Yazar "Dere, Sevda" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Dijital ebeveynliğin aile içi iletişim ve velinin eğitime katılımı üzerine etkisi(İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2023) Dere, Sevda; Parlar, HanifiKOVİD-19 pandemisi ile hızlanan teknolojik gelişmeler dünyada iş yaşantısı ve eğitim süreçlerine önemli ölçüde etki ederek yaşamsal faaliyetlere farklı bir boyut kazandırmıştır. Bu durum, dijital araçların/mecraların daha fazla kullanılmasını gerekli hale getirmiş ve dijitalleşme hızının artmasına neden olmuştur. Öte yandan KOVİD-19 bireyleri psikolojik ve sosyolojik açıdan etkileyerek yeni bir toplumsal dönüşümü de başlatmıştır. Nitekim bu dönemdeki kapanmalar, aile bireylerinin evlerinde daha fazla vakit geçirmelerine de olanak sağlayarak aile içi iletişimi ve değer yargılarını da dönüştürmüştür. Böylece, ebeveynlik kavramı, evden eğitim gören çocukların eğitimi üzerindeki etkileri dikkate alınarak yeni bir boyut kazanmıştır. Öyle ki ebeveynlerin çocuklarının eğitimine daha fazla katılım göstermelerini ve bu sayede ebeveynlerin "yeni dijital bir ebeveyn" rolüne bürünmelerini ortaya çıkarmıştır. Bu değişim ve dönüşüm sorun ve fırsatları içerisinde barındırdığı gibi kamu otoriteleri veya eğitim kurumları açısından geleceğe yönelik yeni bir dizaynı önemli hale getirmiş ve yapısal bir planlamanın da gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Bu planlamaların yapılabilmesi konunun sosyolojik, psikolojik veya ekonomik açıdan derinlemesine araştırılması gerekli hale getirmiştir. Özellikle toplumun en önemli parçası olan aile içerisinde ebeveynlerin değişen rolünün etkisinin anlaşılması ve eğitimden aile içi iletişime bu değişimin etkilerinin belirlenmesi ise yol gösterici bir nitelik taşıyacaktır. Bu bağlamda çalışmada, ebeveynlerin dijital ebeveynlik tutumunun aile içi iletişim ile velinin eğitime katılım süreçlerinde etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma amacına yönelik olarak oluşturulan ankette "Aile Değerlendirme Ölçeği İletişim Boyutu", "Veli Katılım Ölçeği" ve "Dijital Ebeveynlik Öz Yeterlilik Ölçeği" soruları ve demografik sorular yer almıştır. İlgili veri toplama aracına ilişkin veriler İstanbul' da yaşayan ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde eğitim gören çocuğu olan 401 ebeveyne ulaşılarak çevrimiçi anket yöntemi ile toplanmıştır. Ancak yapılan incelemeler doğrultusunda 389 anketin analiz için uygun olduğuna karar verilmiştir. Çalışmada nicel bir araştırma deseni kullanılarak üç kademede analizler geçekleştirilmiştir. Öncelikle anketlerden elde edilen verilerin çıkarımsal sonuçları yani bilgi deseni incelenmiştir. Bu nedenle demografik özelliklerin incelenmesi amacıyla frekans dökümleri, kategorik değişkenlere göre farklılığın belirlenmesi amacıyla çapraz tablo Ki-Kare Testi, kategorik değişkenlere göre ölçek skorlarının farklılık gösterip göstermediğinin belirlenmesi amacıyla non-parametrik yöntemler olan Mann Whitney U Testi ve Kruskal Wallis Testi kullanılmıştır. İkinci aşamada ise ölçekler ve alt boyutları arasındaki ilişkilerin belirlenmesi amacıyla korelasyon analizi yapılmıştır. Son olarak çalışmanın ana hipotezlerini oluşturan araştırma modelinin Yapısal Eşitlik Modeli ile analiz edilmesi sağlanmıştır. Böylece dijital ebeveynlik öz yeterliliğin, veli katılımı ve aile içi iletişimi etkileme yön ve şekli belirlenmiştir. Çalışmada yer alan katılımcılar cinsiyet, yaş, gelir düzeyi, eğitim durumu, meslek grubu, çocuk sayısı, çocuk eğitim düzeyi gibi özellikler bakımından çeşitlilik göstermektedir. Böylece, toplumun her kesimini kapsayan sosyo-ekonomik özelliklere sahip katılımcıların olması çalışmadan elde edilen bulguların toplumun bütününü yansıtacak bir nitelik sergilemesine olanak sağlamıştır. Özellikle çalışmada ele alınan internet kullanım süresi ve sosyal medya kullanım alışkanlığının demografik özellikler bağlamında irdelenmesi çalışmanın önemli bir vurgu noktası olan dijital ebeveynliğin yapısal özeliğini ortaya çıkarmıştır. Öte yandan çalışmada, elde edilen birincil bulgular demografik özelliklere göre katılımcıların dijital ebeveynlik, aile içi iletişim ve eğitime katılım skorlarının farklılaştığını göstermektedir. Bu durum, politika ve tedbirler oluşturulurken ebeveynlerin sosyo-ekonomik özelliklerine dikkat edilmesi gerekliliğini vurgulamaktadır. Çalışmanın asıl amacına yönelik olarak elde edilen Yapısal Eşitlik Modeli bulguları ise, dijital ebeveynliğin, aile iletişimini ve velinin eğitime katılımını etkilediğini göstermektedir. Ayrıca bulgular, aile içi iletişimle veli katılımı arasındaki ilişkinin varlığını da ortaya çıkarmıştır. Başka bir ifade ile dijitalleşme süreçlerinin artmasının, ebeveynlerin çocukların gelişimindeki rolünün ve bu açıdan ailenin iletişimin ne kadar önemli olduğu göstermekle beraber bu etkileşim içerisindeki kavramların birlikte ele alınması ve üç saç ayağına oturtulmuş bir şekilde ilgili kamu otoriteleri tarafından tedbir ve politikaların oluşturulması çocukların gelişimini destekleyici bir role sahip olacaktır.