitter üzerinden izledikleri iletişim stratejilerinde anlamlı bir farkın olduğunu göstermiştir.Öğe Model of personal computer utilization(Peter Lang AG, 2020) Kocabay-Şener, Nihal[No abstract available]
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »