İletişim Fakültesi, Medya ve İletişim Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 50
  • Öğe
    Türk dünyası öğrencilerinin etkileşimi ve kaynaşması: “Avrasya’da Kültür ve Siyaset” adlı “Ortak Sınıf” projesi
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2025) Kuralay, İsrafil; Kamalova, Zebiniso
    Yeni iletişim teknolojileri ve internet yakın zamana kadar eğitimde hayal edilemeyen ve imkânsız olan uygulamaları mümkün kılmaktadır. Bu çalışmada internet ve yeni iletişim teknolojileri alanında elde edilen teknolojik gelişmelerin eğitime, benzer ve ortak kültürlerin kaynaşmasına olan etkisi ele alınmıştır. Bu bağlamda yapılan araştırmada İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Buhara Devlet Üniversitesi ile yürüttüğü gerçek zamanlı, etkileşimli ve video konferans sistemine dayanan “Avrasya’da Kültür ve Siyaset” adlı “Ortak Sınıf” proje dersi esas alınmıştır. Çalışma kapsamında dersi alan öğrencilerin paylaştıkları izlenimler ve yorumlar değerlendirilerek söz konusu projenin etkisi araştırılmıştır. Yapılan uygulamanın Türkiye’den ve Özbekistan’dan derse katılan öğrenciler arasında nasıl bir öğrenmeye, etkileşime ve kaynaşmaya yol açtığı incelenmiştir. Çalışmada,14 hafta devam eden derslerde öğrencilerin karşılıklı iletişim kurmaları, ortak konular üzerinden bölge hakkında bilgi ve birikim kazanımları, birbirleriyle fikir alışverişi yapmaları, kültürel paylaşım imkânını elde etmeleri süreci ve sonuçları ele alınmıştır. Ayrıca proje dersinin ortak kültür ve medeniyete sahip iki ülkenin öğrencilerinin kaynaşmasına nasıl tesir ettiği üzerinde değerlendirilmeler yapılmıştır. Projenin temel beklentileri arasında yer alan dil engelinin ortadan kaldırılarak öğrencilerin birbirlerine karşı ön yargılarının ve belirsizliklerin giderilmesi sonucuna dikkat çekilmiştir. Bu çalışmanın bundan böyle eğitim modelleri konusunda yapılacak çalışmalara ışık tutabileceği umulmaktadır.
  • Öğe
    Çevre ve ekoloji örgütlerinin iletişim perspektiflerine sosyal medya aracılığıyla bakmak: Kuzey Ormanları Savunması ve Greenpeace International örneği
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2024) Onur, Gizem; Kocabay Şener, Nihal
    Çevre bilinci ve doğal kaynakların korunması, günümüzde modern toplumların önceliklerinden biri haline gelmiştir. Çevre ve ekoloji odaklı oluşumların iletişim stratejileri de sosyal medya platformlarının yükselişiyle birlikte kritik bir rol oynamaktadır. Bu araştırma, küresel çapta etkinlik sürdüren Greenpeace International ile yerel düzeyde faaliyet gösteren Kuzey Ormanları Savunması örgütlerinin sosyal medya hesaplarını analiz ederek sosyal medya kullanımlarını karşılaştırmayı hedeflemektedir. Çalışmada, içerik analizi yöntemiyle her iki örgütün Mayıs-Kasım 2023 tarihleri arasındaki X hesaplarındaki paylaşımları beğeni, tekrar paylaşım ve yorum sayılarına dayanarak etkileşim düzeyleri arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. Ayrıca yapılan paylaşımlarda hangi içeriklere odaklanıldığı ve hangi konuların ön plana çıkarıldığı analiz edilmiştir. İnceleme sonucunda, Kuzey Ormanları Savunması ve Greenpeace International’ın X’te yayınladıkları gönderilerde bazı benzerlikler ve farklılıklar tespit edilmiştir. Aylık gönderilere bakıldığında her iki örgütün de düzenli paylaşım yaptığı görülmektedir. Ayrıca gönderi içerikleri karşılaştırıldığında protesto gösterilerine çağrı, çevreye zarar veren uygulamalar hakkında bilgilendirme ve gönüllülük çağrısının her iki örgütün de en fazla kullandıkları içerikler olduğu tespit edilmiştir. Gönderilerde ele alınan olaylar ise birbirinden farklılık göstermektedir. Kuzey Ormanları Savunması yerel olaylara odaklanırken Greenpeace International ise uluslararası çevre sorunlarını gündeme taşımaktadır.
  • Öğe
    Afrika'da sinema serüveni ve Cinéma Beur akımı
    (2005) Şakı Aydın, Oya
    Bugün Afrika sineması denildiğinde daha çok Sahra-Altı, Fransızca konuşulan ülkeler akla gelmektedir. Aslında, Afrika sineması, tüm Afrika kıtasında, farklı diller konuşulan ülkelerin hepsini ve hatta diasporayı da içermektedir. Ancak geçmiş sömürge kültürü sebebiyle buna bağlı sınıflandırmalar ve algılamalar çok yaygındır. Mısır sineması, Cezayir ya da Tunus sinemasına Arap sineması denmesi de oldukça yaygındır. Kıtanın dışında, Fransa’da yaşayan Kuzey Afrika kökenli Arap sinemacıların, Fransız toplumuna uyum süreçlerini anlattıkları Cinéma Beur (Arap Sineması) akımı da diasporadaki Afrikalıların yarattıkları bir sinema akımıdır. Bu çalışmanın amacı da, Afrika’nın içerisinde yer alan, Britanya ya da Fransa gibi sömürgeci ülkelerin büyük ölçüde yönlendirdiği, farklı sinema serüvenlerini ve bunlarla bağlantılı olarak Cinéma Beur akımını incelemektir.
  • Öğe
    Türk sinemasının görünmeyen öznesi: İşçiler
    (2010) Hepkon, Zeliha; Şakı Aydın, Oya
    Türk sinemasında 1950'lerle başlayan ticarileşme süreci bir sinema dili yaratma çabasına da tanıklık eder. 1970'ii yıllarda etkinliğini kaybeden Yeşiiçam dönemi gerçekçi bir anlayışı da ortaya çıkarır. Bu süreçte üretilen filmler sanayileşme ile birlikte şehirlerde önemli bir toplumsal kesim olarak ortaya çıkmaya başlayan \"işçi\" kahramanı da sinemaya taşır. 1980'lerden günümüze ise neoliberal ekonomik politikaların sonuçlarının damgasını vurduğu bir dönem olur. Peki bu işçi-kahramanlar nasıl temsil olunmaktadır? Günlük yaşamları, ekonomik-sendikal-siyasal sorunları bağlamında mı yoksa yalnızca fonun bir parçası olarak mı ele alınmaktadırlar? Bir-iki ayrıksı örnek dışında işçilerin gündelik yaşamlarının ve sorunlarının sinemamızda kendisine yer bulamamasının nedenleri nelerdir? 1980'lerle beraber işçi sınıfının daraldığını, parçalandığını savunan \"orta sınıflaşma\" yaklaşımlarının yarattığı kültürel ortamın bu sürece etkisi var mıdır? Tüm bu sorulara yanıt aramaya çalışan bu çalışmada film örnekleri üzerinden gidilerek bu tartışmaya katkıda bulunulmaya çalışılacaktır.
  • Öğe
    Medya yakınsaması: Hızlı yanıt veren kod aracılığıyla geleneksel gazetenin, çevrimiçi gazete ile artan rekabet potansiyeli üzerine bir tartışma
    (2013) Aktaş, Celalettin
    Enformasyon ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sosyal hayatı derinden etkilediği gibi geleneksel medyanın da bir dönüşüm sürecine girmesine neden olmuştur. Özellikle geleneksel medyanın en önemli parçalarından biri olan gazete, bu dönüşümden en çok etkilenen bir mecra olarak en ön sıralarda yer almaktadır. Geleneksel gazetenin hem üretim süreçleri hem de okurlarının medya tüketim eğilimleri bu dönüşümün etkisi altında kalmıştır. Geleneksel gazetelerin, yeni enformasyon ve iletişim araçları ile rekabet edememesi neticesinde gazetelerin tirajlarında belirgin düşüşler yaşanmıştır. Hatta kuruluşu çok eski yıllara dayanan çok sayıda gazete yayım hayatından çekilmek zorunda kalmıştır. Geleneksel gazeteler toplumsal yaşam içerisinde sahip oldukları saygın konumlarını koruyabilmek ve yeni enformasyon ve iletişim araçları karşısında varlıklarını sürdürebilmek için 'Hızlı Yanıt Veren Kodu (QR Code)' gazete sayfalarında kullanarak okurlarına yepyeni bir gazete deneyimi, etkileşimli bir gazete sunabilir. Bu çalışmanın amacı, hızlı yanıt veren kod aracılığı ile geleneksel gazetenin, çevrimiçi ortamda yayımlanan gazetelere karşı bir rekabet gücü sağlayıp sağlayamayacağı sorularının cevaplarını aramak olacaktır.
  • Öğe
    Merkez çevre ilişkileri bağlamında basın meslek örgütleri
    (2014) Özkır, Yusuf
    Bu makale Türkiye’deki Basın Meslek Örgütlerini, Medya Derneği’nin kurulmasında belirleyici olan tutumlarından hareket ederek irdelemektedir. Çıkış noktasını, meslek örgütleri arasında cereyan eden politik ayrışmanın nedenlerini anlamak oluşturmaktadır. Şerif Mardin’in merkez-çevre teorisinin çözümleyici anahtar olarak kullanıldığı çalışmada, kavramsal ve tarihsel analiz yapılmakta, meslek örgütleri tarihsel seyri içinde aktarılmaktadır. Merkez-çevre teorisinin sunduğu imkânlardan hareket edilerek basın meslek örgütleri ve bu çerçevede Medya Derneği için konumlandırma yapılmaktadır. Bu çalışmanın sonucuna göreyse Türkiye’de iktidar mücadelesinin yaşandığı alanlardan birisi de basın meslek örgütleridir ve bu mücadele merkezçevre teorisindeki ayrışma noktalarına uygun şekilde gerçekleşmektedir.
  • Öğe
    Yeni dijital çağda toplumsal hareketlerde meydana gelen dönüşüm
    (2015) Çaycı, Berk
    Tarihsel süreç içerisinde teknolojik, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda yaşanan dönüşümler, toplumların tüm kurumlarını etkilemektedir. Böylelikle tüm bir beşeri faaliyet alanında meydana gelen dönüşüm, toplumların dünyayı algılama ve yorumlama biçimleri üzerinde köklü değişimler meydana getirmektedir. Bu değişimin merkezinde; ekonomik, politik, sosyal, ideolojik ve kültürel etkenler kadar, mobil iletişimle bireyin artan hareketliliği ve sosyal paylaşım ağları gibi yeni dijital iletişim ortamlarını genelleyici bir tanımla kapsamı içine alan yeni medya etkili bir mecra olarak yer almaktadır. Bunların bir sonucu olarak da; eski sınıf temelli hareketlerin yerini küreselleşme ve post-endüstriyel döneme geçiş süreciyle birlikte evrensel değerlerin savunulduğu, merkezi olmayan, esnek küresel hareketlere bırakmaktadır. Yeni dönem içerisinde, internetin mobil iletişim teknolojileriyle yakınsaması sayesinde ağlar aracılığıyla örgütlenen bireyler: başta yaşam kalitesi, insan hakları ve terör tehdidi olmak üzere, çevre hareketleri, internet özgürlüğü, kadına şiddet, demokratik katılım ve özgürlük gibi evrensel konular çerçevesinde bir araya gelmektedir. Bu çalışmayla, tarihsel süreç içerisinde toplumsal hareketlerde meydana gelen dönüşüm, kronolojik bir düzen içerisinde başta küreselleşme olmak üzere ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik boyutlarıyla argümantatif bir çalışma çerçevesinde incelenmesi amaçlamaktadır.
  • Öğe
    Kadın cinayetleri ve medya: Emani el Rahmun cinayeti analizi
    (2017) Hepkon, Zeliha
    Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de yaşanan kadın cinayetlerine dair haberlerin medyada nasıl temsil edildiğini analiz etmek, bu temsil biçimlerinin cinsiyetçi dili pekiştiren ve kadın cinayetlerini bireyselleştirip-sıradanlaştıran dilini eleştirel bir yaklaşımla ortaya kæoymaktır. Suriye'deki iç savaştan kaçarak Sakarya'nın Kaynarca ilçesine yerleşen Suriyeli kadın sığınmacı Emani el Rahmun cinayetinin Sakarya yerel gazetelerinde sunum biçimi eleştirel söylem analizi yöntemiyle ele alınacaktır. Barış zamanı olduğu gibi savaşta da yoksul kadınlar iki kat ezilmekte, sığınmacı kadınlar ise çok yoğun bir biçimde fiziksel, duygusal, psikolojik, sosyal, ekonomik ve cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Bu amaçla Adapazarı Akşam Haberleri, Adapostası,Bizim Sakarya, Sakarya Yenigün, Sakarya Yenihaber, Sakarya Halk, Yeni Sakarya gazetelerinin 1 Temmuz-31 Temmuz 2017 arasında yayınlanan sayıları incelenmiştir. Emani el Rahmun cinayeti hem kadın cinayetlerinin medyadaki temsil biçimlerinin hem de zorunlu göçle Türkiye'ye sığınan Suriyeli kadınların evlerinde bile güvende olmadıklarını; yaşadıkları şiddetin boyutunu ortaya koyması açısından önem taşımaktadır.
  • Öğe
    Medya çağında Weberyen karizma ve şöhretin analojisi
    (2018) Çaycı, Berk; Aktaş, Celalettin
    XX. yüzyılın ikinci yarısı itibarıyla karizma sözcüğü medyada yaygın bir şekilde şöhretler için kullanılmaya başlamıştır. Bu durumun ortaya çıkmasında gelişen eğlence endüstrisinin ve kitle iletişim araçlarının büyük rolü bulunmaktadır. Şöhret endüstrisinin gelişmesiyle ünlü aktörler, sunucular, sporcular ve müzisyenler gibi ekranların medyatik şöhret figürleri, karizmatik olarak tanımlanmaya başlanmıştır. Bu durum karizma ve şöhret arasındaki kavramsal uyuşmazlıkların göz ardı edilmesine ve modern şöhret çalışmalarında neyin yeni ve benzersiz olduğunun belirlenmesinin önüne geçmektedir. Bu çalışma, Weberyen karizmatik liderlikle şöhret kavramlarının kuramsal düzeyde birbirinden farklı yaklaşımlar olmasına rağmen, iki kavramın medyanın gelişmesiyle birlikte iç içe geçtiğini argümantatif bir çalışma çerçevesinde incelemeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda öncelikle çalışmanın merkezinde yer alan şöhret kültürü ve Weber’in karizmatik liderlik kavramına yönelik kuramsal yaklaşımlar incelenmiştir. Kuramsal perspektiflerden yola çıkarak karizmayla şöhretin modern dönemdeki görünümü ve pratikteki benzeşmesi açıklanmıştır. Çalışmayla, şöhret ve karizma kavramlarının teorik düzeyde birbirinden ayrı ve kısmen çelişkili durumları temsil etmesine rağmen, medya ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle iki kavramın toplumda büyük ölçüde iç içe geçtiği ve yeni bir toplumsal ontolojik kavramsallaşmaya gidildiği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Kitap İncelemesi: Matematiksel imha silahları: Büyük veri eşitsizliği nasıl artırıp demokrasiyi tehdit ediyor?
    (2024) Kocabay Şener, Nihal
    Matematiksel İmha Silahları: Büyük veri eşitsizliği nasıl artırıp demokrasiyi tehdit ediyor? (Weapons of Math Destruction) kitabının orijinali 2016 yılında yayınlanmış ve 2020 yılında Akın Emre Pilgir’in çevirisi ile Tellekt’ten yayınlanmıştır. Kitaba ilişkin değerlendirmeye geçmeden önce yazar Cathy O’Neil ile tanışalım. Cathy O’Neil bir veri bilimci. Harvard Üniversitesi’nde matematik doktorası yapan O’Neil, daha sonra özel sektörde veri bilimci olarak çalıştı. O’Neil için matematik bir tutku ve “gerçek dünyanın düzensizliğine karşı tertipli bir sığınak” (O’Neil, 2023: 13). Akademik hayattan finansal analist olarak sektöre geçen O’Neil, bu değişiklik için “matematiği soyut teorilerden pratiğe taşımıştım” olarak ifade ediyor. O’Neil’i bu kitabı yazmaya iten de veri ekonomisi ve matematiğin birlikteliği. Ama daha önemlisi buradaki sorunları fark etmesi. O’Neil, veri ekonomisine güç veren matematik tabanlı uygulamaların, yanılabilen insanların tercihlerine dayandığına dikkat çekiyor ve bu modellere “matematiksel imha silahları” (MİS) adını veriyor.
  • Öğe
    Fenomen aktivizmi: Çevreci fenomenler üzerine bir araştırma
    (2023) Kocabay Şener, Nihal ; Öymen Engindeniz, Gözde
    Son yıllarda, dijital teknolojilerde yaşanan hızlı gelişmeler ile tüketicilerin bilgi paylaşımında bulunduğu mecralar da artış göstermiştir. Bu mecralarda paylaşım yapan bazı kişiler ikna becerileri ile ünlü olup, yüksek takipçi sayısına ulaşarak fenomenler haline gelmişlerdir. Fenomenler, çoğu zaman markaların pazarlama iletişimi çalışmalarında yer alırken, kimi zaman da aktivist kimlikleri ile toplumsal sorunlarla ilgili paylaşımlarda bulunabilmektedir. Bu paylaşımlar arasında sürdürülebilirlik, çevre, iklim krizi, tasarruf, kadın hakları, hayvan hakları, kapsül dolap ve minimalizm gibi konular da bulunmaktadır. Bu çalışma kapsamında Instagram’da içerik üreten ve “çevreci fenomen” olarak tanımlanabilecek olan 8 hesabın paylaşımları incelenerek en çok hangi kategoride paylaşım yaptıkları, dikkat çektikleri konu başlıkları ve marka işbirliklerinin sektörel dağılımı içerik analizi yönetimi ile ortaya çıkarılmıştır. Buna göre, en çok paylaşım yapılan kategori önerilerdir. Dikkat çekilen konu başlıkları kapsül dolap, iklim krizi, atıksız yaşam, sürdürülebilirlik ve tasarruf kavramları olup, çok fazla marka işbirliğine gittikleri görülmemiş, marka işbirliği var ise de genellikle vegan ürünler üzerinde odaklanıldığı sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    ‘Instagram' kullanıcılarının ‘Yakın Arkadaş' özelliğini kullanım pratikleri üzerine bir araştırma
    (2023) Aşçı, Sinan; Kocabay Şener, Nihal
    Sosyal ağ siteleri (SAS), bireylerin hem çevrimdışı hayatta hem de çevrimiçi ortamda tanıdıklarının bir araya geldiği yerlerdir. Kullanıcı olarak bireyler SAS’da yer alan profilleri üzerinden çeşitli paylaşımlar yapmaktadır. Instagram, hem dünyada hem de Türkiye’de popüler olan bir SAS’dır. Instagram, 2018 yılından bu yana hikâye paylaşımlarına “yakın arkadaş” özelliğini getirmiştir. Bu özellik kullanıcıların yayınladıkları hikâyelerin sadece belirli bir grup tarafından görüntülenmesini sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, Instagram’da “yakın arkadaş” özelliği kullanımının nedenlerini ve bu özelliğin kullanımının nasıl algılandığını anlamaktır. Araştırmada nitel yöntem uygulamalarından fenomenolojik desen kullanılmıştır ve amaçlı örneklem tercih edilmiştir. Veriler iki aşamalı olarak toplanmıştır. Birinci aşamada 200 kişiye ulaşılmış ve Google Formlar’da oluşturulan bir soru formu ile nitel veriler toplanmıştır. İkinci aşamada ise birinci aşamaya katılan 15 kişi ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin bazılarını şöyle ifade etmek mümkündür: Yakın arkadaş özelliğini kullanan katılımcıların Instagram’da “yakın arkadaş” listesinde yer alan kişiler sadece çevrimdışı hayatta yakın arkadaşı olan kişiler değildir. Katılımcılar “yakın arkadaş” listelerini belirlerken kapsamaya ya da dışarıda bırakmaya odaklanmaktadır. Kapsama için öne çıkan temalar şöyledir: İdeolojik yakınlık, benzer hayat tarzı, yargılanmama. Dışarıda bırakma nedenleri ise aile / akrabalar, iş ilişkileridir. Katılımcılar başkalarının “yakın arkadaş” belirlemelerine ilişkin gözlemlerinde ise hayat tarzı ve bununla bağlantılı olarak alkol kullanımını belirtmişlerdir. Katılımcılar, genellikle başkalarının “yakın arkadaş” listesinde olmaktan rahatsız olmadıklarını ifade etmiş ve “yakın arkadaş” listesini güvenli alan olarak tanımlamıştır. “Yakın arkadaş” özelliğini kullanmayan katılımcılar ise başkasının listesinde bulunmaktan memnun olmadıklarını ya da nötr olduklarını söylemiştir.
  • Öğe
    Gündelik hayat ve kültürel aura yitimi: Zoom Cinemas YouTube kanalında geçiş ritüellerinin dijitalleşmesi
    (2024) Türeli, Gizem Gülsün
    Dijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte gerçek uzamdan farklı bir alan olarak dijital uzamın ortaya çıkması gündelik hayat pratiklerinin sunuluş biçimini etkilemiştir. Bu açıdan gündelik hayat içerisinde önemli bir role sahip olan kadim ritüeller de dijital uzam üzerinden aktarılmaya başlanmıştır. Ritüelin dijitalleşmesi üzerine yoğunlaşan bu çalışmanın temel problemi, kadim ritüellerin dijitalleşme ile birlikte seyirlik meta haline gelmesi sonucunda auradaki dönüşümün anlaşılmasıdır. Zoom Cinemas isimli YouTube kanalında canlı yayınlanan ölüm ve evlilik geçiş ritüelleri ile dini tören ve ibadet ritüelleri videolarından rastgele örnekleme yöntemiyle seçilen her kategori için 5 video metin analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Örneklemde bir metin olarak ele alınan videoların açıklanabilmesi için de betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda ölüm ritüellerinin aura yitimi açısından en çok erozyona uğrayan ritüel biçimi olduğu, buna karşılık evlilik ritüellerinin doğası gereği gösteriye daha uygun olduğu anlaşılmıştır. İbadet ve dini törenlerin dijitalleşmesi sürecinde ise dinsel deneyimin canlı yayın aracılığıyla aktarılamaması ‘oradalık’ üzerine kurulu maneviyatı dijital üzerinden sekteye uğratmaktadır.
  • Öğe
    Özçekim kültürünün yükselişi: Dijital yerlilerin ve dijital göçmenlerin sosyal medyada özçekim paylaşım tutumlarının karşılaştırılması
    (2022) Çaycı, Berk; Çaycı, Ayşegül Elif; Eken, İhsan
    Özçekim, modern bir otoportre şeklidir. Özçekimle ilgili benliğin sunumu; narsisizm, eğlence, sosyal etkileşim, lüks tüketim, cinsiyet, özsaygı, tüketim kültürü, sosyal medya bağımlılığı ve kimlik oluşumuyla ilgili disiplinlerarası araştırmalar bulunmaktadır. Bu araştırmanın amacı, teknolojik belirlenimci yaklaşımı benimseyerek dijital yerlilerin ve dijital göçmenlerin sosyal medyada özçekim paylaşım tutumlarını incelemektir. Gerçekleştirilen bu çalışmanın, veri toplama yöntemi anket tekniği olarak belirlenmiştir. Balakrishnan ve Griffiths (2018) tarafından geliştirilen ölçek kullanılmıştır. Araştırma evrenini, sosyal medyada en az bir defa özçekim paylaşımı yapmış olan 1980 öncesi ve 1980 sonrası doğumlu sosyal medya kullanıcıları oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi, amaçlı örneklem tekniğiyle belirlenmiş ve sosyal medyada özçekim paylaşımı yapan 429’u dijital yerli, 423’ü dijital göçmen kategorisinde, toplamda 852 katılımcıdan meydan gelmektedir. Katılımcılara çevrimiçi anket yöntemiyle ulaşılmıştır. Araştırmayla dijital yerlilerin çevre geliştirmek, sosyal rekabeti arttırmak, ilgi görmek, ruh halini değiştirmek, özgüvenini arttırmak ve kendisini bir gruba ait hissedebilmek için dijital göçmenlere kıyasla daha yoğun bir şekilde sosyal medyada özçekim paylaşımları yaptıkları sonucuna ulaşılmıştır. 
  • Öğe
    Model of personal computer utilization
    (Peter Lang AG, 2020) Kocabay-Şener, Nihal
    [No abstract available]
  • Öğe
    Why don't we share? Social networks and privacy concerns, a comparative analysis of academics of communication field in Turkiye and Malaysia
    (Istanbul Univ, Fac Communication, 2022) Önay Doğan, Betül ; Kocabay Şener, Nihal ; Kıran, Selçuk; Mustafa, Hasrina
    While Social Network Sites (SNSs) allow users to share content, some users may sometimes deliberately limit what they share for various reasons. The present research focuses the concerns about what academics share on SNSs in the field of communication in Turkey and Malaysia. Adopting a mixed-method approach, the collection of quantitative data through questionnaires was followed by indepth interviews with the participants. The findings obtained from both data collection tools were evaluated and the relation between the qualitative and quantitative data was discussed. The results showed that privacy awareness and self-censorship scores were similar in both countries. The privacy concern scores of Malaysian academics were higher than the respondents from Turkey, their concerns focusing on the followers. The concerns of respondents from Turkey about the use of shared information by third parties were higher than their Malaysian counterparts. Academic identity was found as a restrictive factor for social media sharing in both countries. In addition, regulation in the religious field was recommended by the respondents of Malaysia. The findings overall emphasized the significant differences between these two contexts.
  • Öğe
    Bağımsızlığın ilk döneminde Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde kültürel yakınlaşma aracı olarak görsel medya
    (SSDjournal, 2022) Avşar, Abdulhamit
    Kitle iletişim araçları, kamuoyu oluşturmadaki etkisi dolayısıyla uluslararası ilişkilerde önemli bir yere sahiptir. Günümüzde insanlar diğer ülkelerle ilgili bilgileri genellikle medya yoluyla edinmektedir. Türkiye-Azerbaycan ilişkileri, uluslararası ilişkiler alanında özgün örneklerden biridir. Ülkelerin herhangi birinde yaşanan önemli bir problem, kolaylıkla diğerinin de problemi haline gelebilmekte ve ulusal çıkar karakteri kazanabilmektedir. Tarihsel etkenlerin yanı sıra bu durumun başlıca nedenlerinden biri bağımsızlık sonrası her iki ülke kitle iletişim araçlarının takındığı tutumdur. Bu bağlamda Türkiye görsel medyası da önemli bir rol üstlenmiştir. Türkiye'nin Azerbaycan'da faaliyet gösteren görsel kitle iletişim araçları, kökleri tarihin derinliklerine uzanan bu yakınlığın korunması ve güçlendirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Türk medyası bağımsızlığının ilk günlerinden itibaren Azerbaycan'a karşı olumlu bir tavır almıştır. Bu bağlamda uzun yıllardır ayrı yaşayan aynı etnik köken, dil ve inançtan iki halk arasındaki kültürel ve sosyal yakınlaşmanın yeniden canlanmasında Türk görsel medyası temel rollerden birini üstlenmiştir. Özellikle, bir kamu yayın kuruluşu olarak TRT’nin Azerbaycan’daki faaliyetlerinin iki ülke kültürel ilişkilerinin gelişiminde ayrı bir yeri vardır. TRT, 2001 yılında itibaren bu ülkede temsilcilik açarak iki ülke arasındaki kültürel ve sosyal ilişkilerin gelişmesine katkısını daha da arttırmıştır. Bu katkı, 2004-2007 arası dönemde doruk noktasına ulaşmış, Azerbaycan kamuoyunda olumlu bir Türkiye algısının oluşumuna etki etmiştir. Bu anlamda, kamu diplomasisi açısından da iki ülke arasındaki ilişkilerde en önemli kültürel araçlardan biri olma rolü üstlendiği söylenebilir. Ne var ki, TRT’nin Azerbaycan’daki faaliyetlerinin kamuoyu oluşumu ile kamu diplomasisi üzerindeki etkileri üzerine özgün çalışmalar yapılmadığı dikkat çekmektedir. Çalışmada, TRT Bakü Temsilciliği’nin 2004-2007 yılları arasındaki faaliyetleri kapsamında TRT’nin iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin gelişimine katkısı ele alınmıştır. TRT Bakü Temsilciliği’nin faaliyetleri ve bu faaliyetlerin kamuoyu oluşumu ve kamu diplomasisine katkıları olgusu tekil vaka incelemesi yöntemiyle irdelenmiş; çalışmaları belli bir olay üzerine yoğunlaştırmayı öngören bu yöntem ışığında konu, dönemle ilgili başlıca belgeler niteliğindeki günlük gazeteler ve arşiv kaynakları yoluyla incelenmiştir.
  • Öğe
    Tim Burton Sinemasında Gotik Bir Uyarlama: Hayalet Süvari Filminin Greimas'ın Eyleyensel Örnekçesine Göre Çözümlenmesi
    (İshak KÜÇÜKYILDIZ, 2022) Öztarkan Özyurt, Pınar; Sivas Gülçur, Âlâ
    Tim Burton filmleri genellikle taşıdıkları gotik öğeler ile kendini belli eder. Filmlerde asıl iletilmek istenen mesaj, yönetmen tarafından bu öğeler aracılığıyla verilir. Edebiyat eserinden uyarlanan filmlerinde de yine yönetmenin bakış açısı kendine has sinematografisi ile birleşerek film ile romandaki anlatının farklılaşmasını sağlar. Bu çalışma, öncelikle Tim Burton’ın genel sinematografik imgelerine yer vererek Tim Burton filmlerinin okunması için en uygun yöntemlerden biri olan göstergebilimsel analizi açıklayacaktır. Ardından çalışmanın yöntemini oluşturan Greimas’ın eyleyensel örnekçesine ve göstergebilimi kendi başına yeterliliğe sahip bir bilim haline getirme amacı ile Greimas tarafından kurulan Paris Göstergebilim Okuluna yer verilecektir. Örneklem olarak Washington Irving’in başsız süvari adlı hikâyesinden uyarlanan Hayalet Süvari (Sleepy Hollow) filmini alan çalışma, yönetmenin anlatımı ile romandaki hikâyenin farklılıklarına da değinecektir. Çalışma, Hayalet Süvari filmini Greimas’ın eyleyensel örnekçesine göre çözümlerken ana karakterin derinliğine ulaşmak için psikanalitik karakter analizini de kullanarak altta yatan asıl mesaja ulaşma amacını taşır.
  • Öğe
    Aşırı izlemeyle değişen dizi izleme biçimlerinin izleyiciler üzerindeki etkileri
    (Deniz YENGİN, 2021) Çaycı, Berk
    Aşırı izleme (binge-watching), bir diğer ifadeyle maraton izleme (marathon-viewing), 2013 yılı itibariyle küresel ölçekte yaygınlaşmaya başlayan yeni bir dizi/belgesel izleme biçimidir. Medya ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmelerle birlikte, her geçen gün daha fazla izleyici bir dizinin birden fazla bölümünü dijital platformlar aracılığıyla ardı ardına daha sık ve uzun süreler harcayarak izlemektedir. Bu durum izleyiciler üzerinde birtakım etkiler meydana getirmektedir. Bu araştırmanın amacı; izleyicilerin aşırı izleme kararları ardındaki motivasyonları ve aşırı izlemenin izleyiciler üzerindeki etkilerini tespit etmektir. Bu amaç doğrultusunda, araştırma kapsamında nitel veri toplama yöntemlerinden derinlemesine görüşme tekniği kullanılarak veriler toplanmış ve betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmayla katılımcıların aşırı izleme motivasyonları bireysel ve çevresel faktörler olmak üzere ikiye ayrıldığı tespit edilmiştir. Aşırı izleme, katılımcılar üzerinde birtakım olumlu ve olumsuz duyguların ortaya çıkmasına sebep olurken; katılımcıları bireyselliğe ve yalnızlaşmaya yönlendirdiği bu durumun aile, sosyal ilişkiler, iş ve akademik başarı üzerinde birtakım etkileri olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Media, sports and entertainment industry in the post-pandemic period
    (Türkiye Bilimler Akademisi, 2020) Bulduklu, Yasin; Yeşil, Muhacir Murat
    Media, entertainment and sports sectors affect economic systems and other sectors due to their relationship with other sectors; are areas that concern everyone in the social life, far or closely. The fact that the COVID-19 outbreak, which was on the agenda of the world at the end of 2019 and was declared as a pandemic by the World Health Organization due to its alarming spread on March 11, 2020, is closely related to this social interest. Right after the declaration of a pandemic because of the symbiotic nature of the sector, in accordance with the decisions taken in the world and in Turkey, entertainment venues closed, media content industry crisis emerged, individual and collective sporting events is prohibited. Prohibitions have revealed short, medium and long-term negativities on each sector, and technological convergence and increased digitalization have enabled these sectors to breathe partially through alternative practices. The process also has the potential to reveal opportunities and threats in the long run. The pandemic situation created a new paradigm in media use and entertainment, and even rituals of religious and cultural origin, such as holidays, have kept up with this change. Digitalization, which received the most criticism in academic life and practice, became more involved in life after the COVID-19 outbreak; It stands out with its potential to be the most effective medium of entertainment and sports. This study aimed to describe what happened in the process of the pandemic in the world and in Turkey, the status of the entertainment and sports industry are analyzed in the context of literature and sectoral data and projections for the future are put forward. In the study, the media and entertainment sector are handled under the same heading with their different dimensions, the interaction of the sectors and their increasing convergence are emphasized.