SBD Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Perakende mağazıcılığında satınalma noktası iletişimi: Ayakkabı sektöründe zincir bir marka örneği(2011) Bayazıt, Zeynep Şahinoğlu; Yıldırım, FigenPerakende yönetiminde yaşanan hızlı değişim özellikle rekabetçi stratejilerin oluşmasında ve her geçengün tüketiciye farklı deneyim sunan markaların öne çıkmasına sebebiyet vermektedir. Farklı olmanınanahtarı öncelikle pazardan beslenip bilginin doğru bir şekilde kullanılması ve yaratıcı sunumlarla talebekarşılık verilmesi ile mümkündür .Değişen tüketim kültürü, en çok perakende yönetiminde etkisinigöstermektedir. Tüketici ile markaların buluştuğu yer olan satınalma noktası iletişim tekniklerinin farklıkılınması ile büyük bir güç oluşturmaktadır. Artık tüketicinin cüzdanındaki payı takip eden markalar,rekabet tanımlarını genişletmekte, bunun sonucunda gerek mağaza yeri seçimleri, gerekse mağaza içipazarlama sunumları ile fark yaratma stratejileri uygulamakta ve sadık müşterilerine ek değersunmaktadırlar. Bu çalışmada, mağazacılık anlayışının değişen tüketime uygun olarak geliştirdiğisatınalma noktası iletişimi hakkında literatür taraması yapılmıştır. Teorik bilginin pratiktekiuygulamalarını ortaya koymak amacıyla çalışma; ayakkabı perakende sektöründe faaliyet gösteren birzincir markanın iletişim stratejilerini örnek olarak almış ve marka yetkilisiyle yapılan derinlemesinemülakat ile araştırma zenginleştirilmiştir.Öğe Türkiye'de özel öğrenme güçlüğüne ilişkin yapılan uygulamalar(2012) Özkardeş, Güngörmüş OyaBu çalışmada Ülkemizde ÖÖG li çocuklara ilişkin yapılan uygulamalar ÖÖG li çocuklara götürülen hizmetler, Uzman/ Öğretmen yetişirilmesi, Sivil toplum örgütlerinin çalışmaları, ÖÖG ile ilgili projeler ve araştırmalar olmak üzere dört başlık altında incelenmiştir; bu bilgilerin ışığında yapılması gerekenler özetlenmiştir.Öğe Iş güvencesizliği kavramı ve banka çalışanların ın iş güvences izliğine yönelik algılarının demografik özelliklerine göre incelenmes i(2012) Dereli, BelizGünümüzde teknolojik, ekonomik, politik çevrelerde gerçekleşen hızlı değişimler karşısında örgütlerin birçoğu bu değişimlere uyum gösterip rekabet üstünlüğü yakalayabilmek ya da varlıklarını sürdürebilmek için şirket satın alma, birleşme, dış kaynak kullanımı, yeniden yapılanma, özelleştirme, esnek çalışma düzenlemeleri ve küçülme gibi bazı stratejiler uygulamaktadırlar. Her ne kadar bu stratejiler örgüt ve çalışanların menfaati için uygulansa da, bazı olumsuz sonuçlara neden olabilmektedirler. Bu sonuçlardan en önemlisi, bu stratejilerin uygulanması sonucunda dünyamızda ve ülkemizde pek çok çalışanın işini kaybetmesi ya da iş güvencesizliği ile karşı karşıya kalmasıdır. İşsizlik, işgücü piyasasının en temel problemi olarak görülse de, iş güvencesizliği de en az işsizlik kadar çalışanlar üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Ülkemizde bankacılık sektörü, yakın geçmişe kadar işten çıkarmaların sık yaşandığı ve ekonomik krizlere karşı hassasiyetin yüksek olduğu bir sektördür. Dolayısıyla bu sektörde çalışanların iş güvencesizliğini yoğun hissedebilecekleri varsayılmış ve bu çalışma ile bankacılık sektöründe çalışanların demografik özelliklerine göre iş güvencesizliğine yönelik algılarının incelenmesi amaçlanmıştır.Öğe 6098 Sayılı yeni Türk borçlar kanununa göre internet üzerinden sözleşmelerin kurulması(2012) Şeker, MuzafferÇalışmada Yeni Borçlar Kanunu kapsamında elektronik ticaretin altyapısını oluşt0075ran internet üzerinden sözleşmelerin kurulması ile ilgili konular ve Yeni Borçlar Kanununun getirmiş okluğu yeniliklerin ve değişikliklerin internet üzerinden sözleşmelerin kurulmasına etkileri ayrıntılı olarak incelenecektir.Öğe Merger of joint companies according to the new Turkish commercial code(2012) Yıldız, ŞükrüBirleşme ekonomik güçlerin bir anıya gelerek mevcut ya da yeni bir şirket çatısı altında güçlerini birleştirmelerini ifade eder. 6102 saydı yeni TTK. kaynağın t İsviçre Birleştirme Kanunundan ve AB 78/855/EC.C saydı şirketler Hukuku 3. Konsey Yönergesinin birleşmeye dair hükümlerinden alcın yeni bir h iı 'leşine düzeni oluşlumu ıstı ır. Bir anonim şirket birleşmesinden söz edebilmek için en az iki (anonim) şirketin bulunması zorunludur. Birleşmede bu iki şirketin malvarlığının birleşmesi re devralunan şirketin ortaklarına devralan şirketin paylarının değiş tokuş oranına göre kendiliğinden iktisap edilmesinin mecburi alması durumu söz konusudur. Böylece birleşmede malvarlığı birleşmesi ile birlikte ortaklar birleşmesi de sağlanarak pay sahipliğinin devamlılığı ilkesi güvence altına alınmış olmaktadır. Yeni kanun bu ilkeye ayrılma akçesi başlığı altında, m. 141 'de istisna da getirmiştir. Diğer yandan birleşme tasfiyesi- sona erme ve külli halejiyet ilkesine göre gerçekleştirilir. Yeni TTK'da tasfiyesiz sona ermenin alacaklıları vl' ortakları mağdur etmemesi için, inceleme hakkı ve alacakların teminat altına alınması gibi, özel hükümler öngörülmüştür. Birleşmenin külli halejiyet ilkesine göre gerçekleşmesinin anlamı ise. şirketin bütün aktif ve pasiflerinin, malvarlığı ve işletmelerinin bir bütün halinde kendiliğinden re başka hiçbir işleme gerek olmaksızın devralan ya da yeni kurulan şirkete geçmesidir.Öğe 6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU'NA GÖRE ADİ ORTAKLIK SÖZLEŞMESİNDEKİ YENİLİKLER VE DEĞİŞİKLİKLER(2014) Badak, Zehra AybarAdi ortaklık sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu içerisinde düzenlenen ve niteliği itibariyleTicaret Kanununda karşılığı bulunmayan her türlü ortaklık ilişkisi için de uygulama bulan, bunun ötesinde Türk Ticaret Kanununda sayılmış olsa bile bu kanunun sessiz kaldığı konu- larda boşluğu doldurmak için başvurulan kimi hallerde ise doğrudan atıf yapılan bir sözleşme ilişkisidir. Bu çalışmada Türk Borçlar Kanununun adi ortaklık sözleşmesi konusunda içerdiği değişiklikler ve getirdiği yenilikler, doktrindeki görüşlerden de faydalanılarak incelenmeye çalışılmıştır. TürkÖğe KEFALET SÖZLEŞMESİNDE EŞİN RIZASI(2016) Şeker, MuzafferBu çalışmada, aile hukuku ile borçlar hukukunun kesiştiği, kefalet sözleşmesi ile ilgili yeni bir madde olan \"eşin rızası\" başlıklı BK. m. 584'ün değerlendirmesi yapılacaktır. Ancak bu maddenin değerlendirmesine geçmeden önce, konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olması için, evliliğin eşlerin hukuki işlem ehliyetine etkisi ile ilgili genel bilgi verilecektir.Öğe A UGMENTED REALITY SOLUTIONS FOR MARKETINGPR: CASE ANALYSIS OF POKEMON GO(2017) Erdemir, Ayşe S.6 Temmuz 2016 tarihinde Niantic Games tarafından ABD, Yeni Zelanda ve Avusturalya'da eşzamanlı piyasaya sürülen Poke'mon GO artırılmış gerçeklik (Augmented Reality- AR) tabanlı bir oyun fomatında kitlelerin beğenisine sunuldu. Android ve iOS işletimli mobil telefonlar üzerinden kullanıcıların gerçek dünyada sanal ögelerle keyifli bir deneyim yaşamasına olanak sağlayan bu oyun piyasaya sürüldüğü gün milyonlarca kullanıcıya ulaşınca Niantic Games markalara pazarlama fırsatı sunmak amacıyla oyuna sponsorlu lokasyon ve içerik özelliğini açtı. Poke'mon GO milyonları peşinden sürüklerken iki konu merak konusu olmaya devam ediyor: insanları bu içerikleri tüketmede motive eden güdü nedir ve bu güdülerden elde edilebilecek olası üretici ve tüketici odaklı çıkarımlar nelerdir? Etik konulara da değinecek olan bu yazıda farklı alanlarda karşımıza çıkan AR uygulamaları konu alınıp, popülerliğiyle öne çıkan, Poke'mon GO bir AR tabanlı uygulama olarak değerlendirilecektir. Giriş bölümüne takiben AR tanım ve kullanım alanlarına değinilecek, kısa bir AR tarihçeden sonra literatürde sıklıkla referans verilen, insan güdülerini tetikleyen motivasyon teorileri ve araştırmaları incelenecek, sonuç ve değerlendirme kısmında ise motivasyon teorileri bilişsel bilimin sunduğu çıkarımlarla harmanlanıp bireyin bilişsel ihtiyaçları doğrultusunda markalara pazarlama stratejileri önerilecek, ilerdeki araştırmalar için konu tavsiyelerinde bulunulacaktır.Öğe I_.(ALİTE UYGULAMALARININ İŞLETMECPERFOORMANSI UZERINDEKI ETKISI: INŞAAT SEKTORUNDE BIR UYGULAMA(2017) Özer, Elif; Karabulut, Ahu TuğbaBu çalışmanın amacı, kalite uygulamalarının işletme performansı üzerindeki etkisini incelemektir. Çalışmada kalite uygulamaları şu boyutta incelenmiştir: Üst yönetim liderliği, müşteri odaklılık, kalite sistem prosesleri, insan kaynakları uygulamaları, tedarikçi ilişkileri, süreç kontrol ve geliştirme. Öte taraftan, perfomıans Dengeli Başarı Göstergesi boyutları yönünde şu boyutta incelenmiştir: Finansal Performans, Firma lçi Performans, Müşteri Performansı, Yenilik ve Öğrenme Performansı. Araştırmada kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırma formu inşaat sektöründeki şirkette çalışan 300 kişiye uygulanmış ve analiz edilmiştir. Toplanan verilerin analizi için frekans dağılım analizi, güvenilirlik analizi, faktör analizi, korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Araştırmada işletmelerin kalite uygulamalarının işletme performansını pozitif yönlü etkiledigi tespit edilmiştir.Öğe RELA ONSHIP BETWEEN CHILDHOOD RA UMA AND STA TE ofMOOD IN ADOLESCENTS DISPLA YIN RISK BEHA VIORS(2017) Okutan, Sema Balık; Arı, Ela; Cin, Firdevs MelisRiskli davranışların oluşumunda ailesel ve çevresel faktörlerin etki ağırlığını göz önünde bulundurarak hazırlanan bu çalışmada; riskli davranış gösteren ergenlerin yaşamış oldukları çocukluk çağı travmaları ve zekânın ruhsal durumları ile ilişkisi araştırılmıştır. Araştırmanın evrenini; ailesi ve çevresi tarafından istismara uğradığı belirlenmiş ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış, riskli davranışlar gösteren ergenler tarafından oluşturulan klinik vakalar meydana getirmektedir. Söz konusu evren arasından, Bakanlık bünyesinde hizmet vermekte olan lstanbul ll sınırlarındaki iki adet merkezde korunma bulunan 65 ergen örneklem olarak belirlenmiştir. Klinik vakaların lQ skorlarının belirlenebilmesi adına örnekleme Porteus ve Cattel zeka testleri uygulanmıştır. Bununla birlikte, vakalara Çocukluk Çağı Ruhsal Travmalar Ölçeği ve Kısa Semptom Envanteri uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre duygusal ihmal; depresyon, olumsuz benlik ve somatizasyon üzerinde anlamlı etki yaratmaktadır. Bununla birlikte, cinsel istismar olumsuz benliğin üzerinde anlamlı bir etki yaratmaktadır.Öğe BEDENSEL ENGELLİ OLAN YE OLMAYAN BİREYLERİN ÇEŞİTLI DUYGUDURUM DEGIŞKENLERI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ(2017) Malkoç, Gökhan; Özcan, GökhanBu araştırma, bedensel engelli olan ve olmayan ergen bireylerin depresyon düzeylerini, sosyal görünüş kaygılarını ve vücut algılarını incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın örnekleminde kırk beşi engelli, kırk beşi engelli olmayan toplam doksan katılımcı bulunmaktadır. Araştırmanın verileri tüm katılımcılardan Beck Depresyon Ölçeği, Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği ve Vücut Algısı Ölçeği uygulanarak elde edilmiştir. Araştırma sonucunda engelli ergen bireylerin depresyon ve sosyal görünüş kaygı düzeyi engelli olmayan bireylerin depresyon ve sosyal görünüş kaygı düzeyinden daha yüksek; engelli bireylerin vücut algılarından sağladıkları tatmin ise engelli olmayan bireylerin vücut algılarından sağladıkları tatminden daha düşük olarak tespit edilmiştir.Öğe TÜRKİYE'NİN SEÇİLMİŞ ÜLKELERLE OLAN DIŞ TİCARETİNİN GENİŞLETİLMİŞ ÇEKİM MODELİ BULGULARIYLA ANALİZİ VE TİCARET POTANSİYELİ(2020) Tuna, Yusuf; Tunalı, Halil; Şimşek, OnurDış ticaret, uluslararası mal ve sermaye hareketlerinin serbestleşmesini savunan yaklaşımlarınbenimsenmesiyle ekonomik karar alıcıların gündem maddesi haline gelmiştir. 1980’lerden itibaren ihracatkaynaklı büyümeye önem veren Türkiye’nin dış ticaretinin analiz edilmesi büyüme açısından da önemlihale gelmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin dış ticaretini etkileyen unsurları ve ticaret potansiyelini ölçebilmekiçin farklı bölge ve kıtalardan ülkeler seçilmiş ve genişletilmiş panel çekim modeli yardımıyla dış ticaretanalizi yapılmıştır. Ülke seçiminde herhangi bir bölgesel veya küresel ekonomik entegrasyon oluşumundanyola çıkılmaması, Türkiye’nin 2007-2017 yılları arasında en fazla ihracat yaptığı 20 ülkenin seçili ülkelerolarak değerlendirmeye alınmış olması ve potansiyel ticaret hesaplanmalarında stokastik sınır çekim modelivasıtasıyla etkinlik skorlarının hesaplanması bu çalışmayı farklılaştırmaktadır. Sonuçlara göre seçiliülkelerle olan dış ticareti; ülkelerin ekonomik büyüklükleri ve Türkiye’nin sahip olduğu nüfus olumlu,uzaklık, ihracat yapılan ülkelerin ticari serbestlik endeksleri ve nüfusları ise olumsuz etkilemektedir. Elealınan yıllar içerisinde Türkiye’nin ihracatının yarısından fazlasına sahip olan seçili ülkelerle dış ticaretetkinlik skorunun %68 olduğu, Almanya, Birleşik Krallık, ABD, Fransa, İspanya, İtalya, BAE, Irak veCezayir’le ortalama etkinliğin üzerinde, Rusya, Polonya, Bulgaristan, İran, İsrail ve Çin’le ortalamaetkinliğin altında dış ticaret yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır.Öğe COVID-19 SÜRECİNDE VE POST-PANDEMİ DÖNEMİNDE YAŞAM TARZI AÇISINDAN TÜKETİCİ DAVRANIŞLARININ DEĞİŞEN EĞİLİMİ ÜZERİNE KAVRAMSAL BİR ÇALIŞMA(2020) Çakıroğlu, K. Ilgın; Pirtini, Serdar; Avcı, İbrahimToplumlar belirli dönemlerde birtakım zorluklarla karşılaşabilirler. Bu tür zorluklar ekonomik, politik,kültürel, toplum sağlığı gibi durumlar ile ilgili olabilir. Karşılaşılan her zorluğun toplumun, bireylerinüzerinde birtakım etkileri olacağı aşikardır. Bu etkilerin bireylerin davranışlarında değişiklikler ilesonuçlanması muhtemeldir. Son zamanlarda Türkiye’yi ve tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgını ile karşıkarşıya kalınmıştır. Salgın süresince tüketicilerin ihtiyaçlarında, faaliyetlerinde, tüketim davranışlarındadeğişimler yaşanmaya başlamıştır. Bu tür değişimleri anlayabilmek, salgın süreci ve sonrasında tüketicilereçözümler üretebilmek adına, kapsamlı bilgi sunacak olan yaşam tarzı araştırması önemli olmaktadır.Böylelikle tüketici davranışlarına dair detaylı bilgiler elde edilerek, toplumsal eğilimlere dair fikirleredinilebilir. Bu araştırmada Covid-19 süreci ve sonrasına dair tüketici davranışlarındaki eğilimler yaşamtarzı bakış açısıyla kavramsal bir çerçevede değerlendirilmektedir. Değerlendirme sonucunda, Covid-19sürecinde tüketicilerin temel ihtiyaçlara yöneldikleri, çevrimiçi alışverişin arttığı, dijital platformları dahafazla kullandıkları, firmaların kurumsal sosyal sorumluluk projelerine özel önem verdikleri söylenebilir.Bu tür eğilimlerin uzun dönemli olması halinde tüketicilerin yaşam tarzlarında değişiklikler olmasıbeklenmektedir.Öğe COVID-19 PANDEMİ SÜRECİNİN TÜRKİYE'DE İSTİHDAMA ETKİLERİ VE KAMU AÇISINDAN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER(2020) Balcı, Yusuf; Çetin, Güldenur2019 sonunda Çin’de ortaya çıkan COVID-19, yayılma hızının yüksek olması sebebiyle büyük bir hızlaönce Çin’e, akabinde de tüm dünyaya yayılmıştır ve ölümcül etkisi nedeniyle Dünya Sağlık Örgütütarafından Mart 2020’de pandemi olarak ilan edilmiştir. Yayılımını önlemek için ülkeler son derece katıönlemler almak, ekonomik ve sosyal hayatı neredeyse tamamen durdurmak zorunda kalmışlardır. Ekonomi,pandemiden ve pandemiye karşı alınan tedbirlerden hem arz hem de talep bakımından olumsuz yöndeetkilenmekte; dolayısıyla karşımıza hem arz hem de talep yönlü bir kriz çıkmaktadır. Ekonomik hayatındurma noktasına gelmesi şüphesiz çalışma hayatını kuvvetle etkilemekte ve istihdam açısından büyük birtehdit oluşturmaktadır. Bu bağlamda 2020 yılında da hem dünyada hem de Türkiye’de istihdamseviyelerinde daralmalar beklenmektedir. Bu çalışma kapsamında COVID-19 Pandemisinin Türkiye’de,özellikle çalışma hayatına etkileri incelenerek, kamu kesiminin istihdama yönelik alması gereken tedbirlereilişkin önerilere yer verilmiştirÖğe Kadın hedef kitle üzerinde reklama yönelik inancın reklama yönelik genel tutuma etkisinde eğitimin rolü(2024) Çelik, Ömür Erdem; Bayazıt, Didem ZeynepReklam etkisi itibari ile tüketicinin markaya karşı tutum ve davranışlarında önemli bir yere sahiptir. Tüketici kadın/erkek ve bilinçli (eğitimli) olduğunda bireysel tüketimlerinde seçici davranabilmektedir. Dolayısıyla reklam faaliyetinin tüketicilerde cinsiyet, eğitim düzeyi ve inancın genel tutuma etkisinin derinlemesine incelenmesi önem arz etmektedir. Amaç: Bu çalışma kadın hedef kitleye yönelik reklam kampanyalarında eğitimin reklama olan inanç ve genel tutum üzerindeki düzenleyici rolünü incelemekte ve bu bağlamda pazarlamacılara yön gösterici bir kaynak sunmayı amaçlamaktır. Yöntem: Araştırmada kolayda örneklem yöntemi ile kapalı uçlu anket yöntemi kullanılmıştır. Anket 610 kadın katılımcı ile tamamlanmış ve veriler IBM® SPSS 24 ve IBM® AMOS 18 programları ile analiz edilmiştir. Öncelikle tamamlayıcı istatistikler yapılmış, sonrasında sırasıyla keşfedici ve doğrulayıcı faktör analizleri, geçerlik ve güvenilirlik analizleri, dağılım, korelasyon analizi ve son olarak hipotez testleri yapılmıştır. Analizlerin tamamında %95 güven aralığı tercih edilmiştir. Katılımcıların reklama inanç ve reklama yönelik tutum ölçeklerinden aldıkları puanın eğitime göre farklılaşıp farklılaşmadığına yönelik ANOVA testi yapılmıştır. Farklılığın tespit edilmesinden sonra varyansların homojenliği kontrol edilmiştir. Varyansların homojen olduğunun tespitinden sonra Tukey testi yapılmıştır. Bulgular: Eğitim durumlarına göre reklama yönelik inanç ve reklama yönelik tutum ölçeklerinden alınan puanlar arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiş ve eğitim seviyesi yükseldikçe reklama yönelik inancın ve reklama yönelik tutum puanlarının düştüğü tespit edilmiştir. Bu sonucun kadın hedef kitle seçilerek yapılacak reklam kampanyaları strateji ve yaratıcı süreçlerinde ve de bu alanda yapılacak araştırmalara önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe KARŞILIKSIZDIR İŞLEMİNİN CEZAİ SONUÇLARI VE KARŞILIKSIZ ÇEK ÖZELİNDE BANKALARIN İMZA İNCELEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ(2024) Akaslan, DeryaÖzellikle bankacılık sisteminde en fazla kullanılan kambiyo senedi olduğunu söyleyebileceğimiz çek, ticari hayatta önemli bir yere sahiptir. Uygulamada, çek düzenleyen kişilerin çek hesabında yeterli karşılığı bulundurmaması nedeniyle çekin karşılıksız yazılması sonucu sıklıkla gündeme gelmektedir. Çekin karşılıksız yazılması ticari ilişkiler kapsamında çekin güvenilirliğinin azalmasına sebep olmaktadır. Karşılıksız çek yazılmasının önlemek ve ödeme kolaylığı sağlayan çeke olan güveni artırmak amacıyla kanun koyucu tarafından yıllardır çeşitli önlemler alınmaktadır. Ancak uygulamada görüldüğü üzere zaman içinde alınmış önlemler karşılıksız çıkan çeklerin sayısının azalmasını sağlayamamış aksine karşılıksız yazılan çek sayısı gün geçtikçe artmaya devam etmiştir. Amaç: Çalışmanın amacı Türk Hukukunda tartışmalı olan karşılıksızdır işlemine ilişkin konular ve bankaların imza inceleme yükümlülüğünün Yargıtay Kararları ışığında incelenmesidir. Yöntem: Çalışma kapsamında konuya ilişkin yasal düzenlemeler ve Yargıtay Kararları taranmıştır. Bulgular: Bankalar, yasal süresi içinde ibraz edilen ve yasal olarak geçerli çekleri ödemekle yükümlüdürler. Dolayısıyla, bankaların çekin ibrazı sonrasında hem çek üzerindeki imzayı hem de ilgili mevzuat kapsamında geçerli bir çek bulunup bulunmadığını incelemesi gerekmektedir. Özgünlük: Bu çalışmada Çek Kanunu ve ilgili diğer mevzuat doğrultusunda karşılıksız çek, cezai yükümlülükler ve bankaların sorumlulukları Yargıtay Kararları çerçevesinde araştırılmıştır.Öğe POSTMODERN DÖNEMDE DİJİTAL DENEYİMLER IŞIĞINDA DEĞİŞEN TÜKETİCİ KİMLİK, TERCİH VE TUTUMLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA(2024) Altun, Cenk; Yıldırım, FigenHayatlarımızda özellikle son otuz yıldır, teknolojik bir devrim yaşanmakta olup insan yapımı dijital bir evren inşa edilmektedir. 20. yüzyılda bilgisayarlar ve internetle başlayan süreç, üretimlerin artık robotlar tarafından yapılmasına, yapay zekanın ortaya çıkmasına, üretimlerin üç boyutlu yazıcılarla evlere inmesine, büyük miktardaki veri yığınlarının, yapılan analizlerle amaca yönelik olarak işlenip değerlendirilmesine evrilerek hayatlarımızın her bir noktasında yer bulan dijitalleşme sayesinde bugün artık söz konusu dijital evren inşasının tüm ön aşamaları tamamlanmış durumdadır. İçinde bulunduğumuz ve postmodern dönem olarak bilinen bu dönemde ortaya çıkan en büyük farklılıklardan bir tanesi benliğin belki de ilk kez bir nesneye dönüşmüş olması; üretilen, pazarlanan bir ürüne dönüşmesidir. Amaç: Tüketici taleplerine göre üretim yeniden şekillenmiş; fizyolojik ihtiyaçların karşılamasının yanı sıra psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlarının da dikkate alınmaları birer gereklilik olmuştur. Yüksek teknolojilerle yaratılmakta olan gelecekte yer alabilmek ve literatüre bu anlamda katkı sağlamak adına günümüz tüketici benliklerinin sanal evrendeki olası dijital tüketici davranış ve deneyimlerinin belirlenmesine katkı sağlaması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışma verileri LİSREL 8.7 ve SPSS 25.0 ile değerlendirilmiştir; her bir değişken ayrı birer ölçek olarak kabul edilerek ayrı ayrı geçerlilik ve güvenirlilikleri incelenmiştir. Hipotezler çıktılarının araştırılmasında yapısal eşitlik modeli kullanılmış, sağlanan sonuçların dağılımları için normal dağılım analizlerinden ve merkezi eğilim değerlendirmelerinden faydalanılmıştır. Bulgular: Müşteri deneyimine yönelik geleneksel/dijital alanlardaki geniş literatürden yararlanılarak, çevrimiçi deneyimlerden elde edilen verilerin analizi ile çevrimiçi müşteri deneyimine yönelik kapsamlı bir kavramsal model geliştirilmiş ve dijital uygulamaların bu deneyimlere göre tekrar kullanımlarına yönelik tutumlar araştırılmış, çevrimiçi müşteri deneyiminin bileşenleri ve sonuçları arasındaki bağlantılar ortaya koyulmuştur. Özgünlük: Çalışmada üç model bir arada kullanılarak bir model oluşturulmuş, tüketicilerin dijital ortamdaki kullanıma yönelim tutumları farklı yönlerden incelenmiştir. Tüketicilerin sanal ortamlarda kazandıkları bilişsel ve duygusal deneyimlerinin, ortamın ve cihazların niteliklerinin, algılanan faydanın ve memnuniyetin ve çevresel unsurların tutumlarına yönelik etkileri incelenmiş bu sayede dijital satın alım ve kullanım için gerekli olan unsurların belirlenmesine katkı sağlamıştır.Öğe DÖNGÜSEL EKONOMİ: AVRUPA BİRLİĞİ ÇALIŞMALARI(2024) Özdemir, Zeynep Hazal Aysan; Gür, BetülAmaç: Bu makale, sürdürülebilir ve rejeneratif uygulamalara yönelik stratejik geçişi vurgulayarak, döngüsel ekonomi ilkelerinin Avrupa Birliği (AB)'nin düzenleyici ve ekonomik çerçevesine entegrasyonunu incelemektedir. Odak noktası, AB'nin başta plastikler olmak üzere endüstriyel atıkların yarattığı kapsamlı çevresel zorlukları nasıl ele aldığı ve kaynak verimliliği ile sürdürülebilirliği teşvik etmek için döngüsel ekonomi modellerinden nasıl yararlandığını anlamaktır. Yöntem/Tasarım/Yaklaşım: Bu çalışma, AB'nin döngüsel ekonomi politikalarını ve uygulamalarını mevcut literatür ve raporlar üzerinden değerlendirmektedir. Bu değerlendirme, ilgili mevzuat ve stratejik planlarla detaylandırılmış ve bölümlerde toplanarak inceleme makalesi olarak sunulmuştur. Bulgular: AB'nin döngüsel ekonomi politikaları, başta plastik kirliliği olmak üzere atıkların çevresel etkilerinin azaltılmasına önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Geri dönüşüm teknolojisi ve ürün tasarımındaki yenilikler, kaynak verimliliğinin artırılmasında etkili olmuştur. Bulgular, AB'nin proaktif yasal ve stratejik önlemlerinin, atık üretiminde önemli azalmalar ve artan geri dönüşüm oranları ile küresel döngüsel ekonomi uygulamaları için bir ölçüt oluşturduğunu göstermektedir. Bununla birlikte makale, teknolojik sınırlamalar, ekonomik kısıtlamalar ve geri dönüşüm programlarına daha fazla tüketici katılımı ihtiyacı dahil olmak üzere tam döngüselliğe ulaşmada karşılaşılan zorlukları da tanımlamaktadır. Özgünlük: Bu çalışma, özellikle küresel çevresel sürdürülebilirlik zorlukları bağlamında, AB'nin döngüsel ekonomi ilkelerini uygulama stratejilerinin ayrıntılı bir analizini sunarak mevcut literatüre katkıda bulunmaktadır. Döngüsel ekonomi hedeflerinin ilerletilmesinde politika, teknoloji ve piyasa uygulamaları arasındaki etkileşime dair benzersiz bir bakış açısı sunmaktadır. Çalışmanın özgünlüğü, politika analizi, teknolojik inceleme ve ekonomik çıkarımları kapsayan bütüncül yaklaşımında yatmaktadır ve bu da onu sürdürülebilirlik ve kaynak yönetimi ile ilgilenen politika yapıcılar, araştırmacılar ve uygulayıcılar için değerli bir kaynak haline getirmektedir.